Abdullah Ercan'dan müthiş itiraflar!
17 Yaş Altı Genç Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Abdullah Ercan, forma giymediği 2002 Dünya Kupası'nı unutamıyor!
17 Yaş Altı Genç Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Abdullah
Ercan, forma giyemediği 2002 Dünya Kupası'ndan sonra yaşadığı
üzüntüyü yaşamamaları için, Nijerya'da çeyrek final oynadıkları
Dünya Kupası'nda 21 futbolcusuna da görev verdiğini ifade etti.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Ercan, 17 Yaş Altı Milli
Takımı ile Nijerya'da katıldıkları Dünya Kupası'nın yanı sıra,
teknik direktörlük yaşamındaki hedefleri ve Türk futbolunun
geleceğiyle ilgili açıklamalar yaptı.
Esas görevlerinin ümit ve (A) milli takımlara futbolcu yetiştirmek
olduğunu, ülke futbolunun geleceği için genç futbolculara güvenerek
sabır göstermek ve oynatarak gelişmelerinin devamını sağlamak
gerektiğini anlatan Ercan, genç milli takımlarda yaptıkları
çalışmalarla, kulüplere yeni yetenekleri göstermek adına önemli bir
yol açtıklarını anlattı.
Kulüp takımlarında görev alıp kısa zamanda popüler olmak yerine,
futbolculuk kariyerinde olduğu gibi işinin iyisi olmak adına
kariyerine alt yapıdan başlamayı uygun gören, 3 yıllık çalışma
süresinde bugün geldiği noktada doğru kararı verdiğini düşünen
Abdullah Ercan, genç milli takımlardaki göreviyle, geleceğine
önemli bir yatırım yaptığına inanıyor.
''BEN ÜZÜLDÜM, ONLAR ÜZÜLMESİN''
Genç teknik adam, Türkiye'nin tarihinde ilk kez dünya üçüncüsü
olduğu 2002 organizasyonunda kazanılan başarının ardından yaşadığı
üzüntüyü unutamıyor.
Birebir etkilenerek model seçtiği bir teknik direktör olmadığını,
beğenerek izlediği her teknik adamdan bir şeyler almaya çalışarak
kendisine özgü bir yapı oluşturmaya çalıştığını anlatan Ercan,
2002'deki üzüntüsünü şöyle aktardı:
''2002'de Dünya Kupası'na gitmiştim. 10 eleme maçının 9'unda
oynayıp, kupada oynayamamıştım. Şartlardan dolayı... Ama ben bu
yaşta sadece bir kere oynama şansı buldukları Dünya Kupası'nda
futbolcularımın hepsini oynattım. Çünkü ben yaşadım, bende kötü
izler bıraktı. Üçüncü kalecime bile son 3 dakikada da olsa görev
verdim. 21 kişilik kadroda herkes bu şansı buldu. Çünkü o yarın
Adana'ya gittiği zaman 'Ben 17 yaşında Dünya Kupası'nda oynadım'
diyecek. Ben şimdi 2002'de kadroya girip oynayamadım diyorum. Belki
torununa anlatacak. Benim için çok büyük bir mutluluk. Bu gençlerin
güvenini kazanması için de büyük bir olay. Allah bana nasip etti,
hepsini oynattım.''
''AVRUPA'YA MUTLAKA GİDECEĞİM''
[page_end]
Abdullah Ercan, başarılı geçen futbolculuğunda gidemediği
Avrupa'ya, antrenör olarak gitmek istediğini bildirdi.
Uzun vadedeki planının yurt dışında çalışmak olduğunu anlatan genç
teknik adam, ''Milli takımlarda çıkabileceğiniz en üst seviyeyi mi
yoksa bir kulüp takımında görev almayı mı hedefliyorsunuz?''
sorusuna verdiği yanıtta, ''Böyle bir plan yapmış değilim. Uzun
vadedeki planım ise kesinlikle yurt dışında çalışmak. Ama bu milli
takımların devamında olur veya bir kulübün devamında olur...
Futbolcuyken de çalışarak bir yerlere gelmiştim. Antrenörlükte de
aynı şekilde yapıyorum, deneyim kazanıyorum. Hangi yoldan gider
bilmiyorum ama sonuçta mutlaka gideceğim. Futbolcuyken Avrupa'da
oynayamadım ama antrenör olarak mutlaka gideceğim'' diye
konuştu.
Futbolcuyken kendisine güvenemediği için Avrupa şanslarını
değerlendirmediğini kaydeden Ercan, ''Birileri beni buldu ve
götürmeye çalıştı, ben istemedim. Şu andaki aklım olsaydı
kesinlikle böyle düşünmezdim. Şimdi eğer antrenörlükte bana şans
gelirse kesinlikle gideceğim. İşini iyi yapan insanlara bir yerden
mutlaka teklif geliyor'' dedi.
''FUTBOL CAMİASI ACIMASIZ''
15 yıl birinci ligde forma giydiğini, 70'in üzerinde milli maçta
görev aldığını hatırlatan Abdullah Ercan, futbol camiasının
kendisine çok acımasız davrandığını savundu.
''Futbolu buruk mu bıraktın?'' sorusunu yanıtlayan genç teknik
direktör, ''Futbolu buruk bırakmadım da, futbol camiası çok
acımasız. İnsanlar seni bir yerlere getiriyorlar, düşmeye
başladığın zaman yanında kimse yok. Hep iyi olmak zorundasın. Bu
kurallar hala geçerli. Bir vefası yok. Ben 15 sene birinci ligde
oynadım, az bir süre değil. 70'in üstünde maçta (A) Milli Futbol
Takımı'nda oynadım. Ama futbolun böyle bir yönü var. Futbol çok
acımasız'' şeklinde konuştu.
''MİLLİ TAKIMLAR KULÜPLERE YOL AÇIYOR''
Abdullah Ercan, genç milli takımlarda yapılan çalışmalarla, yeni
yetenekleri kulüplere göstererek önemli bir rol üstlendiklerini
bildirdi.
Bölgeler aracılığıyla yaptıkları milli takım seçmelerini örnek
gösteren Ercan, şunları kaydetti:
''Her bölgeden 120 oyuncuyu çağırıyoruz. Kulüpleri da buna davet
ediyoruz ki bu iş onlar için bulunmaz bir nimet. 'Gelin bakın,
Türkiye'nin en iyi 120 tanesini biz seçtik, görün' diyoruz. Milli
takımlar kulüplere yol açıyor. Kulüp takımının böyle bir
organizasyonu yapma şansı çok az. Biz hatta kulübünde oynamayan
oyuncuyu milli takımda oynatıp kulübünde de şans bulmasını
sağlıyoruz. Örneğin Batuhan Karadeniz... Beşiktaş'ta oynamazken
genç milli takımda oynadı ve bir yerlere gitti. Bu yönden önemli
bir misyonumuz var ve bunu her sene tekrarlıyoruz.''
''15-20 YAŞ GRUBUNDAKİ 500 OYUNCUYU
TANIYORUM''
[page_end]
Teknik adamlık geleceğine daha uygun gördüğü için mesleğe
altyapılardan başladığını ifade eden Ercan, ''Şu anda 15-20 yaş
grubunda, Türkiye'de 500 oyuncuyu tanıyorum. Benim için bu parayla
değişilmeyecek önemli bir adım. Başlamam gereken yerin burası
olduğuna inandım ve işler doğru gidiyor'' diye konuştu.
2006 yılının Kasım ayında Futbol Federasyonu'nda görev alan Ercan,
19 Yaş altı Milli Takım yardımcı antrenörü olarak yaptığı görevin
ardından 18 Yaş Altı Milli Takım Sorumlusu oldu. Kısa bir dönem
Ümit Milli Takım'da yardımcı antrenörlük yapan Ercan, 1 yıldır 17
Yaş Altı Milli Takım'ın teknik direktörü.
''ESAS GELİŞİMLERİ ŞİMDİ BAŞLIYOR''
Nijerya'daki şampiyonada kendisini gösteren yeteneklerin esas
gelişiminin bundan sonra başladığının altını çizen Abdullah Ercan,
bu futbolculara görev yaptıkları kulüp takımlarında mutlaka süre
verilmesi gerektiğini vurguladı.
Takımındaki en az 4-5 futbolcunun ciddi potansiyeli olduğunu
kaydeden Ercan, ''Kulüp takımlarındaki teknik direktörlere de bir
nebze hak veriyorum. Çünkü yarışıyorlar ve yarın yöneticisi veya
taraftarı hocaya 'Altyapıdan hangi oyuncuyu çıkardın?' diye
sormuyor. 'Maç kaç kaç, golü kim attı, skor ne oldu?'' diyor. Ancak
yine de sahip çıkmak lazım, yoksa futbolcu çıkaramayız. İnsanlar
yarışsın ama futbolcularına da inansın ve süre versinler. Yoksa
alttan oyuncu gelmez, 100 bin dolarlık yabancı gelir'' şeklinde
konuştu.
''GENÇ FUTBOLCU KAVRAMINI ANLAMIYORUM''
Türk futbol kamuoyuna yerleşen ''Genç Futbolcu'' kavramını
sevmediğini ifade eden Abdullah Ercan, Avrupa'daki gibi Türkiye'de
de genç yaştaki oyunculara güvenilmesi gerektiğini belirtti.
Ercan'ın ifadeleri şöyle:
''Genç oyuncu kavramının ne olduğunu anlamıyorum. 25'e gelince mi
oynatacağız. 16 yaşındaki adamla 36 yaşındaki adam eşitse 16'yı
oynat. Ben bu işe bir anlam veremiyorum. 17 yaşındaki futbolcu
beklemesin, oynasın. Onu oynatma, bunu oynatma... Belki biz bir
yere gittiğimiz zaman bizim başımıza da gelecek. Ama ben o
çocukların ne yaşadığını biliyorum. Çok özeniyorlar. Yanlış da
yapabilirler kötü de oynayabilirler. Bizim yakaladığımız jenerasyon
Türk futbolunu 10 sene götürdü. Arkası gelmiyor, sıkıntı çekiyoruz.
İnandığın birilerine destek vermek lazım. Arkasında durmak lazım,
oynatmak lazım.''
''Kendi insanımıza destek verelim'' diyen Ercan, ''Bu oyuncu olur,
teknik direktör olur, yönetici olur... Böyle devam edersek
turnuvalarda devamlılığımız kalmaz. Futbol kültürümüzün değişmesi
lazım. Biraz sevgi biraz destekle bu işler olur'' diye konuştu.
Abdullah Ercan, Turkcell Süper Lig'de bu sezon ortaya konulan
futbolu taktiksel anlamda beğenmediğini de sözlerine ekledi.