F.Bahçe ve G.Saray'dan tek farkımız...
Tomas Sivok, siyah beyazlı takımın Almanya kampında önemli açıklamalarda bulundu.
Uzun süren sakatlık sürecinin ardından yeniden takımla çalışmalara başlayan ve kendini her haliyle hazır hissettiğini söyleyen Tomas Sivok, yeni sezonda yaşanacak stoper mücadelesine hazır olduğunu söyledi.
Geçen sezonki en büyük eksikliklerini tecrübe eksiliği olduğunu dile getiren Çek futbolcu, her yıl farklı hoca ile çalışmanın başarı getirmeyeceğini ifade etti.
"'KAMPLARI SEVMİYORUM AMA KAMPSIZ DA OLMAZ"
Kampları çok sevmese de bunu gerekli olduğunu söyleyen Sivok,
''Kamplar oyuncular için genelde çok keyifli değildir, ama sezon
öncesinde gerekli olan şeylerdir. Sezon öncesinde vücut olarak,
kafa olarak, takım olarak hazırlanmak için gereklidir. Dolayısıyla
kampları çok sevdiğimi söyleyemeyeceğim ama kampsız da olmaz'' diye
konuştu.
''SAKATLIĞIM GÖRÜNDÜĞÜNDEN ÇOK DAHA CİDDİ
ÇIKTI''
6 ay süren sakatlığını değerlendiren Çek stoper, ''Maç sonraları
sıkıntı olduğunda MR'a girip baktığımızda çok fazla bir şey
gözükmüyordu ve o şekilde oynayabileceğimi düşünüyordum. 4 maç
aslında gayet kötü durumdaki dizle oynamışım. Çünkü dizimdeki
ameliyat başladıktan sonra kıkırdağın ve dizin içinin temizlenmesi
gerektiği ortaya çıktı. Normal şartlarda MR sonuçlarına göre
gördüğümüz ameliyatta çok daha çabuk dönebileceğimi, en fazla 4-6
hafta arasında sahalara dönebileceğimi düşünüyorduk, ancak içerdeki
kıkırdak yapısını tamamen temizledikten sonra önce dizin kendisine
gelmesini beklemek zorunda kaldık. Ondan sonra da yavaş yavaş
hazırlanmaya başladım. Dolayısıyla beklediğimizden çok daha uzun
sürdü ve hazır olduğumda nerdeyse sezon bitmişti ve sezonun son
maçlarında da maç kondisyonum yeterli olmadığı için oynayamadım.
Ama şu anda tamamen hazır durumdayım" dedi.
"FENERBAHÇE VE GALATASARAY'DAKİ FARK...."
"Aslına bakarsanız bence bizde eksik olan yan biraz tecrübeydi.
Maçlar bizim lehimize döndüğünde skoru orda tutabilmek maçların
karar verici anlarında, maçların en önemli anlarında gerekli doğru
hamleleri yapabilmek, gerekli kararları verebilmek, hem saha içinde
hem saha dışında herkesi bağlıyor. Yeterince tecrübeli değildi
takımımız. Fenerbahçe ve Galatasaray'da olan fark bence oyuncu ve
teknik ekipteki tecrübenin bizden daha önde olmasıydı. Geçen sene
bunun yanında ararsanız pek çok bahane de bulabilirsiniz, ama bir
kısmı bunların sezonun daha başarılı geçmemesi için mantıklı
sebepler. Önce hocamızın Türkiye'deki ilk sezonu. Hocanın biraz
daha Türkiye'yi tanıması ile beraber bu sezon daha da iyi olacağını
düşünüyorum. Aynı zamanda stadımız yoktu ki bu gerçekten çok ama
çok önemli her takım için. Aldığımız kimi cezalardan dolayı pek çok
maçımızı taraftarsız oynadık. Bunun haricinde pek çok takımın
başına gelmeyen ilginç şeyler, taraftarın sahaya inmesi gibi bizim
başımıza geldi. Aynı zamanda gereğinden fazla oyuncunun sakatlıklar
yaşadığını da gördük. Bunların gerçekten şanssızlıkla ilgili
sakatlıklar olduğunu da söyleyebiliriz. Hepsini bir araya
topladığınızda tamamen dışardan baktığınızda size bir kulübün
başından geçmiş şeyleri anlatırlarsa aldığımız sonuçları
oynadığımız oyunu ve ligde bitirdiğimiz yeri aslında başarı olarak
sayabilirsiniz."
''YAPMAMIZ GEREKEN GEÇEN SENE YAŞADIĞIMIZ OLAYLARDAN
DERS ÇIKARMAK''
Beşiktaş'ın geçen sezon yaşadığı birçok olumsuz olaylarla ilgili
görüşlerini açıklayan Sivok, ''Neyin daha fazla ya da neyin daha az
takımı etkilediğini söylemek bana düşmez. Çünkü olan her olay her
oyuncuyu, her kişiyi, her insanı biraz daha farklı etkiler. Kimisi
daha fazla etkilenir, kimisi daha az etkilenir. Netice itibari ile
geçen sene olanlar oldu. Bunların hepsi bize Allah tarafından
yazılmış, önümüze çıkan şeyler. Geçen sene yaşadıklarımızı yaşadık.
Bize gerçekten çok önemli tecrübeler kazandıracak bir sezon oldu,
bu kadar çok şey yaşadığımız için. Ve nihayetinde yapmamız gereken
de bu olanlardan ders çıkarıp önümüzdeki sene başımıza geleceklere
daha hazır olmak" şeklinde konuştu.
"7 YILDA 7 FARKLI HOCA İLE ÇALIŞINCA BAŞARININ GELMEMESİ
BANA GÖRE NORMAL"
Tomas Sivok 7 yılda 7 farklı teknik direktör ile çalışması ile
ilgili soruya, "Bunu geldiğimden beri defalarca belirttim. Türkiye,
İngiltere değil. Burada yapılmak istenen şeyler için yeterli sabır
gösterilmiyor. Sezon başlarken küçük büyük bütün takımların
kendilerine çok ama çok yüksek hedefler koyduğunu ve bu hedefler
başarılamazsa kısa süre içinde bunun sorumlularının, sorumlu olduğu
düşünülen kişilerin görevden alındığını görüyoruz, ki bu çoğu zaman
antrenörler oluyor. 4-5 hafta içerisinde istenilen skorlar gelmezse
hemen antrenörün görevinden alındığını görüyoruz. Her antrenör
farklı yaklaşımlarda bulunur oyuncularına. Her antrenörün farklı
bir futbol anlayışı vardır. Her antrenörün kafasında oturtmaya
çalıştığı bir sistem vardır, oyun anlayışı vardır, paslaşma, taktik
anlayışı vardır. Hiçbir antrenör de sihirbaz değildir ki bir iki
hafta içinde oyuncularını tamamen kendi kafasında istediği sisteme
getirebilsin. Bence antrenörlerin kafalarındaki konsepti sahaya
yansıtabilmeleri için çoğu zaman en az iki üç yıla ihtiyaçları
vardır. İki yılı belki çok başarılı geçirmezsiniz, ama üçüncü
yılınızdan itibaren eğer ne yapmak istediğini bilen bir
antrenörünüz de varsa belki de çok ama çok büyük başarılara
beklediğinizden daha zayıf bir takımla ulaşmanız mümkün bile
olabilir. Zayıf oyunculardan kurulu bir takımla, takım oyunuyla
ulaşmanız mümkün bile olabilir.
Ama Türkiye, dediğim gibi İngiltere değil ve burada hiçbir hocaya yıllarca sabredilmiyor. Genelde birkaç hafta içinde hemen antrenörler hakkında karar veriliyor. Elbette ki Beşiktaş'ta büyük bir kulüp hem taraftarlar, hem yöneticiler, hem medya herkes Beşiktaş'tan her hafta maç kazanmasını ve en büyük başarıları bekliyorlar. Taraftarların bunu beklemeye hakkı da var. Taraftarlar takımın başarılı olmasını ister. Ancak 7 yılda 7 hoca ile çalışınca ve her hocaya uymaya çalışınca bu sefer aynı zamanda takımın da sürekli değiştiğini görünce istikrar bozulunca beklediğiniz başarının gelmemesi de bana göre normal. Biraz sabırlı davranılabilse biraz ısrar edilebilse istikrarın yavaş yavaş kazanıldığı bence biraz daha rahat rahat görülebilecektir" şeklinde cevap verdi.
''TANDEMDE OYNAYAN OYUNCULAR SÜREKLİ BİRLİKTE OYNAMAK
İSTER''
Çek futbolcu, Beşiktaş'ın stoper mevkisine her yıl transfer
yapmasına rağmen aradığı ikiliyi bir türlü bulamaması ve bu sezon
da yine transfer yapacak olması ile ilgili düşüncelerini, ''Kimin
gelip kimin gelmeyeceği sorusunu ya da gelip gelmemenin faydalı
olup olmayacağı sorusunu bana değil elbette ki yöneticilerimize
sormak lazım. Ama elbette ki bir oyuncu üstelik tandem mevkisinde
oynayan bir oyuncu yanındaki oyuncu ile sürekli oynamak, onun oyun
anlayışına, ne zaman kademeye gireceğine gibi oyun içi davranışlara
elbette ki alışmak ister. Ancak ben her zaman için kendi
performansımı en üst düzeyde tutmaya çalışıyorum. Her zaman için en
iyi şekilde çalışmaya çalışıyorum. Yanıma kim gelirse gelsin ona en
uyumlu şekilde oynamaya çalışıyorum. Ondan sonrasında yöneticilerin
yanıma kimi koyacaklarına ya da beni kimin yanına koyacaklarına
karar vermek yönetici konumundaki teknik direktör konumundaki
kişilere kalmıştır. Dolayısıyla bu soruyu onlara sormanız daha
faydalı olabilir'' diyerek ifade etti.
''STOPER REKABETİNE HAZIR OLMASAM 6 YILDIR BURDA İŞİM
OLMAZDI''
Önümüzdeki sezon yaşanacak stoper mücadelesine hazır olduğunu
söyleyen Tomas Sivok, ''Bu rekabete ya da sizin deyiminizle savaşa
hazır olmasam zaten 6 yıldır burada bir işim olmazdı. Her zaman bu
rekabet oldu. Önemli olan sezon başında kimin oynamaya başladığı
değil, sezon boyunca kimin en çok forma giyeceği. Bir kere sezon
çok uzun, sezon içinde pek çok maç var. Farklı kulvarlarda çok
sayıda maç oynanacak. Sadece benim değil bütün oyuncuların görevi
burada kendilerini olabilecek her durumda, her şartta, sezonun her
anında olabilecek şekilde hazır tutması ve şans geldiğinde bu şansı
en iyi şekilde değerlendirmesi. Siz kendinizi hazır tuttuktan sonra
burada sizin hangi mevkide ne şekilde oynadığınıza tamamen hoca
karar verir ve teknik direktörün kararıyla da bu iki stoperden biri
olursam benim için ne mutlu. Benim için takımda 4-6-8-10 tane
stoperin bulunmuş olması hiç önemli değil. Buraya geldiğimden beri
sürekli pek çok farklı oyuncu geldi gitti ve hiçbir zaman da farklı
oyuncuların transfer olmasını kafama takmadım. Bilakis rekabet bir
oyuncunun kendi kendini geliştirmesi için en önemli sebeplerden bir
tanesidir. Yıllardır bunu sürekli görüyoruz. Sezon boyunca
yapacağım şey şu anda da yaptığım gibi kendimi her an hazır tutmak.
Beni tanıyanların anlayabileceği gibi antrenmanlarda yüzde yüzümü
vermek. Ondan sonrasında da hocanın kararını beklemek. Sezona belki
ben başlamayabilirim belki üçüncü ya da dördüncü ya da beşinci
tercih olabilirim. Ama ben profesyonelim. Beşiktaş ile hala bir yıl
daha kontratım var. Kontratım sürdüğü sürece bu sevdiğim kulüp için
elimden geleni yapmaya her zaman için devam edeceğim. Ondan
sonrasında da hocamız da bana şans verirse ne ala'' diye
konuştu.
''ÖNEMLİ OLAN BENİM HAKKIMDA ÖNDER HOCA'NIN VE SLAVEN'İN
NE DÜŞÜNDÜĞÜ''
Sivok, sezon bitimiyle beraber takımdan gönderileceği yönünde çıkan
spekülasyonlara, ''6 yıldır burada yaşıyorum ve 6 yıldır basında
yazılanlardan, televizyonda söylenenlerden etkilenmemek için ne
Türk gazetelerini okuyorum, ne de evimde Türk kanalları var. Çünkü
hakkınızda yazılanlar olumlu ya da olumsuz bile olsa bir oyuncunun
performansını etkileyebiliyor. Kafanıza yazılan ve sizin hakkınızda
söylenen bir şeyi takabiliyorsunuz. Dolayısıyla ben kendimi mümkün
mertebe bu haberlerin uzağında tutmaya çalışıyorum. Ama çok uzun
süredir Türkiye'de yaşıyorum ve elbette ki pek çok dostum, pek çok
arkadaşım var. O haberler, hakkımda yapılan spekülasyonlar elbette
ki bana da geldi. Nitekim 6 ay boyunca forma giymeyen bir oyuncu
hakkında bu kadar yüksek rekabetin olduğu ve sürekli oyuncu
rotasyonunun istendiği bir kulüpte bunların hayata geçmesi kadar
bunların duyulması kadar doğal da bir şey yok.
Burada olduğum süre içinde benim hakkımda yapılan ilk spekülasyon da değil. Daha önce 3-4 defa hakkımda bu şekilde spekülasyonlar yapıldığını duymuştum. Ancak geçen sezonun bitmesinden önce hem Önder hoca ile hem Slaven'le ayrı ayrı görüştüm ve ikisi de benden memnun olduklarını, önümüzdeki senenin kadro planlaması içinde düşündüklerini ve takımda devam edeceğimi, kafamı bu hakkımda yazılan haberlere takmamam gerektiğini söylediler. İkisi de net bir şekilde bunu belirtti. Ondan sonrasında da ne kulak kabarttım, ne de bana getirilen haberlere en ufak bir şekilde dikkat ettim önem verdim. Çünkü benim için önemli olan medyada yazılanlar değil, bana iletildiği şekilde yönetimin, Önder Hoca'nın ve Slaven'in benim hakkımda ne düşündüğü. Çünkü benim hakkımda gideceğim ya da kalacağım kararını verecek olan elbette ki medya değil, onlardır'' şeklinde cevap verdi.
"7 YILDIR BÖYLESİ AŞK DUYULAN BİR KULÜBÜN PARÇASI OLMAK
BÜYÜK BİR GURUR VE ŞEREF''
Türkiye'de ve Beşiktaş'ta 7. yılına girecek olan Tomas Sivok, bu
sezon Beşiktaş'ta en uzun süre oynayan yabancı futbolcu rekorunu
kıracak olması ile ilgili, ''Beşiktaş gibi sadece Türkiye'de değil
Dünya'da tanınan bu kadar büyük, bu kadar çok taraftarı olan, bu
kadar çok sevilen, sevgi duyulan, aşk duyulan bir kulübün uzun bir
süre parçası olmak benim için büyük bir gurur, büyük bir şeref ve
bundan çok ama çok mutluluk duyuyorum. Bundan 6 yıl önce Beşiktaş'a
transfer olurken bana pek çok kişi 'Bunu yapma, bu kariyerin için
çok iyi olmaz' dedi. Ama şunu çok net bir şekilde söyleyebilirim,
kariyerimde attığım en önemli adım, en büyük adım bu kulübe gelmek,
bu büyük camianın bir parçası olmaktı. Bu büyük ailenin bir parçası
olmak beni ne kadar mutlu ediyor, size kelimelerle ifade edemem.
Benim ilk evim Sparta Prag ve kendimi oranın bir parçası olarak
hissediyordum, ama şu anda belki de ilk evimin burası olduğunu,
eski kulübümün önüne geçtiğini bile sizlere söyleyebilirim''
dedi.
''EN BÜYÜK DİLEĞİM YENİ STADIMIZDA BİR KAÇ MAÇ DA OLSA
OYNAMAK''
"Taraftara da buradan söylemek istediğim şu, önümüzdeki sezon belki
bir 6 ay daha stadyumsuz idare etmek durumundayız. Farklı yerlerde
oynamak durumundayız. Belki daha da uzun sürebilecek. Onlardan
ricamız, nerde oynarsak oynayalım orayı mabedimiz evimiz haline
getirsinler. Bizlere verdiği desteği bizlere verdikleri o muhteşem
sevgiyi, aşkı hiç eksik etmesinler. Çünkü onların desteğine, nerede
oynarsak oynayalım kesinlikle çok ama çok ihtiyacımız olacak. Aynı
zamanda bir de büyük bir isteğim var, büyük bir dileğim var. Umarım
bu dileğim de gerçekleşebilir. Yeni stadımız tamamlandığında orada
en azından birkaç tane maç oynamak istiyorum. O stadın da
atmosferini tatmak istiyorum. Umarım bu sene bu dileğim
gerçekleşir"