Beşiktaş ve Fenerbahçe puan kaybetti, Galatasaray ve Trabzonspor kazandı. Mehmet Ali Aydınlar, Rıdvan Dilmen, Erman Toroğlu konuştu. Kanaltürk’te sözde tarafsız yayıncılık demelerine rağmen tamamen Fenerbahçe üzerinden yapılan bir yayın oldu. Konyaspor, transfer yasağı olması ve elindeki futbolcuları kaybetmesi ile birlikte düşer dedikleri halde ligde harika gidiyor ve bunu TRT görmemezlikten geliyor. Konya’da ilk kez uygulanan ve adı ceza olan Bayanlar ve çocukların izlediği maça damga vuran olaylar…
Beşiktaş nazara mı geldi, yoksa parasal nedenlerden dolayı boykota mı uğradı bilemiyoruz ama bu işin sonu maddi sıkıntılara dayanıyor. Futbolcular kendi kapasitelerinde oynamıyor. Ben teknik ve taktiği geçtim. Bir futbolcu taktik verilmeden bile sahada olsa yanındaki adama pas atabilmeli. Teknik direktörü değişen takımlar bir günde hocanın sistemi ile mi oynayıp kazanıyorlar. Tamamen yeni bir enerji akımından kaynaklanıyor. Beşiktaş’lı oyuncular sıkıntılarından dolayı oynamıyor. Beşiktaş seyircisi bu durum karşısında sessiz kalan yönetime ve oyunculara oldukça tepkili. Akla hemen Tayfur Havutçu geliyor. Bunlar basit çözümlerdir. Bu takım iyi oynarken de aynı hoca vardı ve iyi oynadığı için Tayfur getirilemedi. İyi düşünüp doğru hamle yapmalılar.
Galatasaray kazanarak puan farkını açıyor, Trabzonspor kazanarak üst sıralara tırmanıyor. Her ikisinde de işler iyi mi? Bana göre Trabzonspor hepsinden daha iyi. Her ne kadar çok iyi kadroları olmasa da tüm takımlardan daha rahat oynuyorlar. Kolay pozisyona giriyorlar. Burak’ta maşallah vurduğunu atıyor. Galatasaray ise iyi olmamasına rağmen kazanıyor. Kadroda çıtayı yükseltecek bir kulübe yok. Fatih Terim faktörü ve başarıya aç olmaları onları hırslandırıyor.
Fenerbahçe ise yine vurdumduymaz oyunlarından birisini oynadı. Topa sahip olma oranı %60’ın üstünde oluyor ama gelgelelim ceza sahası içinde iş bitirecek kimse yok. Rakip daha organize oluyor. Fenerbahçe kontra atak yiyor, kendisi yapamıyor. Son haftaların formda ismi Stoch hata yapmış olabilir. Fenerbahçe hatalı gol yediği için değil, iyi oynamadığı için eleştiri alıyor. Bir takım iyi oynamayabilir, eleştirilebilir ama Fenerbahçe son haftalarda kötü oynamayı bir kenara bırakın OYNAMIYOR. Takım mücadele etmiyor. Beşiktaş ve Fenerbahçe’yi son haftalarda birbirine benzetiyorum. İkisi de isteksiz ve arzusuz olunca rakip bundan istifade etmesini çok iyi biliyor.
Gelelim şu özür meselesine ve Telegol programına
Mehmet Ali Aydınlar’a çok yüklenilmemesi gerektiğini, Fenerbahçe için hizmetlerinin unutulmaması gerektiğini söyledim. Her ne olursa olsun hala aynı görüşteyim. Ama Mehmet Ali beyin Rıdvan Dilmen ile bir derdi olacak ki sürekli onun üzerine oynuyor. Benden daha çok özür dilersin dersen, Rıdvan Dilmen’de sana anlayacağın dilde cevap verir. Olan biteni açık sözlülükle anlattı. Bu konuşmaların aslında olmaması gerektiğini belirtmek isterim. Burada dik duruş sergileyen AYKUT KOCAMAN hocamızı da tebrik ederim. Hoca puan pazarlığı yapmadan, suç varsa uzatmayın ve düşürün demiş. Helal olsun. Benim merak ettiğim diğer bir konu ise Erman Toroğlu neden özür bekler? Fenerbahçe ile ilgili puan pazarlığı var demişti. Puan pazarlığının olmadığını hem Aykut hoca hem de Rıdvan Dilmen söylemelerine rağmen Serhat Ulueren ve Erman Toroğlu ısrarla konuşulmasının da pazarlık olduğunu ısrarla söylemeleri Fenerbahçe düşmanlıklarının yansımasıdır. Pazarlık iki taraflı olur. Teklif olması pazarlık yapılmış anlamına gelmez. O zaman programda söylemeleri gereken ve söylememeleri gereken hususları ben kendilerine teklif edeyim, onlar kabul etse de etmese de benimle pazarlık yapmış olsunlar.
Bunun adı komplodur.
Bunu adı Fenerbahçe’yi karalamaktır.
Bunun adı düşmanlığın artık kelimelerle ifade edilemeyip saatlerce program yaparak açık aramak ve her lafın arasında Fenerbahçe’yi zan altında bırakmaktır.
Yapmış olduğunu programın formatı yanlıştır. Programda izleyenlerin maillerini, twitlerini paylaşmaya davet ediyorum. Bakalım izleyenler ne düşünüyorlar. Özellikle Erman Toroğlu Fenerbahçe aleyhinde konuşurken onun avukatlığını üstlenen Serhat Ulueren asla tarafsız yayıncılıktan bahsetmesin. İnsanları kendilerinden nefret ettiriyorlar. Diğer programların hiç birisinde kimse küfür etmiyor, kimse hakkında asılsız iddialara yer verilmiyor, kimse zan altında bırakılmıyor. Evet, program çok izleniyor ama insanlar izlerken nefret duyarak izliyorlar. Telegol programını tarafsız olmaya ve tarafsız yönetilmeye davet ediyorum. Serhat Ulueren Fenerbahçe düşmanı gibi yönetmeyi bırakmalı. Sunumundan, yüz ifadelerinden ve konu başlıklarından Fenerbahçe’yi rencide etmeye çalıştığınız çok açık ve seçik bir şekilde belli oluyor. Sizleri tüm okurlarımın önünde TARAFSIZ olmaya ve olayların içeriklerini iyice araştırmadan PAZARLIK konusu etmemeye davet ediyorum. Kaldı ki Serhat beyin, Erman beyin avukatı gibi davranmasına da hiç gerek yok. Erman bey koskoca adam. Kendisini savunacak kapasiteye de sahip. Laf cambazlığı yapmak yerine daha gerçekçi, tarafsız ve izleyicilerin fikirlerine saygı duyan bir yayıncılık bekliyorum.
Son olarak Konyaspor,
Transfer yasağı olduğundan dolayı Bankasya’da da tutunamayacağı söylendi. Elindeki değerli oyuncularında takımdan ayrılması ile bir alt lige düşmesine kesin gözü ile bakıldı. Genç yetenekler bir bir profesyonel yapıldı ki onların bu ilk tecrübeleri olacaktı. Takım lige beraberlikler zinciri ile başlamıştı. Ne gol atıyor ne yiyordu. Sonra takım kazanmaya başladı. Seri galibiyetler aldı. Şu anda ise zirveye oynuyor. Taraftar genç yeteneklerin yıllardır neden oynatılmadığını sorgulamaya başladı. Çünkü gayet iyi oynuyorlardı. Onların inancı, azmi ve hırsı takımı inanılmaz yerlere çıkarmıştı.
Birde seyircisiz oynama cezası almışlardı. Yıllardır istenilen taraftar potansiyeline sahip olamayan ve taraftar gruplarının istenilen performansta destek verememelerinden sonra ilk kez bayan ve çocuk taraftarlar takımlarını destekleyeceklerdi. YÖNETİMDE BU MAÇA GELENLERE FORMA VERECEKTİ. Beşbin civarında bir taraftarın geldiğini öğrendik. Mükemmel bir şekilde de takımlarını desteklediler. Onlara teşekkür ediyorum. Açtıkları pankartlar, yaptıkları tezahüratlarla büyük bir alkışı hak ettiler. Fakat yönetim neden verdiği sözde duramadı. Yayına bağlanan taraftarlar kendilerine forma verilmediğini söylediler. YÖNETİM bu konuda sınıfta kaldı. YÖNETİM TARAFTARIN GELMEYECEĞİNİ HESAP ETTİ AMA TARAFTAR TAKIMINA SAHİP ÇIKTI. Bunun özrünü nasıl dilerseniz dileyin, gelenler Konyaspor’a değil size kırgın olacak. Oraya forma için bile gelse, bayan taraftarların Konya gibi bir şehirde stada gelmeleri gurur vericidir. Her ne kadar yönetim sözünde durmasa da bayan ve çocuk taraftarları alkışlıyor ve tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Burası İstanbul değil, burası Konya. Burada insanları maça zorla getirirsin. Maç biletleri 1 TL, 5 TL olduğu halde stadın yarısı bile dolmaz. Bayanların maça gelme oranı ise %2 ancadır. Bu maçta gördük ki Konyaspor’un bayan taraftarları da varmış. İnşallah önümüzde ki maçlarda da gelirler. Bu takım desteklenmeyi ve alkışlanmayı hak ediyor. Teşekkürler Konyaspor.