Fatih Altaylı'dan bomba açıklamalar
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Bloomberg HT'de yayınlanan 'Spor Saati' programında birbirinden önemli açıklamalarda bulundu
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Bloomberg HT'de yayınlanan ve Fatih Kuşçu'nun moderatörlüğünü yaptığı 'Spor Saati' programında spor gündemini değerlendirdi.
''BEŞİKTAŞ, FENERBAHÇE'Yİ
YENER'': Türkiye Kupası'nda oynanacak yarı final
mücadelelerini değerlendiren Altaylı, ''Beşiktaş'ın bir üst tura
çıkmasını düşünüyorum. Beşiktaş daha üstün basar gibi geliyor.
1-1'lik beraberlik mi olur 3-3 beraberlik mi olur bilmiyorum tabii.
Beşiktaş sanki kazanmaya daha yakın gibi duruyor. Aykut Kocaman'ın
ne yapacağı belli olmaz ama Beşiktaş yener diye düşünüyorum.
Galatasaray, Akhisarspor karşısına muhtemelen yedek kadroyla
çıkacaktır buna rağmen kazanma ve kaybetme ihtimali var. Ben
Galatasaray'ın Türkiye Kupası'na çok asılacağını zannetmiyorum.
Fakat takdir bu belli olmaz.'' şeklinde konuştu.
''GALATASARAY ŞAMPİYON OLDUĞUNDA BU KUPA HERKESE GÖRE ÖNEMSİZDİ'': Darüşşafaka'nın Euro Cup şampiyonluğunu değerlendiren Fatih Altaylı, ''Bence önemsiz bir iş çünkü Galatasaray bu kupayı aldığında herkes küçümsemişti. Önemli bir şey olsaydı o dönemde bu başarı küçümsenmezdi. Galatasaray aldıysa önemli değildir. Başkası alırsa önemli hale gelecek diye bir şey yok.'' şeklinde konuştu.
''ARDA TURAN TERCİHİ BÜYÜK HATAYDI'': Galatasaray'ın Başakşehir'i 2-0 mağlup ettiği maç hakkında yorumlarda bulunan Fatih Altaylı, ''Gergin bir maç izledim. Gergin derken tribünde ve kulübelerde bir gerginlik vardı. Alışılmışın ötesinde bir gerginlik vardı. Cumhurbaşkanı'nın maçtan önce söylediği bir cümle yüzünden ekstra gaza gelmişlik vardı. Cumhurbaşkanı'nın sözünde garipsenecek bir şey görmedim ki sahaya yansıdığını da görmedim. İyi bir maçtı. Burada benim Tudor'a karşı çıkarken ne kadar haklı olduğumu kanıtlayan bir maç oldu. Abdullah Avcı, Galatasaray'la ilgili konuşurken küçümser gibi konuştu. Eğer Galatasaray'ı çözmüşse; sonuç neden böyle oldu? Teknik direktör olduğu zaman böyle kazanıyorsun. 'Tudor teknik direktör değil' derken kastetiğim buydu. Burada teknik direktörler arası bir mücadele oldu ve Fatih Terim daha iyi olan taraftı. Çünkü bu maç taktikle kazanıldı. Başakşehir'in bütün silahlarını durduruarak kazandı. Bir miktar Adebayor dışında neredeyse herkesi durduran bir Galatasaray vardı. Maçta önemli şeylerden birisi de şuydu. Visca ve Elia'yı Galatasaray durdurdu. Bu iki adam oyun kurma ve rakip alana taşıma konusunda en önemli iki adamı. Emre falan önemli ama bu iki ismi durduran bir Galatasaray vardı. Bununla birlikte Abdullah Avcı da büyük hatalar yaptı. Mesela Arda Turan tercihi büyük hataydı. Arda hazır değildi ama bundan sonra hayatı boyunca hazır olur mu olmaz mı bilmem. Sinir harbi olacaktı onun için ve oldu da. Mossoro yanında Arda ile başlayınca çok önemli bir kozu Galatasaray'a vermiş oldu. Mossoro oynasaydı farkeder miydi bilmiyorum. Galatasaray taktik olarak daha doğru oynadı. Hem taktik hem kadro tercihi olarak Başakşehir ise sınıfta kaldı. Avcı'nın 'biz onları çözeriz, yenemeyeceğimiz takım yok' gibi konuşuyor ama ondan başka da bu işin kitabını okuyanlar var.'' ifadelerini kullandı.
''EN ÇOK KAYRILAN OYUNCU EMRE BELÖZOĞLU'DUR'': Fatih Terim ve Abdullah Avcı'nın basın toplantıları ile maçtaki hakem kararlarını değerlendiren Altaylı, ''Fatih Terim'in basın toplantısında ne kastettiğini anlamadım. Başakşehir'in kollandığı, kayrıldığı ve auttan gelen topların gol verildiği algısı kamuoyunda var. Tam tersi bir algı var. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başakşehir'in maçlarına taraftarları davet etmesi... Bu maç için bir şey demedi Allah var. Biz onuFenerbahçe taraftarı olarak biliyoruz. Fenerbahçe taraftarı olurken mahsur yok da Başakşehir taraftarı olurken mi mahsur var? Türkiye'de herkes birbirinin ve Cumhurbaşkanı'nın ağzına bakmaya bayıldığı için 'Eyvah, lig Cumhurbaşkanı'nın ağzına göre mi şekilleniyor' diye söylentiler hemen ortaya atıldı. Hakemle ilgili eleştirilere gelecek olursak; Galatasaraylı gözüyle bakarsan başka yönlerini Başakşehirli gözüyle bakarsan başka yönlerini eleştirirsin. Donk'un peş peşe yaptığı iki net hareket var. 'Bu kırmızı kart' diyorlar ama bu kırmızı kart değil, olsa olsa sarı kart verilir. Arda'nın ayağına isteyerek basmıyor. Orada o pozisyon avantaja bırakıldı, faül vermemek diye bir şey yok. Top ordan Adebayor'a gitti ve hakem avantaja bıraktı. Sonrasında da döndü ve Donk'u sert biçimde uyardı. Donk'un da ilk hareketiydi. O sarı kartsa; Emre'nin yaptığı kaç maçlık kırmız kart hareketlerinin Abdullah Avcı farkında değil mi? Bu maçta en az 2 kırmızı kart görmesi konusunda herkes hemfikir değil mi? Adebayor, Serdar Aziz'in boynuna yaptığı hareketin en az kırmız kart olduğu konusunda hemfikir değil miyiz? Arda'nın peş peşe Rodrigues'e yaptığı faüllerde sarı kart olmaz mıydı? Emre'nin yaptıkları, itirazları, küfürleri 2. sarı karttan ihracı gerektirmez miydi? Arda'nın soyunma odası koridorunda yaptıklarını sarı kartla atlatması normal mi? Abdullah Avcı elini vicdanına koysun. Donk bilerek basmıyor ama bileğe bastığı bir gerçek. 'Gol elle aldı' diyorlar. Kim elle almış? Top Adebayor'a çarpıp giriyor. Bu maçta hakemin hatası var mı? İki tarafa da var. Yanlış kararları var mı ? Var. Kendisi bir denge yapmış olabilir mi? Bence büyük yanlış ama Abdullah Avcı'ya ağlama zırlama hakkını doğurmuyor. Haftalardır kayrılan oyuncular senin oyuncuların. Emre kadar kayrılan bir adam var mı? Başakşehir'in kaşarlanmış futbolcularının tamamı hakemlere canlarının istediğini söylemeye hakemlere posta koyma hakkında sahip bir tavır içerisinde. Bu normal mi?' dedi.
''EMRE BELÖZOĞLU'NUN TRİBÜNLERE YAPTIĞI HAREKETİN MEDYAYA OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM'': Emre Belözoğlu'nun maçta tribünlere dönüp yaptığı hareketi değerlendiren Altaylı, ''Daha önce Emre kendisine yönelik eleştirileri yazan medyaya 'bunu da yazın' diyor diye algıladım. Her şey olabilir. Ben o hareketi medyaya yönelik bir hareket olduğu inancındayım ama kimsenin niyetini okuyamam. Kötü niyetli bir hareket olduğunu düşünmüyorum. Bilemem tabii ki... Kendi açımdan da bu hareketin medyaya yönelik olduğunu düşünmeye devam edeceğim. Arda'yı oyundan çıkarmak çok mantıklıydı. Çünkü çok kötü oynadı. Hatta hiç oynamadı. Emre'yi çıkarmayabilirdi. Mossoro ile Emre daha verimli ikili olabilirlerdi. Başakşehir'in bu maçı kazanacakmış gibi bir havası yoktu. Bu maç ya berabere bitecekti ya Galatasaray kazanacaktı. Başakşehir berabere bitsin havasında oyun sergiliyordu. Bu skor da Başakşehir aleyhine bir skor değil.'' ifadelerini kullandı.
''FENERBAHÇE KİMSEYE ÇAKTIRMADAN GELİYOR'': Süper Lig'deki şampiyonluk yarışını değerlendiren Altaylı, ''Kalan maçlar Galatasaray'ın daha zor gözüküyor. Bugün dört takım da potada gözüküyor. Galatasaray ile Beşiktaş'ın berabere kalması halinde yine herkes potada. Galatasaray'ın Beşiktaş'a yenilmesi halinde bile yine herkes belli ölçüde potada. Galatasaray, Beşiktaş'a yenilip Alanya'yı yenebilir, tam tersi de olabilir. Lig her şeye gebe durumda. Sessiz ve derinden giden Fenerbahçe'nin şampiyonluk umudunu sürdürmesi de başarı hikayesi. Kimseye çaktırmadan geliyor.'' dedi.
''FENERBAHÇELİ TARAFTARLAR BÜYÜK BİR İKİLEM İÇERİSİNDELER'': Fenerbahçeli taraftarlar çok ilginç bir ikilem içerisindeler. O ikilemi anlatayım. Bir yandan şampiyon olmak istiyorlar. Bir yandan da, 'şampiyon olursak biz Aykut Kocaman ve Aziz Yıldırım'dan kurtulamayız' diye de düşünüyorlar. Bilseler ki; şampiyon olsalar bile Aziz Yıldırım ile Aykut Kocaman gidecek, Fenerbahçeli taraftarların önemli bölümü bir bölümü mutlu olacaktır. Hepsi demiyorum ama önemli bölümü bu durumu memnuniyetle karşılar. Çünkü şampiyon olmanın başlarına Aziz Yıldırım'ın devamı olarak dönmesinden kalabalık ve ciddi bir taraftar topluluğu var. O yüzden de olsak mı iyi olmasak mı iyi, kısa vade baktığın zaman iyi ama Yıldırım'la devam etmek uzun vadede iyi mi kötü mü diye sıkışmışlıkları var. Kongreye gelirsek; iki tarafında ciddi destekleri var. Aziz Yıldırım'ın 20 yıldır süren başkanlığı ile siyaset kanadından bu dönemlerde aldığı ciddi destek. Olaya olan hakimiyeti ve tecrübesi gibi avantajları var. Ali Koç'un arkasında ise kocaman bir Koç grubu ile müthiş kurumsal bir bilgi birikimi var. Başka şeyler ve avantajları var. Yaratması muhtemel hem içeride hem dışarıda bir potansiyeli var. Ali Koç'un gelirken yaklaşık 100 milyon dolarlık bir bütçe ile geleceğini biliyoruz. Benim duyduklarım bunlar. Bu paraları da geri almayacak diye duydum. Ali Koç kendisinden 50 milyon dolarlık bir parayı buraya ayırdığı çevresinden aldığımız bilgiler. 100 milyon dolarlık bir kasa kolaylığı ve para girişi sağlayacağını biliyoruz. Yine önemli görüşmelerde söyledikleri var. Bire bir doğru mudur değil midir bilmem ama... Bonservisi elinde olan bazı futbolcularla konuştuğu bazı isimler olduğunu söylüyorlar. Bu paraları koyduğun için Fenerbahçe'yi dünya şampiyonu yapacağın anlamına gelmez ama Fenerbahçe'ye getireceği önemli bir vizyon var. Bu bilgiler uydurma değil. Çevresindekilerle paylaştığı, Fenerbahçelilerle paylaştığı rakamlar bunlar. Orada zor bir yarış var. O yarışta ne olacak kimse bilmiyor. Umuyorum ve diliyorum ki Fenerbahçe kongresinde kavga ve dövüş olmadan, Fenerbahçe için hayırlısı ne ise o olsun diye umuyorum. Galatasaraylı olarak her zaman söylüyorum, Aziz Yıldırım asla gitmesin.'' dedi.
''BURAK ELMAS'IN ÖYLE BİR TWEET ATACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM'': Galatasaraylı yönetici Burak Elmas'ın Başakşehir maçından sonra attığı tweet hakkında konuşan Altaylı, ''Burak Elmas'ın öyle bir tweet atacağını zannetmiyorum. Orada başka bir durum olmalı. 'Burak'ı takip ederim, böyle bir tweet görmedim' diye soranlara söyledim. Spor servisinde de bana sordular ama görmediğimi onlara da söyledim. Burak'ın kişiliği ve hayat bakışı öyle değil. Bilemiyorum. Yanındaki birilerinin gazıyla öyle bir tweet atabilir ama zannetmiyorum ki ona inanarak bu tweet'i atmış olsun, sanmıyorum.'' dedi.
''DURSUN ÖZBEK, TV'LERDE PROGRAM YAPMAK İÇİN PARA ÖDÜYOR'': Galatasaray'ın eski başkanı Dursun Özbek'in ismini artık duymak istemediğini söyleyen Altaylı, ''Dursun Özbek'i niye dinliyoruz? Galatasaray'dan ayrılmış ve bir daha görmeyi ummadığım birinin hala kendi PR'ını yapmak için konuşmasını dinlemek zorunda mıyım? O PR için yapıyor bunları... İstiyorsan göster göstermesine ama Galatasaray başkanlığına büyük zarar vererek Galatasaray'ı geçen sene 400 milyon TL zarara uğratmış, rekor zararlar yapmış, malları yok pahasına satmış bir adamın Galatasaray'la ilgili söylediği herhangi bir lafı ne derse desin, ilgilenmiyorum. Şurada masaları temizleyen arkadaşla eğer Galatasaraylıysa tabii, söyledikleri Dursun Özbek'in söyleyeceklerindan daha anlamlı... Özbek, Galatasaray başkanlığı ile yakaladığı şöhretin ve neler yapmak istediğinin henüz tadına varamadı. Hala gündemde kalmaya devam ediyor. Besleme basın mensubu olmadığım için kendisinin gündemde tutmayacağım. TV'lerde programlar yapmak için ödemeler yaptığını, gitsin paraları askerlerinin olduğu kanallarda gazetelerde haberlerini yaptırsın. Benim bulunduğum bir yerde Dursun Özbek'in bundan sonra lafı bile geçemez! Dursun Özbek'in minimum 140 milyon dolar gelecek dediği yerden ben böyle bir para gelemez dediğim bir noktada 236 milyon TL'lik bir ihale oldu. O da yaklaşık 57 milyon dolar yapıyor bugünkü kurla. 140 milyon dolarlık bir fark var. Dursun Özbek'in yaptığı da sürekli bu oldu. Bu proje bittiği zaman daha da aşağı düşecek. Dursun Özbek yönetimi toplam 85 milyon dolar Riva'dan 50 milyon dolar da buradan gelirse eğer; 135 milyon dolar gelmiş olacak. 500 milyon doların hemen hemen üçte birinden az bir para...'' ifadelerini kullandı.
''GALATASARAY'IN HAKEDİŞLERİNDEN 20 MİLYON DOLAR DAHA KESİLECEK'': Galatasaray'ın yeni bir tesis yapmak için 20 milyon dolar civarında parasının gideceğini söyleyen Altaylı, ''Galatasaray'a 50 milyon dolar daha geldi dedik ya buradan 20 milyon dolar da tesis için gidecek. O para biraz daha düşecek. Bunu da TOKİ'nin yapacağını söylediler. Sanırsın ki TOKİ bedava yapacak. Galatasaray'ın hakedişlerinden bu parayı kesecek. Önce o arazideki işgallerin temizlenmesi gerekiyor. Türkiye koşullarında bu durum her zaman bir süreçtir. Ne zaman tamamlanacak bilmem mümkün değil.'' şeklinde konuştu.
''FARUK SÜREN'İN AİLESİ TEKRAR BAŞKAN OLMASINA SICAK BAKMIYOR'': Faruk Süren'in medyada tekrar başkan olacağıyla ilgili çıkan iddiaları değerlendiren Fatih Altaylı, ''Faruk Süren, 'Galatasaray'a başkan olurum' diye ortaya atlamış değil. Teklif şu; Geçen hafta Çarşamba günü, bir grup Galatasaraylı Faruk Süren'i yemeğe davet etti. Bu arkadaş grubu, dediğimiz Galatasaray camiasından pazartesi grubu diye bilinen bir arkadaş grubu. Bunun içinde 105,106,107,108 dönem mezunları var. Ali Dürüst'ün yaşıtları diyebileceğimiz iyi Galatasaraylılardan oluşan, benim sevdiğim dostlarım ve kardeşlerim, abilerim... Geçen Çarşamba günkü yemeklerinde İstanbul Modern'in üst katında bir restaurantta bu yemeği yaptılar. Faruk Süren'i davet ettiler. Dertleri şuymuş; 'Faruk Bey'e siz Galatasaray'a başkan olun, biz de sizi destekleyelim' teklifi yaptılar. Faruk Süren'in onlara verdiği cevap da medyaya yansıyan cevapla aynı. 'Evet ihtiyaç varsa bunu düşünebilirm ama bu durum ailemi de etkileyen bir şey. Ailemle görüşüp onların da onayını almak isterim' dedi. Kızı ve eşi bu konuda çok da hevesli değiller. Çünkü geçen dönemde 4 yılda 4 Türkiye Şampiyonluğu, 1 UEFA Süper Kupası, 1 Avrupa şampiyonluğu kazanılmıştı. O dönem sonunda bile Faruk Süren'e Galatasaraylılar'ın yaptığı eziyeti ailesi unutamıyor. Çünkü o dönemde adı bilinen bazı Galatasaraylı büyükler bu hesaplaşmaya Süren'in işlerini bozarak dahil oldular. Gazetelerde Faruk Bey'in işlerinin sekteye uğramasını sağlatacak haberler yaptılar. Faruk Bey, Galatasaray'a başkan olmadan önce en varlıklı ailelerinden biriyken; bu hesaplaşma yüzünden pek çok şeyini kaybetti. O yüzden ailesinin bu konudan çok muzdarip olduğunu ben şahsen biliyorum. Faruk Bey bu yüzden ailesine sormak istediğini söyledi. Tabii ki başkan olmak ister. Kim istemez ki başkan olmak? İyi bir başkan olur mu? İyi başkan olur. Galatasaray'ın ihtiyacı olan şey; Faruk Süren tipi bir başkan.'' dedi.
''SÜREN'İN TEKRAR BAŞKAN OLMASINI ARKADAŞI OLARAK İSTEMEM AMA BİR GALATASARAYLI OLARAK İSTERİM'': Faruk Süren'in söz ettiği 'fabrika ayarları' olayını anlatan Fatih Altaylı, ''Faruk Bey'in söylediği 'fabrika ayarları' olayı şu demek; en azından yataktan kalkanın ve Galatasaray'ın dün kapıdan girmeye başlamış olanın, hayatını boyunca Galatasaray yönetim kurulunda görev almamış ama birden bire 'Ben belli yaşa geldim, Galatasaray'a başkanı olayım' diyenlerin diyemeyecekleri bir ortamdır Galatasaray'ın fabrika ayarlarına geri dönmesi... İnsanların birbirinden nefret etmediği, en sert tartışmada bile el ele kol kola ortamdır Galatasaray'ın fabrika ayarları... Galatasaray'a emek vermiş insanlara küfredilmediği ayarlardır fabrika ayarları... Galatasaray genel kurulunu kandırmadan ve yalan söylemeden icraat yapılmasıdır fabrika ayarları... Bunları kastediyor. Bunu söyleyen bir kişi daha var. Geçen Cuma Alp Yalman'ın da olduğu bir çatı başkanıydı. Altında derde deva olan önemli insanların çekinmeden yer alacağı, bir ortamdı. 'Ben 3 yıl başkanlık yapacağım, sonra bu birikimle yönetimden diğer bir isim başkanlığa devam etsin' diyeceği bir proje olmalıdır. A isim buraya Faruk Süren'dir B ismi Alp Yalman'dır C ismi İnan Kıraç'tır... Bir numara bunların içinde Faruk Süren'dir. O koltuğa yakışır ve o koltuktan değer kazanmaz. O koltuğa belli ölçüde değer katar. Faruk Süren benim aynı zamanda en yakın dostlarımdan biridir. Ben yakın dostu olarak; Faruk Süren'in böyle bir görevi almasını hiç istemem. Niye? Çünkü Galatasaray camiasında son kongreyi gördün. O Dursun Özbek etrafındaki çıkarcı ve yardakçı gruplarla bir kongrede aklı başında temiz biz Galatasaraylının karşı karşıya gelmesi çok üzücü olur. Süren başkanlık döneminde attığı her adım için genel kuruldan onay almıştı. Her şey için onay isteyen başkanın o genel kurulda onlarla karşı karşıya gelmesini ve kendine eziyet etmesini asla istemem. Hiçbir derdi yokken ve çok başarılı olan bir takıma başkanlık yapmışken; o başarıyı tekrarlaması bugün şartlarında mümkün değil. Bugün Galatasaray'da sorunları çözme zamanıdır. Bugün Galatasaray hem genel kurul hem tribünüyle o ortamdan uzak olduğu için başkan olmasını istemem ama Galatasaraylı biri olarak Faruk Süren'in başkan olmasını çok isterim'' ifadelerini kullandı.
''ÜÇ BÜYÜKLER SADECE FUTBOLDAN İBARET DEĞİL BU KULÜPLER YAŞAM TARZI VE İDEOLOJİDİR'': Süleyman Seba'nın adına kitap yazılmasıyla ilgili sorulan sorulara da cevap veren Altaylı, ''Bizim de fabrika ayarları dediğimiz şeyler Süleyman Seba Ağabey'in söylediği şeyler. Üç büyüklerin üzerinde oturduğu değerler Süleyman Ağabey'in söylediği değerler... Bu üç takım futboldan da ibaret değil. Bu kulüpler yaşam tarzı ve ideoloji... Bizim de fabrika ayarları dediğimiz durumlar işte bunlar...'' ifadelerini kullandı.