Başakşehir'in şampiyon olacağını iddia etti
Sezon başında Başakşehir’den St.Pauli’ye kiralık olarak giden ve 4 gol, 5 asistlik performansla adından fazlasıyla söz ettiren Enver Cenk Şahin, Başakşehir'in şampiyon olacağını söyledi.
Ülkemizde düzenlenen U20 Dünya Kupası’nda en dikkat çeken yıldız adaylarımızdan biriydi. Çalıştığı her teknik adam, onun için, ‘Türkiye liglerinin en hızlı oyuncusu’ dedi.
Başakşehir’de TFF 1. Lig şampiyonluğu yaşarken takımın en
üretken isimlerindendi. Ancak beklediği süreyi bir türlü bulamadı
ve sezon başında kariyeri için yepyeni bir sayfa açtı. Almanya 2.
Lig takımı St.Pauli’nin yolunu tutan Enver Cenk Şahin, forma
giydiği 20 maçta 4 gol attı, 5 asist yaptı. İki kez ayın futbolcusu
seçilirken şimdiden teklifler de almaya başladı. 22 yaşındaki
oyuncu kısa sürede yaşadığı değişimi ise Alman disipliniyle
özetledi. İşte Fanatik Gazetesine konuşan Enver Cenk
Şahin'in açıklamaları;
‘Risk almak zorundaydım’
“Buraya gelmek iki sene içinde oluşan bir süreçti. İki sene önce de
böyle bir tercih yapmıştım ama kulüp izin vermemişti. Sezon başında
Abdullah hocamla konuştum. Anlaştık. Benim de hedeflerim Avrupa’da
oynamak olduğu için menacerimle konuştuk. Riskli gibi görünebilir.
Ancak Alman futbolunu konuşmaya bile gerek yok. Güzel bir tercih
oldu. 2-3 ay zorluk yaşadım. Dil ve ev konusunda ama adapte olmam
uzun sürmedi.”
‘Visca’nın formu hayırlı oldu’
“Sisteme ayak uydurunca sorun olmuyor pek. Oyununuzu sahaya
yansıtmanız hoca tarafından ödüllendiriliyor. Adaptasyon ne kadar
çabuk olursa o kadar kolay oluyor her şey. Almanlar mesafeli
insanlar, ne kadar sıcakkanlı olursanız size aynı dönüşü
yapabiliyorlar. Biz bu süreci iyi atlattık. Şu an iyi durumdayız.
Visca’nın performansı ve Abdullah hocanın kararları etkiliydi daha
fazla şans bulamamamda. Visca iyi bir performans sergilediği için
onun arkasında duruyordu. Bizim için böylesi daha hayırlı oldu.
Umarım uzun yıllar kalıcı olurum.”
‘Kamp yok, oda yok’
“Almanya’da herkesin sorumlulukları var. Ayakkabı yıkamasından,
getirmesine herkesin bireysel sorumlulukları var. Yani ayakkabını
getirip yerine koymazsan maça kimse senin ayakkabını getirmez.
Ciddiyet çok önemli. İlk zamanlarda zorlandım biraz bu açıdan.
Alıştıktan sonra keyifli ama. Burada çift antrenman oluyor mesela.
Türkiye’deki gibi kulüp binasında odalar yok. Evine gidiyorsun,
geri geliyorsun. Alman disiplinini sonuna kadar
hissedebiliyorsunuz.”
‘Fiziksel fark idmanlardan’
“Biz haftada iki gün fitness yapıyoruz hocalarımızla. Mesela
Türkiye’de şöyle bir şey var. Maç bitiyor. Ertesi gün yenileme
antrenmanı yapılıyor. 20 dakika koşuluyor, saunaya giriyorsun eve
gidiyorsun. Şimdi ise takımla birlikte streching, koşu yapıp,
peşine Fitness’a girip ağırlık çalışıyorsunuz. Aradaki fark belki
de bu. Fiziksel olarak çok daha güçlü hissediyorsunuz
kendinizi.”
‘Abdullah hoca sayesinde’
“İlk gittiğimde bana 2-3 hafta sonra seni oynatmayı düşünüyoruz
demişlerdi. Oynatmadılar, çünkü istedikleri sisteme ayak
uyduramadım. Daha iyi alışamadığım için. Türkiye’de takımlara
baktığımızda bazı takımlar dışında belli bir sistemi olmayan
takımlar var. Ama Almanya’da böyle bir şey yok. Her hocanın,
takımın belli bir sistemi var. Abdullah hocayla çalışmış olmam
taktiksel açıdan uyum sürecimi hızlandırdı. Bana çok şey
kazandırdı, özellikle de takım savunmasına katkı. Sürekli zaten
Almanya’ya giderdi kendisini geliştirmek için.”
'Almanya’da papaz yok’
“Almanya’da abilik kavramı yok. Yalnızca yaşları dolayısıyla
tecrübesinden yararlanarak tavsiyeler veriliyor genç oyunculara.
“Abilik” kavramı pek bulunmuyor. Türkiye’de “papazlık” da derler
buna ancak Almanya’da kesinlikle böyle bir durum yok. Almanya’da
oynayan da oynamayan da yaptığı işin bilincinde. Konulara ortak
pencere gözünden baktıkları için Türkiye’ye göre biraz
aşmışlar.”
'Taraftarlık böyle olmalı'
“Bu kulübün çok önemli bir şansı var. Takım ne kadar kötü olursa
olsun takımını yalnız bırakmıyorlar. Türkiye’de ben hiç görmedim.
Türkiye’de 17 maçta 2 galibiyet alan takımın hocasının ikinci
yarıya kadar hiç sanmıyorum ki tutacaklar. Benim açımdan avantaj
oldu. Oynadıkça fiziksel olarak yükseldikçe, her şey güzel oldu.
Taraftarlarımızla aramız da iyi. Bu kadar kötü gidişatta taraftarın
böylesine desteği yanımızda olması Türkiye’de pek görülebilecek bir
şey değil. Türkiye’de göremeyiz böyle bir şeyi. En çok buna
şaşırdım.”
‘Şampiyon Başakşehir’
“Benim için bir tesadüf değil. Çünkü iki senedir içinde bulunduğum
bir takım. Bu sene daha iyi oyuncular transfer etmiş daha iyi bir
takım görüntüsüyle başladılar lige. Zaten ligin takım kalitesinde
kaynaklanan bir sorunun olmasını iyi değerlendirdiler. Özellikle
büyük maçlarda da iyi oynadılar. Bence Beşiktaş'ın son maça kadar
peşinde olacaklar. Ve şampiyon olacaklar.”
‘Arda abi örneğimiz’?
İdolün kim? “Düşünce olarak dersem Türkiye’nin gururu olan Arda
Turan’ı söyleyebilirim. Çünkü parayı değil kariyeri seçti.” Enes
Ünal da bir örnek mi sizin için? “Genç takımlarda oynadığım en
yetenekli oyunculardan biri. Cidden kalitesi var. Manchester City
gibi büyük bir kulübe imza attı. Daha iyi şeyler yapacağına
inanıyorum. Çünkü bunu yapacak potansiyele sahip bir oyuncu.