Hıncal Uluç: Aysal'ın meyve sepetinden herkes yiyor
Hıncal Uluç, Şampiyonlar Ligi'nden elenen Galatasaray'ı topa tuttu.
Spor yazarı Hıncal Uluç, Fotomaç Gazetesi'ndeki yazısında Şampiyonlar Ligi'nden elenen Galatasaray'ı topa tuttu.
İşte Uluç'un o yazısı:
Ortada takım kalmamış.. Bir ruhsuzluk ordusuna sarı kırmızı
formayı giydirmişler, sahaya salmışlar.. Başlarında da şaşkın bir
hoca.. Tam da şairin dediği gibi
Siz bu kadar kötü, bu kadar ruhsuz, bu kadar amaçsız oynayan bir Galatasaray gördüğünüzü hatırlıyor musunuz, hayatınızda?. "Londra'ya geldik. Alışverişlerimizi yaptık.
Şu maç bitse de dönsek" diye oynadıklarını adeta ilan eden futbolculara "Takım" dendiğini gördünüz mü?.
ANNELERİNİN LİGİ'Nİ DE KAPADIKLARINI İLAN ETTİLER
Fenerbahçe, ilk yarı sonundaki sekiz puan farkı kapattırmak için elinden geleni yaparken "Ne münasebet efendim!.. Biz fark falan kapansın istemiyoruz ki"havasında oynayanlar, Karabük maçı ile "Annelerinin Ligi"ni de kapadıklarını ilan etmişlerdi..
Şimdi nereye dönecekler?
Cevabı, Florya, Galatasaray tesislerinin oto parkındaki
resimde..
Ferrari, Maserati, Lamborghini ve Bentleyler yan yana duruyor..
Bunlar dünyanın en pahalı arabaları.. Tam da İstanbul'un kargacık
burgacık yolları ve kilitli trafiği için özel (!) yapılmış, süper
hızlı, süper lüks arabalar..
AYSAL'IN MEYVE SEPETİNDEN HERKES YİYOR
Örnek kaptana saldıranlar, bu ruhsuzlar güruhuna neden gık
demiyorlar acaba?.
Neden, Galatasaray'ın başına gelmiş geçmiş, en sorumsuz, en reklam
meraklısı, en gazetelerde ve ekranlarda kendini görmeye aşık,
bugünlerin baş sorumlusu Başkan Ünal Aysal için tek laf etmiyor,
ultrAslan?..
Aklım almıyor.. "Çilek de çilek" diye Galatasaray'ı önüne
gelenin yediği meyve sepetine çeviren Aysal'a, Divan'da, Kongre'de
de doğru dürüst muhalefet yok..
Adam en bilgisiz, en alakasız, en yanlış transferlerle para
saçıyor. Galatasaray'ı ülkenin en borçlu kulübü haline
getiriyor.
Bütün bu işleri gelecek yönetimlerin kesesinden yapıyor. "Kabul
edenler, etmeyenler" eller kalkacak, ibra olup çekip gidecek. Bunca
borçtan, bunca rezillikten zerre sorumluluk kalmayacak ona..
Bunu bilen adam, Galatasaray'ı, 100 yıllık tarihi eline alıp
oynamaz mı?.
Oynuyor işte..
Sonuç bu.. Ortada takım kalmamış..
Bir ruhsuzlar ordusuna sarı-kırmızı formayı giydirmişler, sahaya
salmışlar..
Başlarında da bir şaşkın hoca..
Tam da şairin dediği gibi.. "Öyle bir manzara ki, Görse şaşar,
Anibal!..
Ördeklerden bir filo, Bir de kazdan amiral!."
Sen, gazeteler sadece ama sadece senden söz etsin diye, Fatih
Terim'i temizlersen, onu temizlerken, futboldan anlayan, takımın
içinde olan, onları yakından izleyen, sorunları gören ve çözen
herkesi yönetimden tasfiye eder, bu "Şaşkın"ı hoca diye getirirsen,
olacağı bu değil mi?.
Maçtan evvel söyledim bunların hepsini. Tabelaya göre yazmam ben..
Onun için şimdi rahat bağırıyorum..
Bu takımda dostluk kalmamış..
Arkadaşlık kalmamış, sevgi kalmamış..
Bu takım bitmiş.. Farkında olan yok. Çünkü takımın içinde olan
"Yönetici" yok..
Yönetimde, öyle kimse bırakılmamış.
Bir Tugay var, güya yardımcı hoca.. Ama hazret Sfrenks.. Bunca
rezilliğe 'gık' demeden öyle oturuyor. Yüzünde ifade bile yok..
Eğer Tugay, bu takımın iç felaketini bilmiyorsa, kafamı keserim..
Biliyor, ama susuyor ve bakıyor..
Ünal Aysal'ın en büyük başarısı o.. Yönetimdekiler bakıcı..
Tribünler bakıcı.. Divan bakıcı..
Kongre bakıcı..
Galatasaray, Galatasaray olsa, yarın imzalar toplanır, bir ayda,
seçimli olağanüstü kongre yapılırdı.. "Olsa.."
Yazının tamamını okumak için tıklayınız...