Galatasaray'a yine 'hayır' derim!
İstanbul BŞB'de gösterdiği performansla beğeni kazanan Abdullah Avcı'dan çarpıcı açıklamalar...
Akşam Gazetesi'nde Mehmet Ayan'a konuşan genç teknik adam bir çok konuda ilginç değerlendirmeler yaptı.
İşte Avcı'nın
açıklamaları:
Bu senenin ilk 12 haftasında bulunmanız gereken yerin
üstündesiniz. Planlamış mıydınız, sürpriz mi oldu?
Ligi klasman olarak üçe ayırdık. Eskişehir maçından sonra
yaptığımız hesaplarda bugünkü tablo üç aşağı beş yukarı vardı.
Geçen seneyi altıncı bitirmişsen, istikrar da önemliyse buralarda
olman lazım. Ama İstanbul'un üç büyüklerinin bulunduğu durum bizi
puan anlamında daha öne çıkardı.
Başkanı ve hocası dışında ön plana çıkmayan bir takım var. Bu
başarı oyuncuların halet-i ruhiyesini nasıl etkiliyor?
BÜYÜK takımlarla oynadığımız maçlarda gündeme çok geldik.
Oyuncularım bu tip durumlara hazır. Biliyor ki, güven içinde. Forma
şansı geldiğinde bunu doğru kullanmak zorunda olduğunu biliyor.
Forma dağıtma adaletine inanıyor. Özgüven içinde... Her hafta önüne
yeni bir hedef koyabiliyor. Oyuncularımda kayma gözükmüyor. Gözükse
zaten hemen müdahale ederiz.
İbrahim Akın dışında starlığı tatmış oyuncu yok. Güzel günler için bu avantaj mı dezavantaj mı?
İBRAHİM bize geldiğinde çok istikrarlı değildi. Şimdi olgunlaştı. 26 yaşında genç ve olgun. Arkadaşlarıyla paylaşımı çok iyi... Ortamı çok seviyor. İdman ve maç performansına bunu yansıtıyor. Diğer oyunculara doğru model... Oyuncularım biliyor ki kulübünde yeterli şansı bulmuş olanlar milli takımlar düzeyinde de konuşuluyor. Yeni bir oluşumda adları geçiyor, hevesleniyorlar. Yeni bir hedef konmuş oluyor...
Transferlerde Okan, Necati, Cihan gibi oyuncuları alırken ağabeylik müessesesine değer verdiğinizi görüyoruz...
5 SENEDE buraya gelmek isteyen çok oyuncu oldu. Burayı oyuncu mezarlığı yapmak istemedik. Gelmek istemeleri de normaldir. İstanbul, baskı yok, Süper Lig takımı... Tercihlerimizi hedefli oyuncuların yanı sıra kariyerli ve düzgün oyunculardan yana da sıkça kullandık. Cihan, Necati, Okan bunlara en güzel örnekler... Okan şimdi Milli Takımlar Koordinatörlüğünde... Necati bize çok şey verdi, biz de ona. Cihan tam bir profesyonel.
İ.B.B'ye gelmek isteyen sadece oyuncular mı?
Hayır! Burada çalışmak isteyen çok teknik adam oldu! Bundan önceki
sıkıntılı süreçlerde başkanın telefonları sürekli arandı; bir takım
yerler karıştırıldı. Bu noktada Göksel başkana teşekkür etmek
lazım... Bu baskıyı kırmak kolay iş değil. İnandığı şeylerin
arkasında gitti. Bugün o telefonlar kesildi! Her sene üstüne koyan,
netice alan istikrarlı bir takım var. Kulübün aile ortamında
olduğunu gören insanların biraz buradan elini çektiğini
düşünüyorum.
Sizi tanımayanlar burada dini ve siyasi yapılanma olduğunu
düşünebilirler. Böyle olmadığını anlatmak yordu mu sizi?
Yormaz mı! 2-3 yıl öncesine kadar adım gündeme geldiğinde ya
'tarikatçı oldum' ya da 'büyük maçlarda Galatasaray'a karşı farklı
oynatan adam oldum' Beni tanıyanlar bu suçlamalara doğru cevaplar
verdiler. Çıkıp 'elhamdulillah müslümanım, laik bir ülkenin
vatandaşıyım' diye kavga vermedim. Aile yaşantımı, sosyal çevremi
beni tanıyan insanlar biliyorlar. Bu süreci atlattım. İlk zamanlar
çok kırıldığım anlar oldu.
Siz ve Galatasaray çok konuşuluyor.. Sıkıntılı bir durumda Galatasaray'ı ikinci bir defa reddetme şansınız var mı?
Bana gelen her teklifi Göksel Gümüşdağ ile masaya yatırırız. Benim ve kulübün menfaatleri çerçevesinde başkan çok sağlıklı bir karar verir. Eğer doğru bir proje değilse, ikinci bir defa daha hayır denilebilir. Çünkü o ruhumla ilgili bir şey. Verdiğim kararda ruhumun rahatlığını hissediyorsam hayır diyebilirim.
Galatasaray'da doğru bir proje olmazsa 2..3.,4. kez
reddedebilirim diyorsunuz...
Reddederim...[page_end]
Bizde paralar 200 bin ile 1 milyon TL arası
Mali yapı nasıl? Oyuncuların paraları, ödemeler? Bütçeler? Kim
kaça oynar?
4 yıldır yaptığımız transferlerimizi ve takımı incelediğinizde
maliyetleri en düşük oyuncular buradaki oyuncular. Bank Asya'dan
devam eden 5-6 oyuncum var. Herkes geldiği yerin farkında. Burası
kontrol altında olan bir kulüp, giren paranın dışına çıkma
ihtimalimiz yok. Misyonumuz hedefli oyuncular bulmak. Bu yıl ligde
10 ila 25 oyuncuya varan transferler yapıldı. Biz 3-4 oyuncu aldık.
Kurumsal yapımız çok doğru gidiyor. Ama bankamatik de değiliz.
Sarkmalar muhakkak oluyor. Oyuncu parasını geç de olsa alacağını
biliyor. Para konuşulmuyor...
Yıllık ücretler?
200 bin TL ile 1 milyon TL arasında dolaşır. Ağırlıklı olarak
maksimum 750 bin TL olur. Zaten %30'u peşinat, %70'i maç başıdır.
%70 içinde de sakatlıklar, cezalar, formsuzluklar derken maliyet
daha da düşer. Kurumsal yapı içinde her şey resmi ve kuruşuna kadar
vergilidir.
Şampiyon oluruz diye insanları kandıramam
Şampiyonluk için ne diyorsunuz?
İnsanları kandırmanın, gerçekçi olmayan hedefler koymanın anlamı
yok. Geçen yıl altıncı olduk. Oralarda olup oyun kalitesini
arttırmak hedefimiz. Şampiyonluk hedefi yanlış bir hedef!
Futbolda başarı geldikçe belden aşağı vuruşlar artar mı?
Artıyor. İnsanların gerçek yüzlerini zaman içinde daha iyi
görüyorsun. Hayata hep olumlu tarafından bakıyorum. Kavga ve kaosun
içinde olmak istemiyorum. Ama gerekirse ederim.
İşlerin kötü gittiği zamanlar da mutlaka olacak...
Ben değişmeyeceğim. Duruşum çizgim bozulmaz. Bugün sokakta bana karşı duyulan sempati ve olumlu bakış, mutluluk verici. Çalışmamı sürdüreceğim. Çizgimi yükseltmeye gayret edeceğim.
Benim model kimse yok
Hikmet Karaman 'üç büyüklerde çalışmak için onların futbolcusu
olmak büyük avantaj' diyor. Katılır mısınız?
O camialara mal olmuş, uluslar arası büyük kariyerleri olan
oyuncuların orada şans bulmalarından yanayım. Ama bunun biraz
öncesi olmalı. Hemen futbolu bıraktı, gelsin takımı alsın değil de,
hak etmiş donanımlı kimseler takımları çalıştırsa daha iyi...
Bizler için bu süreç tabii daha uzun. Ancak bu bir ego değil yanlış
anlamayın; model olarak benim gibi gelen bir antrenörün olmadığını
düşünüyorum. Çok kıymetli insanlar var ama benim geliş şeklimle
gelen yok. Yardımcılık, altyapı antrenörlüğü, genç milli takım
seviyesinde başarı, bir Bank Asya takımı, beşinci yıl, her yıl
üstüne koyma... Böyle bir model ülkemizde yok.
Meşhur şu baskısızlık meselesine gelelim... Baskısızlık da baskı
mı?
Aynen! Baskısızlık da baskı... Elbette baskısızlığın avantajları
var. Ama dezavantajları da var. En büyük dezavantajı oyuncunun
önüne her hafta bir hedef koymalıyız biz. Bir hafta 35 bin kişiye
oynayıp, ertesi hafta 350 kişiye oynayan oyuncu topluluğunu motive
tutmanız gerekiyor.
- Kimileri; 'hoca niye hala Belediye'de diyor' ve ekliyor. 'Gitsin
bir şehir takımına, baskıyı yesin pişsin'
Gitsin baskı görsün diyorlar... Baskı, 'seyircili takıma giden bir
antrenörün yerel basından eleştiri yemesi midir?' Ya da seyirciden
küfür yemesi midir? Oraya bir adam yolluyoruz, bakalım ne kadar
dayanabilecek! Bunu mu test edeceğiz? Yoksa bizlerin oradaki basına
ve seyirciye spor kültürü ve ahlakını mı öğretmemiz gerekiyor?
Peki ya büyük takımlar?
Antrenörlüğe başlarken büyük takımlarda çalışacağım diye
başlamadım. Ama milli takımlar kariyerim var. Önümüzdeki 10-15
yılın oyuncularında emeğim var. İleride A milli takım gibi bir
hedefim elbette ki var. Böyle bir yol haritası çıkmazsa şu gerçekle
hareket ediyorum; kupa her şey değildir. Bursaspor şampiyon oldu,
bugün eleştiriliyor! Her şeyiyle donanımlı bir kulüp yapısında niye
10-15 yıl çalışmayayım. Hem istikrar diyorsunuz, hem de bir kulüpte
bir adam 5. yıl çalışıyor, hadi çıksın diye bakıyorsunuz; hangisi
doğru? Muhakkak bir gün o da olacak ama acele etmiyorum.