Dilmen 3 büyükler için neler dedi?
Rıdvan Dilmen, 3 büyük takımın Süper Lig'de geride kalan 11. haftadaki performanslarını değerlendirdi...
Spor yorumcusu Rıdvan Dilmen, Süper Lig'de geride kalan 11.
hafta sonrası Milliyet'teki köşesinde üç büyüklerin analizini
yaptı...
DİLMEN'İN F.BAHÇE ANALİZİ
Rakip stoper gibi
Teknik Direktör Daum’un, Kayserispor maçı sonrası verdiği demeç
doğru... Fenerbahçe’nin bu oyuna bir puan alması gerçekten
süper.
Sezon başından bu yana altı şehir deplasmanına gittiler. Bunlardan
1 puan çıkardılar. Aslında başarılılar. Ligde liderler, Avrupa’da
da yollarına devam ediyorlar. Yalnız kazandığı deplasman maçlarına
baktığımızda hepsini kaybedebilirlerdi. Son iki deplasmandan bir
puan çıkarken düşündürücü tek olay 1-0 önde olmalarına rağmen
birini kaybetmeleri, diğerinde yenilgiden zor kurtulmaları.
İstatistiklere bakıyoruz ilginçtir bu iki maçta da Alex yok. Yani
Fenerbahçe Alex’in yokluğunda topu tutamıyor, ikinci golü
bulamıyor. Oyuncular fiziksel ve mental açıdan hazır olmadıkları
gibi Daum’da Alex’siz bir oyun şablonu bulamadı. Mesela 4-4-2 veya
4-3-3 oynama gibi. Bu sistemler varsayım tabii ki ama gerçekler de
gözardı edilmemeli.
Omurgaya dikkat
Aslında Sheriff ve Sion deplasmanlarında da tek golü korumaya
çalıştılar. Skoru korumak sadece dokuz kişi ile savunma yapmak
değildir. Bunu pasla da sağlayabilirsiniz. Fenerbahçe’nin son
yıllarda en iyi yaptığı şey pas alışverişleri idi.
Oyununu rakibe kabul ettiriyordu. Bu özelliği giderek kayboluyor.
Bunun üzerinde çalışmaları gerek. Yine de çok önemli altı
deplasmanı atlattığı için çok avantajlı. Kayseri’de alınan puanın
da ne kadar önemli olduğu ileride görülecektir.
Fenerbahçe’de bireysel anlamda baktığımızda rakip kaleyi düşünen
iki kişi var. Emre Belözoğlu ile Gökhan Gönül. Ama sezonun flaş
ismi kaleci Volkan Demirel. Aslında bu tablo Fenerbahçe’nin
deplasman performansını net bir şekilde ortaya koyuyor. Savunma
oyunun sonuna doğru ceza sahasından çıkmıyor. Volkan degaj yaparken
takım orta sahaya çıkmalı. Ancak en uçtaki oyuncuya güvenemiyorlar.
Haksız da değiller. Güiza rakip stoper gibi.
Fenerbahçe’nin omurgasında eksiklik olunca mutlaka arıza çıkıyor.
Alex olmayınca, orta sahadaki Emre - Cristian ikilisi bozulunca,
stoperlerden biri oynamayınca işler çıkmaza giriyor.
DİLMEN'İN G.SARAY ANALİZİ
[page_end] Rijkaard mesajı almıştır!
Sivasspor maçı Galatasaray için hiç de kolay değildi. Çünkü takım
demoralize durumdaydı. Ama Rijkaard ve oyuncuları kutlamak lazım.
Oyuna o kadar coşkulu başladılar ki, maçın başında öne geçip,
ikinciyi de bularak maçın ikinci yarısında dinlenme şansı
buldular.
Sakat ve cezalı oyuncular yüzünden Rijkaard üç orta saha oyuncusuna
görev verdi; Mehmet Topal, Barış ve Mustafa Sarp. Sanırım Rijkaard
karşılaşma sonrası eve gidip düşündüğünde takımının bundan önce
neden her maç 4-5 pozisyon verdiğini anlamıştır. “Keşke
Fenerbahçe’ye karşı da böyle oynasaydım” diye üzülmüştür.
Sivas iyi sınavdı
Bu arada Sabri, Servet, Gökhan Zan ve Hakan Balta dörtlüsü de
“Bakın savunmada bir problem yok. Bugüne kadar problem takım
savunmasındaydı” demişlerdir. Rijkaard bu tabloyu mutlaka
değerlendirecektir. Sezon başından bu yana 4-2-3-1 oynayan
Galatasaray 4-3-3’e dönünce pres yaptı, rakibi hiç döndürmedi. O
baskıya ve coşkuya rağmen pozisyon üretmekte zorlandılar, kabul.
Ama Galatasaray takımı gol yemediği takdirde nasıl olsa bir tane
atabilecek yetenekli isimlere sahip.
Atmada sorun çıkmaz. Önemli olan çok gol yemeyi önlemek. Sivas iyi
bir sınav oldu.
DİLMEN'İN BEŞİKTAŞ ANAZİLİ
[page_end]Beşiktaş’ın şifresi; PAS
Beşiktaş bir bir gitmeye devam ediyor. Neyi iyi yapıyor; geçen
yılki coşkuya yeniden kavuştu. İstek ve arzu üst seviyede.
Koşuyorlar, savunmada rakiplere çok az fırsat tanıyorlar. Sırf bu
yüzden de puanları topladılar. Peki neyi yapamıyor;
PAS...
Aslında Beşiktaş’ın şifresi de bu... Oyuncular sanki arkalarından
birileri kovalıyormuş gibi acele içindeler. Oyunun belli
bölümlerinde pas yapabilseler çok rahatlayacaklar. İşin açıkcası
bir de forvet oyuncuları beklentinin çok altında. Savunmaya
bakıyorsunuz İbrahim Toraman üç maçtır oynuyor, sıkıntı kalmadı. Bu
kadar hazır dönmesini sağlayanları kutlamak lazım. Takımın iyi
antre olduğu da bir gerçek. Bu oyuncunun bu kadar diri geri
dönmesinde teknik heyetin de rolü vardır.
Rakiplerin pozisyon sayısı bir maçta iki veya üçü geçmiyor. Kaleye
gelenleri de Rüştü kurtarıyor. En büyük problem gol atamamak.
Beşiktaş’ın bulduğu gol sayısı 8. Forvetler sadece 3 tane atmış.
Nonda bile tek başına 7 gole ulaştı. İşte Denizli’nin buna çare
bulması lazım. Eğer hücumcular form tutarsa Beşiktaş çok daha kolay
kazanır.
Sarhoşluktan kurtuldular
Beşiktaş sezon başı ciddi bir kriz yaşadı. Bu krize sebep olan
Denizli ve oyunculardı. Ancak son dönemlerde Mustafa hoca ile
talebeleri konsantrasyonu üst düzeye çıkardılar. Geçen sezon
kazanılan iki kupanın sarhoşluğunu üzerlerinden geç de olsa
attılar. O iki kupa takımı uyuşturmuştu. Son dört maçta alınan
galibiyetler tribünlerle olan ilişkiyi de düzeltti. Ama bir gerçek
var ki, takımın ligde kredisi yok. Cepten çok yediler. Kazanmaya
devam etmeliler. Fenerbahçe’yi de yenip “Biz geri döndük”
diyebilmeliler.