Emre Belözoğlu'ndan çarpıcı açıklamalar
Emre'nin adeta kendisiyle yüzleşmesi şeklinde geçen sohbet çok tartışılacağa benziyor.
Fenerbahçe'nin kaptanı Emre Belözoğlu, şike iddiaları için
"Şampiyonluğumuz tertemiz. Günlerdir ne huzur kaldı ne de
sinir" dedi.
Büyük yüzleşme
Yılın en çok tartışılan futbolcusu Emre Belözoğlu, içinde bulunduğu
psikolojiyi Türkiye Gazetesi'nden Hasan Sarıçiçek'e bütün
samimiyetiyle anlattı.
> Oğlumun futbolcu olmasını istemem; 18 yıldır ailemle doğum
günümü kutlayamadım.
> Arena'daki milli maçta ıslıklanmamın sebebi G.Saray'dan Fener'e geçmiş olmam.
> Beni tanıyanlar bilir ki, benim için Milli Takım eşimden dostumdan önce gelir.
"Ben futbolun doğrucu Davut'uyum" diyen kaptan
Emre ile çarpıcı bir ropörtaj...
İşte noktasına virgülüne dokunmadan Emre Belözoğlu'nun
ağzından futbol gerçekleri:
FUTBOLCU YALNIZ ADAMDIR!
"Kaderin bir cilvesi mi bilmem ama futbolcu yalnız adamdır. Üst
düzeydeysen bu yalnızlık daha da artar... Etrafta 'Sen şusun,
busun' diye pohpohlayanlar vardır. 'Yanlış yaptın' diyen çıkmaz.
Kitap okumaya teşvik eden, sinemaya, tiyatroya götüren olmaz.
Futbolcu acı tecrübeler sebebiyle bir fanus içinde yaşar. İnzivaya
çekilir, bu şekilde kendini koruyacağına inanır. Tabii ki ben de
birçok hata yaptım. Ama kabul edin, çocukluğumu hiç yaşayamadım. 14
yaşından beri üst düzey yarışın içinde oldum. 1992 yılından beri
ailemle birlikte hiç bir doğum günümü kutlayamadım. Allah nasip
ederse ilk defa bu sezon ailemle birlikte 7 Eylül'de evimde doğum
günü yapacağım. İstiyorum ki Kazakistan ve Avusturya maçlarını
kazanalım da o doğum günü daha bir mutlulukla dolsun."
BEN Mİ ANTİPATİKİM?
"Kime göre? Sahada hakeme ve rakibime karşı hatalarım oldu. Ama
beni antipatik gösteren bunlar değil, G.Saray'dan F.Bahçe'ye geçmiş
olmam. Arena'daki milli maçta ıslıklanmamın sebebi de bu. Demek ki
G.Saray'daki değerim çok yüksek, diye düşündüm. O takıma 4 lig
şampiyonluğu, bir UEFA, bir de Süper Kupa kazandırmışım. Az şey mi?
Yoksa G.Saray'dan F.Bahçe'ye çok futbolcu geçti, hiçbirine bu tepki
gösterilmedi.''
OĞLUMA NASIL ANLATIRIM?
"Federasyona
öfkem niye? Özünde dürüst, insani ilişkilere önem veren duygulu
biriyim. Başkalarının derdiyle dertlenir, mutluluklarıyla mutlu
olurum. Sokakta ağlayan birini veya itişip - kakışan iki kişiyi
görsem 'Bana ne?' deyip, kafamı çeviremem. Mutlaka
durur, bir şeyler yapmaya çalışırım. Haksızlıklara karşı tepkici
bir yapım var. Ben futbolun doğrucu Davut'uyum. F.Bahçe'nin
Şampiyonlar Ligi'ne gitme hakkının elinden alınması veya bu
kulvarda 25 milyon Euro kaybetmesinden daha önemli şeyler var. 104
yıllık tertemiz bir mazi.... Bu kulübü bunun için seven milyonlar
var.
Oğlum, büyüyüp de Şampiyonlar Ligi tarihinde ilk defa bir takımın
ihraç edildiğini ve onun da babasının oynadığı takım olduğunu
öğrenip, sorduğunda ben, bunu, Ömer Akif'e nasıl anlatırım? İnanın
içim acıyor. Uykularım kaçıyor. Şike kelimesinin konuşulmasına bile
tahammülüm yok artık. Bu nasıl bir illettir. Günlerdir ne huzur
bıraktı ne de sinir!
F.Bahçe kaptanı olarak söylüyorum, bizim şampiyonluğumuz tertemiz.
Sahada zerre leke yok. Şaibe yok. Bütün takım buna inanıyoruz.
Bizim dışımızda olmuşsa ihtimalini de tahayyül bile etmek
istemiyoruz. Tersi, oyuncular olarak biz de aldatılmışız demektir
ki, aldatılmayı nasıl kabul edebilir insan?"
O mesaj bir şakaydı!
[page_end]
"Mesaj davası... O bir şakaydı. Bana bunu yakıştıran Melih Gökçek
ve Ahmet Gökçek şimdi futboldan hızla uzaklaşıyorlar, ben hâlâ
sahalardayım. Malum, şike soruşturması bizi çok gerdi. F.Bahçe'de
futbolcular ve teknik heyet kendi aramızda bir toplantı yaptık. Bu
krizi nasıl aşarız diye. Bu, takımda kim gidecek, kim kalacak gibi
algılandı. Doğru değil. O toplantı futbolcular olarak birlikte
olduğumuzu gösterebilmek içindi. Nitekim Alex'i, beni ve Volkan'ı
sözcü olarak seçtiler. Hepsi bu."
Başkana destek borcum
"Bu ülkede üst düzey 3-5 futbolcudan biri olmak zor şey. İnanın hep
olayların merkezinde gösterilmek beni çok yordu. Deniyor ki niye
her şeye Emre tepki gösteriyor? Benim bu tür olaylara tepki vermem
kendi adıma değil, tamamen insani bir tepki. Elbette ortada bir suç
ve suçlu varsa cezasını çeker. Ama ya yoksa? Ben F.Bahçeliyim,
tepkisiz kalmam mümkün değil. Cezaevinde başkanım, yöneticim ve
futbol insanları var. Bunların anneleri, babaları, eşleri ve
dostları var. Yargılama zaten devam ediyor. Ama dışarıdaki yargısız
infaz niye? Bunların masum insanlar üzerinde yapacağı tahribatı hiç
düşünen var mı? Bakın, Diyarbakırspor'un başkanını içeri aldılar,
daha soruşturma sürerken, yazılanlar yüzünden babası kahrından kalp
krizi geçirip öldü. Bu babanın tek suçu oğlunun futbol sevdalısı
olması. Böyle bir şey kabul edilebilir mi?''
Sanal dünyada yokum
"Açıkça söylüyorum. Son bir yıldaki ilk ve tek röportaj bu. Sizin
dışınızda hiçbir gazeteciye röportaj vermedim. Ama her gün
gazeteler, televizyonlar, inetnet, twitter ve sosyal paylaşım
sitelerinden Emre Belözoğlu'nun adının geçtiği on binlerce haber ve
senaryolar yayınlanıyor. Fakat bir tane bile kendime ait ne
twitterim var, ne internet sayfam, ne mail adresim, ne de
Funpage'im... Buna rağmen müthiş bir bilgi kirliliği var. Ben
futbol mu oynayacağım, bunlara karşı hukuk mücadelesini mi
sürdüreceğim? Kulübün internet sitesinden hergün yalanlama
geçiliyor onu bile yayınlamıyorlar. Daha ben ne anlatayım? İnanın
gazetelerde adımı, ekranda yüzümü görünce artık kafamı çevirip
geçiyorum."
Milli forma her şeyim
''Yalana bakın yalana... Ben Milli Takım'a gitmek istememişim de
Okan Buruk ağabey ikna etmiş, kampa gelmişim. Böyle bir yalan
olabilir mi? Böyle bir yalanı gazete ve televizyonlar nasıl haber
yapar? Beni birazcık tanıyanlar bilir ki, benim için Milli Takım,
eşimden de dostumdan da önce gelir. 15 yaşından beri Milli Takım'ın
bir parçasıyım. Bu noktaya ay-yıldızlı formayla kazandığım doyumsuz
başarılarla gelmişim. Dünya Kupası'na gitmek hayal iken 2002'de
dünya, 2008'de Avrupa üçüncülüğünü yaşamışım. Biri çıkacak, böyle
birine Milli Takım'a gitmek istemedi diye yazacak. Bir insana
bundan daha büyük kötülük yapılabilir mi?''
Futbolcu bu düzene dur demeli
Bu çarpık düzenden tek çıkış yolu futbolu futbolun içinden
gelenlerin yönetmesidir.
OYUNUN ESAS OĞLANI FUTBOLCU
"Soyunma odasının havasını teneffüs etmemiş, forma için kendini hiç
zorlamamış, yarış ortamının stresini hiç yaşamamış ve bu uğurda ter
dökmemiş insanların futbolcunun emeğini anlaması imkansız. Burada
bütün görev bize düşüyor. Artık Türk futbolcusu hakkını rahatlıkla
arayabilmeli. 'Hiç kimse kulüpten üstün değildir' safsatasından
kendini kurtarmalı. Herkes şunu bilmeli ki, bu oyunun esas oğlanı
futbolculardır; ne başkan, ne yöneticiler, ne teknik adamlar, ne
federasyon, ne de başka biri... Bu oyunun gerçek aktörü
futbolculardır. Yeter ki, biz bu gücün farkına varıp, bu uğurda
birleşebilelim. Maalesef Faal Futbolcular Derneği şu an yalnız ve
yetersiz, kaale alan yok. Bosman kararlarındaki gibi daha esaslı
bir yapılanmaya ihtiyaç var."
Hedef 4 maçta 12 puan
"Daha maçı konuşamadık... Kazakistan, Avusturya, Azerbaycan ve
Almanya maçları bizim en iyi ikinci olarak gruptan çıkmamız için 12
puan almamız gereken maçlardır. Buna mecburuz. Ama adım adım
geçeceğiz. Önce Kazakistan maçı. Kolay bir rakip değil ama biz
evimizde oynayacağımız üç maçtan da galip çıkmak zorundayız. Başka
bir sonuç düşünemiyorum."