Formula 1 ailesinde büyük kavga
Ferrari Başkanı Luca di Montezemolo ve FOM Başkanı Bernie Ecclestone adam kayırma suçlamalarından dolayı birbirlerine düştüler.
Sıkı bir işbirliği içinde geçen senelerden sonra, Ferrari
Başkanı Luca di Montezemolo ve FOM Başkanı Bernie Ecclestone adam
kayırma suçlamalarından dolayı birbirlerine düştüler. Peki,
gerçekten ne için tartışıyorlar ve bu gerginlik nasıl sona
erecek?
Çocuklar, anne-babaları her kavga ettiğinde odalarına gidip
kavganın yatışmasını beklemeleri gerektiğini bilirler. Formula 1
ailesindeki bu seferki kavga ise, Fiat’ın “Yönetim Kurulu Başkanı”
ve aynı zamanda bizim Ferrari adı ile tanıdığımız İmparatorluğun da
başında bulunan isim olan 61 yaşındaki Luca di Montezemolo ile
Formula 1’in patronu olarak tanınan (FOM Başkanı) 78 yaşındaki
Bernie Ecclestone arasında. Akıllardaki soru ise tartışmanın neyle
ilgili olduğu ve ne zaman sona ereceği.
[page_end]Montezemolo’nun ve Ecclestone’un dünyanın spor dalındaki
en başarılı iş adamlarından ikisi oldukları inkâr edilemez bir
gerçek. Bu gerçek, onları özellikle iki konuda ister istemez karşı
karşıya getiriyor: para ve güç.
Luca di Montezemolo, yeni kurulan Formula 1 Takımları Birliği
(FOTA)’nın başkanı olarak, takımların isteklerini dile getirmek
görevini üstlenmiş durumda. Ecclestone ise, bilindiği üzere Formula
1’in ticari haklarını elinde bulunduran ve bu sporu dünya çapında
önemli bir kurum haline getirmiş olan kişi.
Dolayısıyla, takımların bireysel isteklerinden daha çok sporun
genel ihtiyaçlarını karşılamak durumunda.
Ancak, ne yazık ki iki dev isim de ekonomik boşluğu doldurma
konusunda yeterli olamıyor ve araba üreticilerini etkileyen kötü
gidiş FOM ve FOTA arasında hâlihazırda var olan gerginliği daha da
şiddetlendiriyor.
Dünyanın en zengin araba üreticisi olarak bilinen Toyota ve Japon
devi Honda dünya çapındaki ekonomik krizin firmaları nasıl
etkilediğinin en büyük kanıtlarından sadece ikisi.
[page_end]Amerika’nın üç devinden ikisi olan General Motors ve
Chrysler firmaları da krizden büyük ölçüde etkilenen firmalar
arasında. Ford’un ise, kriz dolayısıyla satışları %21 oranında
düşmüş durumda.
Firma 2008 senesinde, 2007 senesindekinden yarım milyon daha az
araç satmış. Piyasa lideri Toyota ve Formula 1 katılımcılarından
BMW ile Mercedes-Benz de satış düşüşüyle karşılaşan firmaların
diğerleri.
Böyle bir finansal ortam söz konusu olunca, Montezomolo’nun Formula
1’den elde edilen gelirlerin takımlara paylaştırılması konusundaki
artış taleplerini yenilemiş olması şaşırtıcı olmamalı.
Montezemolo’nun aynı zamanda altı aydır sürdürdüğü, FOM’un ticari
haklardan elde ettiği gelirden takımlara daha büyük bir pay
vermemesi durumunda yarışlardan çekilen takım sayısında artış
olacağı tehdidinde de ne kadar ciddi olduğu biliniyor. 17 Aralık
2008’de İtalyan basınında çıkan haberlerde, Montezemolo’nun konu
hakkındaki açıklaması şu şekilde yer aldı:
“Ecclestone’u 1973 senesinden beri tanıyorum ve bugüne kadar çok
iyi bir iş çıkardığını düşünüyorum. Ancak, birkaç sene önce bir
tartışmamız oldu. Ona açgözlü dedim, çünkü gelirlerin %30’u
takımlara dağıtılırken, geriye kalan %70’i ona kalıyordu. Artık,
gelir dağılımı %50’şer olarak yapılıyor. Fakat bu konuda hala bir
şeyler yapmalıyız.”
[page_end]“2012’ye kadar geçerli olan bir kontratımız var.
Dolayısıyla, konuşup anlaşmalı, ortaklaşa çalışmalıyız. Önümüzdeki
üç sene için düşündüğümüz masraf kısma planını hayata geçirir
geçirmez, yeni bir konuyu ele almayı düşünüyoruz. Eğer gelirlerin
miktarını tam olarak bilebilirsek, bilet fiyatlarını da düşürme
imkânımız olacaktır.”
“Bir başka konu da, artık birer gelenek haline gelmiş olan
pistlerin, yeni yapılan pistlere tercih ediliyor olması. Ancak,
eğer sporun promosyonunu yapmaktan bahsediyorsak ki bu çok önemli,
yeni pistlere de şu ankinden daha fazla önem vermeliyiz. Bütün bu
kararların bize sorulmadan, kontrolümüz dışında alınıyor alması
beni artık üzmeye başladı.”
Başka bir şekilde dile getirmek gerekirse Montezemolo diyor ki:
“Ecclestone hala aç gözlü davranıyorsun. FOTA’yla ortak olmanın
zamanı geldi de geçiyor.”
Ecclestone, bu konuda bu kadar baskı altında bırakılınca, daha
fazla dayanamadı ve Noel arifesinde yaptığı bir açıklamada
eteğindeki taşları döktü: “Eğer Montezemolo gelirin tüm takımlara
eşit olarak dağıtılması konusunda bu kadar ciddiyse, öncelikle
Ferrari’nin FOM’dan aldığı Maranello primini takımlarla
paylaştırması gerek.”
[page_end]“Ferrari tüm takımlardan daha fazla gelir elde ediyor”
diyor Ecclestone. “Ne kadar kazandıklarını çok iyi biliyorlar. Çok
zeki olmasalar da o kadar da saf oldukları söylenemez. 80 milyon
dolar civarında bir miktar veya biraz daha fazlasını kazanıyorlar.
Bu sene yaptıkları gibi Takımlar Şampiyonası’nı birinci
bitirdikleri zaman, aynı başarıyı McLaren’in elde etmesi durumunda
kazanacağından 80 milyon dolar daha fazla kazandılar.
Montezomolo’nun yapması gereken, daha çok para istemektense,
Ferrari’nin aldığı ekstradan miktarları takımlar arasında
bölüştürmek.
Montezemolo ve Ecclestone’un 35 yıldır süregelen ilişkilerinde,
birbirlerine karşı genellikle oldukça nazik ve güler yüzlü
oldukları ise bir gerçek. Dolayısıyla, son zamanlarda ortaya çıkmış
olan bu gerginliğin, inişli-çıkışlı ilişkilerinde sadece ufak bir
detay olduğunu unutmamak gerek.
Ancak, Ecclestone yıllar geçtikçe söz düellosu konusunda
rakiplerine ne denli uyum sağlayabildiğini ve Montezemolo’ya da bu
konuda gayet iyi ayak uydurduğunu gösterdi ve basına onun
taktikleri ile ilgili yaptığı “Luca’nın problemi insanları toplum
önünde rezil edip, kapalı kapılar ardında özür dilemeyi seviyor
olması. Bu defa, yıllardır insanlara yaptığı şey ona yapıldı. Olan
bu” açıklamasıyla bunu bir kez daha kanıtladı.
Enzo ve Bernie
Yıllar içinde, Ecclestone ile Ferrari arasındaki ilişki nasıl
değişti?
[page_end]Ecclestone, Montezemolo’nun atası sayılabilecek olan,
aynı zamanda bu imparatorluğun da kurucusu olan Enzo Ferrari’yi çok
özlüyor. Bernie, Atlas F1’e yaptığı bir açıklamada, henüz iki özel
jete ve her limanda ayrı bir yata sahip olmadığı ve Enzo’yla sporun
gidişatını (“Ecclestone’un, 1978 senesinde Formula 1 Takımlar
Birliği” kavramını yarattıkları zamanlarda) konuşabilmek için yılda
dört veya beş defa kendi imkânlarıyla Maranello’ya gitmek durumunda
kaldığı günlerde, Enzo Ferrari’yle ne kadar iyi anlaştığından
bahsetmişti. Bu iyi anlaşma süreci, Enzo’nun 1988’deki vefatına
kadar sürdü.
Formula 1 camiasında, tartışmalar her alevlendiğinde, Ecclestone
Enzo’nun ona her zaman çok destek olduğunu ve vefat ettiği güne
kadar Formula 1’de ve takımı Ferrari’de neler olduğunun her zaman
farkında olduğunu söyler.
O zamanlarda, Ecclestone uzlaşmaya varmak konusunda şöyle bir çözüm
yolu bulmuştu: fikri veya düşündüğü çözümü Enzo Ferrari’ye sunup,
ondan bahsi geçen konuya dair onay almak ve geriye kalan tüm
takımların alınan bu karara razı olmasını beklemek.
O günlerde, Ecclestone daha genç bir adamdı. 40’larında ve
50’lerindeydi. Enzo ise 70’li ve 80’li yaşlarını yaşıyordu ve
takımı Ferrari’nin durumundan bahsetmek konusunda ağzının sıkı
olmasıyla bilinirdi. Her ne kadar, Ecclestone ve İngiliz yandaşları
Cooper, Chapman, Tyrrell ve Williams onun zaman zaman tiye aldığı
isimler oldularsa da, Enzo sporun mirasını genç bir adama bırakmak
konusunda kararlıydı ve bu kararının doğru olduğuna
güveniyordu.
[page_end]Enzo, 1919 ile 1931 seneleri arasında, Ferrari takımında
pilotluk yapmıştı. Bu deneyiminden sonra, 1930’lu yıllarda Alfa
Romeo Grand Prix Takımı’nın patronluğunu yaptı. En son olarak ise,
kendi adını taşıyan Ferrari takımının, İkinci Dünya Savaşı
sonrasında dünyanın en değerli ve en başarılı spor araba ve yarış
arabaları üreticisi olarak adını dünya çapında duyurmasıyla,
takımın başına geçti.
Ecclestone da, Grand Prix yarışlarının her bir alanında görev almış
isimlerden bir başkası. Henüz genç bir adamken, çim pistlerde
yapılan motosiklet yarışlarına katılıyordu. 500 cc Formula’nın moda
olduğu dönemde ise, o da bir 500 cc Formula’ya sahipti. 1953
senesinde Crystal Palace’ta, daha güçlü bir araç olan, daha
önceleri Mike Hawthorn ve Reg Parnell’in de kullandığı
Cooper-Bristol T20 ile yarıştı.
1958 senesinde ise, 1957 Ekim’inde açık arttırmaya çıkarılan
Connaught takımını satın aldı ve ismini unutturmak üzere olan
Connaught’ı Monaco ve Silverstone’da dereceye sokmayı başardı.
Connaught’u Jack Fairman ve Ivor Bueb’un beğeneceği kıvama getirmiş
bir isim olarak, rotasını Stuart Lewis-Evans ve daha sonraları
Jochen Rindt gibi iyi pilotlara çevirdi. Ecclestone, Rindt
aracılığıyla Formula 2’ye de merak saldı. 1971-72 kışında Ron
Tauranac’tan şampiyonayı bırakmış olan Brabham takımını satın
alarak, takımı Nelson Piquet’nin de desteğiyle 1981 ve 1983’te
şampiyonaya tekrar dahil etti.
[page_end]Ecclestone ve Ferrari’nin aksine, Montezemolo modern ve
eğitimli bir kişi. Montezemolo’nun tek yarış deneyimi, 1971
senesinde Lancia Ralli Takımı’nda kısa bir süreliğine Sandro Munari
ve Daniel Audetto’nun co-pilotluğunu yapmış olmak. Bu kısa süreli
deneyiminden hemen sonra, yine 1971 senesinde La Sapienza
Üniversitesi’nden hukuk diplomasını aldı ve eğitimine hiç hız
kaybetmeden, 1972 senesinde New York Columbia Üniversitesi’nde
Uluslararası Ticaret alanında devam etti.
Buradan da mezun olduktan sonra, İtalyan gazetesi La Stampa ve
Ferrari’yi 1969 senesinde Enzo’dan satın alan otomotiv devi Fiat
Grup’un sahibi olan Agnelli Ailesi’nin yanında yardımcı olarak iş
hayatına atıldı.
Sahip olduğu diplomaların ona kazandırdığı saygınlık sayesinde,
kısa süre içinde Agnelliler’le Enzo’nun, daha sonraları ise Enzo
ile Ecclestone’un arasındaki iletişimi sağlayan ve bağı kuran kişi
haline geldi. Peki, Enzo Montezemolo’nun ilk olarak ne zaman
farkına varmıştı? Söylentilere göre, Montezemolo hiçbir zaman
toplum önüne çıkmak konusunda utangaç değildi ve Lancia Ralli
Takımı’nda görev aldığı esnada, meşhur bir İtalyan radyo programı
olan Call Rome 3131’de bir röportaja katılmıştı.
Enzo da radyodaki bu röportajı duymuştu ve program sonrasında,
başarılı röportajından dolayı onu kutlamak için Montezemolo ile
iletişime geçmişti. Bu telefon görüşmesi esnasında da, ona Columbia
Üniversitesi’ndeki eğitimini bitirir bitirmez yanında işe
başlamasını teklif etmişti.
Hedef Şaşırtma Oyunu
Ferrari’nin Luca di Montezemolo’yu bir araca ‘Montezemolo’ adı
vererek onurlandırıp onurlandırmayacağı hala belirsizliğini
koruyor. Bilindiği üzere Enzo Ferrari’yi onurlandırmak için bir
araca ‘Enzo’ ismi verilmişti. Ancak, her ne kadar henüz adına
üretilmiş bir araç olmasa da, Montezemolo’nun Ferrari’de en az Enzo
kadar yetkili ve en az onun kadar iyi bir konumda olduğu inkâr
edilemez bir gerçek.
[page_end]Fiat’ın yöneticisi, Ferrari markasının ve hepimizin
yakından tanıdığı meşhur Formula 1 takımının vârisi olan Montzemolo
aynı zamanda, kıvrak zekâsı ve soylu büyüleyiciliği ile çoğu yönden
İtalyan iş hayatının, ticaretinin ve sporunun en önemli yüzlerinden
biri olmuş durumda.
Hem iş hayatında hem de spor dünyasında başı çeken bir isim olarak,
Montezemolo’nun ekonomik krizin yarattığı büyük felaketin tamamen
farkında olduğundan emin olabilirsiniz. Ve Monetezemolo da, her
liderin yaptığı gibi, içerde işler iyi gitmeyince, suçu tamamen
dışarıya atmaya çalışıyor. Ecclestone da bu durumdan direkt olarak
etkileniyor ve Fiat’ın geçirdiği kötü günleri maskeleyen isim olmak
zorunda bırakılıyor.
Hesap Günü: 22 Ocak 2009
“Fiat’ta işler nasıl gidiyor” sorusuna Fiat Grup tarafından 24
Eylül 2008’de verilen cevap “Eh işte, teşekkürler” şeklinde
özetlenebilir. Fiat’ın konu hakkında yaptığı açıklamayı
detaylandıracak olursak, büyük bir maddi tehlikeyle karşı karşıya
oldukları dedikodusunu yalanladıklarını ve 2008 için belirledikleri
tüm hedeflere ulaştıklarını açıkladıklarını söyleyebiliriz.
Kısa bir süre önce, Formula 1 bile, Fiat’ın son finansal durumu ile
ilgili bir açıklama aldı. 23 Ekim 2008’de “Q3 2008 Raporu”
tarafından yapılan açıklamada; Ferrari’nin sezonu 2007’de elde
ettiği miktar olan 56 milyon poundluk miktarın %41.1 daha fazlası
olan 79 milyon poundluk (toplam gelirin %17.5’i) bir gelirle
kapattığı bildirildi. Bu da bizlere, elde edilen gelirler artarken,
yarış için yapılan harcamaların azalmakta olduğunu göstermekte.
[page_end]Ferrari padokta ekonomik krizin yarattığı zorluklarla
boğuştuğundan yakınırken, aslında bir yandan Fiat’a maddi destekte
bulunduğu ortaya çıktı. Enzo takımın başındayken ise, yarış
takımını fonlamak için özel araçlar üretip, onları satıyordu.
Enzo’nun henüz bir yarışçıyken dünyanın çeşitli pistlerinde karşı
karşıya geldiği Jaguar ve Aston Martin arabalarının itibarları,
İngiliz kökenli olmalarına rağmen sürekli bir ülkeden bir ülkeye,
bir firmadan bir başkasına satılmaları dolayısıyla zedelenirken,
Montezemolo Ferrari markasını iyice parlatıp, para getiren bir ürün
haline getirdi.
Ancak, gazete okuyan herkes Ferrari’nin 2008 senesi için yapılan ve
22 Ocak 2009’da açıklanan finansal raporda, beklenenden üç kat
fazla ödenmeyi bekleyen borçları olduğunu açıkladığını ve
dolayısıyla çıkışlarının sürekli olamayacağını bilir.
Ecclestone ve Montezemolo birbirlerine en son kılıç çektiklerinde,
gerginlik çok da uzun sürmemiş ve Mart ayında Avustralya’da yapılan
sezonun açılışın yarışından önce taraflar barış ilan
etmişlerdi.
Ancak, bu seferki tartışma o kadar da kısa sürmeyeceğe benziyor. Bu
gerginliğin olağandan daha uzun süreceğinin tahmin ediliyor
olmasının sebebi ise, tüm tarafları fazlasıyla etkileyen finansal
sorunların basit bir gelir dağılımı değişikliğiyle çözülmesinin pek
de olası olmaması.
Montezemolo, Ecclestone’un parmağını şaklatıp bir anda tüm gelir
dağılımı sistemini değiştiremeyeceğinin farkına varmalı. Çünkü
bilindiği üzere Ecclestone, Formula 1’de eskiden olduğu kadar çok
hakka sahip değil. Artık, her ne kadar sporun ticari haklarını hala
elinde bulunduruyor olsa da, CVC Sermaye Ortakları’na danışmadan
karar almak gibi bir lüksü yok.
Ekonomik kriz dolayısıyla, sporseverlerin ilgisi ister istemez
azalıyor. Bu durum, maddi zorluk içinde olan Formula 1 sporu için
CVC’nin ekstradan bir şeyler yapmasını gerektiriyor. Ancak,
görünene göre, şimdilik yapılabilecek tek şey, taşıma masraflarının
azaltılması.
[page_end]Fakat tüm takımlar bir yandan CVC’den destek beklerken ve
ciddi sorunlarla boğuşuyor olmaktan şikayet ederken, Fiat’ın değil
fabrikalarını kapatmak, işçi sayısını bile düşürmüyor oluşu
dikkatlerden kaçmıyor.
Fiat Grup’un finansal gücünün temelinin nereye dayandığının sırrı
ise, 23 Ekim 2008’de Racine, Wisconsin’de toplanıp 2008’in üçüncü
çeyreğinin raporunu onaylayan ve başkan Montezemolo’yu da içeren
Fiat SpA yönetim kurulunda saklı.
Peki, neden Racine? Çünkü, Fiat’ın üretimde kullandığı malzemeleri
temin eden ortağı CNH (Case New Holland) firmasının merkezi burada.
Fiat için büyük önem taşıyan CNH firmasından yetkililerinin de
bulunduğu toplantıda ele alınan 2008’in üçüncü çeyreğine ilişkin
raporda, satışların azalmış olduğu görülmekte.
Satışların azalmasından söz açılmışken, İtalya’dan gelen son
haberlerin de Ferrari için pek de iyi olduğu söylenemez. Autocar’da
yer alan bir habere göre, yeni modeli California’nın üretim
aşamasının orta safhalarında olan Ferrari, tüm araba üreticileri
için satış açısından kötü bir ay olarak kayıtlara geçen Kasım
2008’de dünya çapında sadece 92 araç satabilmiş. Bu aylık satış
ortalaması 600 civarlarında olan Ferrari için gerçekten düşük bir
rakam.
Montezemolo, Fiat ve Ferrari
Dünya çapında iş yapan tüm firmalar için 2009 senesinin çok zor ve
çok kötü şartlar altında geçeceği kesin. Fiat Yönetim Kurulu’nun
umutsuzluktan kurtulup, ümitlerini Ferrari’ye bağlayarak krizi
Ferrari sayesinde fazla yara almadan atlatma düşüncelerinin işe
yarayıp yaramayacağı merak konusu.
Fiat yetkilileri, bu öngörüde bulunabilecek kadar yetenekliler
midir, bilinmez. İlk bakışta, böyle bir öngörüde bulunmanın pek de
mantıklı olduğu zaten söylenemez. Ancak 2002 senesinde, Fiat zor
zamanlar geçirirken, Ferrari’nin hisselerinin %34’ünün 775 milyon
dolar karşılığında İtalyan Bankaları Birliği’ne satılmasından elde
edilen gelir firmanın toparlanmasını sağlamıştı.
[page_end]Kurul, bu kararı o zamanlar sadece Ferrari’nin Başkanı
olan Montezmolo’ya danışmadan almıştı. Muhtemelen, Montezemolo’nun
Ferrari’nin ATM (para çekme makinesi) olarak kullanılması fikrine
hiç de sıcak bakmayacağını tahmin etmişlerdi.
Eğer Montezemolo’nun sıkı bir takipçisiyseniz, onun her yılın
Aralık ve Ocak aylarında bütçeler, finansal raporlar ve Detroit
Autoshow’u gibi sebeplerden ötürü fazlasıyla konuşkan ve aktif
olduğunu bilirsiniz. Ecclestone ile olan tartışması ve 20 Ocak
2009’da Fiat’ın Chrysler’ın hissedarı olabileceğini açıklaması,
Luca’nın 2009 senesinde de spekülasyonlar yaratacağının
göstergeleri.
Montezemolo 2003 ve 2004 senelerinde de, artık spordan ve otomotiv
sektöründen emekli olmayı ya da en azından uzun süreli bir ücretli
izin alarak biraz uzaklaşmayı ve dinlenmeyi düşündüğünü açıklayarak
ilgi odağı olmuştu. Ancak Umberto Agnelli’nin 27 Mayıs 2004’teki
vefatından hemen sonra, Fiat’ın başına geçmesi teklif edilince bu
fikrinden hemen vazgeçmişti.
“Agnelli’nin ani vefatı, bana ağır ve beklenmeyen bir görev
verilmesine sebep oldu. Bu görevi reddetmem, hiç de kibarca
olmazdı. Dolayısıyla, seve seve kabul ettim. Bu yükümlülüğü kabul
etmemin temel sebebi ise, Gianni, Umberto Agnelli ve ailenin geri
kalanı ile yakın bir ilişki içinde oluşumdu. Ayrıca, Fiat’ta,
bankalarda ve Turin şehrinde çalışan herkese ve tüm İtalyan ekonomi
ve iş dünyasına karşı büyük bir sorumluluk hissediyorum.”
Kaynak: www.turkiyef1.com