Kulübe verdiği zararı gördüğü halde Fenerbahçe
zırhını çıkartmak istemeyen bir başkanın son çırpınışlarını
izliyoruz. Koltuk sevdalısı değilim ama diye başlayan
açıklamalarına defalarca şahit olmamıza rağmen bir türlü
Fenerbahçe’nin yakasını bırakmayan Aziz Yıldırım için ne söylesek
bir anlam ifade etmiyor. Anlamak istemiyor. Kendisini kimse
istemiyor. Tesisleşme dedik, branşlaşma dedik, 3 Temmuz sürecinde
destek verdik ama sana bu konularda destek veren taraftar sportif
anlamda seni başarısız buluyor ve gitmeni istiyor.
Ben
de köşemde defalarca istifaya davet ettim. Gözleri görmez,
kulakları duymaz olmuşcasına umursamayan bir başkan ile karşı
karşıyayız. Takımı başarıya götüren, çıtayı yükselten kim varsa tek
tek gönderdi. Takımın ayarlarını bozdu. Taraftarı tribünlerden
soğuttu. Ali Koç’un başkan adaylığını açıklaması bile tribünlere
insanların gelmesine vesile olmuştu. Aziz Yıldırım gitmeden o
tribünler dolmaz. Futboldan anlamayan yöneticilerle bu iş gitmez.
Basketbol takımına neden kimse bir şey demiyor. Onların işine
karışsaydınız aynı futbol gibi olurdu. En iyi hoca geldi ve işine
karışılırsa çalışmam dedi. Yöneticiler karışmayınca da işler tıkır
tıkır işledi. Takım yenilse bile onları ayakta alkışlayan bir
taraftar var. Futbol takımında olmayan ruh basketbol takımında var.
Taraftar da sahaya ruhunu yansıtan oyuncuları desteklemekten geri
kalmıyor.
Kumpas davası konusunda Fenerbahçe taraftarı her
zaman Aziz Yıldırım’ın yanındadır. Bu konuda şüphesi olmasın. Fakat
yöneticiliği döneminde rakiplerinin daha fazla şampiyon olduğunu
bile bile hala o koltukta kalmak takımı
yalnızlaştırıyor.
Siz
bırakın, tribünler dolsun!
Siz
bırakın, Fenerbahçe ruhu geri gelsin!
Siz
bırakın, başarı gelsin!
Siz
bırakın, Fenerbahçe kazansın!