Erman Toroğlu: Hangisi gerçek Piero?
Futbol camiasının renkli simalarından Erman Toroğlu, futbolla nasıl tanıştığını ve başına gelen eğlenceli, komik olayları Fitbol Dergisi'nde paylaştı.
Futbol camiasının renkli simalarından Erman Toroğlu, futbolla nasıl tanıştığını ve başına gelen eğlenceli, komik olayları Fitbol Dergisi'nde paylaştı.
Futbol dünyasının içinde hem futbolcu, hem de yorumcu olarak yer alınca pek çok komik olay yaşıyor insan. Bazen hangisinden başlayacağını, hangisine daha çok güleceğini şaşırıyor.
İşte Erman Toroğlu'nun, okuyucuları gülme krizine sokacak anılarından birkaçı;
Liseyi yeni bitirip üniversiteye girdim. O dönemde Gençlerbirliği genç takımındayım. Fakat antrenör beni oynatmıyor. Mahallede genç milli takımda oynayan arkadaşlarım var. Onları da kıskanıyorum. Ne yapıp ne edip Ankara'da örnek bir takımda oynamam lazım ki kendimi gösterip, genç milli takıma girebileyim. Yana döne takım arıyorum kendime. Güneşspor denen bir takıma gidiyorum. 17 yaşındayım. Hem genç takımda, hem as takımda oynayabiliyorum. Avni Bulduk diye bir hocamız var. Hep bekar futbolcu oynatıyor, enteresan bir şekilde evli futbolcu oynatmıyor. Ağzına bir laf yapışmış. "Nasılsın Avni Abi?" diyoruz "İyiyim avradını s..." diyor. "Nereye gideceğiz?" diyoruz... "Buraya avradını s..." diyor. "Bu iş nasıl olacak?" diyoruz "Böyle olacak avradını s..." diyor.
Avni Bulduk'un bir muhasebecisi var. Karısını devamlı dövüyormuş bu adam. Avni Hoca'nın da sözü ağırdır. Lafını dinletir. Adamla karısının arasını yapıyormuş bunlar kavga ettikçe adamı uyarıyormuş. Rahmetli spor adamı olduğu için kendine iyi bakar, erken yatardı. Bir gece telefon çalıyor. Kadın, adamdan şiddet görmüş yine. Avni Hocayı aramış. "Yahu bu adam beni yine dövdü" demiş. Avni Hoca da uyku sersemi. "Tamam bacım sen üzülme. Ben yarın kulağını çekerim onun" demiş. 'Ama Avni Abi bu sefer kantarın topuzunu kaçırdı. Ağzım burnum şişti" diyor. Avni Hoca bakıyor kadın hırslanmış. Daha fazlasını vadetmesi lazım. "Tamam bacım sen merak etme, ben yarın onun avradını s..!"
NAZAR MI DEĞDİ BİZE...
Aynı sene as takıma çıktım. Kulübe geldim, her yer siyaha boyanmış camlar pencereler. Kulübün altında da meşhur tenis kulübü vardır. Ben de 17 yaşında bir çocuğum. Bir girdim içeri kalabalık. Avni Bulduk genç futbolcuları çıkaran bir adam. Talebeleri alıyor yetiştiriyor satıyor. Bu işten de para kazanıyor. Boluspor bizim 2 tane futbolcuyu kaçırmış. Bizim hoca bu duruma çok üzüldü. Çünkü takımın en iyi iki adamı gitti. "Onlar giderse bizim takım düşer" dedi. O sırada Doğan Çağatay geldi. Eski futbolcu. Onun gibi 4-5 eski futbolcu daha var. Masada da bir pikap var. Ben olan biteni anlamaya çalışıyorum. Hoca "Doğan çok üzgünüm" dedi. Ama bu pikap derdimize derman olacak." Karşımda da takımdan futbolcular var. Duvarın arkasına geçmiş kıs kıs gülüyorlar. Bir taraf gülüyor, bir taraf ağlıyor. "Allah'ım ben nereye geldim böyle" diyorum içimden. Pikap çalmaya başladı. Zeki Müren'den "Nazar mı Değdi Bize Düştük Bu Hale Neden?.." O plağı 3 defa çaldırdı. Hepimizin üstüne böyle gereksiz bir hüzün çöktü. Ama bir yandan da gaza geliyoruz. "Bu şarkı bu sene bizim milli marşımız olacak" dedi. Biz o plağın gazıyla lige fırtına gibi başladık.
İlk hafta Samsun deplasmanına gittik. Ben o arada "kaçak" oynuyorum. Annemin, babamın haberi yok. Samsun'da 1 gol attım. Maç 1-1 bitti. Akşam yemekte babam "Yahu Samsun'daki maçta Erman diye bir futbolcu oynamış, gol de atmış. O sen misin?" dedi. Ben şöyle etrafıma baktım. Kaçacak yer arıyorum. "Evet benim" dedim. Ertesi hafta Trabzon'la oynuyoruz Ankara'da. Orada da bir gol attım. Bir ara baktım tribünde kavga var. Ben golü Gençlik Parkı tarafındaki kaleye atmıştım. Kavga Trabzonluların durduğu tribünde çıktı. Neden olduğunu da anlayamadık. Akşam eve geldim. Gerçeği öğrendim. Ben golü atınca Trabzon tarafından bir grup "Vay o. çocuğu ne biçim gol attı" demiş. Benim peder de orada maçı izliyormuş... "Vay sen benim karıma, oğluma nasıl küfür edersin!?" adamlara girmiş. Büyük mevzu çıkmış. Bu şekilde ailem kabul etti ve kariyerim resmen başladı.
'BİR ADAM BİR YERDE OYNAR'
Sabri Kiraz vardı. Hiç unutmam. Üzerimde emeği çoktur. Bir gün benden futbolcu seçimi için yardım etmemi istedi. Onlara forma veriyor. “Sen nerede oynarsın?” diye soruyor. Sağ bek, sol bek. forvet, orta saha derken bir çocuk geldi. "Oğlum sen nerede oynarsın?" Çocuk cevap verdi. "Heryerde oynarım hocam" dedi. "Tamam sen şöyle kenara" dedi. Çift kale maç başladı. Herkes oynuyor, girip çıkıyor. O çocuk kenarda öyle duruyor. "Yahu hoca bu çocuğu almadın?" dedim. "Erman daha bu yaşta 'her yerde oynarım' dersen, hiçbir yerde oynayamazsın. Bir adam bir yerde oynar. Her yerde oynayayım diye çabalarla hiçbir yerde oynayamaz" demişti. O zaman dank etmişti kafama.
HANGİSİ GERÇEK PİERO
Futbolculuk, hakemlik derken gelelim yorumculuğa. Şansal’la program yapıyoruz. Dediler ki "Piero" diye bir alet çıkmış. Gol mü, değil mi diye onunla bakacağız. Olur dedim. Ben "Del Piero" diyordum hatta ona. Bir pozisyon var. Önce ben yavaşlatılmış ekran izledim. "Gol" dedim. Piero'yu oynattılar. Orada da gol çıktı. Ayni hafta içerisinde Piero'yu Türkiye'ye sokan firmanın rakibi bir firma, başka bir kanala da aynı teknolojiyi satmış. Bizim gol dediğimize, onların "Piero"su gol değil dedi. Sonra ben Izmir'de bir Beşiktaş maçına gittim. Bir pozisyon oldu. Kaleci Zafer son anda çıkardı ama girdi mi, girmedi mi herkes tartışıyor. Ben de tribündeyim. Herkes bana soruyor "Hocam gol mü, hocam girdi mi?" Ben nasıl göreyim oradan? En az 100 metre var. "Pazar akşamı girdi mi, girmedi mi bakarız" dedim. Herkes dalga geçiyor zaten. "Sizin Piero gol der, ötekilerin Piero gol değil der. Hangisi gerçek Piero..." falan diye alaya alıyorlar. Pazar akşamı oldu. Yayına girdik. Arkada Piero'yu yapan adam çalışıyor. Biz pozisyon izledik. Ben bir yandan yorumluyorum. Arada da soruyorum, "Ne oldu Piero, gol mü, değil mi?" diye. Arkadan, Uğur’dan bir haber geldi. "Hocam Piero'cu soruyor topu içeri mı sokayım, dışarıda mı bırakayım!?” diye... Ben delirdim tabii. "Oraya gelirsem o topu içeri mi sokarım, dışarı mi çıkartırım, gösteririm Piero'cuya," dedim. Kameramanlar falan gülmekten yerlere yatıyorlar tabii. O günden sonra Piero zamanı bitti.