Güneş <font color='#FF0000'>TFF başkanı olsun!</font>

Sedat Tunalı, Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş ve şike sürecinde yaşananlara dair çarpıcı bir yazı kaleme aldı.

İNTERNETSPOR/ Taraf yazarı Sedat Tunalı, Türk futboluna büyük hizmetleri olmuş deneyimli teknik adam Şenol Güneş'in TFF başkanlığına yakışacağını söylerken; şike sürecinde yaşananlar ve Sadri Şener başkanlığında Trabzonspor'un şampiyonluk mücadelesine dair bir değerlendirmede bulundu.
 
Şike cenderesindeki ahlak zafiyetli Türk futbolunun medya ve siyasetçiler üzerinden "ısmarlama" bir barışa kavuşamayacağını artık kör cahiller bile anladı sanırım. Yıldırım Demirören ve ekibinin böyle zor bir işi başarabileceği öngörüsünün  deniz feneri derneğinin hiçbir şaibeye bulaşmamış bir yardım derneği olduğu öngörüsü kadar kıymeti olabilirdi, haliyle teke zortlatması kaçınılmazdı, teke de paso zortluyor, siz medya cilasına aldanmayın, burun dayanmaz!

Şenol Güneş'in teknik adamlığına değil ama, "adam"lığına dair onlarca saygı yazısı yazdım ve bu yazıların geri dönüşleri kahır ekseriyette olumlu oldu. Güneş, hiçbir renk farkı olmaksızın Türk insanının gönlünde açan "adamlık" çiçeği oldu. Bursalısından Fenerlisine; BJKlısından Rizelisine; Diyarbakırlısından Adanalısına, Ankaralısına, Muşlusuna herkesin sevgisini saygısını kazandı. Bu bir yanda dursun...

Aynı Şenol Güneş, yetiştiği ve anlam kazandığı Trabzonspor dışında Milli Takım hocalığı da yaptı. Ve malum tarihin en büyük başarısına da imza koydu. Ve Ulusoy Federasyonunca da hayatının en büyük haksızlığına uğratıldı, üstelik haksızlığa isyanını "para için" küçültülmesi de yaşayarak. Buruk bir ayrılıktı anlayacağınız..

Sonra şike sürecine girdi Türkiye. Ve "paraya karşı emeğin mücadelesini veriyoruz" diyen Şenol Güneş'in Trabzon'unun, tam da Güneş'in dediği gibi şikeye karşı savaş verdiği ve bu savaşı kaybettiği mahkeme kararıyla onaylandı.

Bir de "kaos"u dayanılır seviyede tutabilmek için "işret ve atamayla" gelen bir TFF'miz oldu. Ne yasa tanıdılar, ne tüzük ne de ahlak. Her şeyi daha da karmakarışlık hale getirmekten ve adaleti yüksek kaldırım sermayesine dönüştürmekten başka bir icraatları olmadı, belki misyonları buydu onu da bilemeyiz.

Lakin geldiğimiz nokta şudur;

Türk futbolu dışarıdan bakınca şikeciler ligi, içerden bakınca güçlülerin her şeye hakkı olduğu ve gerekirse şike de yapabileceğinin TBMM ve TFF eliyle tescil edildiği bir dükalar düzeni.

Hepimizi bu itibarsızlık zirvesinden indirecek bir iradeye ihtiyacımız var. Ve bu irade hem siyasetten bağımsız olmak zorunda hem de küçük insanların küçük hesaplarından...

Trabzon camiası ne der bilmiyorum ama şunu biliyorum;

Türk futbolunu bu utanç batağından çekip çıkaracak olan Şenol Güneş liderliğidir.

Türk futbolunun Şenol Güneş'e Trabzonspor'dan çok ama çok daha fazla ihtiyacı var.

Zira hiçbir yapı bunca ağır lağım kokusuna dayanamaz;

Zira hiçbir yapı bunca adaletsizliğe rağmen ayakta duramaz;

Zira hiçbir yapı bunca yalanı "futbol" diye kitlelere yedirmeyi daim kılamaz

Türk futboluna Güneş doğsun artık!

Yani yoksa bu gidişle "zulmede zulmede zulmetmeye elde ahali kalmayacak!"

"O iş başka ticaret başka"

TS Başkanı Sadri Şener'in, en azından ahlaki yönden şike mahkumu Aziz Y'den farkı olduğunu düşünenler; derin bir nefes alın ve bir kez daha düşünün. Şike yargılaması ve temiz futbol mücadelesini ticaretten bile önemsiz gören bir temsilciniz var!

TS Başkanı için şike mücadelesi esnaflığın çağdaş bir yorumuymuş meğer!

Temiz futbol karşıtı yayıncılığın merkez üssünden 3 otomobil fazla almak için ilkesizleşmekle, şampiyonluk sözü verdiği taraftarlarına küçük düşmemek için ahlak dışı yollara sapan Aziz Y arasında ahlaki olarak zerre fark yoktur.

O iş başka ticaret başka değil sayın Şener; her işin başı ahlak!

Günün Önemli Haberleri