Enteresan bir psikoloji içine girdi spor kamuoyu. Sanki
Beşiktaş’ın iki maçı ertelenmedi de, ikisini de kaybetti. Böylece
Fenerbahçe rakibine 5 puan fark atmış oldu. Yok böyle bişey
Beşiktaş’ın iki maçı eksik ve iki maç 6 puan eder.
Haftalardır aynı şeyi yazıyorum Fenerbahçe için. Son yılların en
kötü ofansif oyununu oynuyorlar. Sanki bir halısaha maçında olduğu
gibi, iyi defans yapıp topu alan ileri koşuyor topla birlikte.
Top rakipteyken bloklar arasında müthiş bir yardımlaşma
var, ama top Fenerbahçe’ye geçtiğinde iddia ediyorum Perreira bile
3. pasın kime gideceğini bilmiyor. Bu da
Fenerbahçe’nin pozisyon kıtlığının sebebini açıklıyordur. İlginç
olan ise 19 maçta 14 galibiyet alan bu takımın 10 maçını tek
farklı skorlarla kazandığını herkes unutuyor.
Bir maç düşünün ilk yarıyı 2 penaltı golü ile önde bitiren takım
(ki ilk pozisyon penaltı değil), ikinci yarıda rakip kaleye
gidemiyor. Bu izahı mümkün bir durum değildir. Fenerbahçe
tek forvetle oynuyorsa, ortasaha 3’lüsünden birinin mutlaka 10
numara olması gerekir. Üstelik kendi evinizde ligin orta
sıra takımlarından birine karşı. Diego bir sebebten oynamıyorsa
pekala Alper tercih edilebilir 10 numara bölgesinde. Ozan’dan daha
verimli olacaktır. Ozan da biraz geride Mehmet Topal’ın bölgesinde
oynar. O zaman daha verimli daha flexible bir orta sahanız olur.
Fenerbahçe’nin şampiyonluk için daha fazla gol pozisyonuna ve
dolayısıyla gol atmaya ihtiyacı var. Bir gün hiç olmayacak bir
maçta tek farklı kazanamazsanız bütün emekleriniz heba olur
gider.
Son Söz’üm Perreira’ya; Bilginiz vardır muhtemelen ama
Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray ile birlikte bu ülkenin
lokomotif takımlarından biri. Kimsenin bizi kendi takımlarımızdan
mahrum etmeye hakkı yok. Belki gazetecilere öfkelisinizdir, bu
öfkenizde haklı da olabilirsiniz. Lakin sizin gibi milyonlarca
taraftarı olan bir klubün teknik direktörü daha olgun davranmalı.
Oynattığınız futbol yeterince antipatik, aynı duyguları sizin
şahsınız içinde beslemek istemiyoruz..