Carlos'un varisinden samimi yanıtlar!
Roberto Carlos ayrılırken F.Bahçe'deki varisi olarak gösterdiği Onur Karakabak sorulara samimi yanıtlar verdi...
Onur Karakabak, 16 yaşında Sakaryaspor'dan direkt Fenerbahçe'nin
A takımına transfer oldu. Fenerbahçe'nin efsane sol beki Roberto
Carlos sarı-lâcivertli takımdan ayrılırken, vâris olarak onu
gösterdi. U17 Millî Takımıyla Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası
finallerinde oynadı. Yaşadığı sakatlıklar nedeniyle kariyeri biraz
sekteye uğrasa da Mersin İdman Yurdu'nun ardından Manisaspor'daki
kiralık döneminde kendisini geliştirerek çok daha güçlü bir biçimde
geri dönmeye çalışıyor.
Futbolla nasıl ve ne zaman tanıştın?
Babam Zonguldak Kilimlispor'da futbol oynamış ama hayallerine tam
ulaşamamış. Beni küçük yaşlarda futbola yöneltmiş. 6 yaşında futbol
okullarında başladım. İlkokulda takım kaptanıydım, il ikincisi
olmuştuk. O günler belki de hayatımın en keyifli günleriydi.
Maçlardan sonra takım arkadaşlarımla simit yerdik. Çok samimi ve
neşeli bir ortamımız vardı. 10 yaşına geldiğimde amatör bir kulüp
olan Çaycumaspor'da oynadım. 14 yaşında Sakaryaspor'a transfer
oldum. Gençlerbirliği ve Bursaspor da beni istemişti ama hem daha
yakın olduğu hem de o dönem altyapısı daha iyi olduğu için
Sakaryaspor'u tercih ettim. Sakaryaspor'da ilk senem çok zor
geçmişti. Tesislerde yer vermemişlerdi ve babam özel bir yurtta
bana yer bulmuştu. Kaldığım yurt üniversite öğrencileriyle doluydu.
Ailem de yanımda olmadığı için çok zorlanmıştım. O sezon başarılı
olunca tesislerde kalmaya başladım. 15 yaşında A takımla idmanlara
çıkıyordum. Hatta hocam ertesi sezon ilk maçta beni oynatacağını
söylemişti. Ancak A takım maçı öncesindeki genç takım maçında
köprücük kemiğim kırıldı ve A takım maçında oynayamadım.
Tuncay Şanlı da Sakaryaspor'dan gelmişti
Fenerbahçe'ye.
Evet, Tuncay Şanlı ve Mahmut Hanefi Sakaryaspor'dan gelmişti
Fenerbahçe'ye. Biz de onların arkasından Furkan Aydın'la
Fenerbahçe'ye transfer olduk.
Kaç yaşında transfer olmuştun Fenerbahçe'ye?
16 yaşında transfer oldum. Direkt A takıma transfer olduğum için
Samandıra'da kalıyordum. Tesislerde kalmam benim için çok iyi oldu,
çünkü idmanlardan önce de sonra da çalışabiliyordum ve düzenli bir
hayatım vardı. Genellikle gittiğim kulüplerde tesislerde kalmayı
tercih ediyorum.
Nasıl bir duyguydu 16 yaşında Fenerbahçe A takımına
transfer olmak?
Türkiye'deki birçok gencin hedefidir Fenerbahçe'de oynamak. Ben bu
hedefe 16 yaşında kavuştum ve bu da bana çok büyük bir güven
getirdi. Hocalarım ve takımdaki ağabeylerim gelişmemde bana çok
destek oldu.
Fenerbahçe'de devam ederken Genç Millî Takımlarda da
oynuyordun. İlk olarak ne zaman çağrılmıştın Millî
Takım'a?
İlk defa Sakaryaspor'da oynarken U15 Millî Takımı'na çağrılmıştım.
Ailece müthiş sevinmiştik. İlk duyduğum gece heyecandan
uyuyamamıştım. Hatta kulübüme gelen yazıyı hâlâ evde saklıyorum.
Çok mutlu olmuştum. O dönemde U15 Takım yeni kuruluyordu ve
Hollanda ile Fethiye'de iki hazırlık maçı yapmıştık. Maçların
ikisini de kazanmıştık. Yanılmıyorsam iki maçta da 90 dakika sadece
ben oynamıştım. Bu maçlardaki iyi oyunum Millî Takımlardaki
geleceğimin temellerini attı. İngiltere'den gelen scoutların bu
maçlarda beni beğenmelerinden de büyük mutluluk duymuştum.
Rekabetin de başladığı yaş kategorisi olan U17 Millî
Takımı'nda hem Avrupa Şampiyonası'na hem de Dünya Kupası'na
katıldın. Bu büyük turnuvalara katılmak nasıl bir
tecrübeydi?
Avrupa Şampiyonası'nda öncelikli hedefimiz ilk dört, sonra da
şampiyonluktu. Çok iyi bir takımımız ve mükemmel bir arkadaşlık
ortamımız vardı. Ancak ilk dörde giremedik. Gruptaki son maçımızda
İngiltere'yi yenersek üçüncü olup Dünya Kupası'na katılma hakkı
elde edecektik. Furkan Şeker'in golüyle 1-0 kazandık ve 2009
yılında Nijerya'da düzenlenen dünya kupasına katıldık.
Bir çok futbolcu kariyeri boyunca Dünya Kupası'nda oynama
şansına ulaşamıyor. Siz 17 yaş altı da olsa bu büyük organizasyonda
oynama şansını yakaladınız. Dünya Kupası deneyimini anlatır
mısın?
Öncelikle Nijerya'ya büyük uğraşlar sonucunda ulaştık. Uzun bir
yolculuk olmuştu. Hem Dünya Kupası'nda oynamamız hem de Nijerya
gibi farklı bir ülkede yaklaşık 20 gün gibi uzun bir zaman
geçirmemiz bizim için inanılmaz bir deneyimdi. Çok iyi bir takım
olmuştuk. Çeyrek finalde Kolombiya karşısında son dakikada golü
yedik, maç uzadı ve sonrasında penaltılarla elendik. Turu geçseydik
finale kalacağımızdan, hatta şampiyon olacağımızdan emindik ama
olmadı. Aslında Dünya Kupası'na kötü başlamıştım. İlk maçımızda
Burkina Faso karşısında ilk devre inanılmaz kötü oynamıştım.
Hocalarım da ben de çok şaşırmıştık. Soyunma odasına girdiğimizde
herkes bana bakıyordu, kendime çok kızmıştım, "Ben nasıl bir
futbolcuyum?" diye. Takım olarak zaten iyi mücadele ediyorduk,
ikinci yarı ben de daha iyi oynadım. Fizik olarak çok kuvvetli ve
Nijerya iklimine alışık rakibimiz karşısında 1-0 da olsa galip
gelip Dünya Kupası'na iyi başlamıştık. Kosta Rika ile oynadığımız
ikinci maçımız yoğun yağış nedeniyle ertesi güne ertelenmişti. Maçı
4-1 kazanıp ikinci tura çıkmayı garantilemiştik ama ben çift sarı
karttan kırmızı kart görerek oyundan atılmıştım. İkinci sarı kartı
ilk yarının sonunda taç atışını geç attığım için gördüm ve grubun
son maçında Yeni Zelanda'ya karşı oynayamadım. Bence en iyi
maçımızı ikinci turda Birleşik Arap Emirlikleri'ne karşı oynadık.
Yine ilk devrenin sonlarında 1-0 öndeyken 10 kişi kalmamıza rağmen
inanılmaz bir mücadele örneği göstererek maçın sonunda attığımız
golle 2-0 kazandık ve çeyrek finale kaldık. Sonra da daha önce de
konuştuğumuz gibi Kolombiya'ya elenip Dünya Kupası'na veda
etmiştik.
Mersin'de özgüven kazandım[page_end]
Dünya Kupası sonrasında, ligin devre arasında Mersin İdman Yurdu'na
kiralandın. Nasıl geçti Mersin günlerin?
2009-2010 sezonunun devre arasında Mersin İdman Yurdu'na kiralık
olarak gittim. Millî Takım kampları nedeniyle oynayamadığım birkaç
maç olmuştu. Onların dışında ikinci devrenin tüm maçlarında
oynamıştım. Hem maç tecrübesi hem de Bank Asya 1. Lig tecrübesi
açısından çok önemliydi. Mersin'de güzel günler geçirdim ve
özgüvenimi kazandım.
Mersin'de geçirdiğin güzel günlerin ardından 2010 yazında Estonya
ile oynanan millî maçta dizinden ciddi bir şekilde sakatlandın ve
Mersin İdman Yurdu ile olan sözleşmeni feshettin. Bu sezonun devre
arasında ise Manisaspor'a yine kiralık olarak transfer oldun.
Evet, Manisaspor da benim için çok doğru bir kulüp. Çok iyi bir
teknik direktörümüz ve takımımız var. Takımdaki arkadaşlık harika,
hiç yabancılık çekmedim burada. Takımdaki ağabeylerim bana çok iyi
davranıyor, yardımcı oluyor. Kulübümüzde imkanlar da çok iyi. Tesis
personeli de bize çok destek oluyor. İnşallah Manisaspor'da
başarılı olur ve takımıma katkı sağlarım.
Futbolu özledin mi?
Evet, hem de çok özledim. Kayserispor maçında 7 dakika oynadım.
Eski formuma kavuşmak için çok çalışıyorum. Yine tesislerde
kaldığım için idmanlar dışında da çalışma fırsatım oluyor. Daha
önce de söylediğim gibi, tesislerde kaldığım için çok düzenli ve
programlı bir hayatım var.
Futbol dışında neler yapıyorsun?
Futbol dışında kalan vaktimi özellikle kişisel gelişim kitapları
okuyarak ve internette geçiriyorum. Aslında çok fazla kitap
okumazdım ama sakatlandıktan sonra U19 Milli Takım Teknik
Direktörümüz Kemal Özdeş bana bol bol vaktimin olacağını ve bu
zamanı kitap okuyarak en iyi şekilde değerlendirmem gerektiğini
söylemişti. Ben de o dönemde çok kitap okudum. Fotoğrafa da çok
meraklıyım. Geçenlerde yeni bir fotoğraf makinesi aldım, bu konuda
kendimi geliştirmek istiyorum.
Sakatlığını atlattın ve U19 Millî Takımı'nın Muğla'da Karadağ ile
oynadığı hazırlık maçında yeniden formana kavuştun. Bundan sonraki
hedeflerin neler?
Muğla'daki hazırlık maçıyla millî formayı tekrar giydiğim için çok
mutluyum. Millî formayı, hocalarımı, arkadaşlarımı, hatta
eşofmanları bile çok özlemişim (gülüyor). U19 Takımımızla ilk
hedefimiz 31 Mayıs-5 Haziran tarihleri arasında ülkemizde oynanacak
Elit Tur'da grubumuzu birinci bitirerek Romanya'da düzenlenecek
Avrupa Şampiyonası finallerine katılma hakkı elde etmek. Sonrasında
da Avrupa şampiyonu olmak istiyoruz.
Elit Tur'daki rakiplerimizi değerlendirir
misin?
Almanya, Macaristan ve Makedonya ile aynı gruptayız. Bütün
maçlarımıza aynı önemi veriyoruz ama Almanya maçımız hem grubun son
maçı olması hem de grup liderliğini etkilemesi açısından çok
önemli. Elit Tur'un ülkemizde düzenleniyor olması büyük bir
avantaj. Tüm futbolseverleri bizi desteklemeye davet ediyorum.
Eminim onların desteğiyle grubu lider tamamlayıp finallere
katılacağız.
Çaycuma'da oynarken hayran olduğun futbolcular var
mıydı?
Futbola forvet arkası başladığım için David Beckham'ı çok
beğenirdim. Bir de özellikle sol bek oynamaya başladıktan sonra
hayran olduğum tek isim Roberto Carlos'tu. Carlos'la aynı takımda
oynamış olmak hâlâ hayal gibi geliyor.
Şu anda Türkiye'de ve Avrupa'da beğendiğin oyuncular
kimler?
Türkiye'de Emre Belözoğlu'nu çok beğeniyorum. Avrupa'da ise David
Villa'yı... Bir de tip olarak beni Villa'ya benzetiyorlar.
Kariyer planlamanda neler var, hedeflerin
neler?
İlk hedefim Manisaspor'daki 1.5 yılımı en iyi şekilde geçirmek ve
Manisaspor'a katkı sağlamak. Daha sonra ise Fenerbahçe'ye geri
dönüp uzun yıllar oynamak ve Zonguldak'ın plaka numarası 67 ile
Fenerbahçe'de kaptanlık yapmak istiyorum. Avrupa hedefim ise
Premier Lig'de Manchester United forması giymek. Küçüklüğümden beri
üç hedefim vardı, Sakaryaspor, Fenerbahçe ve Manchester United.
Hedeflerimin yarısını gerçekleştirdim. Fenerbahçe'de düzenli oynar
ve ileride Manchester United'a transfer olursam hedeflerimin
hepsini gerçekleştirmiş olurum. Bir de en uzun vadeli hedefim dünya
futbolunda Roberto Carlos gibi bir idol olmak. Hem futbolumla hem
de karakterim ve davranışlarımla bizden sonra gelecek nesillere
örnek bir futbolcu, örnek bir insan olmak istiyorum.
Ülkemizde uygulanan yabancı kontenjanı siz genç oyuncuların
kendilerini göstermesi, şans bulmaları açısından sıkıntı oluyor
mu?
Kaliteli yabancı oyuncuların tabii ki ülkemize faydaları oluyor ama
sadece yabancı oyuncu diye oynatılan kalitesiz yabancılar genç
oyuncuları olumsuz etkiliyor. Daha fazla şans verilirse genç
oyuncular olarak daha başarılı olacağımıza inanıyorum.
Eğitimine devam ediyor musun?[page_end]
Evet, lise son sınıftayım. Bu sene üniversite sınavına girdim.
Eğitimin çok önemli olduğunu düşünüyorum ve eğitimime üniversitede
devam etmek istiyorum.
Futbol kariyerinde emeği olan kimler var?
Futbola ilk başladığımda Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde Ahmet
Karayılmaz ve Hüseyin Tur hocalarımın çok desteğini gördüm.
Futbolun temellerini okul takımında ve kulübüm Çaycuma'da öğrendim.
Daha sonra Sakaryaspor'daki hocam Ercan Zorlu'nun üzerimde çok
emeği var. Fenerbahçe'de de geçen sezon Daum'la çalıştım. Daum'un
yardımcısı Koch'la sık sık bireysel çalışmalar yapıyorduk. Sakatlık
sürecimde de Aykut Hocam ve yardımcıları bana çok destek oldu.
Tabii kulübüm Fenerbahçe'nin ve personelin emeği de çok büyük.
Hepsine çok teşekkür ediyorum. Bir de tüm Genç Millî Takım
hocalarımın emeğini unutamam. Millî Takım'a ilk seçildiğim günden
beri kamplarda hocalarımdan öğrendiklerimin gelişme sürecimde bana
çok önemli katkıları oldu.
Roberto Carlos bana salata hazırladı!
Roberto Carlos'la güzel bir anım var. Almanya'da hazırlık
kampındaydık. Bir gün maç yemeğinde salata alıyordum. O da
yanımdaydı ve benim salataya maç günü koymamam gereken şeyler
koyduğumu gördü. Beni uyardı ve kendisi bana salata yaptı
(gülüyor). Daha 16 yaşımda olduğum için, maç günü ne yememem
gerektiğini çok iyi bilmiyordum. Bir de Carlos Fenerbahçe'den
ayrılırken verdiği bir röportajda benim hakkımda müthiş bir
açıklama yapmıştı. Ben de gazetelerden okumuş ve çok mutlu
olmuştum. Fenerbahçe'de sol bek mevkiinde Andre Santos ve Vederson
varken, "Genç Onur'a daha çok güveniyorum" demesi beni çok
onurlandırmıştı.