Ersun Yanal'dan çarpıcı mesajlar
Ersun Yanal, ekibiyle birlikte sadece maçları değil, gelecek nesilleri de kazanmayı vaat ettiklerini söyledi.
Türkiye'nin ilk futbol genel direktörü Ersun Yanal, ekibiyle
birlikte sadece maçları değil, gelecek nesilleri de kazanmayı vaat
ettiklerini söyledi.
Yanal, Futbol Federasyonu'nun ''TamSaha'' Dergisi'ne verdiği
röportajda, futbolun dünyanın en sevilen oyunu olduğunu dile
getirerek, şöyle konuştu:
''Öyle bir oyun ki, kazanmak ve kaybetmek ekseninde tüm
insanlığa 'evrensel değerler' armağan etmek adına, her coğrafya ve
sosyo-ekonomik ortamda, sınırsız bir olanak sağlıyor. Bu evrensel
değerin en güçlü ve en önemli unsurlarından birisi olmak adına, bir
ekol olmak adına kaynağımıza inmeyi, bir yandan da süregelen
yarışmalarda üst düzey temsili hedefliyoruz. Sorunları anlayıp,
geleceğimizi kurgulamak ve günün şartlarıyla yarışmanın aynı anda
yaşadığı bu zorlu süreçte Türkiye'nin sağduyu sahibi kurum ve
bireyleriyle birlikte gerçek bir takım oyunu icra edebiliyor
olmamız hayati önem taşıyor. Bu desteği de alarak yaratılacak
sinerjiyle, tüm birikimimiz, öngörümüz ve mesaimizle TFF Futbol
Genel Direktörlüğü (FGD) olarak, ben ve ekibim sadece maçları değil
nesilleri de kazanmayı vaat ediyoruz. Türk ve dünya futboluna her
biri kültür elçisi olan oyuncular üreten, kaliteli ve seyir keyfi
yüksek liglere sahip olan bir futbol kültürü var etmek en büyük
arzumuz. FGD sonuç odaklı olmayan ve süreci yöneten bir yapı olarak
kısa sayılabilecek bir sürede kurgulandı ve ilk tohumlarını attı.
Sabır ve kararlılıkla yürüttüğümüz çalışmaların meyvelerini tüm
ülke olarak elimizde tutacağımız günler çok da uzak değil. Çünkü
futbolu çok seviyoruz ve ona emek veriyoruz.''
''EKOL, YUKARIDAN TABANA DAYATARAK OLMAZ''
Bir ekolün kökeninde yerleşik bir kültürün en önemli unsur olduğunu anlatan Yanal, dünyanın belli başlı ekollerini (Güney Amerika, Kuzey Avrupa, İngiltere v.b.) dikkate aldıklarında hep aynı gerçekle karşılaştıklarını söyledi.
Ülkenin coğrafyası ile iklimi, bireylerinin genlerle taşınan
fiziksel özellikleri sadece sporda değil, sanatsal branşlarda da
çok belirleyici olduğunu anlatan Ersun Yanal, ''Kısaca bir ekolün
kökeninde yerleşik bir kültür en önemli unsurdur diyebiliriz. Öyle
ya, Münih'te sokakta top oynayan bir çocuk ile Almanya Milli
Takımı'nda ter döken bir futbolcu aynı hissedişle topa dokunuyor.
Aynı örneği Rio kumsallarında çalan müzikle beraber top oynayan bir
çocuk ve Brezilya Milli Takımı'ndaki bir oyuncu ile de
çeşitlendirebiliriz. Bu ortak his, kültürdür... Ve bir futbol adamı
olarak, önceliği yarışmak ve kazanmak olan bir takım tarafından
belirlenen ve tüm alt yaş gruplarına uygulanan şablonun 'ekol'
yaratma adına hiçbir faydası olacağı görüşünde değilim. Yukarıdan
aşağıya doğru dayatılarak değil, tabanda yaratılan 'his' ve
'reflekslerin' zaman içerisinde yukarıya doğru gelişerek
olgunlaşmasının, bizim kadar büyük bir potansiyele ve futbol
sevgisine sahip toplum için, 'en doğru yol' olduğu kanaatindeyim''
ifadelerini kullandı.''
AVRUPA'DAKİ GENÇLERİ ERKEN YAŞTA TANIYACAĞIZ''
Avrupa'daki gençlerin Türk futbolu için önemine değinen Yanal, halen A ve Genç Milli Takımlarda Avrupa'da yaşayan pek çok oyuncunun forma giydiğini dile getirdi.
Yanal, bu konudaki temel çalışmalarının başta Almanya olmak üzere Avrupa'da bulunun bu oyuncuların erken keşfini sağlamak üzerine kurgulu olduğunu kaydederek, ''10-14 yaş arasında yurt dışında yaşayan gençlerimiz için ailelerinin de katılacağı karnaval havasında geçecek ve kültürel organizasyonlarla da desteklenecek seçmeler düzenleyeceğiz. Bu sayede onları erken yaşta tanıyacağımıza ve Türk Milli Takımı olgusunu içselleştirerek tercihlerini bizden yana yapmaya yaklaştıracağımıza inanıyoruz'' dedi.