Fener'in pisliğini G.Saray temizledi!
Galatasaray'ın Avrupa arenasında elde ettiği başarı taraftarını mest etti. Takımının Maçı ile ilgili analiz yapan Umut Öfkeli bakın neler yazdı.
Fener'in pisliğini Galatasaray temizledi
Avrupa'da yaşayan biz Türk futbolseverler, hem üzüntüyü hem de
sevinci bir arada yaşadık dün gece. Fenerbahçe'nin
sokaktan birisine ismini sorduğunuzda, televizyon markası
sanacağı başarısız bir geçmişe sahip Twente gibi bir takımdan
kendi evinde son 10 dakikada 2 gol yemesine kahrolsak
da, imdadımıza her zamanki gibi Avrupa devi Galatasaray
yetişti.
Şimdi gelelim maça... Yunanistan deplasmanı ve zorlu bir
Panathinaikos maçı.. Tribünlerdeki öfke ve pankartlar; zaten
gerilmiş ortamı daha da çok germiş ve her şey artık sahadaki 11
aslan savaşçımıza kalmıştı..
Kontrollü başladığımız maçta zeminin de çok ağır olması ile bazen
savunmada aksamalarımız olsa da tam bir deplasman takımı gibi çok
açılmadan,gerekli yerlerde gerekli çıkışlarla topu genelde olumlu
kullanarak göze hoş gelmese de mantıklı bir futbol anlayışı ile
oynadık.. Karsılaşmada genelde ipler Yunan takımı Panathinaikos'da
olsa da sahada adeta Barcelona, Chelsea varmış gibi
Galatasaray’ımız "Avrupa Fatihi" lakabına yakışır bir şekilde
oynayıp eline geçen fırsatları usta ayakları ile skoru
değiştirerek, Atina cehenneminde maçı kazanmasını bildi..
Galatasaray'da maçın yıldızları kuşkusuz ki Sabri Sarıoğlu ve Emre
Aşık'tı..
Savunmada özellikle böyle ağır bir sahada fizik gücü maksimum
seviyede olan Servet ve Gökhan Zan'ı çok aradık. İkisinin de
olmaması ve maça böyle başlamamız, eminim ki yedek kulübesinde
bulunan teknik kurmaylarımızı da düşündürmüştür ki zaten çok zaman
geçmeden Emre Güngör’ün sakatlanarak çıkmasıyla maçtaki ilk
firemizi vermiş olduk. Bu sakatlık oyuncu değişikliklerindeki
planları biraz olsun değiştirdi. Rijkaard, Nonda ile devam
edebileceği maçta maalesef ki oyuncu değişiklik hakkını
zorunlu olarak Emre Güngör-Uğur Uçar değişikliğini kullanınca Baros
yine 90 dakika oynamak zorunda kaldı.
Fakat şöyle de olabilirdi; orta sahaya zaten taze, diri bir Arda
desteğini alan Rijkaard, Barıs Özbek yerine bugün sahada
Galatasaray'ın en iyilerinden birisi olmaya aday olan, hücumda
mükemmel işler yaparak gerek attığı gol ile ve gerekse de Elano'nun
attığı golde katkısı olan ve oyunun özellikle son 10-15 dakikasında
bayağı bir yorgun düşen Baros'un yerine Nonda’yı alabilirdi. Çünkü
son dakikalarda özellikle görüldü ki Arda’nın getirdiği topların
çoğu ziyan oldu yoksa maçın 1-4 yada 1-5 bitmesi içten bile
değildi..
Futbolda şansın çok büyük bir faktör olduğuna inanmasam da bu aksam
gördük ki gerek kalemizdeki pozisyonlarda gerekse hücumda
şansımızın yanımızda olduğu bir akşamdı. Takım olarak da açıkçası
bu şansa çok ihtiyacımız vardı. Eğer Panathinaikos'lu oyuncular son
vuruşlarda biraz daha becerikli olabilselerdi bu akşam gerçekten
hiç istemeyeceğimiz bir skorla geri bile dönebilirdik. Fakat
dediğimiz gibi Yunanistan deplasmanında 3 gol atabiliyor ve de
galip gelebiliyorsak bu başarıya herkes şapka çıkartmalıdır.
Önceden Ülke futbolu olarak Avrupa maçlarında iyi oynayıp bir çok
gol pozisyonunu gole çeviremeyip yediğimiz gollerle maçları
kaybettiğimiz yenilgilerden, şimdi kötü de oynasak kazanmasını
bildiğimiz,tam bir Avrupa takımı gibi oynamaya başladığımız
dönemlere gelmiş durumdayız. Sonuçta Hatice ne kadar güzel olursa
olsun önemli olan her zaman neticedir.
Bu arada yeni uygulanmaya başlanılan 5. hakem uygulaması her ne
kadar pozisyonlara yakınlık açısından iyi olmuşsa da,bazen de kafa
karıştırdı. Hatta alışkın olmadığımızdan dolayı maçı izlerken bir
ara kalecinin olduğu taraftan sahaya birileri girdi diye düşünmedik
de değil hani..