Cenk Ergün'den Gomis açıklaması
Galatasaray'ın eski sportif direktörü Cenk Ergün, Sarı-Kırmızılıların gündemiyle ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Sarı-Kırmızılı kulüpten ayrılma süreciyle ilgili itiraflarda bulunan Ergün, görev aldığı dönem yapılan transferler ve sözleşmeleriyle ilgili önemli açıklamalar yaptı.
Galatasaray'ın eski sportif direktörü Cenk Ergün, Skorer'e yaptığı açıklamada Galatasaray'dan ayrılış süreci, o dönem yapılan transferler ve sözleşme şartlarıyla ilgili çarpıcı ifadeler kullandı. Ayrıca Ergün, Gomis'in takımdan ayrılık süreci hakkında konuştu....
Galatasaray'ı şu an ne kadar yakından takip ediyorsunuz,
ilk 4 haftadaki takımı nasıl buldunuz? : Kulüpten ayrılmış
olmama rağmen, sonuçta ben bir Galatasaraylıyım ve kulüp üyesiyim,
2021 yılının ocak ayında divan kurulu üyesi de olacağım oğlum da 6
yaşına geldi o da sıkı bir Galatasaray taraftarı elbette ki eskisi
gibi olmasa da elimden geldiğince takip ediyorum. İlk 3
haftalık galibiyetten sonra yine daha önce görev yaptığım bir camia
olan Trabzonspor'a kaybettik ama bunu ufak bir sendeleme
olarak görüyorum ama takım hem kadrosuyla hem teknik heyetiyle hem
de idaresiyle bu sezonu ve bu sıkıntıyı atlatacak güce ve tecrübeye
sahip. Elbette değişik bir lig bu sene çok fazla bir yenilenme var.
Fenerbahçe baştan aşağı yenilendi, Beşiktaş'ta değişim var,
Başakşehir aynı istikrarını koruyacak gibi
duruyor. Kasımpaşa'nın güzel bir çıkışı var. Çok güzel bir lig
olacağını düşünüyorum.
Galatasaray'dan ayrılış sürecinizi anlatır mısınız? : Her ne kadar gönülden görev yapan bir Galatasaraylı olsam da sonuçta bir profesyonel çalışandım. dolayısıyla yeni yönetimimiz görev aldıktan ve işleri istedikleri şekilde yola koymaya başladıktan sonra benimle devam etmeme kararı aldılar.
Bu kararın alınmasında Fatih Terim'in bir etkisi oldu mu?
Sonuçta benim yapmış olduğum görevle muhatap olduğum yer yönetim
kurulu ve başkandır. Onlar bana bu şekilde talepte bulundular, ben
de bunun karar aşamasını çok fazla irdelemedim. Çünkü bu camiaya
1985 yılında göğsüme taktığım armayla girdim ben. Bizde şöyle bir
laf vardır; Galatasaray'da görev istenmez görev verilir.
Dolayısıyla bize de bu görev verilmişti, görevin alınma zamanı
geldiği bize tebliğ edildi. Ben de o şekilde bir iki etmeden
ceketimi aldım çıktım.
Şu anda Galatasaray'da bir sportif direktör yok ve
Florya'nın anahtarı Fatih Terim'de. Hocayı nasıl
değerlendiriyorsunuz? :
Fatih hoca Türk futbolunun yaşayan en büyük isimlerinden, artık bir
müessese olarak kabul edeceğimiz tecrübe, birikim ve gelecek
vizyonuna sahip olan bir kişi. Türkiye şartlarında neyin nasıl
yapılması gerektiğini ve nasıl sonuç alınması gerektiğini çok iyi
bilen bir spor adamı. Senin de bahsettiğin gibi Florya'da işlerin
ona teslim edilmesi bu işin doğrusudur. Hoca doğru olanı
Galatasaray'a yakışan şekilde yapacaktır.
Transfer döneminin sonunda Galatasaray'ın Gomis'i satması
ve forvet almaması çok konuşuldu. Gomis'in satış bedelini düşük
buluyor musunuz? : Transferin gerçekleştiği zaman
dilimine bakarsak şartlar bunu gerektirmiş. Biz şu an ne dersek
diyelim hariçten gazel okumuş olacağız. Bu yüzden şartlara hep
içerden bakmalıyız. Piyasada Gomis'i almak isteyen kulüplerin
varlığı bunu getirmiş ve Galatasaray yönetimi de Florya yönetimi de
bu konuyu doğru görmüş ki transfer gerçekleşmiş. Bunu çok fazla
değerlendirmememiz lazım. Ben futbolda şunu öğrendim,
değerlendirilecek bir durum varsa o teklif o gün için vardır ama bu
teklif yarın siz uyandığınızda masada olmayabilir. Dolayısıyla
sizin bir niyetiniz varsa o anda onun maksimumunu almanız gerekir.
Anladığım kadarıyla yönetim Gomis'in gitmesi taraftarıydı onlarda
gitmesi için bu teklifi yeterli bulmuşlar ki transfer
gerçekleşti.
Gomis'in satılma sürecinde Dursun Özbek yönetimi veya siz Gomis
için menajeri Mendy'e eğer 25 gol ve üstü atarsa zam ve yeni
sözleşme yaparız şeklinde bir sözde bulundu mu?
Hayır. Hiçbir oyuncuya verilmiş öyle bir söz yoktu. Gomis gelirken
kendisine bir gol hedefi koyarak gelmişti. Üç yıllık sözleşmesi
vardı, bazı oyunculara 'Sen şunu yap ya da şu sözleşmeyle gel
bakarız' tarzı sözler söylenegelmiştir ama Gomis'te böyle bir şey
olmadı.
Peki siz ben görevde olsaydım bütçeye uygun kaliteli bir
golcü alırdım dediniz mi? : Denmez. Benim görevim
Mart ayında sona erdi. Finansal birçok şey yaşandı dolayısıyla ben
günlük akışı bilmiyordum. Benim şu anda yaptığım çalıştığım dönem
içerisindeki doğrularla yanlışlarla bunu mütalaa ettiğim zaman gece
yatarken yastığa başımı gönül rahatlığı içinde koyabiliyorum.
Burada olsaydım ne olurdu bilemiyorum.
FFP kuralları ve UEFA ile yapılan anlaşma kulübün elini
kolunu bağlamış durumda. Galatasaray bu ekonomik buhrandan nasıl
çıkabilir, çözüm öneriniz nedir? : Galatasaray özelinden
ziyade birçok kulübümüz UEFA ile anlaşma yaptı. Bazıları bitti,
bazıları devam ediyor. Ülke futbolu bu şekilde devam ettiği sürece
bu seviyeye yaklaşan her kulüp bu anlaşmaları yapmak zorunda
kalacak. Bu yaşananlardan sonra tabanda ne istendiğini ve
regülasyonlar dahilinde ne verebileceğini kendi kendine formatlayıp
bu çerçeve içinde devam edecektir. Ligimiz kimliğini değiştirdi.
Yıllarca birçok oyuncunun son durağı olarak görülüyordu şimdi bu
kimlik Çin, Rusya gibi ülkelere gitti. Dolayısıyla bizim
kulüplerimiz ve taraftarlar çok büyük isimler yerine biraz daha
belki ispatlanmış kalitesi daha düşük olan ama gelecek vaadeden
oyunculara dönecektir diye tahmin ediyorum. Bununla birlikte ülke
içinden yurt dışına gidecek oyuncular da çok büyük önem taşıyor.
Cengiz Ünder gibi Enes Ünal gibi Zeki Çelik gibi ve devamı olacak
oyunculara önem vermemiz lazım.
Transferi için sizin de emek harcadığınız Belhanda ve
Feghouli, verdikleri performans ve sözleşme şartları sebebiyle
eleştiri oklarının hedefinde. Bu iki yıldız için neler söylersiniz?
: O dönemin şartlarına döndüğümüz zaman havaalanları ve
stadyumların halini sende dün gibi hatırlıyorsun.Beklentiler çok
fazlaydı. Belhanda'nın transferi çok daha sıkışık bir dönemde
gerçekleşti, Feghouli transferi ise kulüpler arası pazarlıklardan
dolayı ligin ilk maçına yetişmişti. Onlardan beklentiler onların
uyumu, mutlu olmaları, şartlar ve kendilerine yansıtılanlardan
sonra benim düşüncem bir şey yürümüyorsa değiştirmek lazım.
Bu iki oyuncu için keşke hiç almasaydım diyor musunuz?
: Hayır hiç öyle bir şey demiyorum. O zamanki şartlarda en
yapılabilir transferler bu isimlerdi. Kimi alacaktık hangi
şartlarda.. Bizim alamadığımız, gerçeklemeyen transferler oldu. Bir
kısım oyuncular da gelmedi.
Çok isteyip alamadığınız bir oyuncu oldu mu?
: Kwadwo Asamoah. Sokakta dolaşırken bile herkes bana
Asamoah'ı soruyordu. Oyuncu gelmeyi çok istiyordu. kulübüyle
görüştük ama şartlar elvermedi. Çünkü Juventus Atalanta'da oynayan
Spinazzola'nın dönmesini bekledi ve bu 1 senelik geçişte Asamoah'ı
vermek istemedi. Atalanta'daki oyuncu gelseydi Asamoah
Galatasaray'a gelecekti. Transfer gerçekleşmeyince Galatasaray'ın
yeni yönetimi 6 ay daha beklememe kararı aldı ve Asamoah sezon sonu
İnter'e gitti.
Galatasaray 4. torbadan girdiği Şampiyonlar Ligi'nde deyim
yerindeyse dişine göre bir kura çekti. D Grubunda mücadele edecek
ve Lokomotif Moskova, Porto ve Schalke ile karşılaşacak.
Galatasaray'ın şansını nasıl görüyorsunuz? : Kura ne
olursa olsun en büyükler de olsa her şey takıma bağlı. Galatasaray
her takımı içeride yenebilecek güce sahip bir takım ama rakipler de
bizim gibi düşünüyordur. Her takım birinci sırada veya son sırada
tamamlayabilir.
İlk maç Türk Telekom Arena'da Lokomotif Moskova ile olacak.
Nasıl bir sonuç çıkar? : Başlangıç çok önemli.
Galatasaray'ın o müthiş atmosferiyle galibiyet çıkartacağına
inanıyorum. İlk maça 3 puanla başlamak ciddi bir moral verecektir.
Ama her an her hafta alınan skorlarla bu puan tablosu alt üst
olabilir. Gruptan çıkabilmek tabi ki çok önemli ama en önemlisi her
sene Şampiyonlar Ligi seviyesinde olabilmek. Asıl önemli olan bu
çünkü ekonomik olarak ciddi bir fark getiriyor.
Hollanda Ligi ekiplerinden Fortuna Sittard'ta
danışmanlık yapmaya başladınız. Şu an ki kariyer planlamanız nedir?
: Fortuna Sittard inandığım bir proje. Türk yatırımcıların
2.ligdeyken almış oldukları ve saha sonuçlarıyla 1. lige
çıkarttıkları bir ekip. Başkanı ve sportif direktörü Türk. Onlarla
ve benim tecrübe ile bağlantılarımı bir araya getirip oraya düzgün
bir kimlik kazandırdıktan sonra genç oyuncuları alıp onları karlı
olarak tekrar pazarlayacak şekilde bir çalışma yapıyoruz. Benim
hedefim her zaman içinde yaşadığımız ülkemizin spor
organizasyonlarının ortak bir şekilde yukarı çekilebilmesidir.
Sadece bir kulübe konsantre olup biz çok iyi olalım diğerleri ne
yaparsa yapsın düşüncesinde olmadım dolayısıyla ben futbol temeli
olmak üzere spor idaresinin içinde kalmak istiyorum.
Avrupa'nın büyük kulüplerinde çalışmayı hedefliyor musunuz?
: Bunlar daha önce de konuşuldu. Çok fazla gündeme
gelmesede belirli kulüplerle görüştüm ama benim amacım tamamen yurt
dışına gitmek değil. Benim daha çok düşüncem ülkemizdeki spor
organizasyonlarına katkıda bulunmak. Bu şekilde görevler takdir
edilirse giderim.
Galatasaray'dan geri dön teklifi gelirse kabul eder
misiniz? : Galatasaray'dan öyle bir teklif geleceğini
zannetmiyorum. Kulüpte uzun yıllar görev yaptım şu anda biraz başka
girişimlere gitme zamanı olduğunu düşünüyorum. Elbette teklif
gelirse konuşulur ama kısa vadede böyle bir beklentim, düşüncem ve
isteğim yok.
Profesyonel bir idarecisiniz, Fenerbahçe veya Beşiktaş'tan
teklif gelirse değerlendirir misiniz? : Ülkemizin içinde
bulunduğu durum ve özellikle İstanbul'daki kulüplerin birbirleriyle
olan rekabetinde dolayı bu tür tekliflerin kolay kolay
yapılamayacağını düşünüyorum. Özellikle sosyal medyadan yürütülen
yönetimlerle camiaların böyle bir karar aldığı zaman atanan
kişilerin eksi getireceğini düşünüyorum. Ne göreve gelen kişi işini
yapabilir ne de onun bir anlamı kalır.
Son günlerin en çok konuşulan konusu Mali İşler Direktörü
Sedef Hacısalihoğlu'nun hesaplamalarda yaptığı hatalar ve kulüp
tarafından görevine son verilmesi durumu.Sedef hanımın Ünal
Aysal'ın başkan olduğu 2014 yılında da görevine son verilmiş sonra
yeniden işe alınmıştı. Kendisi sizin de çalışma arkadaşınızdı, bu
konuyla ilgili neler söylemek istersiniz? : Bu
iddialar gündeme geldi. Fakat Galatasaray kulübü, resmi sitesinde
bu haberlerin yalan olduğunu beyan etti. Dolayısıyla benim için
doğru olan kulübün yaptığı açıklamadır. Ancak spekülasyonların bu
kadar gündeme gelmesinin sebebi Sedef Hacısalihoğlu'nun Ünal Aysal
döneminde yüklü bir tazminat ödenerek gönderilmesi ve sonra yeniden
işe alınması var. Bu spesifik örneğe çok takılmayalım. Şunu
görmemiz lazım bu kadar yönetim değişikliği yapan kulüplerimiz
maalesef bu sorunları çok yaşıyorlar. Birileri geliyor diğerlerinin
görevine son veriliyor ve bu her değişiklikte böyle devam ediyor.
Keşke yönetimler çok uzun dönem kalabilse ve istikrar gelse
Avrupa'da sistem bu şekilde işlemiyor.
Son soru gelsin, daha çok erken ama Süper Lig'deki mevcut
durumu göz önüne alırsak bu sezonki en büyük şampiyonluk adayınız
hangi takım? : Benim gönlüm her zaman Galatasaray
diyecektir ama kim avantajlı diye bakarsan şu an itibariyle bence
yarım adım önde olan takım Medipol Başakşehir. Başkanıyla, teknik
heyetiyle, futbolcusuyla üstüne sürekli koyan bir yapı ve en büyük
avantajı Avrupa maçları yapmayacak olmaları. Bu yüzden az farkla
Başakşehir'i önde görüyorum.