Gerçek futbolu Barcelona oynuyor!
Bursaspor'un başarılı sağ beki Ali Tandoğan Türkiye Futbol Federasyonu'nun Tam Saha Dergisi'ne konuştu.
Tam Saha Dergisi'nin sorularını takım arkadaşları hakkında sorduğu soruları yanıtlayarak başlayan Ali Tandoğan, Volkan Şen'in çok yetenekli bir oyuncu olduğunu dile getirerek, "Volkan çok genç bir arkadaşımız ve çok yetenekli. Yeteneklerini ön plana çıkarıp, kafa olarak da kendini hazır hissettiği zaman çok iyi olduğunu düşünüyorum. Tabii biraz daha zamana ihtiyacı var. Bireysel olarak çok yetenekli ama Volkan'ın takım oyuncusu olarak kendisini biraz daha geliştirmesi gerekiyor. Bireysel olarak müthiş yeteneklere sahip olmasına rağmen, oyuna ve takıma hükmetme, takımı yönlendirme anlamında kendisini geliştirmesi gerektiğini düşünüyorum. İsmail ise Volkan'dan çok daha genç. Zaman zaman oynadığı dönemler oluyor. Çok iyi işler yapıyor. O da bireysel anlamda yetenekli ama aynı şeyleri onun için de söyleyebilirim" dedi.
Volkan'ın hakemlere karşı gösterdiği agresif tavırları da değerlendiren tecrübeli oyuncu, "Ben de gençken böyleydim. Hakemlere karşı isyankârdım. İster istemez bu tarz bir yapıya bürünüyorsunuz. Kendinizi kaybettiğiniz dönemler oluyor. Her şey bir olgunluktur. İnsan zamanla bazı şeylerin farkına varıyor, yaptığı hataları görüyor. En son Beşiktaş maçında gördüğü kırmızı kart. Volkan'ın o kartı hak etmediğini düşünüyorum. Bu tarz şeyleri tabii gönül ister ki yapmasın ama bunları yaşayarak zamanla kendini geliştireceğini düşünüyorum" diye konuştu.
34 yaşında olan ve büyük takım ve Avrupa tecrübesi yaşayan Tandoğan takımdaki gençlere tecrübelerini aktardığını ifade ederek, "Her zaman onlarla oturup konuşuyorum. Sonuçta ben 1996 yılında futbola başladım. Bu döneme gelinceye kadar 2011 yılı oldu ve birçok maç oynadım. Çok sayıda UEFA Kupası, Şampiyonlar Ligi maçları oynadım. Şampiyonluk yaşayan bir takımda forma giydim. Tabii ki takım arkadaşlarım da bunu yaşadı ama onlarla diğer tecrübelerimi sürekli paylaşıyorum" şeklinde konuştu.
Beşiktaş Teknik Direktörü Schuster'in, "Türkiye'de 1960'lı yılların futbolu oynanıyor" sözünü de değerlendiren Tandoğan, "Kesinlikle katılmıyorum. Türkiye, son 10 yıl içinde Millî Takımlar bazında Dünya Kupası üçüncüsü oldu. Arkasından Avrupa üçüncülüğü var. Galatasaray, UEFA Kupası'nı kazandı. Şampiyonlar Ligi'nde Fenerbahçe'nin ve Galatasaray'ın bir dönem başarısı var. Ben Denizlispor ve Gençlerbirliği'nde oynarken UEFA Kupası'nda turlar geçtik. Schuster'in bu görüşüne katılmıyorum ama bu da onun kendi görüşüdür, saygı duymak lâzım" diye görüş bildirdi.
"FUTBOLUN NASIL OYNANACAĞINI BARCELONA
GÖSTERİYOR"
[page_end]
Türkiye'de sert futbol oynandığı konusunda eleştiriler
yöneltilmesine ise tecrübeli sağbek, "Türkiye'de sert ve defansif
futbol oynandığı şeklindeki düşüncesi konusunda bir şey söyleyemem.
İspanya futboluna baktığımızda, bu anlamda daha çok topla oynamaya
yönelik olduğunu görüyoruz. Daha akılcı işler yapıyorlar, bu bir
gerçek. Bizler zaman zaman sadece kuvvetimizle, koşu kapasitemizle
maçlar oynuyoruz. Şu bir gerçek ki, futbolun nasıl oynanması
gerektiğini Barcelona takımı bize gösteriyor. Açıkçası, Türk
futbolunun da bu noktalara gelmesi gerekiyor, o da bir gerçek"
şeklinde cevap verdi.
Ali Tandoğan, Antalyaspor maçında yaşadığı talihsiz sakatlıktan
sonra futboldan uzun süre ayrı kalması konusuna da değinerek,
"Samimi olmak gerekirse, yaşadığım olaylar beni ister istemez biraz
yıprattı. Futbolumun en iyi dönemimde, Bursaspor'a geldiğimden
itibaren iyi bir çıkış yakalamıştım. Antalyaspor maçında yaşadığım
sakatlığın ardından gelen uzun ayrılık beni futboldan
uzaklaştırdığı gibi psikolojik olarak da yıprattı. Bu dönemde zor
günler yaşadım. Kendimi hep güçlü tutmaya çalıştım ve aklımdan hep
seyrettiğim maçlarda taraftarın bana verdiği destek, tribünlerde
ismimi söylemeleri geçti. Bir an önce sahalara dönmem gerektiğini
hissettim tabii ki. Bunu anlatmak çok zor, yaşamak lâzım.
Zaman zaman sakatlık pozisyonundaki görüntülere baktığımda, o
pozisyondaki düşüşüm, arkasından hastaneden çıkışımdaki verdiğim
görüntülerdeki yüzümün şişliğini hiç unutamam. Oturup zaman zaman
ağladığım günler de oldu. Yani, karşımdaki Ali Tandoğan'ı hiç bir
şekilde böyle görmemiştim. Hiç bu kadar duygu yoğunluğu
yaşamamıştım. Çok duygusal bir döneme girdim. Bu da yaşadığım
sakatlıktan dolayı belki ama söylediğim gibi hep taraftar arkamda
oldu. Bursa halkı hep arkamdaydı. Onun için birçok insanın beni
arayıp geçmiş olsun dileklerini sunmaları, bir an önce sahalara
dönmemi istemelerini unutamam. Türkiye'de birçok teknik direktör de
arayıp sağlığımı sordu, geçmiş olsun dedi. Bu da beni çok mutlu
etti gerçekten" şeklinde konuştu.
Beşiktaş'tan Bursaspor'a transfer olmasına rağmen Bursa'da çok
sevildiğini dile getiren Tandoğan, "Bursa'ya gelmeden önce bir
açıklama yapmıştım. Daha önce oynadığım takımlarda da bunu hep
söyledim. Ben arkamda durulduğu zaman, arkamda bu sevgiyi
hissettiğim zaman bambaşka bir insan olurum. Ben duygularıyla
oynayan bir futbolcuyum. Bunu söylediğim zaman belki başkaları
önemsedi ama Bursaspor taraftarı bunu önemsediğini her seferinde
gösterdi. Bana inanılmaz bir destek verdiler. İyi ve kötü
oynadığımız maçlar oldu ama hiç bir zaman bana kötü bir
tezahüratlarını duymadım. Bu anlamda her zaman arkamda durmaları,
Bursaspor'da ön plana çıkmamı sağladı" dedi.
Tecrübeli oyuncu, "Futbolu Bursaspor'da mı
bırakacaksın?" sorusuna ise, "Tabii gönlüm ister ki,
futbol hayatımı Bursaspor'da bitireyim. 'Futbolu şu tarihte
bırakacağım' diyemiyorum. Oynayabildiğim kadar futbol
oynamak istiyorum. Bursa halkı ve Bursaspor taraftarının bana
verdiği destek, beni bu kadar sevmeleri nedeniyle burada bitirmek
isterim. Ancak futbol profesyonel bir iş. Oldu ki başka takıma
gittiğimi düşünürsek, Bursa'nın yeri benim için her zaman bambaşka
bir noktada, kalbimin hep bir köşesinde kalacak" şeklinde cevap
verdi.
Geçen sezon yaptıkları Anadolu Devrimi ile şampiyon olduktan sonra
bu yıl da şampiyonluğun en büyük adayı olduklarını dile getiren Ali
Tandoğan, "Şu andaki pozisyonumuza bakmak gerekiyor. 10. sırada bir
takım olsaydık, bunu söylemek çok zordu. Ama ikinci durumdayız ve
ilk yarı itibariyle Bursaspor tarihinin en yüksek puanını topladık.
Demek ki çok iyi bir yerde ve iyi bir konumdayız. İkinci yarıda
oynayacağımız futbol bizim yerimizi belirleyecektir. Ancak şampiyon
değil de ikinci veya üçüncü olsak bile Avrupa hedefi içinde
olacağız. İnsanların bunu, Bursaspor yine şampiyon olmuş gibi bir
havayla düşünmelerini istiyorum" diye konuştu.
"KEŞKE MİLLİ TAKIMDA BANA DA ŞANS
VERİLSEYDİ"[page_end]
Kariyeri boyunca 1 defa Milli Takım forması giyen Ali Tandoğan,
futbola başladığından beri sürekli üst düzey futbol oynadığını
ifade ederek, "Futbola başladığımdan itibaren, birçok kez başarılı
olduğum dönemler oldu. Denizlispor'la UEFA Kupası'nda oynadık.
Gençlerbirliği'ne gittim, orada da UEFA Kupası'nda oynadım.
Beşiktaş'a gittim, Şampiyonlar Ligi'nde oynadım. Bursaspor'a
geldim, şampiyonluk yaşadım, Şampiyonlar Ligi'nde oynadım. Demek ki
bir futbolcunun dört takımda oynayıp bu başarıları yakalaması, bu
futbolcunun iyi bir durumda olduğunu gösterir. Ama isim alışkanlığı
var Türkiye'de. İsim alışkanlığının dışına çoğu zaman çıkamıyorlar.
Belli isimler vardır, o oyuncularla duygusal anlamda bir bağ
oluşur. Onların dışına çıkamıyorlar. Tabii ki her karara saygılıyım
ve söylediklerimin yanlış anlaşılmasını, farklı yerlere çekilmesini
istemem. Millî Takım'a davet edilen arkadaşlarıma da saygı
duyuyorum. Onların da çok iyi oyuncular olduğunu düşünüyorum.
Ancak Millî Takım'da kendimi gösterme şansı bulamadığımı da
söylemeliyim. Denizlispor'da çok başarılı olduğumuz dönemde kadroya
davet edilmemiştim. Gençlerbirliği'nde çok iyi olduğumuz dönemde
Avustralya ile oynadığımız özel maç için kadroya alındım. Ersun
Hoca sağ olsun bana bu onuru yaşattı ama sadece 5 dakika
oynayabildim. Keşke kendimi gösterebilecek bir süre şans
bulabilseydim. Eğer bana güven gösterilse ve oynama şansı verilse
belki de şu anda Millî Takım'ın değişmez oyuncusu olurdum. Ama o
dönemde çok üzerinde durulmayınca, arkanızda da bu anlamda destek
çıkan olmayınca, Millî Takım'da kalıcı olmanız zor oluyor"
dedi.
Bundan sonra milli takımdan umudunu kesip kesmediği konusunda
sorulan bir soruya ise, 34 yaşındaki tecrübeli oyuncu "Artık ben bu
konuyla ilgili konuşmaktan ya da bunun polemik konusu yapılmasından
sıkıldım. Bunu söylemek bile istemiyorum. Çağrılırsam o formayı
üstüme giydiğimde, onu gururla taşıyacak bir insanım. Çağrılmasam
da arkadaşlarımı bütün kalbimle alkışlarım. Ama bu anlamda tabii ki
kırgınlık, üzüntü duyduğum dönemler olmadı mı? Birçok dönemde oldu.
Beni çağırmadı diye hoca ismi vermenin ve
onları bu anlamda suçlamanın da bir mantığı yok.
O dönemlerde o insanlarıdı çağırmışlar. Saygı duymak lâzım. Ben
şunu biliyorum ki, gitsem de gitmesem de Ali Tandoğan benim için
her zaman Millî Takım'a çağrılması gereken bir futbolcuydu. Şu an
Ertuğrul Sağlam Millî Takım'ın başında olsaydı, kesinlikle beni
çağırırdı" şeklinde cevap verdi.