Kalpten kalbe yol alan sarı lacivert aşkla başlıyor, Ali Koç'un
hikayesi.. "Daima ve Hep Sevdaya Mahsus"
duygularla...
Güneşin çehresine baktığımızda sevginin izleri vardır. Onun
yüzünde de öyle..!
Kongrede güneşin altında bir kişinin bile isteğini geri
çevirmeden, sıcağın zirvesinde tüm Fenerbahçelilerle hatıra
albümünde fotoğraf çektiren adam..
"Adamlıkta da büyük olmak işte bu" dedirten!..
Bu kadar zirvede olmasına rağmen, taraftarlarla aynı çocukluğu
yaşamış olduğu için, alçakgönüllülüğüyle, insanlara yüksekten
bakmamayı öğreten adam, Ali Koç.
Ali Koç ve
yönetim kurulundaki arkadaşlarının mücadelesi; Türkiye'nin daha
ileriye gitmesi, sporda dünyanın başarılı ülkeleriyle aynı seviyeye
gelmesi, Türk gençliğinin daha iyi koşullar içerisinde profesyonel
anlayışla spor yapabilmesi için. Onun mücadelesi, adalete olan
güveni ve sarı lacivert sevdasıyla, haksızlığa uğrayan "Son
Kale Fenerbahçe" için..
O, tüm dünyayı kapsayan hayalleri ve var olan hayal gücüyle, var
olmayan şeyleri görme yeteneğine sahip..
Geleceği seziyor, hayalleri planlıyor, düşünce ve hayalin şimdiki
zamanda mevcut olduğunu biliyor. Hayal gücünü geleceği oluşturmak
için kullanıyor.
Gelecek, bugün ne yaptığınıza göre
şekillenir.
Yarınlar,
hayaller yorgun insanlara göre değil.. Ali Koç gibi hareketli,
gayretli, donanımlı, vizyon ve misyon sahibi insanlara ait. O,
zekayla ödüllendirilmiş. Kendi kendini bilen bir yaşamdan,
gelecekte onu bekleyen hayallerin farkında olan biri.. Onun için
hayatın en büyük armağanı, Fenerbahçe aşkı.. sevdalılarıyla özlemi
hiç bitmeyen..
Düş sadakatı sever..
Ali Koç' da öyle! .. Onun Fenerbahçe için hayalleri "Geleceğin
başlangıcı"..
Onunla şampiyonluk provaları şimdi, yeniden başlıyor..
Fenerbahçeliler ise; sarı lacivertli yılların şampiyonluk
özleminde..
O, Fenerbahçe ile düşlerini aşacak, geçmişin kaybını gelecekle
telafi edecek.
Ağaçların denize inmek, çocukların bulutlara çıkmak
istediği gibi..
"Sevdanın cenneti Fenerbahçe' den
sevgilerimizle" diyerek!...