Arda Real'de çok rahat oynar!
Eintracht Frankfurt’u çalıştıran deneyimli teknik adam, devre arası kampı için geldiği Belek’te ilginç açıklamalar yaptı...
Aslan'ın eski hocası Skibbe, “Evet Galatasaray, Avrupalı hoca
alıyor. Alman, Belçikalı, Hollandalı. Çok iyi ve ün yapmış isimler
getiriyor. Ama çalışma sistemleri, yöntemleri Avrupalı değil.
Galatasaray'da baskı dışarıdan değil, içeridendi” dedi.
Alman çalıştırıcı, gönderildiği 5-2’lik Kocaelispor maçında neler
yaşandığından, Türkiye’de geçirdiği günlere, Lincoln’den Arda
Turan’a Frank Rijkaard’dan, Türk Milli Takımı’na her şeyi
anlattı.
Sorulara içtenlikle cevap veren Skibbe’nin en çarpıcı sözleri ise
hiç şüphesiz “Evet Galatasaray, Avrupalı hoca alıyor. Alman,
Belçikalı, Hollandalı. Çok iyi ve ün yapmış isimler getiriyor. Ama
çalışma sistemleri, yöntemleri Avrupalı değil. Gelen teknik
direktöre bu doğrultuda bir imkan sunmuyorlar. Böyle bir vizyon
kulüpte yok. Olayı kişisel düşünüyorlar. Galatasaray’da baskı
dışarıdan değil içerdendi” şeklindeki ifadeleriydi.
İşte Skibbe'nin sorulara verdiği çarpıcı
yanıtlar...
Türkiye’de geçen 7 zor ve stresli aydan sonra Frankfurt’un
başına geçtiniz ve şimdi Almanya’dasınız. Günleriniz nasıl geçiyor,
Türkiye’yi özlüyor musunuz?
Michael Skibbe: Tabii ki özlüyorum, hem de çok. O günleri
düşünüyorum. Çok iyi bir takımım vardı. Kaliteli, ahlaklı ve işini
iyi yapan bir oyuncu topluluğuyla bir aradaydım. Orada çok
mutluydum. Ta ki şubat ayında ayrılana kadar...
Peki o Kocaelispor maçında ne oldu? Galatasaray gibi bir
takım küme düşen rakibinden evinde 5 gol yedi. Tüm takım ruhunu
kaybetmiş gibiydi...
Bu tamamen şanssızlıkla açıklanabilir. Başka hiçbir açıklaması yok.
Baros penaltıyı kaçırdı. Gol olsa 3-3 oluyordu ve kesin
kazanacaktık. Dönen topta gol yedik.Bir anda 4-2 geri düştük, ne
olduğunu anlamadan 5. gol geldi. Ayrıca Bordeaux’dan çok yorgun
gelmiştik, takımda çok sakat vardı. Her şey üst üste geldi.
‘Yenilmesek, görevde olurdum’
Yani Kocaelispor’u geçseydiniz, görevinize devam edeceğinizi
düşünüyor muydunuz?
Tabii ki evet. Berabere kalsaydık bile ben belki şu an
Galatasaray’da devam ediyordum. Ancak farklı yenilgi sonucunda
gelen baskıya yönetim dayanamayınca gitmek zorunda kaldım.
Bu kadar basit mi, gönderilişinizin ardındaki gerçek neden
nedir
Bunu açıklamak çok zor. Her şey aslında iyi
gidiyordu. Ama böyle uygun görülmüş demek ki... Ama şunu özellikle
belirtmek zorundayım. Galatasaray Yönetimi, Avrupalı hocalar
alıyor. Alman, Belçikalı, Hollandalı. Çok iyi ve ün yapmış isimler
getiriyor. Ama çalışma sistemleri, yöntemleri Avrupalı değil. Gelen
teknik direktöre bu doğrultuda bir imkan sunmuyorlar. Böyle bir
vizyon kulüpte yok. Olayı kişisel düşünüyorlar.
Türkiye’de yabancı bir teknik adam olarak çalışmak zor
mu?
Sadece dil problemi biraz başta zorluyor. Onun dışındaki şartlar
her yerde var ve herkes için aynı. Tribün ve medya baskısı futbolun
sevildiği her ülkede üst düzeyde. Aragones, Fenerbahçe’de,
Beşiktaş’ta da Denizli şampiyonluğa giderken baskı yaşadı. Ama şu
bir gerçek ki Galatasaray’da baskı içeridendi. Dışarıdan bir baskı
olduğunu söyleyemem.
Frank Rijkaard için ne söyleyeceksiniz, Galatasaray için doğru
teknik adam mı?
Kesinlikle evet. Galatasaray ondan iyisini bulamazdı.
Alabileceğinin en iyisini aldı. Açıkçası Galatasaray’ı ayrıldıktan
sonra tam anlamıyla 90 dakika seyretme imkanı bulamadım. Ancak
Rijkaard’ın kariyeri tartışılmaz. İyi şeyler yapacaktır.
‘Yabancı neden olmasın ki’
Türkiye Süper Ligi’ni takip ediyor musunuz?
Mümkün olduğunca bakmaya çalışıyorum. Kayseri ve Bursa önemli işler
yapıyorlar. Özellikle Ertuğrul Sağlam’ın büyüklere kafa tutan
performansı alkışa değer. Fenerbahçe ve Galatasaray başta
yakaladıkları avantajı kaybettiler. Geriden gelen Beşiktaş her
zaman tehlikeli bir ekip.
Türkiye’de milli takımın başına yerli mi yoksa yabancı mı
geçsin tartışmaları yapılıyor. Siz de zamanında Alman Milli
Takımı’nda görev yapmış ve Türk futbolunu yakından tanıyan biri
olarak ne dersiniz?
Bu çok saçma bir tartışma. Yerli ya da yabancı olmuş ne fark eder.
Önemli olan sağlayacağı katkı. Neden bir yabancı olmasın, bu çok
doğal. Bahsedilen isimler Hiddink, Trapattoni, Klinsmann hepsi çok
kaliteli ve kariyerli isimler. Türkiye’yi ayağa
kaldıracaklardır.
K.B.: Siz Galatasaray maceranızdan sonra Türkiye’de tekrar
çalışabileceğinize inanıyor musunuz?
M.S.: Tabii ki evet. Ben kendimi başarılı buluyorum ve kötü bir
intiba bıraktığımı düşünmüyorum.
‘Kadıköy değil, hakemler sorundu’
Galatasaray, Kadıköy’de Fenerbahçe’den neden 10 senedir puan bile
alamıyor ve ne zaman yenecek?
Elbet bir gün Kadıköy’de kazanacak. Bu tamamen psikolojik bir
durum. Her şeyden önce mental açıdan kafada işi bitirmek gerekiyor.
Biz çok yaklaşmıştık ama hakem Lincoln’ün golünü haksız bir şekilde
saymadı. Bu büyük haksızlıktı. Ama biz hakemlerden sadece
Kadıköy’de çekmedik. Eskişehir ve Sivas ile deplasmanda oynadığımız
maçlarda resmen doğrandık.
Türk hakemleri bu kadar mı kötü?
Hayır kesinlikle değiller. Hatta Bundesliga’da bile görev
alabilirler. Yanlış bilmiyorsam, 8-9 tane FIFA kokartlı hakeminiz
var. Demek istediğim hata yaptıkları maçlar hep bize denk
geldi.
Son olarak Galatasaray taraftarına söylemek istediğiniz
birşey var mı?
Ben onları çok seviyorum. Onların da benim sevdiklerini biliyorum.
O Ali Sami Yen Stadı’nın çıkış tünelinden sahaya gelirken yapılan
tezahüratları unutamam. Maçları kaybettiğimiz zaman bile sokağa
çıktığımda bana moral verirlerdi. Çok kibar insanlardı. Umarım
(Türkçe olarak) Galatasaray şampiyon olur.
‘Arda Real’de çok rahat oynayabilir’
Arda Turan sizin en tuttuğunuz oyuncuydu. Sizce Arda Turan’ı 22
yaşında kaptanlığa getirmek doğru bir karar mı?
Çok doğru bir karar. Genç ve yetenekli, aynı zamanda geleceği olan
bir futbolcunun omuzlarına böylesine önemli bir yük koymak onu
olgunlaştırır. Kaldı ki bunun örnekleri Almanya’da çok var.
Arda’nın İnter’den Liverpool’a birçok takımdan teklif
aldığı söyleniyor. Avrupa’da başarılı olabilir mi?
Arda, Real Madrid dahil dünyanın her takımında oynayabilecek
derecede yeteneklere sahip bir futbolcu. Çalıştığım en yetenekli
futbolcu diyebilirim. Bu özellikleriyle her yerde rahatlıkla forma
giyebilir. (Gülerek) Gelirse onu Frankfurt’a da alabilirim. Ama biz
başkalarının verdiği gibi o kadar yüksek ücret ödeyemeyiz.
-Fanatik-