Bosingwa'nın en büyük korkusunu
Trabzonspor Kulübü Resmi Dergisi 112. kez okuyucusuyla buluştu..
Trabzonspor Kulübü Resmi Dergisi 112. kez okuyucusuyla buluştu..
Dergiye röportaj veren ve ilginç sözler sarfeden Bosingwa,
"Elinde sihirli bir güç olsa ne yapmak isterdin"
sorusuna da çarpıcı bir yantı verdi..
Futbol başlangıçta
senin için ne ifade ediyordu? Hayata tutunmak için bir araç mıydı
mesela?
Benimki biraz farklı. Futbola başlangıcımda her
şey bana bir şaka gibi geliyordu. Oyundu sadece. Üzerine hiçbir
anlam yüklemediğim sadece o yaşlardaki bir çocuğun oyunu gibiydi.
Boavista’ya transferim sonrası ise futbol benim mücadele anlamı
taşıyordu. Çünkü ailemin yanında rahattım ve şimdi onlardan ve
arkadaşlarımdan ayrıydım. Bunun mücadelesini vermeye
başladım.
14 yaşında futbola başladın. Bu altyapı eğitimi için geç
bir yaş değil mi?
Teknik ve taktik olarak evet geç bir yaş. Fiziksel
olarak benim için geç olmadı. Çünkü ben okulumda hem basket, hem
yüzme, hem de 3000 metre koşu gibi spor branşlarıyla uğraşıyordum.
Fiziğim spor yapmaya çok uygundu.
Hep sağ kanatta mı görev yaptın?
Hayır. Futbola ilk başladığımda hızlı olduğum için
hücuma dönük olarak oynuyordum. Milli takım seviyesine
yükseldiğimde ise defansif orta saha oyuncusuydum. İlk kez sağ bek
olarak oynadığımda 22 yaşındaydım. Beni bu bölgede oynatan hocam da
bir dönem Türkiye’de görev yapan José Couceiro’dur. Porto’yu
çalıştırırken beni sağ bek oynatmak istediğini söyledi. Ben bu
teklifi kabul etmedim ve neden beni bu mevkiye çekmek istediğini
sordum. Kendisi bana şöyle dedi: ‘Eğer benim dediğimi dinlersen, bu
pozisyondan oynarsan, ülkenin sayılı iyi oyuncularından biri haline
geleceksin ve en üst düzeyde futbol oynayacaksın.’ Bu yorumu
sonrası sağ bek olarak oynamaya başladım ve bugünlere
geldim.
Önce önde oynayıp sonradan savunmaya gelmen
futbolunu nasıl etkiledi?
Bana çok katkısı oldu. İleride oynadığınızda
alanınız çok dar oluyor. İnanılmaz çabuk düşünmelisiniz. Hemen
baskı yiyebilirsiniz. Çabuk düşünüp, çabuk oynamak zorundasınız. Bu
özellikleri barındırıp sonrasında savunma özelliklerinizi
geliştirdiğinizde çok daha avantajlı hale geliyorsunuz.
Olcan’ın durumu da seninle aynı o
zaman.
Olcan teknik bir oyuncu ancak patlamalı değil. Ben
çok hızlıydım. Sürekli patlamalar yapardım. Başladığımda sağ bek ne
yapar diye bilmiyordum. Cristiano Ronaldo ne yaparsa ben de onu
yapıyordum. Zamanla pozisyonun gereklerini öğrendim. Olcan ofansif
bir oyuncu. Oynadıkça neler yapabileceğini görecek. Akıllı bir
oyuncu, öğrenebilir.
Chelsea’de oynadığın dönemde bir Şampiyonlar
Ligi maçında Barcelona’da Messi’ye karşı forma giydin. O
tecrübenden bahseder misin?
2009 yılıydı sanırım. Cole kart cezalısıydı.
Teknik Direktör Hiddink yanıma gelerek, “Messi’ye karşı oynamaktan
korkar mısın?” diye sordu. Kendisine, “Aç kalmak dışında bu dünyada
hiçbir şeyden korkmam” dedim. Bu şekilde maça çıktım ve Messi
neredeyse tüm müsabaka boyunca hiçbir şey yapamadı. Çok formda
olmasına rağmen bir kere bile beni geçemedi. Bu performansım
İngiltere’de çok konuşuldu. Maç berabere bitmişti.
Futbola başladığın dönemdeki idollerin
kimlerdi?
Yoktu. Çocukluğumda hiçbir oyuncunun posteri
duvarımda asılmadı. Bunu egoistlik olarak görebilirsiniz ama ben en
başından beri kendi tarihimi yazmak istedim. Kimseyi idol olarak
görmedim. Ama Zidane’yi izlemeyi çok severdim. Sahada duruşu ve
yaptığı işler çok güzeldi.
Trabzonspor'a transfer olduğun döneme
gelirsek; ilk teklifi nasıl ve kimden aldın, bu teklif karşısındaki
ilk tavrın ne oldu?
Chelsea’de Şampiyonlar Ligi kupasını kazandık.
Sezon sonunda Queens Park Rangers Kulübü yöneticileri benimle
görüşerek, iyi bir ekip kurmak ve çok iyi işler yapmak
istediklerini ifade ettiler. Ciddi bir projeden bahsettiler. 3
yıllık bir kontrat yaptım. Gittiğimde her şeyin farklı olduğunu
gördüm. Ekip gelişime açıktı ama bu gelişim çok yavaştı.
Organizasyon sıkıntıları vardı. Bir şeyleri başarmanız için
organizasyonun çok iyi olması lazım. İşler iyi gitmedi ve takım
küme düştü. 5 oyuncuya ciddi yatırım yaptılar ama bu 5 oyuncudan
gerekli katkıyı alamadılar. Takım küme düşünce o ligde oynamak
istemedim. Bana teklifler gelmeye başladı. Londra’dayken Malouda
bana bir mesaj attı ve benimle konuşmak istediğini söyledi.
Kendisiyle yaptığım görüşmede bana, “Trabzonspor’a gelir misin?”
dedi. Projeyi anlattı. Ben de, ‘Neden olmasın’ yanıtı
verdim.
Takım ve Türkiye hakkında bilgin var
mıydı?[page_end]
Porto’dayken Beşiktaş’a karşı oynamıştım. O maç
sayesinde Türk futbolu ve taraftar yapısı hakkında bilgim vardı.
Ayrıca Raul Meireles’ten Türk futbolu hakkında olumlu bilgiler
aldım. Ama gelmeden önce Trabzonspor’un bu kadar büyük bir kulüp
olduğunu bilmiyordum.
Takım kadrosu ve kalitesi hakkında ne
söylersin?
Yaş ortalaması düşük, teknik kapasitesi çok yüksek
ama önünde öğrenmesi gereken şeylerin olduğu bir ekip.
Taraftar hakkındaki görüşün
nasıl?
İnanılmazlar. Havalimanında beni karşılamalarını
asla unutamam. Kulübe karşı sevgileri, aile gibi görmeleri benim
daha önce yaşantımda görmediğim bir şey. İnsanların kulüplerini bu
denli sahiplenmelerini çok seviyorum. Onları mutlu etmemizi
hakkediyorlar.
Kulüpte neleri başarmak
istiyorsun?
Bu kulüpte bir tarih yazılacaksa ben de o tarihi
yazanlardan biri olmak istiyorum. Bu neden Trabzonspor’a geldim.
Bir şeyleri başarmak için. Ama bu tek bir futbolcuyla olmaz.
Futbolcuların, teknik ekibin, yönetimin ve taraftarın birleşmesiyle
olabilir.
Türk futbolunun oynadığın liglere oranla en
bariz farkı ne sana göre?
Açıkçası ligin bu kadar yarışmacı ve mücadelenin
ortaya çıktığı bir lig beklemiyordum. Bence iyi bir lig. Fark şu.
Türk oyuncuların kapasiteleri çok iyi. Latin futbolcular gibiler.
Ancak içlerinde barındırdıkları yeteneği geliştirme, arttırma
istekleri eksik gibi gördüm. Birçok iş yapabilirler ama
kendilerinde olanı yeterli görüyorlar bana göre.
Trabzonspor'un Avrupa kupaları bakımından en
tecrübeli oyuncularından birisin. Takımın Avrupa Ligi’nde mücadele
edecek olması için neler söylersin? Sana göre bordo-mavili ekibin
UEFA Avrupa Ligi'nde yukarılara tırmanması için neler yapması
gerek?
Gruplara kalmamız gerçekten çok iyi oldu. Oyuncu
arkadaşlarım ve bana bu arenada mücadele edecek olmamız çok iyi
gelecek, çok faydası dokunacak. Maç maç düşünürsek, gruplardan
çıkmayı başarırsak artık hiçbir ekip favori olmaz. Çünkü ikili
maçlarda her şey olabilir. Gruptan çıkarsak çok iyi sonuçlar
alabiliriz.
Avrupa’da yaşanan başarıya rağmen ligde işler yolunda gitmiyor. Sen bu durumu neye bağlıyorsun?Özellikle taraftarlarımızdan rica ediyorum bu ara oynadığımız futbola çok takılmasınlar. Çünkü bu takım geçen sezon yanlış bilgi almadıysam son 15 yılın en kötü sezonunu geçirdi. O sezondan oyuncu arkadaşlarım buradalar. Bazen böyle kötü geçen sezonların ardından bazı sıkıntılar baş gösterebilir. Bu durumda yapmamız gereken iyi sonuçlar almak olacaktır. Tabi ki iyi futbol oynayarak iyi sonuçlar alınması herkesi memnun eder ama kötü futbolla alınan galibiyetler de bu ekibin güvenini yerine getirir. Güvenin gelmesiyle de iyi futbol oynamaya başlarız.
Kariyerinde birçok teknik adamla çalıştın.
Senin üzerinde en çok emeği olan ve senin kendini en çok
geliştirdiğini düşündüğün isim kimdi?
Braga’da çalışan Jose Ferreira. Özellikle defansif
yanımın gelişmesi için bana çok şey öğretmiştir. Defans nasıl
oynanır gösterdi bana. 3-3-4 sistemiyle oynuyorduk o zaman.
Defansif kurgumuzun çok iyi olması gerekiyordu. Birçok şeyi
öğrendiğim teknik adam ise Guus Hiddink’tir.
Teknik Direktör Mustafa Akçay için neler
söylersin?
Geçmişini ve neler başardığını bilmiyorum. İşine
inanılmaz aşık bir insan görüyorum karşımda. Oyuncuların insanı
duygularına çok önem veriyor. İsterim ki bir başarı sağlanacaksa
onunla olsun. Tecrübeli ve bize bir şeyler öğretme çalışıyor. Bizde
öğrettiklerini sahaya yansıtabilirsek başarı gelir diye
düşünüyorum. O bize yardım etmek için burada, biz de ona yardım
etmeliyiz ki işler yolunda gitsin. Kendimizi işimize
adamalıyız.
Kariyerinde 2 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu
ve sayısız başarı var. Hepsi değerlidir ama sana göre en özeli
hangisi?
Chelsea’yle kazandığımız Şampiyonlar Ligi
şampiyonluğu. Premier Lig’de çok zor zamanlar geçiriyorduk. Hocamız
değişmişti. Çok tecrübeli olmayan bir teknik adamla çalışıyorduk.
Napoli’ye deplasmanda 3-1 kaybetmiştik. Rövanşında en az 2-0
kazanmamız gerekiyordu. Bunu başardık ve turu atladık. Sonrasında
Barcelona ile eşleştik. Herkes bizim eleneceğimizi düşünüyordu.
Evimizde 1-0 kazandığımız maçın rövanşında deplasmanda Terry 20.
dakikada oyundan atıldı. 70 dakikada 10 kişi oynadığımız maçı 2-2
tamamladık. Finalde Real Madrid’i eleyen Bayern Münih ile
oynayacaktık. Maç Almanya’daydı. Münih’teydi. Üstelik onların
stadındaydı. Tüm taraftarları ordaydı. Her şey rakipten yanaydı.
Böyle bir ortamda kazanılan maç çok anlamlıydı.
Gizli yeteneklerin var mı?
Basketbol oynamayı çok severim. Hatta futbola
başlamadan önce 12-14 yaş arasında basketbol
oynadım.
Elinde sihirli bir güç olsa ne yapmak isterdin
veya neyi değiştirip engellemek isterdin?[page_end]
En çok korktuğum şey bir gün aç kalmak. Bunun
insanlar için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Dünyaya gelen hiçbir
insan aç kalmamalı. Elimde imkan olsa bunu engellerdim.
Bu korku sende neden oluştu? Etkilendiğin bir
olay mı var?
Hayatım boyunca bu anlamda hiçbir sıkıntı
çekmedim. Ailemin durumu iyiydi. Koleje gönderdiler. Ama insanların
aç kalması acıdır diye düşünüyorum.
Türk asıllı Alman futbolcu Mesut Özil’in
Arsenal’e transferini nasıl değerlendiriyorsun?
Pozisyonuna göre dünyanın en iyi futbolcusu. Real
Madrid ve Ronaldo için kötü bir değişim. Ronaldo’ya kariyeri
boyunca en çok asisti yapan futbolcuydu.