Fatih Terim'e Fenerbahçe eleştirisi
Fatih Terim'in Fenerbahçeli Kazım'da ısrar etmesine uyuz olan Hıncal Uluç, dostum dediği kurt hocayı yerden yere vurdu.
Hıncal Uluç, Fotomaç Gazetesi'nde Bülent Can
ile yaptığı söyleşide şunları dile getirdi;
Dünya Kupası elemelerinde lider İspanya ile karşılaşacağız. Milli
Takım kadrosu açıklandı. Birçok eksik var ve Terim'in yine sürpriz
tercihleri var. Kadroyu nasıl buldunuz?
Bir defa elini vicdanına koy; Türkiye'deki oynanan
futbolun düzeyi bu!.. Futbolun içinden yabancıları da çıkart geriye
kalan Türklerle bir takım yapacak Fatih Terim. Allah, Fatih
Terim'in yardımcısı olsun. Ama 'Fatih Terim doğru mu yapıyor?' diye
bana sorarsan; hayır doğru yapmıyor. Fatih Terim, Milli Takım'ın
başına geçmesinden bu yana müthiş takıntılar içinde. Bu
takıntılardan bir türlü kurtaramıyor, bu takıntılardan bir türlü
sıyrılamıyor. Fenerbahçe'de işe yaramadığı açık seçik görülen
Kazım'da ısrarcı mesela!.. Oysa Türk futbolunda Kazım kadar yararlı
olabilecek yığınla adam var. Anadolu takımlarında da var. Eski
Fatih bunları arardı, tarardı, araştırırdı. Şimdi öyle bir şey
yapmıyor. Kafasındaki, kendi bildiği, kendi inandığı isimleri
çağırıyor. Yani ben çok şaşırdım: Tümer niye çağrılmadı! Bence en
büyük sürpriz buydu. Tümer'i çağırmasını da bekliyordum.
'Gırtlağını keserim' işaretini yapan Emre'yi savunmaya kalkması,
televizyonlarda, "Efendim o futbol dilinde senin bana yaptığını ben
de sana yapacağım anlamına gelir" demesi anlaşılır gibi değil!..
Ben bunca senedir futbol eleştiriyorum, çıplak gözle izliyorum,
televizyonda izliyorum, 'Senin gırtlağını keserim' işareti yapanı
gördüğümü hatırlamıyorum. Nasıl oluyor da futbol dilinde bu anlama
geliyor! Fatih Terim bunu nereden çıkarıyor, bilmiyorum. Ama
evlad-ı manevisi Emre'yi savunma gereği duyuyor kendi içinde. Sen
bana bir şey yaparsın, ben anında refleks olarak cevap veririm,
bunu anlarım. Adam ne yapmışsa yapmış, sen kenara çıkmışsın, aradan
10 dakika geçmiş, hâlâ elinle sahaya işaret ederek 'gırtlağını
keserim' işareti yapmanın savunulacak tarafı yok. Hele bir Milli
Takım hocası tarafından hiç yok. Milli Takım örnektir. Türk
gençliğine örnek, fair-play'e örnek, sportmenliğe örnek takımdır.
Fatih Terim gibi adamın bunun farkında olmamasını anlamıyorum.
Hakikaten anlamıyorum. O zaman düşünüyorum ki bir takım takıntıları
var, vazgeçemediği adamlar var, onlardan vazgeçemeyeceğini bildiği
için de yenilerini arama zahmetine katlanmıyor. Sivas'ta kim var,
Konya'da kim var, Bank Asya 1. Ligi'nde kim var, Avrupa'da kim var,
arama tarama zahmeti yok. Kör değneğini beller gibi kendi
adamlarını toplayıp takımı çıkarıyor sahaya!..
Lider İspanya'nın 4 puan gerisindeyiz. Ortada 6 puan var ve ilk maç
deplasmanda!.. İki maçtan kaç puan çıkartabiliriz? Galibiyet için
mi yoksa '1 puan iyidir' deyip beraberlik için mi oynamalıyız?
Avrupa'daki futbolun düzeyi de belli. Son Avrupa Şampiyonası'nda
oynanan futbolu da gördük. Avrupa'daki futbol da on para
etmez. Normalde biz doğru dürüst bir takım yapabilsek Avrupa
Şampiyonu olabilirdik. Türkiye'nin yarı final oynamış olması bence
bir başarı değil; şampiyon olmalıydık. Bu defa da karşımızda öyle
ahım şahım bir İspanya yok. Ama biz ne haldeyiz, mesele orada.
Milli Takım ruhu, Fatih Terim'in motivasyonu falan bize bir takım
şeyler getirebilir ama getirmeyebilir de... Onun için nasıl Türkiye
liglerindeki hiçbir sonuç benim için sürpriz değilse, İspanya
maçlarındaki hiçbir sonuç da benim için sürpriz olmayacak.