Arda Turan Rüştü'nün kulak zarını patlattı!
Milli Takım ve Beşiktaş’ın unutulmaz kalecisi Rüştü Reçber ve eşi Işıl Reçber'den samimi açıklamalar.
Yapımcılığını Ömer Nadir Soylu, sunuculuğunu Merve Terim Çetin
ve Sedef İybar’ın yaptığı TRT Spor’un ilgiyle
izlenen programı Sporun Sesi Hayatın Neşesi’nin bu hafta ki
konukları ilerleyen yaşına rağmen Türk futboluna hizmet etmeyi
sürdüren Milli Takım ve Beşiktaş’ın unutulmaz
kalecisi Rüştü Reçber ve eşi Işıl Reçber’di.
Her hafta Pazar günleri ekrana gelen programda bu hafta da renkli
bir sohbet vardı. Reçber çifti spordan, özel hayatlarına ilişkin
Merve Terim Çetin ve Sedef İybar’ın sorularına içtenlikle cevap
verdiler.
İşte programda ortaya çıkan keyifli sohbetten satır
başları…
ÇOCUKLUK HAYALİM BARCELONAYDI
Futbola mahalle aralarında oynadığı sokak maçlarıyla başladığını
orta okul yıllarında voleybol ve basketbol oynasa da lise
yıllarından itibaren hayatının tamamen futbolla dolu olduğunu
söyleyen Rüştü, çocukluk takımının da Barcelona olduğunu ifade
ederek, “Ne mutlu bana ki çocukluk hayalim olan Barcelona takımının
formasını giydim. Bu benim için hayal ötesi bir şeydi” dedi.
KENDİMİ HEP KAYBEDENİN YERİNE KOYDUM
Hem kaptan, hem de futbolcu olarak aşırılıklarının olmadığını
vurgulayan Rüştü, “Sabrımı sınırlarına kadar zorlayan bir insanım.
Kendimi hep kaybeden kişilerin yerine koymaya çalıştım.
Kazandığımız halde bile onların ruh halini, psikolojisini düşünerek
sevincimi çok abartılı yaşamadım. 2008 yılında yarı finale nasıl
yükseldiğimizi biliyorsunuz. Maç bitti. Yarı finale yükseldik. Ben
Hırvatistanlı futbolcuları teselli etmeye çalışıyorum. Penaltılar
sonrasında arkadaşlarım sevinçlerini paylaşmak üzere üzerime
atladılar.
İlk önce Arda üzerime atladı. Hatta kulak zarımı
patlattı. Ben o sırada 119. dakikada gol atıp öne geçen, ama 1
dakika sonra yedikleri golle yarı final şansını kaybeden
futbolcuların ruh halini düşündüm. Bir anda
elendiler. Biz de kaybedebilirdik. Sevinmek, kazanmak çok güzel bir
şey. Ama bunu maçtan sonra doyasıya soyunma odasında
gerçekleştirmek bence daha güzel.” diye konuştu.
Sevinci de üzüntüyü de aşırı derecede yaşamanın yanlışlığına
değinen Rüştü, “Ülke olarak, millet olarak dozu iyi ayarlamamız
gerekir. 1996 yılında Trabzon’u Trabzon’da yenip geldik. Trabzon’da
intihar edenler oldu. Dünyevi şeylerle cana kastetmek olacak şey
değil.” dedi.
KIZIM FUTBOLCU OLMAK İSTEDİ
Futbolun erkeğe yakışan bir spor olduğunu söyleyen Rüştü, “Kızım
Tuana futbolcu olmak istedi. 5. sınıfta seçmeli spor dalı olarak
futbolu seçti. Biz şok olduk. Ama üstüne de gitmedik. Birkaç ay
antremanlara gitti. Ama sonunda futbol erkek işi diye bıraktı.
Şimdi Tuana tenis oynuyor ve çok iyi bir tenisçi olacağını
düşünüyoruz” dedi. Ayları bulan kamplar yaşadıklarını söyleyen
Rüştü, “Eşiniz sizi anlıyor ama çocukların anlaması zor oluyor. Ama
o yokluğu hissetirmemek hususunda anneye büyük görevler düşüyor.
Eşim Işıl bugüne onu çok iyi yaptı. “ şeklinde konuştu.
DÜNYA KUPASI MAÇLARINDA GÖZ ALERJİSİ OLDUK, BAZI
ARKADAŞLARIMIZ GÖZLERİ BİLE GÖRMÜYORDU
2002 dünya kupası maçlarında yaşadıkları anılarını da paylaşan
Rüştü, gözlerinin altına sürdüğü siyah boyanın da nedenini yıllar
sonra açıkladı. Rüştü, “7-8 arkadaşımız Hong Kong’da çimlerden göz
alerjisi oldu, güneşten göremiyoruz. Bazı arkadaşlarımızın gözleri
şişti. Bazılarının gözleri sulanıyordu, bazıları göremiyordu bile.
Doktor ‘ışığı kırmamız’ lazım deyince biz de beyzbolcuların
yaptığını yaptık. Gözlerimizin altına siyah boya sürdük.
MERVE TERİM: RÜŞTÜ ABİ MAÇLARDAN ÖNCE EŞİNİ ARAYIP
HELALLEŞİR, ONUN DUASINI ALIR
Maçlara çıkmadan önce eşi Işıl’ın muhakkak duasını aldığını
söyleyen Rüştü, “Maçlara eşimin duasını alarak çıkarım.” derken
araya giren Merve Terim, “Işıl ablayla maça beraber gidiyorduk.
Işıl ablanın telefonu çaldı. Arayan Rüştü abi. Maçtan önce eşiyle
helalleşiyor, onun duasını alıyordu.” Diyor. Eşi Işıl da Rüştü’nün
maçlardan önce sürekli dua okuduğunu söylüyor.
KAMPLAR ESKİDEN ÇOK DAHA GÜZELDİ
“Kamplar eskiden çok güzel geçerdi” diyen Rüştü, “Kamplarda tavla
turnuvaları yapılır, sohbetler edilirdi. Şimdi daha farklı, daha
bireysel. Geçmiş dönemlerdeki gibi değil.” derken
“Futbolculuk döneminde çok güzel anılar yaşadık. 2008 Avrupa
şampiyonasında final oynayabilmeyi çok isterdim. Olmadı. Ama Avrupa
3., Dünya 3. olmamız kolay değildi. Futbol kamuoyu ilerleyen
yıllarda bu başarının önemini daha iyi anlayacak.” dedi.
DEĞİŞİMİ SÜRDÜREMEDİK
Türk futbolunun istikrarı yakalayamadığını, başarıyı
kurumsallaştıramadığını belirten Rüştü, “Değişim sürecini iyi
yapamadık. Alt yapıdan gelen çok yetenekli futbolcularımız var.
Bizde Avrupa’ya göre daha yetenekli futbolcularımız var ama mental
olarak farklarımız var.” Dedi.
Eşi Işıl Reçber ise futbolcu eşi olmanın zorluklarından bahsederek,
“Bazen haftalar süren kamplar oluyor. Bu durumu kendinize
anlatıyorsunuz. Ancak çocuklarımıza da anlatmamız lazım. Babamızın
işi bu. Ona destek olmak aile olmanın de gereğidir. Fulya Terim
benim idolümdür. Anneliği, evini idare etmesi benim örnek aldığım
bir karakter. Keşke onun tırnağı kadar olabilsem” diye konuştu.
İKİNCİSİ OLARAK GRUPTAN ÇIKARIZ
Türkiye’nin gruptan çıkma şansını değerlendiren Rüştü, önmüzdeki
iki maçı da kazanacaklarına inandıklarını söyleyerek, “Gruptan 2.
olarak çıkacağımıza ve eleme maçı oynayarak 2012 dünya kupası
maçlarına katılacağımıza inanıyorum.” dedi.