Cengiz Semercioğlu'ndan Rıdvan Dilmen tepkisi
Hürriyet Gazetesi yazarı Cengiz Semercioğlu, ünlü yorumcu Rıdvan Dilmen'e olan tepkiyi değerlendirdi.
Hürriyet Gazetesi yazarı Cengiz Semercioğlu, ünlü yorumcu Rıdvan Dilmen'e olan tepkiyi değerlendirdi.
İşte Semercioğlu'nun o
yazısı;
Rıdvan Dilmen uzun süredir röportaj veren bir isim değil. Futbol direktörü olmak istiyor mu, Federasyon Başkanlığı’na aday olacak mı çok merak ediliyor.
Sohbetimizde hem bu sorulara yanıt verdi hem de futbol ve siyaset hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı. Erdoğan’la yakınlığını tüm samimiyetiyle anlattı, federasyonun Terim’i göndermeden önce Lucescu’yla anlaştığını öne sürdü. İzmir Marşı’ndan evet kampanyasına her şeyi konuştu... Rıdvan Dilmen’in eleştirilerinden spor medyası, federasyon ve sanatçılar da payına düşeni aldı... Dilmen ayrıca “Ben omurgalıyım, Recep Tayyip Erdoğan’ın yönetimini de, ailesini de, kendisini de çok seviyorum” dedi.
Sağlığın nasıl? Geçirdiğin hastalıklar hayata bakışını değiştirdi mi?
- Annemin vefatından sonra geçen kış Hz. Ali Camii’nin hocası,
dostum Bekir Hoca’yı anneme dua okuması için eve çağırdım.
Yalnızdım. O zaman annemin vefatının 52’nci günüydü.
Futbolculuğum sırasında 13 defa ameliyat oldum. İki evlilik yaptım.
Çocuklardan ayrıldım. Üzerine kalp krizi geçirdim. Dört stent
takıldı. Bir de kansere yakalandım. Hem ameliyat oldum hem de
radyoterapi gördüm.
Bir de anam vefat etti. Babamı 12 yaşında kaybetmiştim. Bekir Hoca
“Allah sevdiğini sınarmış, senin derdin yoksa eyvah
de” dedi. 55 yaşında bunu öğrendim. Bunu cebime koydum.
Biraz da duygusal bir durumdu. O gün benim için milat oldu.
Ne yaptın...
- Biraz motivasyonumu artırmaya çalıştım. Kansere yakalananların röportajlarını okuyorum zaman zaman. “Ben hasta gibi görmem kendimi” söylemi var ya, yalan o. Hasta gibi görürsün kendini ve ona göre yaşamaya çalışırsın. Ben de ona göre yaşamaya çalışıyorum.
Kalp krizi geçirdiğinde futbol oynuyordun değil mi?
- Acun’larla (Ilıcalı), Fatih Hoca’larla (Terim) haftada bir gün
top oynuyorduk. Top oynarken rahatsızlandım, gittim kenara oturdum.
Kalp krizi geçiriyormuşum meğer. O sırada farkında değiliz. Acun
geldi yanıma, “Abi devam etsene” dedi. Aynı
takımdayız. “İyi değilim” dedim. “Ben
senin yerine idare ederim gel” dedi bana. Benim yerime
koşacakmış sahada...
Stentler takıldıktan sonra Acun’un hastanede ilk sözü “Ben
işimi yarım bırakmam” oldu. “Öldüreceğim”
diyor espriyle. Kalp krizi geçiren insanlar “Işığı
gördüm” filan der ya, yok öyle bir şey. Hastaneye girerken
ex (ölü) olmuşum. İğneyle geri getirmişler. Hiç ışık filan
görmedim. Direkt karanlık gördüm. Işık mışık yalan. İnsanlar cebine
koysun bunu.
ACUN’A BENİ ÖLDÜRME FIRSATINI VERMEDİM
Kanser nasıl ortaya çıktı?
- Boynumda yumurta gibi bir şişlik çıktı. 1-2 ay sonra geçti.
Nesil Hoca’ya gittim, akrabamdır. Ultrasondan baktı, MR çekti,
biyopsi yaptı. Ben kötü bir şey çıkacağını düşünmüyordum.
Allah’ın takdiri tabii. Sonra boğazımda bir tümör olduğunu,
metastaz yaptığını ve boyna ilerlediğini, ciğere de geçebileceğini,
hemen ameliyat olmam gerektiğini söyledi. İki tümörü aldılar. 32
lenfi temizlediler. Sonra da radyoterapi gördüm. Şimdi çok şükür
iyiyim. 17 Kasım’da bir seans daha radyoterapim var.
Terapide saçların dökülmedi mi? Seninkiler hep aynı duruyor...
- Başımın arka tarafı ve sakalımın sağ tarafı tamamen döküldü. 7 ay boyunca yediklerimden de hiçbir tat alamadım. Tuz da aynı, çikolata da aynı geliyordu. Tat terapinin 7’nci ayından sonra geri geliyormuş. Şu anda yüzde 60 tat alıyorum. Yine de Allah’a şükrediyorum.
Ölümden korktun mu?
- Bundan 10 sene önce bu soruyu sorsaydın “Tırstım” derdim. Korkmadım dersem yalan olur ama bu Allah’ın takdiri. Bizim vaktimiz belli. Sınavdan geçiyoruz. Geride ne kadar iyi şeyler bıraktığın önemli.