Futbolda yapılan matematik hesapları saha içinde her zaman
karşılık bulmaz. Yani diğer bir tabirle bazen evdeki hesap çarşıya
uymaz. Bu söz Beşiktaş için geçerli değil. Beşiktaş çarşıda,
pazarda, sahada, deplasmanda kendine güvenenleri yanıltmıyor bu
sezon. Benfica ve Galatasaray maçlarında nasıl geri döndüyse dünde
Trabzon karşısında 3-2’den müthiş futbol, özveri ve güven sayesinde
dönmeyi başardı.
Trabzonspor’u mahalledeki genç,yakışıklı, çalışkan bir grup
delikanlıya benzetiyorum. Ersun hoca ilerleyen yıllarda
yazılabilecek çok güzel bir hikayenin alt yapısını kurmuş. Ama çok
eksikleri var, defansın göbeğindeki iki stoperde oyun kuramıyor,
hakeza ortasada da öyle. Herkes iyi niyetli bir şekilde çalışıyor
ama futbolda üretmek önemli. Bide önlemi zor oyuncuları yok. Mesela
Beşiktaş’ta Talisca,Q7,Babel, Oğuzhan,Abubakar vs. önlemi zor
oyuncular, ama Trabzon’da şapkadan tavşan çıkaracak oyuncu sayısı
1.5 bile değil. Castillo ve Yusuf bireysel yetenekleri itibari ile
sınıfı geçebilirler ama takımın kalanı vasat sayılır.
Şenol hoca’nın ligin ilk yarısının sonunda ‘En başarısız takım
biziz,çok puan kaybettik,girdiğimiz pozisyonları yeterince
gole çeviremiyoruz ve çok top kaybediyoruz’ şikayeti ligin ikinci
yarısında kısmen azalmıştır sanırım çünkü ilk yarım saatte resmen
Barcelona gibiydi Beşiktaş,kaybettiği topları kazanması,atak
devamlılığı vardı. Şayet 1-0’dan sonra ikinciyi bulabilseydi
belkide tarihe geçicek süper bir maç izleyemeyecektik. Enteresan
olan Beşiktaş iyiyken gol yedi,kötüyken gol attı. Maç gitti geldi
ama sonunda %51 hak eden Beşiktaş kazandı.
Ben dünya futbolunda çok az gördüm bir ortasaha
oyuncusunun bukadar kahraman olduğunu, Atiba sadece Beşiktaş için
değil Türk futbolu için bir şanstır ve oynadığı pozisyonda
dünyadaki en örnek oyunculardan biridir..