Benim için G.Saray ile Fener kapıştı!
3 büyük takımda da forma giyen unutulmaz futbolcu Sergen Yalçın verdiği ropörtajda çarpıcı konulara değindi..
Sergen Yalçın: "Hayatımda üzüldüğüm ender anlardan
birisidir. Bütün Beşiktaş tribünü değil, küçük bir kesimin bana
kötü tezahürat yapması çok acı verdi.O statta tarih yazmış bir
futbolcu olarak, kulübün menfaatleri adına televizyonda konuşurken
bu kulübe hiçbir şey katmamış bir yabancı oyuncu uğruna bana kötü
tezahüratlar yapılması içimi çok acıttı"
Sergen Yalçı'ın Vatan'a verdiği röpartajından
bölümler:
Yetenek Sizsiniz nasıl gidiyor?
Bu yarışma benim tarzım dışında farklı bir konsept. Acun’dan ilk
teklif geldiğinde biraz şaşırdım. Sonra çok mantıklı geldi ve
hoşuma gitti. Ben erkeklere hitap eden bir iş yapıyordum, bu
program ise herkese hitap ediyor. İşimi iyi yapabilirsem beni başka
bir yere taşıyacağını düşündüm. Televizyonculuğu seviyorum ve devam
etmek istiyorum. Teknik direktörlük ve menajerlik gibi işin
“sporculuk kısmını” şimdilik ikinci planda bıraktım.
Günlük yaşantınızda daha komik ve hareketlisiniz
sanki...
Hülya ile Acun’un üçüncü seneleri, kendi aralarında bir diyalogları
var. Ben sonradan dahil oldum, şu anda daha gözlemleme
sürecindeyim. Bir de bu programda espri yaparken bile çok düşünmek
gerekiyor. Zaten “hayır” derken bile zorlanıyorum. Karşındaki
yarışmacıyı kırmamak, ezmemek gerekiyor. Aklına geleni söylersen
izleyiciye antipatik gelebilirsin. Bu yüzden bir kontrol
mekanizması gelişti bende... Biraz daha girişken olabilirim ama
şimdilik bu kıvam iyi diye düşünüyorum. Arkadaşlarım da bana, “Sen
aslında durum komiği adamısın, burada yeteneğini kullanmıyorsun”
diyorlar. Başlangıç olarak biraz daha dikkatli davranıyorum.
Hülya Avşar ile iyi anlaşıyor musunuz?
Hülya ile önceden de arkadaşlığımız vardı ama çok samimi değildik.
Şimdi çok samimiyiz, Hülya her şeyi aşmış, çok komplekssiz bir
kadın. Benim anlaşabileceğim bir insan. Artık çok iyi arkadaşız.
Aynı zamanda spor yorumculuğuna da devam ediyorum. Biz
programlarımızda futbol dışında hiçbir şey konuşmuyoruz. Aslında
artık kimse televizyonda kavga dövüş görmek, şarlatanlık yapanları
izlemek istemiyor. Ama bazı arkadaşlar bu gerçeği hiç
anlamıyor.
Ekranda futbolculuktaki kadar iyi para kazanıyor
musunuz?
Rahat yaşayacak kadar para kazanıyorum. Bu sektörde kazanabilecek
orta düzeyde bir gelir elde ediyorum. Televizyonculuğu seviyorum ve
devam etmek istiyorum. Hayatımda para şu anda ikinci planda...
4 büyüklerde oynadım, 100. yılında
Beşiktaş’ı şampiyon yaptım”
Sergen Yalçın denince, herkesin aklına önce dört büyük
takımda birden forma giymeniz geliyor. Nasıl oldu bu?
İsteyerek takım değiştirmedim, şartlar öyle gerektirdi. Beşiktaş’ta
sorunlar yaşadım ve ayrılmak zorunda kaldım. Beni almak için
Galatasaray-Fenerbahçe birbirine girdi, ben de Fenerbahçe’yi tercih
ettim ama sonra Aziz Yıldırım ile anlaşamadım. Galatasaray’da bir
dönem çok mutluydum. Beşiktaş’a dönmek istedim çünkü ayrıldığımdan
beri Beşiktaş hiç şampiyonluk yüzü görmemişti. Geri döndüm ve 100.
yılda Beşiktaş’ı şampiyon yaptım. O dönem en çok istediğim şeydi ve
bunu başardım. Ama takım değiştirmem konusunda başka etkenler de
vardı. Türkiye’de kulüp başkanları ve yöneticileri ile çalışmak hiç
kolay değil, bu camiada çok kompleksli insanlar var...
Dört büyük kulübün camialarının birbirinden ne gibi
farkları var sizce?[page_end]
Dört büyük takımda da oynadım, dördünün de farklı özellikleri var.
Hiçbir camiada çok sorun yaşamadım. Rahat bıraksalar hiç sorun
çıkmaz. Ama benimle kavga yaşamak isteyenler olduğunda ben de
tavrımı koyarım. Beşiktaş’ta Daum ve Tigana ile Fenerbahçe’de ise
Zeman ile yaşadım. Bunlar kompleksli isimlerdi. Bu tarz adamlar
yıldız oyuncularla her zaman sorun yaşar. Teknik Direktörler beni
rahat bıraksalardı sorun olmazdı. Özgürlüğümü engellememeleri
gerekiyordu. Yıldız futbolcular biraz kendi başına buyruktur. Zidan
da böyleydi, Platini de...
Futbolla ilgili pişmanlıklarınız neler oldu?
Yaptığım hiçbir şeyden pişman olmadım. Hata yaptım mı? Evet ama
dönüp baktığımda iyi ki yapmışım diyorum. Bir daha geri dönsem yine
yaparım. Erken yaşta şöhret oldum, istediğim her şey vardı. 19
yaşında çok popüler olup, kontrollü olmak kolay değil. Tabii ki
hata yapacaksın, gerçi ben biraz fazla yaptım ama geriye dönüp
bunları sorgulayamam. Yıllarca TV’ler yüzünden yanlış tanıtıldım.
Bir gün dışarı çıkıyorum, haftanın beş günü gazetede ve
televizyondayım. Basın yüzünden çok mağdur oldum. Bir arkadaşımla
bile rahat yemek yiyemez duruma geldim. Halbuki düzenli bir hayatım
vardır. Futbol oynarken 5’er yıllık iki ilişkim oldu.
''At yarışını bıraktım ama ara sıra iddaa
oynuyorum”
Futbolcuyken Bayern Münih’e transferiniz nasıl suya
düşmüştü?
Almanya-Türkiye maçından sonra Bayern Münih’in Başkanı Beckenbauer,
Şenez Erzik’i aramış, o da beni aradı, “seni almak istiyorlar”
dedi.
Ben de “tamam” dedim. Bir süre geçti ses yok, ben de merak ettim
Şener Erzik’e sordum. Adamlar seni araştırmışlar ve vazgeçmişler
dedi.
Ne sebeple vazgeçmişler?
Ne ararsan var ben de... Olmayan bir şey yoktu ki... (gülüyor)
At yarışı gibi alışkanlıklarınızdan bahsediyorsunuz
sanırım, hâlâ devam ediyor musunuz?
Hepsini bıraktım. Çok vaktimi alıyordu. 6 aydır oynamıyorum. Atım
da yok artık. O sektörden tamamen çıktım, ama hâlâ arayıp tüyo
isteyenler oluyor. Sadece ara sıra boş vakitlerimde iddaa oynadığım
oluyor.
İddaa demişken, sizin Beşiktaş’ta oynarken Chelsea’ye iki
gol attığınız maçta bahis oynadığınız ve büyük para kazandığınız da
iddia edildi. Doğru mu?
Öyle bir dedikodu var (gülüyor). Belki ben değil de başkası benim
adıma oynamıştır. Kim bilir? Ben oynamadım desem kesinlikle yalan
söylemiş olmam ama belki benim adıma biri oynamıştır. Neden
olmasın?
''Yöneticiler hem işi bilmiyor hem de her
şeye karışıyor, ileride teknik direktörlük
yapabilirim”
Türk futbolu büyük kaos içerisinde. TFF başkanı istifa
etti. Neler olacak?
TFF başkanı özelinde konuşmuyorum ama genel olarak Türkiye’de
ayağına top değmemiş, bu oyundan anlamayan adamlar futbolu
yönetiyor. Sonra da ‘Türk futbolunu kurtarmanın çabasını veriyoruz,
Türk futbolunu kalkındıracağız’ diyorlar. Gerek TFF’de gerekse de
kulüplerde futbolu bilen, geleceğe görebilen bir ekip olmalı.
Herkes bildiği işi yapmalı. Ben muhasebecilik yapıyor muyum,
yapmıyorum. Kulüp yöneticileri hem işi bilmiyor hem de her şeye
karışıyor. Çünkü TV’ye çıkıp popüler oluyor. Türkiye’de insanlar
şöhret olmak için yönetici oluyorlar. Futbolu değil sahip
olacakları gücü seviyorlar.
Altyapı antrenörlüğüne başlamıştınız, niye
bitti?
Antrenörlük hiç başlamadı. O dönem sadece Beşiktaş’ta bir staj
dönemi geçirdim, altyapı antrenörlük belgesi için staj yapmam
gerekiyordu. Aslında yapabilirdim ama gördüm ki Türkiye’de alt yapı
antrenörlüğü yapılmaz. Türk futbolunda altyapı diye bir şey
kalmamış. Kulüpler hiç önem vermiyor, altyapıları bitmiş. Altyapıda
çalışmak benim için zaman kaybı olurdu. Artık ülkemizde genç oyuncu
çıkması çok zor, çıkarsa da kendi yeteneği ile çıkacak. Bu kadar
kalabalık bir ülkeyiz ama dışarıdan çok futbolcu alıyoruz.
Milli servetimizden gidiyor. Maalesef Türkiye’de altyapı olayı
bitmiştir. Altyapı antrenörlüğü olmazsa bile bir gün teknik
direktörlük olabilir. Başarsızlık korkum yok. Her şey kontrolümde
olursa başarı da gelir. Ben Türk Futbolu’nda önemli bir ismim,
başarısız olmak gibi bir lüksüm yok.
“Guti uğruna bana kötü tezahürat yapılması
içimi acıttı”[page_end]
Spor yorumculuğunun da zorlukları var. Bir keresinde
Beşiktaş seyircisi bile size tepki göstermişti...
Hayatımda üzüldüğüm ender anlardan birisidir. Bütün Beşiktaş
tribünü değil, küçük bir kesimin bana kötü tezahürat yapması çok
acı verdi.
Ben o statta çok şampiyonluklar kazandım. Goller attım, ismime
besteler bile yapıldı. Böyle tarih yazmış bir futbolcu olarak,
kulübün menfaatleri adına televizyonda konuşurken bu kulübe hiçbir
şey katmamış bir yabancı oyuncu uğruna bana kötü tezahüratlar
yapılması içimi çok acıttı.
Kimdi o futbolcu?
Guti... Ama en güzeli benim dediğim her şeyin doğru çıkması oldu.
Zaten tezahürat olayında da bir provakasyon vardı ama onu açıklamak
istemiyorum. Ancak benim Beşiktaş tribünüyle aramda kötü bir şey
olamaz. Ama yine de o günden beri hiç maça gitmedim.
“Kulüpler sembol oyuncularına sahip
çıkmıyor”
Beşiktaş’a kırgınlığınız var mı?
Hayır ama Türk futbolunda yanlışlar var. Hiçbir kulüp kendi sembol
oyuncusuna sahip çıkmıyor. Halbuki Avrupa’da kıymet biliyorlar.
Manchester United’lı futbolcu Giggs, 40 yaşında ve hâlâ futbol
oynuyor. Yönetim futbolcuya “Sen ne zaman istersen o zaman
bırakırsın” diyor. Adamlar sembol isimlerinin formasını bile
kimseye giydirmiyor. Biz ise futbolcuyu kendi kaderine terk
ediyoruz.
Messi mi? Ronaldo mu?
İkisinin de farklı özellikleri var. Barcelona çok üst düzey bir
takım, Messi yokken de çok iyi işler yapıyorlar. Tabii ki Messi
üstün bir yetenek ama arkasında Xavi, İniesta gibi çok üst düzey
oyuncular da var. Benim arkama verin onları bakın neler yapıyorum.
Arkanda oynayanlar iyiyse, sahada şahaneler yaratırsın. Ama
Ronaldo’nun takımı o kadar iyi değil. Şahsi özellikleri sayesinde
bir şeyler yapıyor.
Türkiye’de kimleri beğeniyorsunuz?
Arda ve Burak’ı beğeniyorum. Galatasaray’da Emre Çolak var, çok iyi
oyuncu olacak.
“İlk görüşte aşka inanıyorum, doğru insanı
bulursam evleneceğim”
Özel hayatınız nasıl gidiyor?
“Yetenek Sizsiniz” çekimleri çok vakit alıyor, ayrıca kendi spor
programlarım da var. O yüzden özel hayatıma pek özen
gösteremiyorum.
Yeni bir sevgili bulduğunuzu duyduk ama...
Melike’den (Melike İpek Yalova) bahsediyorsunuz. Basın bu olayı
abarttı, biz Melike ile aslında arkadaşız. Aynı arkadaş grubunun
içindeyiz. Basının gösterdiği gibi bir şey olmadı. Önce bizi
sevgili yaptılar, sonra da ayırdılar. Halbuki yoktu öyle
şeyler...
Sergen Yalçın hiç evlenmeyecek mi?
Evlenecek, niye evlenmesin! Ama evliliği düşündürecek biri olması
lazım, bir şeyler yaşanması lazım. Evlenmeyi istiyorum ama şu anda
hayatımda kimse yok. Önce doğru insanı bulmam gerekiyor. Onu
bulmadan bu soruya cevap vermek zor...
Peki ne arıyorsunuz? Popüler esmer kızlar çekim alanınızda
galiba...
Benim kız arkadaşlarım hiç de popüler insanlar değildi. Hepsi benim
sayemde popüler oldu. Esmer kadınları sevdiğim ise doğru. Ama ne
aradığımı bilmiyorum... Kim biliyor ki zaten! Önce kafa
yapılarımızın uyması lazım. Uymayınca güzelliğin de hiçbir önemi
yok. Galiba ilk görüşte aşka inanıyorum. Şu anda yalnızım ve bu
halimden de mutluyum. Hatta en mutlu olduğum anlar evde yalnız
olduğum zamanlar.
Nasıl bir sevgilisiniz?
Vallahi benden sevgili olmaz. Ben kendi rahatlığına önem veren
biriyim. Çok başıma buyruğum, kontrol edilmesi zor bir insanım.
Benim birlikte olacağım kadının rahat olması ve bana baskı
yapmaması lazım. Eğer beni sıkarsa dünyanın en güzel kadını olsa
fark etmez. Bana güvensin istiyorum. Ama sevgilim olursa ona çok
değer veririm, her şeyini düşünürüm. Yerine göre duygusalım ama hiç
romantik değilim. Sevgilim için o gün yapılması gereken neyse onu
yaparım, görev adamıyım. Zaman zaman sürprizler de yaparım.
Kız arkadaşınız için hiç ağladınız mı?
Ağladım...
Kadınlar komik erkeklere bayılıyor mu?
Aslında kadınlar özgüvenli erkekleri seviyor, sadece komik tipleri
değil. Ama hepsi de onları sevecek değil elbette..