Aykut Kocaman duygularını anlattı
Fenerbahçe'nin en sıkıntılı döneminde teknik direktörlük yapan Aykut Kocaman duygularını anlattı
Fenerbahçe'nin en sıkıntılı döneminde teknik direktörlük yapan Aykut Kocaman, Şike Davası'ndaki beraat kararı sonrası yaşananları anlattı..
Mücadelelerinin dönüm noktasının 20 Eylül 2011'deki Manisaspor
maçı olduğunu belirten Kocaman, "O gün her şey kırıldı. Kadınlar ve
çocuklara karşı oynadığımız Manisa maçı. Tribünde yüreğini ortaya
koyan 46 bin kişi. Hatırladıkça hala gözlerim yaşarır" dedi.
"Gerçeklerin bir gün ortaya çıkma huyu vardır"
sözüyle sürece damgasını vuran adam... Onun bu konuşmasının
üzerinden 4 yıl geçtikten sonra Fenerbahçe beraat etti, şike ve
teşvik suçlarının işlenmediği mahkeme kararıyla ortaya konuldu.
O sözlerin sahibi Aykut Kocaman’dı... “Şike yapıldı” denilen
2010-11 sezonunun şampiyon teknik direktörü...
Kariyerini bugün Torku Konyaspor’da sürdüren ama yine de sürecin Fenerbahçe adına en önemli isimlerinden biri olan Kocaman Hürriyet Gazetesi'ne bakın neler anlattı:
NEDEN ‘KANIRTA KANIRTA’ DEDİM
"Kararı duyduğumda hissettiğim ilk şey yoğun bir ferahlama
duygusuydu. Süreçte ilk günden son güne kadar saçma sapandı her
şey... O sezon özellikle ikinci devre çok çok zor maçlar oynadık.
Biz son saniyeye kadar sonucun değiştiği maçlar oynarken, bizden
hemen sonra aynı takımlarla oynayan rakibimizin (Trabzonspor)
maçları çok daha kolay geçiyordu. ’Kanırta kanırta’ kelimesini bu
zor maçlar için söylemiştim.
'Bir bilirkişi oluşturulsun. Maçları izlesinler ve karar versinler. Şike tespit edilirse futboldan uzaklaşırım' demiştim. Bu sürecin yaşanabileceğini söylemiştim. ‘Burası muz cumhuriyeti değil’ yanıtını almıştım. Bugün gelinen nokta ortada...
"O KADINLARIN TEPKİSİ HERKESİ ŞÖYLE BİR SİLKELEDİ"
Bu sürecin kırılma noktası ise nettir. Biliyorsunuz son dönemlerde her sezon başında bize 4-5 maç ceza veriyorlardı. Her sezona böyle başlıyorduk. Sonra bir gün kadınlar ve çocuklara da açalım dediler maçı. O gün o kadınların yüreğini ortaya koymasını, içtenliğini, cesaretini unutamıyorum. O gün her şeyin kırıldığı gün oldu. Demek ki kadınlar yerine ‘77 yaş üstünde olanlar bu maçı izlesin’ deselerdi o gün o stadı 77 yaş üstü Fenerbahçeliler de dolduracaktı. O kadınların tepkisi, bir araya gelişleri, demokratik duyarlılıkları herkesi şöyle bir silkeledi. O gün aklıma geldiğinde hala boğazım düğümleniyor. Gözlerim yaşarıyor.
"NEFES NEFESE AİLEM İÇİN TRİBÜNE KOŞTUM"
12 Mayıs 2012 tarihi unutulmazdı. Galatasaray maçı sonrası sezonu
şampiyon olamadan bitirmenin hüznü ile soyunma odasına gittik.
Taraftarlar bizi alkışlamıştı, hüznümüzü yaşıyorduk. Sonra 10-15
dakika sonra gaz kokusu gelmeye başladı. O sırada tribünde eşim,
iki kızım, kardeşim ve yakınlarım vardı. Önce telefonla konuştuk,
sonra o irtibat kesildi. Tribüne doğru çıktım. Eşimi ve bir kızımı
buldum. Diğer kızım ve yakınlarım ile başta irtibat kuramadım.
Böyle sıkıntılar yaşadık. O gün polisin maç biter bitmez sahaya
girmesi de dahil her şey saçma sapandı. Aslında orada yaşananlar
başıyla sonuyla, güvenlik güçlerinin tavırlarıyla, bugün geldiğimiz
nokta için sinyal veriyordu, doğru okuyabilene...
"BİR DE BAKTIM Kİ VEDERSON İLK 11'DE!.."
Unutamadığım olaylardan bir tanesi de Bursaspor maçıydı. Maç öncesi
otelde tahliye haberleri gelmişti. Önce bir sevinç oluştu sonra
bizden kimsenin olmadığını görüp üzülmüştük. Bursaspor’un solbeki
Gökçek Vederson da yasaklıydı. Bursaspor’da genç bir solbek vardı.
O da cezalıydı. Otelde Bursaspor’un sol kanadındaki zafiyeti takıma
anlattım ve oyunu oraya yıkacağımızı söyledim. Sonra stada gittik.
Takımımın kadrosunu tahtaya yazdım ve Bursaspor’un kadrosunu
beklemeye başladım. Bir de baktım ki Gökçek Vederson ilk 11’de!..
Takıma ne diyeceğimi şaşırdım. Tüm stratejimizi bunun üzerine
kurmuştuk. Nasıl çevireceğim ne diyeceğim diye düşündüm. Sonra
takıma döndüm ve 'Mutlu bir olay yaşadık. Bugün bir arkadaşınızın
yasağı kalktı ve bize karşı oynayacak' dedim... Her şey sanki bizim
aleyhimize ayarlanıyordu."