Geçtiğimiz günlerde, Makedonya
maçının ardından özel uçakla İtalya'ya hareket edecek olan A Milli
Takım uçağında skandal görüntüler yaşandı.
Bana göre; Arda olayının baş
sorumlusu "Gazetecileri uçağa ben aldım" diyen
Fatih Terim’dir. Çünkü o gazeteci uçağa alınmamış olsaydı öyle bir
nahoş hadise de yaşanmamış olacaktı ve böylece de ülke gündemini
meşgul etmeyecekti.
Kaldı ki; uçakta o anlar yaşanırken
Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, 12 sıra arkasında yaşanan
arbedeye hiçbir müdahalede bulunmaması oldukça manidardır.
Acizlik
ifadesi!
Milli Takım uçağında yaşanan
olaylarla ilgili basın mensuplarıyla bir sohbet toplantısı
gerçekleştiren Terim, yaşananlardan dolayı çok üzgün olduğunu ifade
ederek yaptığı açıklamada "Çok üzgünüm, gerçekten
olmamasını dilerdim. Arda için de sizin için de çok üzgünüm. Keşke
olmasaydı. Yaşanan olay 12. sıradaydı, ben 1. sıradaydım,
görmedim" demişti.
Bir kere Fatih Terim'in, uçakta
yaşanan olayın 12. sırada olmasından dolayı olaya müdahale
edemediğini belirtmesi acizlik ifadesidir. Zira arada 12 sıra
olması olaya müdahale edilemez anlamına gelmez! Arda Turan'ın iddia
edildiği gibi adı geçen gazeteciye fısıldayarak konuşmadığına göre,
bağrışmaları duymaman imkansız. Duyacağına kalkarsın koltuğundan
oyuncunu uyarır, olayı yatıştırır ve taraflar sakinleştirilir.
Zaten büyüklükte bunu gerektirir.
Ancak görünen o ki; Fatih
Terim, Arda Turan ile gazeteci arasında yaşanan olayla ilgili
teknik direktör konumunda olduğu halde yapması gerekeni yapmayarak
pasif kalındığı ortada. Sorumluluk gereği olaya müdahale etmeyip
“çok üzgünüm, keşke olmasaydı” gibi içi
boş sözler ile durumu kurtarma yoluna gittiği anlaşılıyor.
Olay, gazetecilerin
uçağa alınma meselesidir!
Türkiye Futbol Direktörü Fatih
Terim, dün oynanan Kosova maçından sonra gazeteciler ile yaptığı
söyleşide, “Olay, Bilal Meşe olayı değildir. Olay,
gazetecilerin uçağa alınma meselesi de
değildir” beyanatına gelince; kim derse desin
olay, bal gibi Bilal Meşe olayı ve gazetecilerin uçağa alınma
olayıdır. Çünkü Bilal Meşe adlı o gazetecinin de aralarında
bulunduğu diğer basın mensupları, Milli Takım kadrosunu taşıyan
uçağa alınmamış olsaydı, günlerdir ülke gündemini gereksiz yere
meşgul eden sevimsiz hadise de yaşanmayacaktı.
Yine Terim’in “Arda’nın
gazeteciye saldırmasını uçaktan inince detaylıca öğrendim. Orada
bilseydim, aynı uçakla geri dönerdi.” sözü ise;
vaziyeti kurtarma ifadesidir.
Bir diğer husus ise; Fatih Terim'in
ifade ettiği ‘Hocam bin 70 kilometre.
Eğer bizim uçakla gelmezlerse, gece saatlerce direksiyon
sallayacaklar' diyen kimdir? Uçakta o kadar basın
mensubu olmasına rağmen neden tek kara görüntü yoktur? Yoksa, olayı
haber yapan gazeteciler, görüntü almayı mı unuttular?
Çoğu zaman uçaklarda, yolcular
arasında çıkan kavgalar da dahi görüntüler kaydedilirken ne
hikmetse bu olayda hiç kayıt yoktur!