Bilic o iddialara son noktayı koydu
Slaven Bilic, gündemdeki sorular, şampiyonluk savaşı ve geleceğine dair birçok konu hakkında samimi ifadeler kullandı.
Bu sezon Avrupa'da başarılı sonuçlara imzasını atan, Süper Lig'de ise Galatasaray ve Fenerbahçe ile kıyasıya bir şampiyonluk yarışı içinde olan Beşiktaş'ın teknik direktörü Slaven Bilic, gündemdeki sorular, şampiyonluk savaşı ve geleceğine dair birçok konu hakkında samimi ifadeler kullandı.
İşte şimdi söz, Siyah-Beyazlılar'ın kalbinde kısa sürede büyük bir yer kazanan Hırvat hocada:
"Beşiktaş'taki geleceğim sezon sonunda belli olacak. Yönetimle henüz bu konu hakkında konuşmadık. Kontratımın son senesi için 500 bin Euro'luk bir tazminat bedeli bulunuyor. Hangi taraf devam etmek istemezse, karşı tarafa bu rakamı ödemesi gerekiyor. Ancak bu önemli bir rakam değil. Ben yaptığım işten gayet memnunum. Görevimi de iyi yaptığımı düşünüyorum. Söylenenlerin aksine kimseden bir teklif almadım, kimseyle de görüşmedim."
'Jose Mourinho değilim...'
"Sürekli bir West Ham United dedikodusu dolaşıyor. Ancak onlarla hiçbir temasım olmadı. İngiliz ekibi beni 2008 ve 2010'da istemişti. O zaman Hırvatistan Milli Takımı'nın başındaydım ve kalmayı tercih etmiştim. Benim yerime yönetimin, Mircea Lucescu ile görüştüğüne inanmıyorum. "
"Fenerbahçe, Gençlerbirliği'ne kaybettiğinde de Lucescu'nun ismi, onlar için geçmişti! Bunları duyup, ağlayıp sızlanacak bir durumum yok. Ben sadece kalan 8 haftaya konsantre olmuş durumdayım. Kendimi Jose Mourinho olarak görmüyorum. Ancak Avrupa'da iyi bir kariyerim olduğunu düşünüyorum. Eğer Beşiktaş'ta iyi işler yapabilirsem, kariyerimde daha büyük yerlere gelirim."
'En kötü Split'e dönerim'
"Beşiktaş Yönetimi, benimle mutlu olduğunu söylerse, şartlar uyarsa devam ederim. Tam tersi olursa, ya başka bir yerde çalışırım ya da dinlenirim. Hayatta bir sonraki gün ne olacağını bilemezsiniz. Her şeye hazırlıklıyım. Böyle durumlar beni korkutmuyor. En kötü memleketim Split'te giderim ve Hajduk Split'te genç takım oyuncularını 3-4 ay belki de 1 yıl bile çalıştırırım. "
"Ayrıca şunu unutmayın, ben artık Beşiktaşlı'yım. Türkiye'de Galatasaray, Fenerbahçe ya da başka bir takım çalıştırmam çok zor. Belki ileride başka bir yere gider, aradan 3 sene geçer ve Beşiktaş, 'Sana ihtiyacımız yok' derse, ancak o zaman diğer takımları düşünebilirim."
'Kazanma baskısı bazen yoruyor'
"Kulübü, taraftarları, İstanbul'u ve buradaki mücadeleyi seviyorum. Ancak sürekli, 'bu maçı kazanmalısınız' baskısı, bazen insanı rahatsız ediyor ve yoruyor. Futbolda benim için üç şık var: Harika sezon, iyi sezon ve kötü sezon. Bizim için bu sezon kesinlikle kötü değil. Şu an itibariyle iyiyiz, çünkü hâlâ şampiyonluk şansı olan 3 takımdan biriyiz ve Avrupa'da da önemli işler yaptık. Eğer şampiyon olursak, işte o zaman 'harika sezon' olacak. Hepimizin istediği de bu. Bunun için de sonuna kadar savaşacağız."
"Her Beşiktaşlı gibi ben de Vodafone Arena'nın en kısa sürede bitmesini bekliyorum. 2015 yılı içerisinde biterse bu gayet iyi olur. Yönetim, inşaatı bitirmek için elinden geleni yapıyor. Stat yapmak gerçekten pahalı bir iş. Evimizde oynamamak ise büyük bir problem ve sürekli seyahat etmemize neden oluyor. Ben, bu sezon iç saha maçlarını Fatih Terim Stadı'nda oynamamızı istiyordum. Eğer biz Beşiktaş'sak, milyonlarca taraftarımız ve Çarşı'mız varsa, Türkiye'nin en büyük kulüplerinden bir tanesiysek, istediğimiz yerde oynama fırsatı bize verilmeliydi. Tabii ki Galatasaray, Fenerbahçe ya da Kasımpaşa'nın statları için bunu demiyorum ama, Fatih Terim Stadı, İstanbul'a ait bir spor kompleksi."
'Daha fazla şansımız olurdu'
"Ancak biz bu stadı, son maçta Başakşehir'e karşı oynarken kullandık! Bu enteresan bir durum. Bahane üretmiyorum ama şu bir gerçek, bu sezonu kendi evimizde oynasaydık, zirve yarışında kesinlikle şimdikinden daha fazla şansımız olurdu. Galatasaray ya da Fenerbahçe iç saha maçlarını sahalarında oynarken biz, Konya'da, Ankara'da, Olimpiyat'ta ve Fatih Terim Stadı'nda ev sahibi olduk."
'Fatih Terim Stadı'nı istedim'
"Stadımızda oynamamak büyük bir problem. Ben, iç saha maçlarını Fatih Terim Stadı'nda oynamak istiyordum. Eğer biz Beşiktaş kulübüysek ve milyonlarca taraftarımız varsa, bu fırsat bize verilmeliydi"
'Bu saldırı imaj açısından da kötü'
"Fenerbahçe'nin uğradığı saldırı trajik bir olay ve şok edici. Birçok insan, beni bu konu hakkında yurtdışından aradı. Türkiye'nin imajı açısından da kötü bir durum. Ben olaya futbol açısından bakıyorum. Örneğin bir dünya yıldızını istediniz. O da çevresinden İstanbul ve ülke hakkında çok güzel bilgiler aldı. Ama sonra haberleri açtığında ve bu olayı gördüğünde, gelmekten vazgeçme ihtimali de bulunuyor. "
"İnsanların futboldan zevk alması gerekiyor. Şu anki durum normal değil. Yöneticiler ve spor medyası, herkes üzerine düşeni yapmalı. Biz savaş yapmıyoruz, futbol oynuyoruz. İyi olmayan bir şeyi çözmek yerine sürekli üzerine gider ve konuşursanız, kıvılcımı da ateşe dönüştürürsünüz. Herkes aynı eğitim seviyesinde değil. İnsanları doğru yönlendirmek gerek. Ayrıca 24 saat boyunca televizyonda futbol görmek, bana göre çok fazla."
'Ba çok önemli Töre ise Messi!'
"Demba Ba'nın parasını alamadığı ve bunun da performansını etkilediğine inanmıyorum. Onunla geçenlerde konuştum. Bizim için önemli bir futbolcu. Her oyuncu bazen düşüşler yaşabiliyor. Onun iyi oynaması, takımı da daha iyi seviyeye çıkarıyor. Olcay ve arkadaki diğer futbolcular, daha iyi fırsatlar yakalayabiliyor. Ba, onlara geniş alanlar sağlıyor. O iyi olmayınca, sıkıntı ortaya çıkıyor. Ba'nın bu durumundan etkilenmeyen tek isim ise Gökhan Töre. İstediği gibi rakibini geçebiliyor. Tempoyu istediği zaman artırabiliyor. Bize hücumda büyük katkı sağlıyor. Töre ile ilgilenen kulüplerin olması ise normal. Onun, Türkiye'nin Messi'si olduğu görüşüne ben de katılıyorum."
'Günay'a güvenimiz tam'
"Kalecilerimiz Tolga ve Cenk'in sakatlanması elbette kötü oldu. Ancak onların yokluğunda Günay'a güvenimiz tam. Maç eksiği olduğu gerçek, zor bir zamanda görevi devraldı. Süper Lig'deki ilk maçını, Fenerbahçe'ye karşı oynadı. Antrenmanlarda mükemmel çalışıyor. Gelişmek için her şeyi yapıyor. Elinden gelenin en iyisini yapacağını biliyoruz."
'Yalanı ve bahaneyi sevmiyorum'
"Başakşehir'le golsüz berabere kaldığımız maçtan sonra yaptığım, 'Adil bir sonuç oldu' açıklaması çok normal. Çünkü ben yalan söylemeyi ya da bahaneler uydurmayı sevmiyorum. Evet, o maçta hakem bizim penaltımızı vermedi. Ama hakemin iyi maç yönettiğini söyledim. Biz iyi oynamadık. Ayrıca Başakşehir, bu ligin iyi takımları arasında yer alıyor. Bu sonuç bir problem değildi. Örneğin Balıkesir'le berabere kaldık, işte bu problemli bir maçtı."
'Statsız 26 maçta 17 galibiyet aldık'
"Bu takımı belli bir seviyeye getirdiğimizi düşünüyorum. Oyunculardan en iyi verimi almaya çalışıyoruz. Ancak sezon elbette çok uzun. Her zaman maksimum seviyede olamazsınız. Bu olmayınca biz de bazı problemler yaşadık. Ancak rakiplerimiz Galatasaray ve Fenerbahçe de benzer sorunlarla boğuştu. Sezonun ilk 26 maçlık bölümünde 17 galibiyet almışız. Kendi stadında oynamayan bir takımdan bahsediyoruz. Bu kesinlikle dikkat çekici olsa gerek."