Hakan Kulaçoğlu'ndan 3 Temmuz tepkisi
Trabzonspor Kulübü eski başkan adayı Prof. Dr. Hakan Kulaçoğlu, çarpıcı açıklamalar yaptı.
Trabzonspor Kulübü eski başkan adayı Prof. Dr. Hakan Kulaçoğlu, bordo-mavili kulübün 20 yıl Avrupa kupalarından men edilmesi durumunda bile "bu kafayla" sorunlarından kurtulamayacağını söyledi.
Kulaçoğlu, yaptığı açıklamada, UEFA'nın Finansal Fair Play
kriterleri sebebiyle Türk futbol kulüplerinin karşılaştığı
sorunları değerlendirdi.
Kulüplerin Avrupa kupalarından men cezasıyla karşı karşıya kalacağını anlatan Kulaçoğlu, "Bütün kulüpler bu acıyı tatmazsa olmaz. Taraftar, kulübünün maddi sıkıntı sebebiyle Avrupa'ya gidemediğini anlamazsa hala 'transfer yap' der" dedi.
Trabzonspor'da "50. yılda şampiyonluk ve Lucescu" diye gelen bir başkanın bulunduğunu ifade eden Kulaçoğlu, şöyle konuştu:
"Teknik direktör Hami Mandıralı ile sözleşme imzalıyor ve 'çok kötü bir batak içindeyiz, tam bir çöküş dönemi' diyor. Ama sen seçime hazırlanırken bunu mu dedin? Normalde bir insan seçimden önce bunu söyleyip sonra bunu yapıyorsa vicdanen istifa etmek durumundadır ama Türkiye'de istifa müessesi yasaklandı. 'Ben çok mahcubum ve bu işi bırakıyorum' demesi lazım. Bir ay, iki ay fark etmez. Bu çok büyük bir etik sıkıntıdır. Bırakması lazım ama çok ilginç, vaatlerine oy veren insanlar şimdi 'başkan çok doğru söylüyor' diyor. Demek ki başka saiklerle oy veriliyor. Demek ki kulübü samimi, dürüst, gerçekleri kabul etmiş insanların yönetmesi istenmiyor. Bu çok büyük bir kırılma ve bu durumdan nasıl çıkacağız bilmiyorum. Trabzonspor, zihniyet olarak çok sıkıntıda. Vaatlere oy veriyor, vaatler olmayınca ise 'doğruları söylüyor' deniliyor. Kendisiyle çelişme, Trabzonspor, bu kafayla 20 sene Avrupa'ya gitmese de düzelmez."
- "Suç vardı, şike vardı"
Kulaçoğlu, Türk futbolunda "3 Temmuz" diye bir dönemin olduğunu ve ilk defa şikenin ortaya çıkarıldığının düşünüldüğünü dile getirdi.
"Suç vardı, şike vardı" diyen Kulaçoğlu, şöyle devam etti:
"Operasyon başka sebeplerle yapılmış olabilir. Benim Trabzonspor olarak şampiyonluğum çalınmış, mücadelesini verdim. Polisin, savcının kim olduğu beni ilgilendirmez. Suç var mı yok mu beni o ilgilendirir. 4 yıl şike mücadelesi verdim. Bedeller ödedik, sonuçta Trabzonspor'un son 2 seçimi şike ve teşvikle kazanılıyor. Böyle bir kurumda şike mücadelesi vermenin bir anlamı kalır mı? Son 2 seçimin de şike ve teşvikle kazanıldığı kurumda neyin mücadelesini vereceksiniz? Oy satın alınarak, blöfle, şantajla, siyasi baskıyla, belki başka bir şeylerle kazanılmış seçimlerin olduğu bir kurumda 'biz çok temiz bir kurumuz bunun mücadelesini veriyoruz' demenin anlamı kaldı mı? Hiçbir şeyin anlamının kalmadığı bir olaydan bahsediyoruz. Şu an futbol, hiçbir şeyin anlamının kalmadığı bir olay."