Dilmen'den Fener'e başarının formülü
"Daum, işleri düzelteceğine daha da bozuyor..." diyen Rıdvan Dilmen Fenerbahçe için başarının formülünü verdi...
Spor yorumcusu Rıdvan Dilmen, geride kalan 22. haftayı
değerlendirdi... Dilmen, işlerin ters gittiği Fenerbahçe'ye
başarının formülünü verdi... 1-1 biten Beşiktaş-G.Saray derbisi
için ise kazanan Cimbom dedi...
İşte Dilmen'in çarpıcı analizleri...
Fenerbahçeli mutsuz!
Christoph Daum, işleri düzelteceğine daha da bozuyor. İcraatları
tamamen takımın aleyhine. Başarı için formül basit. 50-60 milyon
euro harcanacak, takım yenilenecek. Bu da okyanus geçilmeden
yapılacak
Fenerbahçe takımı KOLAY GOL YİYOR. Hata hep yanlış adreste
aranıyor. Yıllardır takımın gol sorunu yok. Aslında ligde 0-0 biten
maçı da yok. Çözüm kolay. Gol yemiyeceksin.
Elinde Alex gibi her an her işi yapabilecek oyuncu var. Semih ve
Güiza gibi gol kaçırsalar da sonucu değiştirecek forvetler de var.
Hatta Gökhan Ünal’ı da sayabilirsiniz. Bir takımın savunmada belli
zaafları olabilir. Mesela yüksek toplarda iyi değillerdir. Kafayla
gol yerler. Rakibin kenar hücumlarını önleyemiyorlardır, buradan
gol yerler. Fenerbahçe’de bu ikisi de var. Stoperlerin arkasına
atılan toplara önlem almıyorlar, buradan da gol yiyorlar. Duran top
diyorsunuz, yine yiyorlar. Uzaktan da yiyorlar. Kontradan da...
Yani savunmada iyi yaptıkları hiçbir şey yok.
Ligin ilk yarısında oynanan Ankaragücü maçı ile başlayan gol yeme
hastalığı hızla devam ediyor. Manisa’da çok güzel oynadı denen
takım kalesinde iki gol görüyor, en az üç net pozisyon veriyor.
Ligin ilk dört haftasında son sıradaki takımlarla oynadılar,
hepsinden gol yediler. Karşılarına iyi ve fizik kalitesi yüksek
Bursaspor çıktı, iki maçta kalede altı gol var. Ben uzun süredir
hatırlamıyorum 2-0’dan 3-2 maç kaybedildiğini... Bu taktiksel ve
fiziksel problemin dışında psikolojik problemin de olduğunu
gösteriyor. Bunu çözebilecek hoca. Ancak Daum da düzelteceğine daha
da bozuyor.
Oyuncu ilişkileri, demeçleri, değişiklikleri tamamen takımım
aleyhine. Fenerbahçe takımı son beş maçta kazanamıyorsa görev
başkana ve yönetime düşüyor demektir. Mutlak radikal çözümler
bulunması lazım. Ben bu cümleleri çok kullandığımı
hatırlıyorum.
Şampiyonluk gelir gelmez... Rahmetli İslam Çupi’nin dediği gibi
“Fenerbahçe’nin büyüklüğü şampiyonluklarla ölçülmez”... Ancak
Fenerbahçeliler’in mutsuz olduğu tartışmasız. Mutlu olabileceği bir
görüntü de yok.
Formül basit (bize basit geliyor tabii)... 50-60 milyon euro
harcanacak, takım yenilenecek. Bu da okyanus geçilmeden yapılacak.
Başarının sırrı okyanusta... Çünkü okyanusun öbür ucundan biri
takımda var. O da işini iyi yapıyor.
DİLMEN'İN G.SARAY ANALİZİ [page_end]
Derbinin galibi... GALATASARAY!
Derbiden Galatasaray kazançlı çıktı. Hatta fazlasını da alıyordu az
kalsın. Ama bir puan en azından Beşiktaş ile farkı koruması adına
ve bir gün sonra Fenerbahçe’nin yenilgisi düşünüldüğünde hakikaten
çok iyi. Hem de birçok eksiğe rağmen. Daha da önemlisi zorlu iki
Atletico Madrid maçlarının arasında böyle bir derbi oynadığı
için...
Galatasaray ligde iki haftada bir doksan dakika oynadı,
Fenerbahçe’den hem liderliği aldı, hem de puan farkını ikiye
çıkardı. Beşiktaş’tan da üç puan fazla topladı. Kolay değil tabii,
Atletico Madrid deplasmanına yüksek konsantrasyon ile gidildi.
Hemen üç gün sonra aynı konsantrasyon ile İnönü’ye çıkıldı. Buna
rağmen takımın fiziki kalitesi iyiydi. Oyunun büyük bölümü Beşiktaş
ağırlıklı geçmesine rağmen galibiyete çok yaklaştılar.
Galatasaray’ın maç çevirebilecek üç oyuncusu var. Bunlardan ikisi
yıldız; Elano ve Arda. Diğeri tutturduğunda iyi oynayan Keita...
Diğer oyuncular genelde savunmacı. İnönü’de Elano çok iyi oynadı,
Arda işi bitirdi. Keita ise idare etti. Diğerleri ise müthiş
mücadele verdi.
Beşiktaş’a gelince; kaybederse sezonu kaybedecekti. Berabere
kalırsa bir gün sonra rakiplerinin puan kaybetmesini bekleyecekti.
Maçlar az da olsa şansını şansını devam ettirmesini sağladı.
DİLMEN'İN BEŞİKTAŞ ANALİZİ[page_end]
Değişiklik tutmadı
Klasik 4-3-3 düzeni ile sahaya çıktı. Önde Holosko, Nobre ve Ekrem
özellikle 20. dakikadan sonra çok etkili oynadılar.
Nobre, yüksek topların hemen hemen tamamını Emre ve Neill’dan aldı.
Beşiktaş, 3-4 net pozisyon buldu.
İkinci yarıdaki Bobo ve Nihat değişikliği G.Saray’a yaradı. Dönen
topları Galatasaray alınca denge sağlandı. Denge Arda’nın golüne
kadar devam etti. Arda çıktıktan sonra Galatasaray önde top
tutamamaya başladı.
Yusuf’u da alarak Beşiktaş yüklendikçe yüklendi. İlk yarıdaki kadar
pozisyon bulamasa da duran toptan beraberlik geldi.
Haftayı Beşiktaş ve F.Bahçe dışında herkes kârlı kapadı.