Dün oynanan ve kaybedilen Antalya maçı,
Ersun Yanal’ın ilk Kadıköy mağlubiyeti ya da
VAR sistemine (bence sistemsizliğine) rağmen verilemeyen
Fenerbahçe penaltısı.
Bugünkü yazımızın ana mevzusu bu konular değil.
Yazımın başlığından anlaşılacağı üzere konumuz; sezon başından
bu döneme ve özellikle dün gece gösterdiği mükemmel performans ile
kaleci ALTAY ve Fenerbahçe’nin milli kaleci markası çıkarmak
konusundaki tutarlılığı…
Altay’a geçmeden önce, Fenerbahçe teknik ekibi ve
yönetimine teşekkür etmek istiyorum. Zaman zaman yaptığı ya da
tecrübesizliği sebebiyle yapabileceği potansiyel hatalara rağmen,
Altay’a güvendiğiniz için size şükranlarımı sunuyorum. (Bu konuda
Trabzonspor da çok güzel bir hamle yapıp Uğurcan’ı kaleyi teslim
etti. Trabzonspor için de benzer düşüncelerimi
paylaşıyorum)
Gelelim Altay’a. Dün gece maç 3-4 olabilirdi ve bunun
olmamasında direk katkısı olan kişi kaleci Altay’dır. Sezonun her
geçen maçında ona olan inancım daha da artıyor. Her hafta üzerine
koyarak ve yeni bir özelliğini göstererek kendini ispat ediyor genç
eldiven. Geçen hafta sanki onuncu Galatasaray maçına çıkmış bir
oyunca gibiydi, dün ise yakın ve birebirde bir refleks ustası.
Umut ediyorum ki hem milli takımımızın hem de Fenerbahçe’nin
kalesini yılarca koruyacaktır. Rüştü abisinin transfer olduğu
Barcelona ya da dengi bir Avrupa kulübünde onu izlemeyi de
inanılmaz derecede arzuluyorum. Altay bizi bu konuda mahcup
etmeyecektir.
Milli takım kalecilerini çıkarmak, onlara genç yaşta güvenmek
konusunda Fenerbahçe büyük bir markadır.
Engin İpekoğlu, Rüştü Rençber, Volkan Demirel…
Bu üç kaleci 1991 yılından bu döneme, neredeyse 30 yıllık
süreçte Fenerbahçe kalesini koruyan üç isimdir.
Volkan Babacan, Mert Günok, Serkan Kırıntılı, Oğuz Dağlaroğlu,
Serdar Kulbilge ve Murat Şahin bu tedrisattan geçmiş ve zaman zaman
kaleyi devralmış yerli ve özel kalecilerdi.
Trabzonspor’da Onur Kıvrak, Tolga Zengin ve Uğurcan gibi iyi
örnekleri var. Fenerbahçe’nin yanına bu anlamda bordo mavilileri
koyabiliriz.
Ya diğerleri?
Beşiktaş’ı Fevzi, Hakan Arıkan ve Cenk Gönen gibi kötü
tecrübelerle hatırlıyorum.
Otuz senelik süreçte Galatasaray’ın aklımızda kalan yerli bir
kalecisi var mı?
Biraz Hayrettin, Biraz Nezihi, kaleci olduğunu çok az kişinin
bildiği oyuncu menajeri Ahmet Bulut.
Kale direklerine kafa atan Mehmet’i anımsıyorum biraz, Orkun’u
ise unutamıyorum.
Fenerbahçe kalesini yerli kalecilere emanet ederek, milli
takımın 1 numarasında uzun yıllardır marka olmuştur. Rakipleri ise
bu konuda daima sınıfta kalmıştır.
Galatasaray bir gün yerli kalecilere güvenir mi, sanmıyorum.
Yeni Taffareller, Mondragonlar ya da Musleralar bulur mu? ,
bulur.
Ben yerli kalecilere yönelmesinden yanayım, ya siz?