1 puana çılgınca sevinenler…
1 puana çılgınca sevinenler…
Çok konuşuldu, yazıldı, çizildi ve hatta abartıldı(!)
Hiç de konuşulduğu gibi bir karşılaşma olmadı. Kaliteden yoksun, tamamen mücadeleye dayalı, uzaktan atılan şutların haricinde organize bir atak izleyemediğimiz, sahada beklediklerimizi sunmaya çalışan Pino haricinde boşu boşuna izlenilen bir 90 dakikaydı…
Fenerbahçe açısından sıradan bir maç, Galatasaray için ise her sene olduğu gibi geleneği bozmaya yönelik maçtı.
Maç bitti de ne oldu?
10 yıl sonra Kadıköy’den puan alan Galatasaray göklere çıkartıldı. Sanki Hagi’nin elinde sihirli değnek vardı da ondan puan aldılar. O gün Galatasaray daha iyi oynadı ve sahadan 1 puanla ayrıldı. Bunda büyütecek ne var. Bu kadar sevinmenin ne gereği var. Takımın oynadığı sistem değişecek mi? Bundan sonra derbide oynanan oyunu diğer maçlarda görecek miyiz?
Galatasaraylı arkadaşlarımda dahil, bu derbide aldıkları bir puan onlar için yaşam kaynağı gibi görülüyor. Eskiden Fenerbahçe’de bir anlayış vardı. Galatasaray’ı yenelim de şampiyonluk mühim değil diye…
Şimdi de durum tersine dönmeye başladı. Galatasaray şampiyonluktan ziyade Fenerbahçe’yi yenme değil de, deplasmanda puan almanın hesabını kitabını yapar oldu. Türk futbolu açısından son derece gülünç bir durum olsa gerek. Ben Fenerbahçe’nin puan kaybına üzülmedim. Fenerbahçe, Aykut Kocaman’ın maç sonu açıklamaları ile rotasını çizmiştir. Derbileride diğer maçlardan ayırt etmeyen ve sadece derbi kazanılarak şampiyon olunamadığını çok net ifade etti. Rakiplerimiz derbileri kazansın, şampiyon biz olalım mesajı verdi.