Beşiktaş'ın transfer bilmecesi
Quaresma transferinin büyük ihtimalle gerçekleşmeyeceğinin ortaya çıkmasından sonra, Beşiktaş'ın iyi bir transfer için hangi yolu izlemesi gerektiği tartışma konusu oldu.
İşte Dizdar'ın yazısının bir kısmı;
Gelinen noktada bu transferin büyük ihtimalle gerçekleşmeyeceği ortaya çıktı. Yöneticilik açısından bakıldığında gerek transfer yönteminin yanlışlıkları, gerek hedeflenen isim açısından operasyonun en başından hayli acemice yürütüldüğü belliydi.
Öte yandan bu kadar parayı gözden çıkarmaya değer miydi, o da
ayrı konu.
Quaresma olmadı, bence daha hayırlı oldu. Mesele tersten
okunduğunda “Beşiktaş’ın elinde ciddi bir para kaldığı,
kâra geçildiği” bile söylenebilir.
*
Peki ‘önemli oyuncu’ alınamıyorsa başka yol yok
mudur? Vardır elbet, yeni ve devrimci bir modele geçmek... Elde iki
de başarılı örnek var. Ya Barcelona modeli, ki Beşiktaş bu modelin
neredeyse Türkiye şubesi sayılır, ya Arsenal modeli... Arsenal
Wenger’in yaptığı gibi becerikli çocukları 15-16 yaşındayken takıma
katmak ve bunda ısrar etmek. Bunun içinde gerekli olan şey;
“iyi bir yönetici dili...”
*
Hal böyle olunca bu yöneticiler de “Q7 olmadı, ikinci el
bir BMW X5’e bakar sonra da gider LPG'li bir Hyundai Elentra
alırız. Yeter ki, farları xenon olsun” derler...