Adnan Polat'dan Altaylı'ya hodri meydan!
Adnan Polat, kulübün eski yönetim kurulu üyesi ve gazeteci Fatih Altaylı'nın köşe yazısına tepki gösterdi.
GAZETECİLER.COM/ Fatih Altaylı'nın Habertürk
Gazetesi'ndeki köşe yazısında yer verdiği birtakım iddialar
nedeniyle, Galatasaray Klübü Başkan Adnan Polat'ın Altaylı'ya bir
mektup yazdığı belirtilirken, yazılan mektubun ayrıntılarıyla
ilgili açıklama yapıldı. Polat mektubunda adeta hodri meydan derken
Altaylı'yı iddialarını belgeleriyle ispatlamaya davet
etti.
''Sayın Fatih Altaylı, 21 Ağustos 2010 tarihli Habertürk Gazetesi'ndeki köşe yazınızda kulübümüzde futbolcu alımlarında yolsuzluk bulunduğu imasını ortaya koymaktasınız. Galatasaray Spor Kulübü'nde kısa süre de olsa ikinci başkanlık yapmış bir kimse olarak elinizde hiçbir bilgi ya da belge olmadan bu tür bir imayı yapmış olma sorumsuzluğunda bulunmanızın mümkün olmadığını düşündüğümüzden bu konuda sahip olduğunuz bilgi ve belgeleri acilen tarafımıza göndermenizi rica ederim."
ALTAYLI NE YAZMIŞTI?
Fatih Altaylı'nın Galatasaray başkanı ile karşı karşıya gelmesine neden olan yazısında ilginç bazı iddialar yer almıştı. Altaylı "çirkin iddialar var. Komisyon iddiaları..."dediği yazısında aldığı bazı duyumları aktarmıştı.
İşte Altaylı'nın yazısındaki o bölüm:
Futbolcular geliyor, gidiyor.
Neredeyse Kewell bile gidiyordu.
Niye? Bilen yok ama çirkin iddialar var. Komisyon iddiaları.
Getirilen futbolculardan komisyon alındığı için bu trafiğin yaşandığı iddiaları. Umarım doğru değildir. Bir de bu varsa tam rezalet.
Yönetim, futbolu Adnan Sezgin’e bırakarak zaten bir rezalete imza atmış ama kalanı da rezalet.
Yönetim kurulunun en küçük bir saygınlığı yok futbolcular üzerinde.
Ben Galatasaray’da ilk kez futbolcuların, Başkan’a “Abi” dediğini duyunca şaşırmıştım Polat’ın ilk günlerinde. Şimdi o abiye saygı maygı da kalmamış.
Zaten yönetim içinde de her şey paramparça.
Herkes kendi kafasına göre takılıyor.
Herkes bir ucundan çekiyor kendi yetkisine göre. Herkes bir sonraki dönem başkanlık planları yapıyor.
Stat bu yıl açılıyor. O stadı dolduracak, heyecan verecek bir transfer yapılmıyor. Yahu bu takım 18 bin kişiye zor oynuyor, 50 binlik stat nasıl dolacak diye düşünen yok.
Yöneticiler deplasmana gitmiyor.
Bırakın deplasmanı maça gitmiyor.
Takımın yanında bir büyük yok.
Yol gösterecek, sorun çözecek biri yok. 20 yaşında çocuklar Allah’a emanet.
Futbolda durum bu da, diğer branşlar farklı mı?
Fenerbahçe dünyanın en iyi kadın voleybol takımını kurmuş.
Basketbolda keza. Galatasaray seyrediyor.
Fenerbahçeli atlet dünya şampiyonu oluyor. Galatasaray seyrediyor.
Yüzme keza, yelken keza.
Bir tek binicilikte Fenerbahçe’den iyiyiz galiba. O da Fenerbahçe’de binicilik branşı olmadığından herhalde.
Galatasaray, bu yönetimin boyunu, ufkunu, kapasitesini aşan bir kulüp. Bunu artık çok daha iyi görüyoruz.
Yönetim ise Galatasaray’ın imkânlarını, Galatasaraylıları devreye sokacağına, onlardan güç alacağına kendi içinde bile paramparça.
Yazık oluyor bu kulübe.
Yazık!
''Sayın Fatih Altaylı, 21 Ağustos 2010 tarihli Habertürk Gazetesi'ndeki köşe yazınızda kulübümüzde futbolcu alımlarında yolsuzluk bulunduğu imasını ortaya koymaktasınız. Galatasaray Spor Kulübü'nde kısa süre de olsa ikinci başkanlık yapmış bir kimse olarak elinizde hiçbir bilgi ya da belge olmadan bu tür bir imayı yapmış olma sorumsuzluğunda bulunmanızın mümkün olmadığını düşündüğümüzden bu konuda sahip olduğunuz bilgi ve belgeleri acilen tarafımıza göndermenizi rica ederim."
ALTAYLI NE YAZMIŞTI?
Fatih Altaylı'nın Galatasaray başkanı ile karşı karşıya gelmesine neden olan yazısında ilginç bazı iddialar yer almıştı. Altaylı "çirkin iddialar var. Komisyon iddiaları..."dediği yazısında aldığı bazı duyumları aktarmıştı.
İşte Altaylı'nın yazısındaki o bölüm:
Futbolcular geliyor, gidiyor.
Neredeyse Kewell bile gidiyordu.
Niye? Bilen yok ama çirkin iddialar var. Komisyon iddiaları.
Getirilen futbolculardan komisyon alındığı için bu trafiğin yaşandığı iddiaları. Umarım doğru değildir. Bir de bu varsa tam rezalet.
Yönetim, futbolu Adnan Sezgin’e bırakarak zaten bir rezalete imza atmış ama kalanı da rezalet.
Yönetim kurulunun en küçük bir saygınlığı yok futbolcular üzerinde.
Ben Galatasaray’da ilk kez futbolcuların, Başkan’a “Abi” dediğini duyunca şaşırmıştım Polat’ın ilk günlerinde. Şimdi o abiye saygı maygı da kalmamış.
Zaten yönetim içinde de her şey paramparça.
Herkes kendi kafasına göre takılıyor.
Herkes bir ucundan çekiyor kendi yetkisine göre. Herkes bir sonraki dönem başkanlık planları yapıyor.
Stat bu yıl açılıyor. O stadı dolduracak, heyecan verecek bir transfer yapılmıyor. Yahu bu takım 18 bin kişiye zor oynuyor, 50 binlik stat nasıl dolacak diye düşünen yok.
Yöneticiler deplasmana gitmiyor.
Bırakın deplasmanı maça gitmiyor.
Takımın yanında bir büyük yok.
Yol gösterecek, sorun çözecek biri yok. 20 yaşında çocuklar Allah’a emanet.
Futbolda durum bu da, diğer branşlar farklı mı?
Fenerbahçe dünyanın en iyi kadın voleybol takımını kurmuş.
Basketbolda keza. Galatasaray seyrediyor.
Fenerbahçeli atlet dünya şampiyonu oluyor. Galatasaray seyrediyor.
Yüzme keza, yelken keza.
Bir tek binicilikte Fenerbahçe’den iyiyiz galiba. O da Fenerbahçe’de binicilik branşı olmadığından herhalde.
Galatasaray, bu yönetimin boyunu, ufkunu, kapasitesini aşan bir kulüp. Bunu artık çok daha iyi görüyoruz.
Yönetim ise Galatasaray’ın imkânlarını, Galatasaraylıları devreye sokacağına, onlardan güç alacağına kendi içinde bile paramparça.
Yazık oluyor bu kulübe.
Yazık!