Fenerbahçe Divan Kurulu'na FETÖ damgası
Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu'nda son dönemde yaşanan gelişmeler yorumlandı.
Sarı-Lacivertliler’de Yüksek Divan Kurulu’nuntemmuz ayı
olağan toplantısı bugün düzenlendi.
Faruk Ilgaz Tesisleri’nde gerçekleştirilen toplantıda ana konu
ülkede son dönemde yaşanan gelişmeler oldu. Kulüp Başkanı Aziz
Yıldırım ise herhangi bir açıklama yapmadı.
AÇILIŞI VEFA KÜÇÜK YAPTI
Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri'nde yapılan yüksek divan kurulu
temmuz ayı olağan toplantısının açılış konuşmasını Vefa Küçük
yaptı.
Vefa Küçük, yönetim kurulu ve divan kurulu üyelerini,
sarı-lacivertli kulübün vefat eden eski yöneticileri ile en son 15
Temmuz'da Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişiminde
şehit olanlar için saygı duruşuna davet etti.
Toplantıya Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ile yönetim
kurulu üyeleri de katıldı.
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ PARÇALANAMAZ"
Vefa Küçük, 7 Haziran'da yapılan olağan mali genel kurulda yaptığı konuşmayı hatırlatarak şunları kaydetti:
"Ülkemizin içinde bulunduğu şartları teşhis etmeye gayret
etmiştim. 1 ay 1 hafta geçti. Türkiye'nin içinde bulunduğu şartları
ve tehlikelerden bahsederken, dünyada en büyük lig, 'sömürgeci
ülkeler ligi' demiştim. Bunlar bir ülkeyi parçalama ve o ülkenin
tabii kaynaklarını kendi lehlerine kullanma planlarından
bahsetmiştim. Türkiye Cumhuriyeti'nin parçalanamayacağını,
demokratik sistem içerisinde sandıktan seçimle gelen partilerin
bizleri temsil ettiğini ve ilk defa bizlerin oylarıyla
Cumhurbaşkanı'nı seçtiğimizi, ülkemizi dış güçlerin
parçalayamayacağını söylemiştim."
FETÖ'nün Türkiye'de uzun süredir sinsi ve kötü emelli
girişimlerinin olduğunu vurgulayan Küçük, "Türkiye'de iki yapının
işbirliğini yaptığını, bu iki yapıyla ülkemizi bölmek
istediklerinden bahsetim. Biri Güneydoğu'daki ayrılıkçılar ve
destekçileri, diğeri de Fethulla Gülen ve cemaati, demiştim."
dedi.
Yaşananların kendisini çok üzdüğünü anlatan Küçük,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Allah'a şükrüler olsun ki ülkenin büyük çoğunluğu demokrasiden
yana, bölünmezvatan topraklarından yana, tek devlet ve bayraktan
yana olduğunu ispat etti. İçimizden yetişen, 'Peygamber Ocağı'
dediğimiz yerde belli rütbeli hain ordumensupları bu kalkışmayı
yaptı.
Seçilmiş Cumhurbaşkanı, seçilmiş hükümet, seçilmiş muhalefet
partileri bu kalkışmanın karşısında direniş gösterdi. En büyük
direnişi Türk halkı göstermiştir. Türk halkı vatanına bayrağına ne
kadar sahip olduğu 15 Temmuz'da dünyaya ispat edilmiştir. Kahraman
emniyet güçlerimiz de devletin ve demokrasisinin yanında oldu. Bu
darbenin önlenmesi herkes için örnek olmalıdır. Dünya bu örneği
görüp Türk insanına, devletine, demokrasisine, varsa bir kinleri
terkedip saygı duymalıdır. "
"O DÖNEM ÖZEL YETKİLİ MAHKELEMER GADDAR
ŞEKİLDE..."
Fenerbahçe'nin 3 Temmuz 2011'de başlayan şike davası sürecinde
sokağa çıktığını hatırlatan Küçük, "3 Temmuz 2011, 15 Temmuz
2016... Biz 3 Temmuz da imtihanımızı başarıyla verdik. Yargısız
infaz döneminde özel yetkili mahkemelerin, o gaddar şekilde hukuku
yorumladığı dönemlerde sadece protesto yürüyüşleri yaptık. Biz
Türkiye'nin bir araya geldiği 15 Temmuz'daki halkın kenetlenme
olayını 3 Temmuz 2011'de kendi çapımızda gösterdik. İnanıyorum ki
Fenerbahçelilerin tamamı 15 Temmuz'da da sokaklara inmiştir."
diyerek sözlerini tamamladı.
Şekip Mosturoğlu: “Bu illegal yapının ele geçiremediği son
kale Fenerbahçe SporKulübü’dür”
Daha sonra toplantıda Yönetim Kurulu adına Faaliyet
Raporunu okuyan Şekip Mosturoğlu şunları söyledi:
Yüksek Divan Kurulu Sayın Başkan ve Üyeleri
Çok değerli Yüksek Divan Kurulu Üyeleri
Bu günkü olağan toplantımıza hoş geldiniz. Sizleri Sn. Başkanımız
ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz adına saygı ile selamlıyorum.
Yine keder dolu bir gün. Dün gece Hakkari’de 8 kahraman vatan
evladımızı, vatan savunmasında şehit verdik. Hepsine Allah’tan
rahmet diliyoruz. Terörü bir kere daha lanetliyoruz.
Malumunuz olduğu üzere 15 Temmuz günü ülkemizde asker kıyafeti
giymiş teröristler tarafından demokratik parlamenter sistemimize
karşı alçak bir kalkışma yaşanmıştır. Bu terörist grubun silahlı
kalkışması, alçaklığın geldiği son noktadır. Ancak unutulmamalıdır
ki bu planlı ve organize bir çalışmanın neticesidir. Bu süreç
içinde yapılan algı operasyonları, kişilik linçlerini kumpas
organizasyonları, bunların yandaş basın ayağı tarafından
desteklenmiştir. Bu şekilde bu insafsız çete tarafından milletin
kurumları ele geçirilmiş, çok değerli vatan sever vatan
evlatları devlet erkinin dışına itilmiş, hürriyetlerinden mahrum
bırakılmıştır.
Gözü dönmüş hainler, milletimizin canına kast etmiş, milletin
parası ile alınan milli ordumuza ait silahlar ile vatandaşlarımızı
katledip, gazi meclisimizi bombalamışlardır. Ancak milletimiz ilk
andan itibaren devletimize, bağımsızlığımıza, özgürlüğümüze ve
canımıza yönelen bu tehdide karşı destansı bir mücadeleye girişmiş
ve neticede hainler amaçlarına ulaşamadan kalkışma hareketi
bertaraf edilmiştir. Bu vesile ile bu destanı yazan milletimize
şükranlarımızı sunuyor, şehit olanlara tanrıdan rahmet,
yaralananlara ise acil şifalar diliyoruz. Keza bu kalkışma
hareketine karşı son derece kararlı bir mücadele yürüten
Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, Meclis Başkanımıza, hainlere
karşı milletimize göğsünü siper eden başta kahraman polis
teşkilatımız olmak üzere tüm kamu görevlilerimize şükranlarımızı
sunuyoruz. Kalkışmanın içinde olmayan ve milletinin tarafında olan
askerlerimize de ayrıca şükranlarımızı sunuyoruz. Milletçe
kenetlenmemiz hususunda her türlü desteği kayıtsız şartsız veren
siyasi parti liderlerimize de ayrıca teşekkür ediyoruz. Bir kez
daha ve yüksek sesle ve büyük bir gururla ifade etmek istiyoruz ki
bu illegal yapının ele geçiremediği son kale Fenerbahçe Spor
Kulübüdür. Fenerbahçe Spor Kulübü daima devletin yanında ve
sadece milletinin emrindedir.
Değerli Yüksek Divan Kurulu Üyelerimiz,
Devletimize karşı kalkışma cüretini gösteren bu terörist yapı camiamızın 3 temmuz 2011 tarihinden beri ölüm kalım mücadelesi verdiği FETÖ/PDY dir. Camiamız daha 3 temmuz gününün ilk saatlerinde şanlı kulübümüze saldıran bu yapının FETÖ/PDY olduğunu görmüş ve bu yapının en güçlü olduğu günlerde bile korkusuzca bu yapıyla kararlı ve korkusuz bir mücadele sürdürmüştür. O tarihlerde bu yapının yanında saf tutanların bu gün gerçek niyetleri ortaya çıkmıştır. Bu yapı ile saf tutanların basit bir özür ile bu işten ve sonuçlarından sıyrılmaları ise artık mümkün değildir.
Bizler her vesile ile bu yapının baş yapıtı, 3 Temmuz kumpasına
karşı mücadele ederken, ebedi dostlukları unutup sportif rekabet
uğruna bunlara destek olanlar,UEFA’yı fax yağmuruna tutanlar,
Fenerbahçe Spor Kulübünü UEFA’ya şikâyet edenler, yanan ateşi
söndürmek yerine üzerine benzin dökenler, kişisel ikballeri için bu
yapının faaliyetine destek olanlar da en az bu illegal yapı kadar
sorumludur. Bunun yanı sıra bugün geri vitese geçerek taraf
değiştiren spor medyasındaki illegal yapı mensupları ile sadece
kendi reytingleri uğruna bu yapının değirmenine su taşıyan spor
medyası mensupları da aynı şekilde sorumludur. Ayrıca Fenerbahçe
Spor Kulübünde kişisel geleceğini gören ve Aziz Yıldırım’ı yok
olması ile Fenerbahçe Spor Kulübünde iktidar olma niyetinde olan
işbirlikçiler de en az bu yapının mensupları kadar sorumludur.
Ayrıca Türkiye Futbol Federasyonun o tarihte görev yapmış, bu
yapıya mensup olanlar ile şahsi bir takım sebeplerle bu yapıyla iş
tutanlar da sorumludur.
Bu yapının baş yapıtı olan 3 temmuz kumpasını meşrulaştırmak için
ellerinden geleni ardına koymayan, devletin en üst makamlarına ise
bu yapı ile mücadele içinde imiş gibi görünenler de en az bu
yapının mensupları kadar sorumludur.
Spora da sirayet ettiği tarafımızca malum olan yapı, her yerden
sökülüp atıldığı gibi bu alandan da sökülüp atılmalıdır. Geçmişten
günümüze tüm kulüpler devletimiz tarafından incelenmelidir. Bu
illegal yapının içlerine sirayet ettiği kulüpler belirlenmeli, bu
illegal yapı ile olan mali trafikleri incelenmelidir. Bilinmelidir
ki bu gün kendi gemilerini yüzdürmek için devletin yanında olduğunu
söyleyen ve fakat bu yapı ile geçmişte en üst düzeyde iç içe olmuş,
iş tutmuş iki yüzlüler fırsataramaktadır. Bunlar buldukları ilk
fırsatta bu yapıyla olan derin bağları ile geçmişte olduğu gibi
çalışacak ve bu illegal yapının kendilerine geçmişte sağladığı
olanakları kullanmaya devam edecektir. Bu nedenledir ki spor
alanında hiç kimse geçmişte hata yaptım, hakkınızı helal edin
aldatılmışım, kanmışım diyerek bu işten kendisini
kurtaramamalıdır.
Geçmişte bu yapı, kulübümüzün canına kast ederken bunlara toz
kondurmayıp, camiamızın karşısında bunlarla birlikte olan yukarıda
sıraladığım sorumluların bu gün özür dilemesinin de bizim için
hiçbir önemi yoktur. Gün bunlar için hesap verme, Fenerbahçe Spor
Kulübü için ise hesap sorma vaktidir.
Değerli Fenerbahçeliler, 15 temmuz tarihinden önce İstanbul
Cumhuriyet Savcılığı tarafından 3 temmuz kumpasına ilişkin bir
soruşturma başlatılmış olup, bu soruşturma kapsamında 50 yakın kişi
tutuklanmıştır. Onlarca kişi ise firarda olup, haklarında mahkeme
tarafından yakalama kararı çıkarılmıştır. Bu kumpasın medya ve
federasyon ayağı için ise Cumhuriyet Savcılığına ek dilekçeler
verilmiş olup, bunlar hakkında da işlem yapılması beklentimizdir.
Bu vesile ile bu yürütülen soruşturmaya tüm boyutu ile kulüp ve
camia olarak sınırsız bir destek vermeyi Çağlayan da ifade etmiş
idim bir kez daha buradan tekrarlamak istiyorum.
12 Mayıs hadisesi ile alakalı olarak da kulüp olarak suç
duyurusunda bulunduğumuz yüksek malumlarınızdır. Bu soruşturmada da
kısa bir süre sonra hareketlilik yaşanacak ve o tarihte de FETÖ/PYD
mensubu emniyet mensupları tarafından taraftarlarımızın canına kast
edilmiş olduğu gerçeği bir kez daha ortaya çıkacaktır.
12 Mayıs hadisesi de var. Stadımızda taraftarlarımıza FETÖ
polisleri tarafından gaddarca saldırıldı, taraftarlarımız gaz yedi,
işkenceye maruz kaldı. O gün yaşananları biliyorsunuz. Suç
duyurumuz yapıldı. Bu FETÖ çetesinin üyelerinin bir an önce tespit
edilmesini göreceğimizi umuyorum.
Bu hususta söyleyeceklerimi bitirirken bir kere daha ve gururla ne
mutlu ki Fenerbahçeliyiz diyorum.