Bayern Münich yönetimi Ocak 2013’te bir sonraki yıl
Guardiola ile çalışacaklarını duyurduklarında, şüphesiz sezon sonu
büyük bir paradox yaşayacaklarından habersizlerdi. 2012-2013 sezonu
sonunda Jupp Heynckes yönetimindeki Bayern Münich sezonu biri
Şampiyonlar ligi biri Bundesliga olmak üzere toplam 3 kupa ile
kapatmış ve adeta Bayern’li yöneticileri ateşe atmıştı.
Beğenilmeyen Jupp Heynckes çıtayı öyle bir noktaya
getirmişti ki, yerine gelen Guardiola’nın Şampiyonlar ligi
kazanmasından başka seçenek kalmamıştı. Nitekim Münih’te 3
yıl çalışıp 3 Bundesliga şampiyonluğu kazanmasına rağmen bir çok
Alman futbol otoritesi Guardiola’nin Münih serüveni için pek
sevimli şeyler söylemezler. Çünkü Guardiola Münih’te geçirdiği 3
sezon boyunca Şampiyonlar ligini kazanamamıştı.
2017-2018 sezonuna soru işaretlerine rağmen Ancelotti ile
başlayan Münih’li yöneticiler, işler yolunda gitmeyince 4 yıl önce
3 kupasıyla kapının önüne koydukları Jupp Heynckes’e sarıldılar.
Tam da bundan sonrası bizi çok daha fazla ilgilendiriyor…..
Jupp Heynckes her Alman gibi çok disiplinli bir antrenör.
İlerlemiş yaşına rağmen takımlarını çağdaş antreman teknikleri ile
çalıştıran Hoca genel olarak 4-2-3-1 sistemini tercih ediyor.
Kaldıki tercih ettiği sistem mevcut kadronun kimyasıyla çok uyumlu.
9 numaralar bazında değerlendirğimde Avrupa’nin en iyi 3
santroforlarından biri olan Levandovski’ye sahip. Hem duran
toplarda hem akan oyunda hareketli becerikli bir forvet.
Kanatlarda Coman ve Ribery gibi yetenekli süratli oyuncuları var.
Coman’ı özellikle PSG maçında çok beğenmiştim. Geçtiğimiz yıl
jübile yapan Xabi Alonso yerine, Lyon’dan da tanıdığımız Tolisso’yu
trasfer ettiler ve çok isabetli bir transfer oldu bu. Ruby çok
görünmese de orta sahaya ciddi dinamizm katıyor.
Kimmich-Hummels-Süle-Alaba dörtlüsünden oluşan defans hattı ise
alternatifleri ile birlikte Şampiyonlar ligi son 16 turu seviyesi
için yeterince kaliteli ve tecrübeli. Neuer şu aralar sakat
ve Beşiktaş maçlarına yetişmesi zor görünüyor, sanırım Beşiktaş’ın
en büyük avantajı bu. Yerine gelen kaleci Ulreich ise genç
bir kaleci olmamasına rağmen bu seviyede çok tecrübesi yok.
Üstelik uzun boylu olması yerden sert şutlarda kendisine dez
avantaj sağlıyor. Bayern kadrosunda saymadığımız tek oyuncu James
Rodrigues; 2014 Dünya kupası sonrası büyük sükse ile transfer
olduğu Real Madrid’de hem yeterince değer görmedi hemde özellikle
son dönemlerde formada vermedi Zidane kendisine. James çok
yetenekli ama aynı zamanda duygusal bir oyuncu. Özgüveni
yüksek olursa tek başına rakibi ekarte edebilecek özelliklere sahip
ama duygusal olduğu içinde doğru markaj altında pasifize olabilir.
Beşiktaş’ta bu işi yapacak tek bir oyuncu var Gary Medel.
Şenol Hoca daha önce Milli takımlar düzeyinde defalarca
karşılaşmış oldukları için James’i durdurma görevini Medel’e
vermeli. Eğer Beşiktaş James’i kitler ve oyundan düşürürse bu
Bayern’in mevcut oyun planını tümden etkiler ve pas bağlantılarını
kesebilir.
Ben ilk maçın deplasmanda olmasını bir dezavantaj olarak
görüyorum. Dolayısıyla Beşiktaş’ın öncelikli planı gol yememek
olmalı. Bunu başarabilir bide üstüne hızlı hücumlarla bir de gol
bulursa, Lens’in rüyası asıl o zaman gerçek olur..