Alpay Özalan Daum'u topa tuttu
Alpay'dan Daum’a eleştiri yağmuru. Alman hocayla yolunun Beşiktaş'tan sonra Köln'de kesiştiğini ifade eden Alpay hocasını topa tuttu...
Türk futbolunun başarılı defans oyuncularından ve yurt dışında
uzun süre futbol oynayan Alpay Özalan Fenerbahçe Teknik Direktörü
Christoph Daum'u samimi olmamakla suçladı.
Kanal A televizyonunda Esra Harmanda'nın hazırlayıp sunduğu
'hadikonuşalım' programını konuk olan Alpay Özalan, Fenerbahçe
Teknik Direktörü Christoph Daum ile probleminin devam ettiğini,
bugün sokakta görse selam vermeyeceğini belirterek, ''Daum ile
problemim devam ediyor. Daum, Türkiye'ye geldiği ilk 3 yılında
güzel işler yaptı. Sonra Almanya'da dışlandı, Milli Takımı'ndan
uzaklaştırıldı. Fenerbahçe'den gönderildi. Sonra Köln'e geldi. Ben
de Köln'de oynadığım için sevindim. Beni tanıyan, Türkleri seven
bizi bilen tanıdığım bir hoca diye; ama yanılmışım.'' dedi.
Türkiye'de Beşiktaş'ta tanıdığı Daum'la Köln'deki Daum arasında çok
farklar olduğunu belirten Alpay, ''Tanıdığım Daum'la onun arasında
çok fark var. Aramızda soğukluk vardı, onu da söyledim. 'Tanıdığım
Daum değilsin' dedim. Onu şuan sokakta görsem ona selam vermem.
Bunu kimse bilmez, bizim ona burada verdiğimiz değeri o bize orada
Köln'de vermedi. Türklere karşı önyargılı. Türk bayrağını
sallaması, Atatürk'ü anması, İstiklal Marşı'nı söylemesi samimi
hareketler değil, onları samimi yaptığına inanmıyorum. Ama inşallan
Türk futboluna ve Fenerbahçe'ye faydalı olur. Çünkü Fenerbahçe
bizim takımımız, umarım başarılı olur, ama ben buna inanmıyorum.''
diye konuştu.
İZMİR'DEN BİR TAKIMLA ÇALIŞMAK İSTEDİK AMA OLMADI
[page_end]Futbolcu olmasında babasının etkisini, Siirt Jetpaspor
ile çalışmasını ve örnek aldığı oyuncuları da sıralayan Alpay,
herşeyini babasına borçlu olduğunu söyledi.
Karşıyaka'nın çok iyi bir taraftarı olan babasının yanında 5-6
yaşlarında maçlara gitmeye başladığını ve futbolu sevdiğini
söyleyen Alpay, futbola başlaması, 3. Lig'den Ümit Milli Takıma
gidişini ve örnek aldığı oyuncuları ise şöyle anlattı;
''Futbolcu olmak istediğimi söylediğimde babam elimden tutarak
Altay'ın seçmelerine götürdü. Fizikli olduğum için de hemen
farkedildim. Altay'ın altyapısından yetiştim. Devlet memura olan
babam çok yardımcı oldu, ayakkabı parçalayıp, cam kırdığımda hiç
tepki görmedim. Çocukluğumda Karşıyaka'yı tutuyordum. Oyuncuların
posterlerini odamın duvarlarına asardım. Benim çocukluğumda ayrıca
Rıdvan Dilmen çok popülerdi. Galatasaray'ın çok beyefendi oyuncusu
ve Kaptanı Cüneyt Tanman, Prekazi, Kovaçeviç, Selçuk Yula vardı.
Bunları örnek aldım ve posterlerini odamın duvarına astım. Altay
çok büyük şimdi de öyle, ünlü oyuncular yetiştirdi. Mustafa
Denizli, Erdi, Toprak ve ben çıktım. Altay'da yetiştikten sonra
Soma Linyit'e kiralık gittim. 15 milyon lira para almıştım. 3
milyon lira peşin vermişlerdi. İlk işim ise anneme çamaşır makinası
almak oldu. Benden sonra eve getirmelerini söyledim. Annem çok
mutlu olmuştu.
Göztepe oturduğumuz semtti. İzmir bizim şehrimiz. Süper Lig'de bir
takımının olmaması üzücü. İzmir'de Göztepe'de futbolu bırakmak,
jübile yapmak istedim ama olmadı. Faal futbolu bu yıl bıraktım,
seneye ne olur bilmiyorum, o yüzden de jübile yapmadım. Siirt
Jetpaspor benim, 3 yıl içinde Süper Lig'e çıkmak istiyorum. 3 yıl
sonra ne olur bilmiyorum. Belki başkan futbolcu olarak
oynayabilirim. Ben faal oyuncu gibi antrenman yapıyorum. Takımla
birlikte çalışıyorum. Antrenmana çıkan başka bir başkan gördünüz
mü?
10 yıl yurtdışında oynamam futbola bakış açımı değiştirdi. Fatih
Terim'in bir açıklaması vardı, 'Benim yetiştireceğim oyuncu
yönetici olmalı' diye. 15 bin antrenör var. Bir çok spor yorumcusu
var. Terim'in o açıklaması doğrultusunda Fadıl Akgündüz ile
İzmir'den bir takım alalım dedik olmadı. Siirt Jetpa'yı aldık. Ben
bu takımın herşeyiyle ilgilenip Süper Lig'de başarılı olacak hale
getireceğim. Avrupa'daki tecrübelerimi takıma yansıtmaya
çalışacağım. Fatih hocamla da görüştüm, bana destek veriyor.
Bunu Egeli olduğum için İzmir takımlarından biriyle yapalım dedik.
İzmir kulüpleriyle olmadı. Bazıları kayyumda, bazılarının farklı
sıkıntıları var. Bunun üzerine Siirt valisi aradı, Fadıl
Akgündüz'le görüşmüş, bu bölgenin kalkınması için çalışalım demiş.
Bu da öyle başladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Siirt
milletvekili, onun manevi takımını Süper Lig'e çıkarmak, o bölgeye
hizmet etmek istiyoruz.''
FATİH TERİM'E ÇOK ŞEY BORÇLUYUM
[page_end]Siirtspor Başkan yardımcısı Alpay Özalan, Beşiktaş'a
gelmeden önce Altay'ın kendisini Soma Linyintspor'a verdiğini
belirterek, ''Orada oynamaya başladım. Sonra o bölgelerde taramalar
yapan Fatih Terim hocam beni 3. Lig'den Ümit Milli Takıma aldı.
Altay da hemen benimle sözleşme imzaladı. Kulüpler benimle
ilgilenmeye başladı. Bir yıl sonra da Olimpik Milli Takım'la
Akdeniz Oyunları'nda birinci olduk. Başarılı da olunca Fenerbahçe,
Galatasaray, Beşiktaş beni çok istedi. Bonservisim Altay'da idi ve
en yüksek parayı veren Beşiktaş'a gittim. Metin, Ali, Feyyaz'ın
olduğu kolej takımına gittim. Ortam çok güzeldi, o zaman Fenerbahçe
ve Galatasaray'da ortam Beşiktaş'taki gibi güzel değildi.''
dedi.
DAVİD BECKHAM BENİ MAHCUP ETTİ
Alpay, İngiltere'den ayrılmasına neden olduğu
söyleyen David Beckham ile arasında yaşanan olayı da anlatırken,
Beckham'la arasının iyi olduğunu ve kendisini de mahcup ettiğini
söyledi.
Alpay, Beckham'la aralarının bozulmasına neden olan olayın
İngiltere'de Sunderland'ta 2 - 0 yenildikleri milli maçta yaşanan
olaylar olduğunu belirterek, ''O maçta aramızda bir tartışma oldu.
Ben o zaman İngiltere'de oynuyorum. Milli maçta saha içinde çok
çirkinlikler yaptı. Buna 'Rahat dur, uslu ol, bir hafta sonra
İstanbul'a geleceksin' dedim. O burada da daha ısınmaya
çıktığımızda aynısını yapmaya başladı. Ben yine sabrettim.
Seramonide bana, 'Türkiye'ye geldik, hani ne oldu, görmedik bir
hareketini' diyerek beni iğneledi. Bir penaltı oldu. O penaltı
atışı yapılana kadar ben adeta hatim indirdim. Onun da ayağı kaydı,
penaltıyı kaçırdı. Ben de yanına gidip ona birşeyler söyledi. Maçın
devre arasında hakem Collina, bizi odasına çağırdı, muz ve meyve
ikram etti. Bize iyi bir konuşma yaptı. İkimizin de ülkelerimiz
için önemli oyuncular olduğunu söyledi. Olay da orada bitti.''
dedi.
Olayın orada kapandığını belirten Alpay, İngiltere basınında birşey
olmadığını, ama Türk basınının olayı çok büyütüğünü belirterek,
''Türkiye'de basın öyle şeyler yazdıki kuklalarım yakılıyormuş,
tepki varmış gibi. İngiltere basını bunları alıp yazdı. Ortam
gerildi. Sözleşmem de bitiyordu, başkan da Türk basını ve İngiliz
basının yazdıkları nedeniyle gönderebileceklerini söyledi. Ben de
ayrıldım. Beckham ile daha sonra görüşmedik. Aramızda birşey yoktu.
Bir gün Londra'da havalanında gazeteciler gelip Beckham'ın yanına
gitmek istermisin diye sordu. Ben Türkiye'ye gelirken, meğer o da
İspanya'ya gidiyormuş. Ben gazetecilere gitmek istemem dedim,
kabris yapacağız ya. Beckham'a da teklif edilmiş o geldi. Beni
mahcup etti, utandım. Hatta orada bana, 'Ben olayların bu kadar
büyüyeceğini tahmin etmiyordum. Futbol sahada kalır. Sana bundan
sonraki hayatında başarılar dilerim.' dedi. Ben utandım. Aramızda
hiç bir kırgınlak yok, çok da iyiyiz.'' diye konuştu.
[page_end]İngiltere'den ayrılmasında Beckham'la yaşadığı olayın da
etkili olduğunu belirten Alpay, gelen tekliflerin de ayrılmasını
tetiklediğini söyledi. Alpay, Japonya'dan teklif geldiğini, parayı
ve reklamı tercih ettiği için de Japonya'ya gittiğini belirterek
şunları söyledi;
''2002 Dünya Kupası'nda FIFA'nın en iyi 11 arasına giren tek Türk
oyuncusuydum. Sertifikalarım var. Çok kulüp istedi. Japonya iyi
para verdiği ve reklama düşkün olduğu için tercih ettim. Devre
arasında gittim, 11 puan gerideydik, 4 pua farkla şampiyon olduk.
Ben en iyi oyuncu ödülünü aldım. Şampiyonluk yaşadım, 70-80 bin
kişiye maçlar oynadık. Ama Japonya'da içimi acıtan bir olay
yaşadım. Şampiyonluk maçında 200-300 basın mensubu o maçı takip
ediyordu. Yabancı basın da ilgi göstermişti. Çünkü İtalya, Almanya
ya da İngiltere'ye transferim sözkonusuydu. Fakat bir tane Türk
gazeteci yoktu. Tribünlerde belki binlerce Türk bayrağı sallayan
Japon vardı. Şampiyonluktan sonra bir Türk gazeteci aradı, tebrik
etti, ardından da bir resim isteyerek gazeteye basalım dedi. Bu
beni çok üzdü. Bunu hiç unutamam. Biz yurt dışında büyük işler
yaptık. Hala yapan arkadaşlarımız da var. Onlara duyarsızlık
gösteriliyor. Tuncay Şanlı İngiltere'de büyük işler yaptı. Nihat
İspanya'da çok büyük işler yaptı. Türk basını bu arkadaşlara
gereken ilgiyi göstermiyor.''
İNGİLTERE'YE GİDEREK YUVAMI KURTARDIM
[page_end]İstanbul'da taşradan gelen birinin kendini korumasının aldığı eğitimle ilgili olduğunu belirten Alpay, ''Ben Beşiktaş'a geldiğimde Feyyaz abinin evinde kaldım. Biraz alışınca da bana sahip çıksınlar diye ailemi İstanbul'a getirdim.'' dedi.
Manken eşi Cansel'le bir hafta içinde tanışıp evlendiklerini de belirten Alpay, ''Eşime hatta arkadaşımın eşine bile dışardan laf edilmesini hazmedemem. Popüleriz ikimizde. Manken olduğu için konuşmalar oldu. Birbirimizi tanımadan evlendik. Evlilik yaşarken birbirimizi tanıdık. Arabanın bağajında eşyalar otel otel dolaştık. Kocaeli Belediye Başkanı Sefa Sirmen nikahımızı gizli kıydı. Evlilik fotoğrafınız olsun dedi. Resimleri çektirdi, resimleri aldı. Bir hafta ya da 10 gün sonra bir gazeteci evlendiğimizi öğrenmiş, resimleri istedi, çok para teklif etti, ben kabul etmedim. Birgün sonra gazetelerde resimlerimiz çıktı. Büyük olay oldu. Babam çok kırıldı. Oğlumuz olunca herşey düzeldi. Ama şimdi Cansel ile babam çok iyiler.'' diye konuştu.
Alpay, önce Allah'ın sonra da Fadıl Akgündüz'ün sayesinde İngiltere'ye gittiğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı;
''Fadıl Akgündüz abi beni İngiltere'ye gönderdi. İngiltere'ye gitmem evliliğimi kurtardı. Basın bizi rahat bırakmıyordu. Bizim söylemediğimiz çok şeyler yazıldı. İngiltere'ye gidince hanımımla başbaşa kaldık, birbirimizi tanıdık ve sevdik. Yurt dışında olmam evliliğimi kurtardı. İngiltere'de Premier Lig'de oynayan ilk Türk oyuncuyum, bu gurur verici. Premiar Lig'de oynayan ilk Türk oyuncu olarak Alpay Özalan yazıyor, bu gurur verici.''