Altaylı'nın Fener'i övmesi başına dert oldu

Fatih Altaylı dün 'Türkiye'deki en güçlü kurum hangisidir?" diye sordu, cevap olarak 'Fenerbahçe' dedi. Ama bu yanıt başına bela oldu.

İNTERNETSPOR/ Fatih Altaylı dün yazdığı yazıdan dolayı Fenerbahçeliler'den ağır laflar işittiğini Galatasaraylılar'dan ise, küfür ve hakaretlere maruz kaldığını söyledi ve isyan etti.
 
  
İşte Altaylı'nın bugünkü yazısı
Bir rica BUGÜN derbi günü.
Türk sporunun en keyifli günü olması gerekirken, Türk sporunun en utanç verici günü oluyor yıllardır.
Biliyorum, bugünlerde Galatasaraylılar bana kızıyor.
Ama benim yine de onlardan bir ricam olacak.
Bu ricayı bir gazeteci olarak değil, sıkı bir Galatasaraylı olarak yapıyorum.
Yine böyle bir derbi maçı sonrası, Aziz Yıldırım'm stada getirdiği, Şeref Triblinü'ne soktuğu mafya bozuntuları tarafından öldürülmesine ramak kalan bir Galatasaraylı olarak.
En büyük rakibimiz, rakibimiz olmasından en fazla memnuniyet duyduğumuz takım bugün konuğumuz olacak.
Üstelik de zor günler geçirdikleri bir dönemde.
O takımın oyucularının kimisi daha önce bizim büyük başarılarımız için ter döktü.
Kimisi Milli Takım'da bizim futbolcularımızla birlikte oynuyor.
Ve o futbolcuların hepsi saha dışında dost, arkadaş.
Lütfen Fenerbahçelileri TT Arena'da doğru düzgün ağırlayalım.
Üstelik orada yapayalnız olacaklar.
Çünkü futbol tarihimizin en salakça kararıyla artık konuk takım taraftarı da gelemeyecek.
53 bin Galatasaraylı ve bunun binde birinden bile az sayıda Fenerbahçeli olacak statta. Biliyorum, sahamızda oynamak, rakibi moral olarak ezmek için bir fırsattır.
Küfrederek, çirkinlikler yaparak değil, misafirperverlikle ezelim ezeceksek.
Galatasaray'a yakışan budur.
En azından benim özlediğim Galatasaray'a.
TİKSİNMELİ miyim, üzülmeli miyim, hoşgörmeli miyim, milleti bu hale getirenlere mi kızmalıyım, yoksa bu hale gelenlere mi?
Dün bir yazı yazdım.
"Türkiye'deki en güçlü kurum hangisidir?" diye sordum ve yanıtı verdim, gerekçeleriyle.
"Fenerbahçe'dir" dedim. 
 
DEVAMI DİĞER SAYFADA...[page_end]

Öyle düşünüyordum, öyle olduğunu görüyordum.
Sadece ben değil, herkes görüyordu.
Samimi fikrimdi.
Biraz da gıptayla, hatta hasetle yaptığım bir tespitti.
Aman Allah'ım, ben ne yapmışım.
Binlerce yorum, binlerce küfür, binlerce eleştiri.
Fenerbahçeliler, her nedense öküz altında buzağı arayarak, "Bu yazıyı bilhassa yazdın.
Maksadın Fenerbahçe'yi bazılarının gözünde hedef haline getirmek" demişler.
Yuh olsun böyle düşünene! "Bak en önemli rakibimizin taraftarı, eski 2.
Başkanı ne yazmış" diyeceklerine.
Kimbilir, belki de dönem anormal.
Herkes şüpheci olmuş.
Galatasaraylılar ise daha da beter.
"Sen ne biçim Galatasaraylısın" diye başlayanlar, en hafifleri.
Tribün serserileri benim Galatasaraylılığımı sorgulamaya kadar götürmüşler işi.
Siz daha altınıza pislerken ben Galatasaraylıydım. Ama Galatasaraylı olmam, gerçekleri görmemi engelleyecek kadar aklımı başımdan götürmedi.
Velhasılı kelam, gördüğüm odur ki, herkes giderek bir acayip oluyor.
Doğruyu söylemek artık suç.
Bildiğim, gördüğünü aktarmak ayıp.
Anladım ki, memleketin cılkı çıkmış.
Millet olarak ne yiyip, ne içtiysek kafamız bir güzel olmuş.
Ama asıl anladığım şudur.
Bu ülkede en büyük sevgi takım sevgisi. En büyük bağlılık takım taraftarlığı.
Okudukça üzüldüm.
Bu kadar büyük bir sevme potansiyeline sahip bu millet, vatanım takımı kadar sevseydi, Türkiye bugün başka bir yerde olabilirdi.
Ne mutlu bu takımlara, böyle taraftarı var.
Ne yazık bu ülkeye, takımları kadar sevilmiyor!   
 
Not: Böyle zamanlarda insanın yazarlığı bırakası, bu kadar önyargılı bir kitlenin içme yazılarla, çırılçıplak çıkmaktan vazgeçesi geliyor.
Ama nedense devam ediyoruz. Bizimkisi de bir tür mazoşizm.
Herkesin kendine yakıştığı gibi davrandığını unutmadığımız zaman.
Günün Önemli Haberleri