Nitekim dün akşam Konya'da Beşiktaş ile oynanan maçta Trabzonspor son derece kötü son derece basit bir futbol oynadı. Oysa 3 hafta üst üste güzel bir futbol sergileyen ve iyi sonuçlar alan Trabzonspor gitmiş onun yerine amatörce hareketler yapan bir takım vardı sahada.
Trabzonspor camiası için ortaya konulan oyun ve alınan sonuç tam bir hayal kırıklığı. Beşiktaş, maç boyunca coşkulu, tempolu bir oyun ortaya koyarak galibiyeti hak eden taraf oldu. Eğer siyah beyazlılar girdikleri gol pozisyonlarını değerlendirebilseler çok daha farklı bir skora imza atmaları işten değildi. Ama ortada bir başka gerçek daha var. Hakem Mete Kalkavan sarı kartları rahatlıkla kullanan bir hakem görüntüsü verse de maçın kırılma anı olabilecek pozisyonda sarı kartı bile gösteremedi!
Hakem Mete Kalkavan, ilk yarıda özellikle kart uygulamalarında ciddi hatalar yaptı. Örneğin; Sosa'nın ilk yarıda Mehmet Ekici'ye yaptığı hareket bırakın sarı kartı direkt kırmızı karttı. Oysa Sosa'nın Trabzonsporlu rakibinin açık bir şekilde baldırına basması kırmızı kart olması gerekirken hakemin bunu 'es' geçmesi düşündürücüdür! O pozisyonda Kırmızı verilir miydi? Verebilirdi!
Zira dün maçtan önce sosyal medya'da yaptığım açıklamada; Beşiktaş-Trabzonspor maçında bordo-mavili takım aleyhine hakem hatası olursa bunu Kalkavan soyadlı hakemi maça tayin eden MHK' den bileceğim." demiştim ve dediğimde de yanılmadığım gün gibi ortada
Trabzonspor için maç genel değil bireysel hatalarla başladı.
Trabzonspor'un yediği ilk 2 gole bakıyoruz... İlki kaleci Fatih'in hediyesi... Kısa vurdu, zaten maç boyu Beşiktaşlı oyuncuların presinde olan Trabzon topu kaptırdı, topu kapan Veli'ydi ve mükemmel vuran yine o oldu. Trabzon şaşkındı ki bir gol daha yiyiverdiler. Ardından Papadopoulos gibi deneyimli bir oyuncu, topun taca çıkmasını bekleyeceği yerde Olcay'a kaptırınca ikinci golü hazırlayan isim oldu. Keza Papadopoulos taç çizgisi kenarında fantaziye kaçtı, sözüm ona faul yapılmış gibi kendini yere attı ama hakem yemedi. Olcay'da topu kaptı ve pas tercihini mükemmel bir şekilde Demba Ba'ya kullandı. O da topukla Beşiktaş'ın ikinci golünü attı.
Kabul etmek gerekir ki böylesine önemli bir maçta 2 farklı geriye düştüğünüz anda maçı lehinize çevirebilmek de kolay bir şey değil. Beşiktaş 2-0'dan sonra oyunu kendi alanında kabul etti. Trabzonspor, Beşiktaş ceza alanına kadar geldi ama hücumda gerekli yeterliliği bir türlü gösteremedi.
Trabzonspor'un yediği tüm gollerde bariz defans hataları göze çarptı. Son olarak 3. golde de Musa Nizam topu sol çizgide Serdar'a kaptırdı. Serdar vakit geçirmeden ceza alanındaki Sosa'yı gördü. Sosa da müsait pozisyonda, sakatlanan Mustafa'nın yerine oyuna giren Cenk'i gördü. Cenk ise 84. dakikada skoru belirledi: 3-0
Dün gece Trabzonspor adına çok kötü şeyler yaşandı. Kötü oynadılar, bireysel hatalardan goller yediler ve rakip kalede neredeyse bir tek gol pozisyonu bile bulamadılar. Yıldızlar topluluğu diye lanse edilen Trabzonspor'dan eser yoktu.
Beşiktaş, geçen sezondan beri ilk defa atmosferi yüksek, çok güzel bir statta müthiş bir seyirci desteğini arkasına alınca maça çok iştahlı başladı. Buna bir de kaleci Fatih'in hatasını Veli'nin çok güzel bir vuruşla gole çevirmesi üzerine kazanılan erken skor avantajının morali de eklenince devre sonuna kadar mükemmele yakın bir Beşiktaş sahne aldı. Etkili takım presi ile Trabzonspor'u hiç oynatmadılar.
Kim ne derse desin Beşiktaş, Trabzonspor'u sahadan sildi... Maç 3-0 bitti ama pekala çok daha farklıda olabilirdi.
Trabzonspor'da güven verebilecek kaleci şart!
Kaleci kalesinde güven vermeli. Trabzonspor'da kaleci Fatih acemiliği üzerinden atabilmiş değil. Çok basit ve çok acemice goller yiyor. Kaleci Onur'un sakatlığı geçene kadar kalede güven verebilecek bir kaleci bulması lazım. Trabzonspor kalecisi kendi defansının arkasına atılan iki boş topta inanılmaz çıkışlar yaparak iki topu kurtardı. Bence burada yaptıkları da yanlıştı ama şansı yaver gitti. Fatih'in yaşı genç desem tecrübe kazanır derim ama maalesef kaleci olarak alacağı eğitimi almış bundan sonrası ise olsa olsa tecrübe olur. Kaleci takımın güven noktasıdır. Kaleci, takım arkadaşlarına güven vermeli ve aynı zamanda bu güveni verebildiğini de hissetmeli. Trabzonspor, şampiyonluk yolunda 'bende varım' diyorsa kalesinde güven veren bir kaleci olması şart!