Alex Fenerbahçe'ye göz kırptı
Eski takımı Coritiba'da oynayan Alex De Souza, Fenerbahçe'yi çalıştırmak istediğini söyledi.
Fenerbahçe'nin efsane futbolcusu Alex de Souza, sorunlu bir şekilde ayrılmak zorunda kaldığı Türkiye'den, "ilk ve son takımım" dediği Coritiba için döndüğü Brezilya'da, Rodrigo Cavalheiro'nun aracılığıyla Habertürk'e röportaj verdi.
"FENERBAHÇE'DEKİ MÜTHİŞ HİKAYEM ŞÜPHEYE DÜŞÜRDÜ"
Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra neden Coritiba'da oynamaya karar verdin?
Hayatta her şey mümkün. Burası hayata başladığım yer. Eşimin şehri. Hayal ettiğim gibi profesyonelliğe de burada adım attım. Sonra, tekrar buraya, Curitiba şehrine dönüp dönmeyeceğime dair beni şüpheye düşüren tek şey, Fenerbahçe'deki müthiş hikâyemdi. Futbolu Türkiye'de bırakabilirdim. Ama en baştan beri aklımda futbol oynayarak dünyayı dolaşmak ve en son bir gün Coritiba'ya dönmek vardı. Sonra hayatıma Fenerbahçe girdi ve orada her şey olağanüstüydü. Fenerbahçe'yi bıraktıktan sonra da doğal olarak Coritiba'ya geldim.
"HEYKELDEN 15 GÜN SONRA SÖZLEŞMEM FESH EDİLİNCE.."
Başka teklifler de aldın mı?
Evet ama onlara önem vermedim. Türkiye'ye adım attığım ilk dakikadan kontratımı feshedene kadar Brezilya'dan birçok kulüp peşime düştü. Kontratımın feshedilmesinin üzerimdeki duygusal etkisi çok güçlüydü. Türk halkından öyle bir karşılık geleceğini tahmin etmedim. Heykelin açılmasından 15 gün sonra sözleşmem feshedildi. Sonuçta biz de ailece en iyi çözümün en başta düşündüğüm gibi Coritiba'ya dönmek olduğuna karar verdik.
"PARA İSTESEYDİM ARAPLARA GİDERDİM"
Maddi olarak en iyi teklif Coritiba'dan mı geldi?
Hayır! Para konuşmadım. Coritiba Başkanı beni kahve içmeye davet etti. Bana kaç para ödeyebileceğini anlattı. Hiçbir şey talep etmedim. Bunun için eşim bile benimle dalga geçiyor. Eğer sorun para olsaydı Araplara giderdim. Birkaç teklif de vardı.
"STAR OLMAKTAN HİÇ BİR ZAMAN HOŞLANMADIM"
Geçirdiğin 8 yılın ardından Türkiye'de bir star olmak seni rahatsız ediyor mu?
Star olmak hiçbir zaman hoşuma gitmedi. Yaptığım işe saygı gösterilmesini bekledim. Türkiye'de futbola bakış çok farklı, insanların hayatlarının anlamı adeta. Dolayısıyla, her ne kadar hoşuma gitmese de bir stara dönüştüm.
"TÜRK ALEX'E NASIL DÖNÜŞTÜĞÜMÜ ÇOK DÜŞÜNDÜM"
Bu efsanenin oluşumu neye bağlı sence? Brezilyalı Alex, Türk Alex de Souza'ya nasıl dönüştü?
Hiçbir fikrim yok. Bunun cevabım bulmak için çok düşündüm ama bulamadım.
"BİR AVRUPA KUPASI KAZANAMADIM"[page_end]
Çok iyi oynadığın için olabilir mi?
Evet ama Palmeiras ve Cruzeiro'da da çok iyi işler çıkarmıştım. Türkiye'de özel bir başarım yok. Bir Avrupa kupası kazanamadım mesela. Üç kez ligde şampiyon olduk ama bunu gerçekleştiren fazlasıyla oyuncu var zaten.
"HİÇBİR ŞEYİ TAKDİR İÇİN YAPMADIM"
Ama çok da fazla gol attın.
Evet, istatistiklerim oldukça iyi. Saygı gösterilen bir futbolcu olmam için yeterli olabilir. Ama efsane haline gelmemi açıklamıyor. Bunun için başka sebepler bulmak lazım. Mesela Türk halkı aile yaşantıma dikkat çekiyor. Çocuklarımı devlet okuluna göndermiş olmam da ayrı bir nokta. Ama ben bunların hiçbirini takdir edilmek için yapmadım. Yalnızca doğru olduğunu düşündüğüm şeyleri yaptım. Brezilya veya Amerika'da da olsam aynılarını yapardım.
"KOCAMAN KOVULMUŞ OLSA DA DÖNMEZDİM"
Brezilya'ya dönüşün kesinleştiğinde kariyerini burada noktalayacağını düşündün mü?
Fenerbahçe'de başkan ve teknik direktör beni istemediğinde, aklımda bir tek futbola başladığım kulübe dönmek vardı. Şimdi de kendimi başka bir takımda oynarken hayal edemiyorum.
Aykut Kocaman bir süre önce istifa etti. Böyle bir durumda Fenerbahçe'ye geri dönmek aklından geçti mi?
Hayır. Hoca istifa etti ama başkan kabul etmedi. Hoca kovulmuş olsaydı bile geri dönmeyi düşünmezdim, sonuçta kulüp beni artık istemiyordu.
"BİR GÜN FENERBAHÇE'Yİ ÇALIŞTIRMAK İSTERİM"
Peki ya teknik direktör olarak Fenerbahçe'de çalışmak ister misin?
Bir gün teknik direktör olursam. Fenerbahçe tabii ki tercihlerim arasında olur.
Yani teknik direktör olmak istiyorsun.
Bu İhtimali göz ardı etmiyorum. 9 yaşımdan bu yana futbolun içindeyim ve futbolu çok iyi biliyorum.
"FUTBOLCUM REKORUMU KIRACAKSA DESTEKLERİM"
Diyelim ki teknik direktörsün ve takımında senin rekorunu kırmaya aday çok iyi bir futbolcun var. Ne yaparsın?
Onu desteklerim tabii ki. Rekoru kırarsa da tebrik ederim. Aykut Kocaman'ın Fenerbahçe adına attığı gol sayısı çok fazla. Bir gün bu rekoru kıran bir oyuncu çıkarsa onu alkışlamalıyız.
"LUXEMBURGO BENİ TEKNİK DİREKTÖRLÜĞE YÖNELTTİ"
Zico'yla 2 yıl çalıştın. Teknik direktör olmak istemenin altında bu mu yatıyor?
Hayır. Onunla çalışmak harikaydı ama beni bu fikre yönelten daha çok Brezilya Teknik Direktörü Luxemburgo'ydu. İstemediğim zamanlarda bile benimle futbol tartışmak istiyordu. Aragones ve Luxemburgo peşimi bırakmadı. Zico'ysa benim idolümdü. Ben çocukken Brezilya Milli Takımı'nın 10 numarasıydı.
"TÜRKİYE FUTBOLUNDA FAZLA FİZİKSEL TEMAS VAR"[page_end]
Türkiye'de geçirdiğin 8 yılda futbolunda neler gelişti?
Güçlendim. Türkiye'de futbol oynuyorsanız güçlü olmak zorundasınız çünkü fazlasıyla fiziksel temas barındırıyor. Ayrıca tekniğim gelişti, olgunlaştım. Ama bu özellik nerede futbol oynarsam oynayayım zaten gelişirdi.
Karakterinde bir değişiklik oldu mu Türkiye'de? İnsanlar utangaç olmanın senin işini zorlaştırdığını düşünüyor. Brezilya Milli Takınu'nda yer almaman da bu tezle açıklanıyor...
Utangaç olduğumu düşünmüyorum. Bir yerde insanları tanımıyorsam sessiz kalırım.
"MÜSLÜMAN BİR ÜLKE İÇİN BUNLAR ÇILGINCA"
Türkiye'de yasamak nasıl? Oraya özgü neler var?
Batı ve Doğu. gelenek ve modernlik bir arada, İstanbul'un çevresinde tamamen kapalı kadınların olduğu yerler var. İki saatlik bir yolculuktan sonra diskoya gittiğinizdeyse neredeyse çıplak kadınları dans ederken görüyorsunuz. Topraklarının yüzde 85'i Asya'da yer alan Müslüman bir ülke için bunlar çılgınca. Yani İstanbul'daki bu karışım muhteşem.
Türk vatandaşı olmayı hiç düşündün mu?
Evet. Bunu Habertürk'te daha önce de söyledim. Başbakan 1.5 yıl önce bana Türk pasaportu teklif etti. "Evet" dedim. Ama Brezilya Konsolosluğu'ndan beni aradılar. Brezilya uyruğuyla ilgili yasal sorunlar yaşayabileceğimi söylediler. Türkiye'yi çok seviyorum ama Brezilya'yla sıkıntı yaşamak da istemiyorum.
"ÖNCELERİ BEN DE PARA İÇİN OYNADIM"
Yabancı bir futbolcu olmana rağmen iyi bir uyum yakaladın Fenerbahçe'yle. Bu nasıl oldu?
Benim oynadığım dönemde takıma gelen yabancı futbolcular arasında ben en ucuzuydum. Hiç sorun yaratmadım, önemli maçlarda önemli işler yaptım. Kulübün değerlerini ve amaçlarını bilmeden kulübe gelen, paralarım alıp 1 sene oynayıp giden çok futbolcu gördüm.
Ya sen?
Doğruyu söylemek gerekirse ben de ilk 3 yıl para için oynadım ama daha sonra ülkeyi ve kulübü sevmeyi öğrendim. Sözleşme yenilerken uçuk paralar istemedim. Birçok futbolcu böyle değil.
"AYKUT HOCA'NIN REKORUNU KESİN KIRARDIM"
Rekorlarına dönersek... Son durum neydi?
Aykut Hoca 140 gol atmış. Ben 136. Ama bu sadece lig.
Ya seni dostluk maçlarında oynayarak rekor kırman için Türkiye'ye çağırsalar...
Hayır, bu ulusal lig içinde olmalı. Eğer kalsaydım rekoru kesin kırardım. Bu konuda bir endişe taşıdığım da yoktu. Bu sayılara ulaştım çünkü fiziksel sorunlar, sakatlıklar yaşamadım. Kart cezası almadım. Yılda 32-33 maçta oynuyordum. En az gol attığım sene 14'te kalmıştım. Sonuçta rekoru kırmak benim için çok kolaydı. Ama ne yapabilirim? Olmadı...
"TÜRKİYE'DE 8 YIL SORUNSUZ OYNADIM"
Türkiye'ye gitmeden önce o kadar da iyi bir hücum futbolcusu değildin. Türkiye'deki savunmacılar o kadar mı kötüydü?
Hayır. Bu, bir kulüpte uzun süre kalmakla alakalı. Brezilya'da takımlarda kısa dönemler kaldım. Kimi yıllar 60-70 maça çıkardım. Kimi yıl sadece 12 maç oynadım. Ama Türkiye'de 8 yıl sorunsuz oynadım. Sadece geldiğimde maç eksiğimi tamamlamam gerekiyordu.
"TÜRK GAZETECİLER ÇOK YALAN SÖYLÜYOR"
Türk gazetecilere kızgın mısın?
Benim gazetecilerle hiçbir sorunum yok. Çok yalan söylüyorlar. Gerçekten çok fazla... Beni tek rahatsız eden imzasız çıkan haberlerdi. "Alex şunu dedi. Alex bunu dedi" diye yazdıklarının yüzde 90'ı doğru değildi. Ama gazetecilere sinirlenemiyorum, çünkü o haberleri kimin yazdığını bilmiyorum, insanların hakkımda düşündüklerini pek umursamıyorum. Eğer seninle anlaşamıyorsam fikrini değiştirmeye de çalışmam.
"YABANCI FUTBOLCUYA GEREKSİZ PARA HARCANIYOR"
Ve bir gizem... Türkler futbolu neden bu kadar çok seviyorlar? Çok para harcamalarına rağmen neden başarılı sonuçlar alamıyorlar?
Yanlış yatırımlar. Orada geçirdiğim 8 yılın ardından rahatlıkla söyleyebileceğim şey. Yabancı futbolculara gereksiz paralar harcamaları ve futbolu kötü planlamaları.
"TÜRK FUTBOLUNUN 'ABİ' PROBLEMİ VAR"
Başka?
Ayrıca takımlardaki hiyerarşi de ayrı bir engel, örneğin genç bir oyuncu yaşlı bir oyuncu için asla tehdit oluşturmuyor, çünkü gelenek böyle. Yani yaşlıların oynama hakkı olduğunu düşünüyorlar. Diğeri sırasını beklemeli. Bir de takım içinde "abilikler" var. Bu da futbolda olmaması gereken, rekabeti yok eden bir sistem. Fenerbahçe'de 8 yıl geçirdim ve genç bir oyuncunun yükseldiğini görmedim. Bu süre içinde Coritiba'da 15 genç oyuncu çıktı ve 5 tanesi şu an as takımda. Mesela Sao Paolo'dan Paris Saint-Germain'e transfer olan Lucas Türk olsaydı, futbol oynamaya daha yeni başlıyor olurdu. Çok iyi futbolcuları var ancak sorun daha derinde, geleneklerde.
"TÜRK FUTBOLCU GENÇLİĞİNDE İYİ ÇALIŞMIYOR"
Türk oyuncularda kazanma hırsı mı eksik?
Türk futbolcular kazanmak istiyor. Sorun orada değil. Ama gençliklerinde iyi çalışmadıkları için buna hazır değiller. Bir futbolcu 12 yaşında antrenman yapmaya başlar. 17 yaşında sahaya çıkar. 21 yasında hâlâ gençtir. Ama mücadele edecek, rekabet edecek azminiz yoksa işler zorlaşır.
"HOCA BANA SAYGISIZLIK ETTİ"[page_end]
Türkiye'deki imajının bugün de iyi olduğunu düşünüyor musun?
Ayrılırken aileme söylediğim ilk şey "Yanlış bir şey yapmak istemiyorum" oldu. Aykut Hoca'nın kendi görüşleri vardı, katılmadım. Daha fazla oynamayacağıma karar verdi. Başkan da aynı fikirdeydi, kulüpte kalmamı istemedi. Olay bu...
İmaj...
Konu imajımsa yanlış bir şey yaptığıma dair hiçbir endişem yok. Kulübe, hocaya ve diğer oyunculara her zaman saygı gösterdim. Aksine hoca bana saygısızlık etti ve durum dayanılmaz hale geldi.
"SURİYE'DE SAVAŞ VARKEN, BAŞBAKAN TEŞEKKÜR İÇİN ZAMAN AYIRDI"
Türkiye'de geçirdiğin yıllar sende neyi değiştirdi?
Her şeyden önce artık daha yaşlıyım. Uzun yıllar çok farklı bir kültürün içinde yaşadım. Başbakan'la görüşmek için davet edildim. Onunla üç kez görüştüm. Böyle bir ülkenin başbakanının bana zaman ayırması çok önemliydi, özellikle son buluşmamız esnasında işler daha karışıktı. Suriye'de savaş vardı ancak o bana teşekkür etmek için zaman ayırdı. Aslında ben özel bir şey yapmadım. Sabah kalkıp antrenmanlara gittim. Karım da normalde olduğu gibi yaşıyordu. Dindar bir insan değilimdir ancak Hıristiyan bir ailede büyüdüm ve bir anda kendimi Müslüman bir ülkede buldum. Ramazan, kurban gibi bizde olmayan âdetleri var. Benim için farklıydı tabii.
"EVDE ÖNYARGIYA YER OLMAMALI"
Bunlar seni daha açık görüşlü ve hoşgörülü mü yaptı?
Farklılıklara karşı hep hoşgörülü olmuşumdur. Karıma hep söylerim, bizim evimizde önyargıya yer olmamalı. Ben fakir bir çocuktum, o ise zengindi. Yurtdışında yaşamak ufkunuzu açıyor. Türkiye'de doğup Amerika'ya gitmek de aynı şey olurdu.