Ahmet Çakır spor medyasını övdü!
Ahmet Çakır, UEFA-TFF görüşmesi hakkında 'UEFA düpedüz TFF‘yi sorgu odasına aldı' derken, durumu kavrayan spor medyasına da övgüler yağdırdı.
Zaman Gazetesi yazarlarından Ahmet Çakır, UEFA-TFF görüşmesi hakkında ”UEFA düpedüz TFF‘yi sorgu odasına aldı” derken, durumu kavrayan spor medyasına da övgüler yağdırdı.
İşte Ahmet Çakır’ın yazısı:
Şunu baştan söyleyeyim: Böyle bir süreçte ben Türkiye Futbol Federasyonu başkanı olsam sadece istifa etmekle kalmaz, ülkeyi de terkederdim.
Bunu ilginçlik olsun filan diye söylemiyorum, kesinlikle samimiyim; başka yapabileceğim birşey olmadığını düşündüğüm için bu yolu seçerdim.
Alınması gereken kararın sonuçlarının ömürboyu sizi sıkıntıya sokacak oluşunu da haklı gerekçem olarak kabul ederdim. Yüzdeyüz doğru karar almış bile olsam milyonlarca insan bunu kabullenmek istemeyecek. Onunla da kalmayıp belki bazı eylemlerde bile bulunmaları sözkonusu olabilecek. Bunu göze almak kolay mı?
Bunu açıkça ortaya koyduktan sonra öteki konuları konuşmak daha rahat olabilir. Pazartesi sabahı ve daha öncesinde ‘UEFA‘daki görüşmeden ne çıkar?’ diye soran arkadaşlarıma aynen şu karşılığı verdim: ‘UEFA bizi sonuna kadar destekliyor’ açıklaması yapılır ama işin gerçeği bunun tam tersidir.
Eksik olmasın, Lutfi Arıboğan dostumuz biraz çekingen biçimde de olsa bunu söyledi. Ayrıca, UEFA‘nın TFF‘ye olan güvenini bildirdiğini belirtti. Bu doğrultuda açıklamalarda bulundu. ‘Açıklamalarımız karşısında bizi alkışlarla uğurladılar’ gibi birşey de söylebilirdi…
Böyle bir durumda başka ne yapılabilir ben de kestiremiyorum ama sayın Arıboğan’ın eski Türkiye’nin alışkanlıklarını sürdürdüğünü söylemeden edemeyeceğim. Çünkü UEFA‘nın böyle bir görüşmeyi istemiş olması bile Arıboğan’ın söylediğinin tam tersini ortaya koyuyor.
İşte Ahmet Çakır’ın yazısı:
Şunu baştan söyleyeyim: Böyle bir süreçte ben Türkiye Futbol Federasyonu başkanı olsam sadece istifa etmekle kalmaz, ülkeyi de terkederdim.
Bunu ilginçlik olsun filan diye söylemiyorum, kesinlikle samimiyim; başka yapabileceğim birşey olmadığını düşündüğüm için bu yolu seçerdim.
Alınması gereken kararın sonuçlarının ömürboyu sizi sıkıntıya sokacak oluşunu da haklı gerekçem olarak kabul ederdim. Yüzdeyüz doğru karar almış bile olsam milyonlarca insan bunu kabullenmek istemeyecek. Onunla da kalmayıp belki bazı eylemlerde bile bulunmaları sözkonusu olabilecek. Bunu göze almak kolay mı?
Bunu açıkça ortaya koyduktan sonra öteki konuları konuşmak daha rahat olabilir. Pazartesi sabahı ve daha öncesinde ‘UEFA‘daki görüşmeden ne çıkar?’ diye soran arkadaşlarıma aynen şu karşılığı verdim: ‘UEFA bizi sonuna kadar destekliyor’ açıklaması yapılır ama işin gerçeği bunun tam tersidir.
Eksik olmasın, Lutfi Arıboğan dostumuz biraz çekingen biçimde de olsa bunu söyledi. Ayrıca, UEFA‘nın TFF‘ye olan güvenini bildirdiğini belirtti. Bu doğrultuda açıklamalarda bulundu. ‘Açıklamalarımız karşısında bizi alkışlarla uğurladılar’ gibi birşey de söylebilirdi…
Böyle bir durumda başka ne yapılabilir ben de kestiremiyorum ama sayın Arıboğan’ın eski Türkiye’nin alışkanlıklarını sürdürdüğünü söylemeden edemeyeceğim. Çünkü UEFA‘nın böyle bir görüşmeyi istemiş olması bile Arıboğan’ın söylediğinin tam tersini ortaya koyuyor.
