Diego Ribas'ın Habertürk Gazetesi'ne verdiği röportaj
Fenerbahçe'nin yeni transferi Diego Ribas Habertürk Gazetesi'ne verdiği röportajda çok çarpıcı açıklamalar yaptı.
Türkiye'ye geleceği için çok heyecanlı olduğunu söyleyen Diego Ribas: "Fenerbahçe'ye geldiğim için çok mutluyum. İnanın müthiş heyecanlıyım ve bu heyecanı anlaştığım andan itibaren yaşıyorum. Kalbim küt küt atıyor. Şimdi dinleniyorum. Çok yorucu bir sezon geçirdim. Kendimi ailemle yenileyip yeni formama hazır olacağım. Buraya kadar benim için geldiniz. Sizden ricam; bana şimdiden büyük ilgi gösteren Fenerbahçe taraftarına en iyi dileklerimi göndermeniz."
Habertürk Gazetesi'nde yer alan röportaj şu şekilde;
'ÇOK ÖNEMLİ BİR KULÜBE GELDİM'
Daha ilk görüşmelerde ne kadar profesyonel bir kulüple anlaştığımın
farkına vardım. Çok önemli bir kulübe geldim. Müthiş bir camia.
Bunu daha oraya gelmeden rahatlıkla anlayabiliyorum. Umarım bir çok
başarıyı birlikte yaşarız. Fenerbahçe seyircisini anlattılar.
Onları gerçekten çok merak ediyorum. Elimde bir kaç maç görüntüsü
var.
Sürekli onları izliyorum. Teknik direktörün anlayışı nedir,
takımın tarzı nedir, sistem nedir bunları öğrenmeye çalışıyorum.
Çok iyi bir ekibe geldiğimi söyleyebilirim. Her türlü bilgiye
sahibim. Bu konuda sıkıntım yok çünkü Arda gibi iyi bir arkadaşım
var. Tabi bir de yıllardır orada oynayan Alex var. O yüzden benim
için bilinmez yok. Her şey muhteşem olacak.
MEİRELES VE ALVES İLE OYNAMAK BÜYÜK KEYİF’
Ersun Yanal’ın nasıl bir hoca olduğunu, futbolcudan ne istediğini
araştırdım. Şunu söylemeliyim ki iyi bir çalıştırıcı. Ayrıca
takımda çok iyi oyuncular var. Tabi ki Meireles ve Alves ile
birlikte oynamak büyük bir keyif olacak. İstanbul’a gelmek çok
güzel.
Daha önce iki kere geldim. Birinde UEFA Finali için oradaydım.
Diğerinde ise turistik seyehatte bulundum. Her şey inanılmazdı ve
şimdi bu şehire taşınıyorum. Temmuz başında oradayım. Ve tüm
Fenerbahçe taraftarına sevgilerimi gönderiyorum. En kısa zamanda
onlarla buluşacağız.”
'YÖNETİME SÖZ VERDİM, LÜTFEN ATKIYI SEN TUT'
Ben ayak üstü soruları sorarken hepsini yanıtlıyor. Fotoğraf için
de bir Fenerbahçe atkısı çıkarıyorum. "Hop" diyor ve şöyle
açıklıyor. "Lütfen atkıyla çekmeyelim. Çünkü Fenerbahçe'ye bu
konuda söz verdim. İstanbul'a kadar bu tip fotoğraflar çektirmememi
rica ettiler." Ribas'ı kırmamız tabi ki söz konusu olamaz. Ama
sonra şöyle dedi: "Atkıyı sen tut, fotoğrafı öyle çekelim. İstanbul
da söz istediğin fotoyu çektireceğim."
Çaresiz onu da kabul ettik. Atkıyı da onun yerine tuttuk. Davetsiz
gidince adam tabi ki ne söylese haklı. Ve bir konuda daha bizden
ricada bulundu: “Evimin fotoğrafını çekmeyin.” Biz de o yüzden
evinin fotoğrafını çekmedik. Haklı, çünkü Brezilya’ da güvenlik her
şeyden önemli. Sonra da teşekkür edip güvenliğin şaşkın bakışları
altında oradan sıvışıyoruz. Öncelikle şunu belirteyim; ilk kez
teknolojiyi kullanarak dünyanın öbür ucunda bir röportaj yapıyoruz.
Tabi bu konuda Vedat’ın teknoloji bilgisi çok önemli. Diğer konu
ise Ribas... Son derece efendi ve anlayışlı . Sakin bir yapısı var
gibi ama sahada farklı olduğunu biliyorum. Ailesine son derece
bağlı. Sıcak ve samimi. Benim beş dakikada edindiğim izlenim
bu.
‘BENİ NEREDEN BULDUNUZ?’
İstanbul’dan Sao Paulo’ya 14 saatlik bir seyahatin ardından otele
de süren bir saatlik yolculuk insanı tükenme noktasına getirmişti.
Gecenin bilmem kaçında çalan telefonda bir haftadır burada bulunan
foto muhabirimiz Vedat Danacı, “Buldum. Diego Costa’yı
İnstagram’dan buldum” diye çığlık atınca olayı pek anlayamadım.
“Diego Costa, milli takımda değil mi? Bizim onunla ne işimiz var?”
diye düşünüp geçiştirdim.
Ertesi gün kahvaltıda durum anlaşıldı. Vedat’ın söz ettiği oyuncu
Fenerbahçe’nin yeni transferi Diego Ribas’tı. Tabii ki böyle bir
durumda işler tamamen ciddileşiyordu. Çünkü Ribas ile bugüne kadar
hiç kimse konuşmamıştı. Hemen ayrıntıya girelim. Vedat, Ribas’ı
İnstagram’dan takip ediyor. Fenerbahçe’nin yeni oyuncusu, bir
fotoğrafını buradan paylaşıyor. Ama yer imgesini açık bırakıyor.
Vedat orayı tıklıyor ve adres çıkıyor. Ama tam adres yok tabii ki.
Sadece bir bölgeden onlarca fotoğraf atılmış İnstagram’dan.
‘ROBİNHO İLE AYNI YERDE’
Yer Santos. Brezilya’nın en önemli tatil beldelerinden birisi.
Bildiğiniz Bodrum. Hemen arabaya atlayıp yola koyuluyoruz. 300 km
yol alıyoruz. Ama buralar bize tamamen yabancı. Polis ile Google
Translate aracılığıyla anlaşıyoruz. İngilizce-Portekizce... Diyor
ki: “O burada oturmuyor. Ama buraya yakın Robinho ile aynı yerde
evi var. Santos’a sadece ziyarete geliyordur.”
Ama polis böyle derken, bir başkası “Hayır, Santos’ta yaşıyor”
diyerek evi bile gösteriyor. Fakat orada da çıkmıyor. Bu adresin
olduğu yerdeki sokağın ismi ise “Ribas” ama tamamen şaşırtıcı bir
tesadüf. Moralsiz bir şekilde otele geri dönüyoruz.
2. SEFERDE TAM İSABET[page_end]
Ertesi gün Arjantin-Bosna maçı var. Biz de Rio’dayız. Maç günü
Diego bir fotoğraf daha paylaşıyor İnstagram’dan. Bölge yine aynı
bölge. Ama bu kez daha uyanık davranıp yanındaki arkadaşlarını ve
Robinho’yu da takibe alıyoruz. Diego değil ama bu kez arkadaşları
İnstagram’a tam adres yazıyorlar. Silinmeden kayıt ediyoruz. Bir
gün sonra yine aynı bölgeye gidiyoruz. Ama bu kez elimizde bir
adres var.
Bir marina adresi. Cep telefonu navigasyonundan marinaya
ulaşıyoruz. Marina dediğimiz yer gerçek bir marina. Ama içinde
muhteşem villalar var ve yüksek güvenlikli. Ben arabadan aşağıya
inip karşıdaki güvenlikçilere restauranta gitmek istediğimizi
söylüyorum. Fakat bir restaurantın olduğundan bile şüpheliyim.
Adamlar plakayı not edip “Buyrun” diyorlar. Şaşkın bir şekilde
içeri giriyoruz.
VE DİEGO KARŞIMIZDA
Sitenin içinde güvenliğe çaktırmadan dolaşırken bir işçi, Ribas’ı
tanıdığını ve evinin burada olduğunu söylüyor. Bu sırada karşıdan
sarı, elektrikli bir araç geliyor. Bir anda Vedat, “Diego, işte
Diego” diye bağırıyor.
Sarı arabanın içinde eşi ve çocuğu ile birlikte. Bir anda site
birbirine giriyor. Tabi güvenlik alarm durumuna geçiyor. Herkes
birbirinin peşinde. Diego arabayı yanımda durduruyor. Boynumdaki
dünya kupası gazeteci kartını görünce uyanıyor.
'HADİ 5 DAKİKA BAŞLADI'
Biraz duygu sömürüsü, ajitasyon ve her türlü röportaj taktiklerini
sergiliyorum. “Tamam. Sadece 5 dakika” diyor. Tabii ki hemen kabul
ediyoruz. Evinin önüne gidiyoruz.
Arabadan ailesiyle inen Diego, şaşkın bir şekilde yanıma gelip,
“Beni nasıl buldunuz ve içeriye nasıl girdiniz?” diye soruyor. Üstü
çıplak. Tişörtünü eşi getiriyor. Ama son derece kibar ve
güleryüzlü. Diyorum ki, “İnstagram” sonra da sistemi anlatıyorum.
Tabii ki şokta. Diğer soruya yanıt veremiyorum çünkü o sırada
güvenlik şefi ve adamları etrafımızı çeviriyor.
Diego “Bunları atın” dese yandık. Ama bizim gazeteci olduğumuzu,
tehlike olmadığını söyleyip bize de, “Hadi 5 dakika başladı”
diyor.
Diego’nun evinin bulunduğu sokağın adı “Ribas.” Ancak bu sadece
şaşırtıcı bir tesadüf.