Daum ve Rijkaard'a meydan okudu!
Kurt hoca Güvenç Kurtar'dan hodri meydan: "Daum ve Frank Rijkaard, Denizli'yi kümede tutsunlar, 15 milyon lira vereceğim"
Güvenç Kurtar, Türk futbolunun en renkli kişileri arasında yer
alır. Kendi şahsına münhasır bir isimdir. Hep iddialıdır. Lafını
hiç esirgemez. Yine öyle oldu. Kurtar, Antalya'daki pro-lisans
teknik direktörlük seminerinde çarpıcı açıklamalar yaptı.
Kurtar, özellikle, Türk teknik adamlarına yapılan haksızlıkları
dile getirdi; büyük takımlardaki teknik adam politikasını ağır bir
şekilde eleştirdi. İşte o sözler...
Son 4 sezonun en başarılı teknik direktörü benim. Aksini iddia eden
varsa çıksın söylesin. Tartışalım. Aslında Bülent Uygun birinci
sıradaydı. Ama Bülent hocanın bu sezonki durumu nedeniyle ben öne
geçtim. Sonuçlar ortada. 4 sezon önce Çaykur Rizespor'u 14 puanla
aldım, kümede kalmasını sağladım. Ertesi sezon Denizlispor'da 22.
haftada takımın başına geçtim, bir mucizeye imza attım. Öyle ki son
12 maçta hiç yenilmedik. Sonra da Bursaspor'da mütevazı kadro ile
flaş bir ekip yarattık. Son dört sezonda başka hangi teknik
direktör bu derece başarılı oldu?
ZIRBOŞLAR VAR
BÜYÜK takımlarda bize şans vermeyen bazı kişiler, çeşitli
mazeretler ortaya koyuyorlar. Tabii ki ben onların bu
cahilliklerine gülüyorum. Onlara, “Zırboş” diyorum. Bu zırboşlar
bizim değerimizi bilmiyorlar. Daum ve Rijkaard gelsin de,
Denizlispor'u kurtarsınlar. Kurtarırlarsa kendilerine 15 milyon
lira vereceğim. Tabii ki bende bu kadar para yok. Banka kredisi
çekerim. İkisi için de artık ömür boyu çalışırım.
ÇOKLARIM ÇOK AMA...
[page_end]
BU kadar başarılı olmama rağmen, hiçbir takımdan teklif gelmiyor.
Niye gelmediğini yöneticilere sormak lazım. Birileri bana “Çok
konuşuyorsun” diyor. Oysa çok konuştuğum falan yok. Para istediğin
zaman, çok konuştun oluyor. Futbolun içindeki herkes bana “Çok
iyisin, çok kalitelisin, çok başarılısın” diyor. Ama transfer
teklifleri başka teknik adamlara gidiyor. Aleyhime kimse bir şey
söyleyemiyor. Sadece yöneticiler “Gözünün üstünde kaşın var”
diyorlar. Sudan mazeretlerle bana görev vermiyorlar.
DÜNYADA hiçbir teknik direktörün yapmadığı işleri yapıyorum.
Değişik taktik varyasyonlar üretiyorum, değişik çalışmalar
yaptırıyorum, yaratıcı işlere imza atıyorum. Zaten başarım da bu
şekilde geliyor. Futbolda bu tür yaratıcılıklara patent verilse,
hemen gidip kendi adıma başvuruda bulunacağım. Mesela ölü toplarla
ilgili özgün buluşlarım için “Güvenç Kurtar ölü toplar patenti”
alacağım.
BAŞARIYSA, başarının kralına ben imza attım. Bırakın şapkadan
tavşan çıkartmayı, ben tavşandan şapka çıkardım. Ama kulüp
başkanlarımız hep küçük düşünüyor. Bugün mevcut potansiyelleri ile
Gaziantepspor, Ankaragücü, Kayserispor, Bursaspor ve
Gençlerbirliği'nin şampiyonluk potansiyeli var. Ama Gençlerbirliği
ilk yarıda 26 puan topladığında, İlhan Cavcav bunu başarı olarak
görüyor. Ben Gençlerbirliği'nin başında olsaydım şimdi 38 puanı
olurdu. Yani liderliğe otururdu. İlhan Cavcav bunu niye
düşünmüyor?
YABANCILARI ÇOK ABARTIYORUZ
YABANCI teknik adamları fazla abartıyoruz. O yere göğe
sığdırılamayan yabancı hocaların, Anadolu'da neler yaptıklarını
herkes biliyor. Stankoviç, Veselinoviç, Milne ve Löw, büyük
takımları çalıştırdıktan sonra Anadolu'ya gittiler, rezil oldular.
Adanaspor'un eski başkanı Çağdaş Ergin, Löw'ü de iyi tanır, beni de
iyi tanır. Sorun bakalım Ergin'e, Löw mü daha iyi, yoksa ben mi?
Bir mukayese yapsın. Ama, Löw şimdi Almanya Milli Takımı'nın
başında bulunuyor. Türkiye'ye gelmesi için de bazı kişiler
yalvarıyor. Ama gelmiyor.
FENER'İ ŞAMPİYON YAPARDIM
GEÇEN sezon Fenerbahçe'nin, Beşiktaş'ı 2-1 yendiği maç sonrası Aziz
Yıldırım, İhsan Kalkavan ve Mübariz Mansimov ile yemekte bir araya
geldik. Aziz Yıldırım'a “Başkan, Fenerbahçe'yi ver bana, 15 puan
farkla şampiyon yapayım” dedim. Güldü. Bu fark 15 olmaz, 13 olurdu.
13 olmaz da 12 olurdu. Ama mutlaka olurdu. Ama ne oldu? Fenerbahçe
şampiyon olamadı. Bu lafım, bu sezon için de geçerli. Bende o bilgi
ve birikim var. Taktiksel anlamda neler yapılması gerektiğini çok
iyi biliyorum.
GÜVENÇ KURTAR KİMDİR?
[page_end]
25 Temmuz 1950'de Uşak'ta doğan Güvenç Kurtar, futbolculuk
döneminde Beşiktaş, Altay, Mersin İY, Bursaspor ve Kocaelispor
formalarını giydi. Birçok Anadolu kulübünde teknik direktörlük
yapan Kurtar, en büyük çıkışını 1991-1992 sezonunda 2.Lig'den
1.Lig'e yükselttiği Kocaelispor'un ertesi sene son haftalara kadar
şampiyonluk yarışında kalmasını sağlayarak yapmıştır. Kocaelispor
1992-1993 sezonunu 1.Lig dördüncüsü olarak tamamlamış, aynı yıl
ülkemizi UEFA Kupası'nda temsil etmiştir.
BİZDE genelde büyük takımların biri ligi, diğeri de kupayı kazanır.
Sonra da kazanan takımın başındaki teknik adam için “Başarılı oldu”
denilir. Ama arkalarındaki itici gücün ne büyük boyutlarda olduğunu
herkes biliyor. Bütçe, taraftar, medya ve kamuoyu desteği inanılmaz
boyutlarda. Hakemler de aleyhlerine pek hata yapmazlar. Ama bizim
çalıştığımız takımlarda böyle değil. Ben bunları dile getirince
“İtici oluyorsun” diyorlar. Bizi bir kenara bırakıyorlar. Sanki biz
F-16 pilotu olacağız, savaşa katılacağız, bomba atacağız.
Nihayetinde bildiğimiz işi yapacağız.
BÜYÜK takımlara bizim adımız niye geçmiyor? Yöneticiler, “Kamuoyu
baskısı” diyor. Tabiki bu hikaye. Yabancı teknik adam, büyük
takımlarda inanılmaz güzel ortamlarda görev yapıyor. Biz ise
Anadolu'da kısıtlı ortamlarda mucizeler yaratıyoruz. Yani onların
altına Ferrari veriliyor. Biz ise külüstür bir yerli araba ile
idare ediyoruz. Sonra da bize “Geçin bu Ferrari'yi” deniliyor.
Üstelik bizim o külüstür arabanın çoğu zaman benzini olmuyor, freni
tutmuyor. Yine de yarışıyoruz tabii. Bazen de geçiyoruz. Oysa
versinler bana o Ferrari'yi, nasıl kullanılırmış göstereyim.
Uçururum valla.
Haber : Atilla Türker / HÜRRİYET