Hıncal Uluç'tan bomba gibi sözler!
Hıncal Uluç, Fenerbahçe-Ankaragücü maçındaki tartışmalı pozisyonu yazdı... Sivri dilli yorumcu spor basınını adeta topa tuttu...
Hıncal Hıncal "Meydan okuyorum" başlığı ile verdiği
yazısında F.Bahçe-A.Gücü maçında Başkent ekibinin verilmeyen golünü
yazdı... Uluç, hakemin maçı Fener'e hediye ettiğini göremeyen ve
safyalarına taşımayan gazetelere de adeta ateş püstürdü..."
Hıncal Uluç, Fotomaç Gazetesi'nde Bülent Can ile yaptığı söyleşide
şunları söyledi;
Meydan okuyorum
- 6 büyük gazeteyi okudum, bir tanesinde 'hakemin maçı
Fenerbahçe'ye hediye ettiği' yoktu. Bu gazetecilikse eğer ben
gazeteci değilim
- Bu kadar taraflı, bu kadar at gözlüklü yazı ve sayfalar olmaz.
İnsanda biraz utanma olur. Birisi gelip karşıma, 'Korkak olan
Hıncal'dır' desin bakalım
- Yıldırım'ın başarılı olduğunu inkar edemem! İşte hakemleri,
medyayı muma çevirmiş! Medya ve hakemleri susturursan işin
kolay!..
Bu hafta en sıcak gündem yine Fenerbahçe'deydi.
Öncelikle 'saha dışı gelişmelerden başlayalım'
isterseniz.
Fenerbahçe'den daha sıcak gündem; Türk spor medyasının hali...
Fenerbahçe-Ankaragücü maçı cumartesi akşamı oynandı.
Pazar sabahı, 6 büyük gazete Sabah, Hürriyet, Haber Türk, Milliyet,
Akşam ve Vatan'ı okudum, bir tanesinin manşetinde Fenerbahçe'ye
maçı 'hakemin hediye ettiği' yazılı değildi. Bir tanesinin maç
yazısında Fenerbahçe'nin, 'kale çizgisini yarım metre geçen topun
gol olarak verilmemesi sayesinde kazandığı' yazılı değildi. Üstelik
bu pozisyon son saniyelerde; ondan sonra maç devam etmeyecek, gol
verilecek ve bitecek maç. Bir iki tanesi vicdanlarını körletmek
için ayrı bir sütun açmışlar; 'gol verilmedi' diye. Ama maç
yazısında yok. Sadece Haber Türk alt başlıkta, Özer'in topu içerden
çevirdiğini yazmış. İnternetten giriyorsun mesela, gazete sayfasını
görmüyorsun, maç yazısını okuyorsun, Alex harika top oynamış,
Fenerbahçe kazanmış.' Bunu anlıyorsun. Ayrıca her gazetede ortalama
5 tane köşe yazarı var, maçı yorumlayan... Bir tanesi yazısına
'Aziz Yıldırım, federasyona ve hakemlere giydirdi, "Bunları
temizleyeceğim" dedi. Bir gün sonra hakemler Fenerbahçe'nin yediği
golü göremediler, çalamadılar' bağlantısı kuramamış! Benim
arkadaşlarım bu kadar kör değil. Benim arkadaşlarım verilmeyen
golle Aziz Yıldırım'ın sözleri arasında bağlantı kuramayacak kadar
geri zekalı değiller. Hepsi biliyorlar, hepsi de konuşuyorlar ama
yazmaya gelince maçaları sıkmıyor... Ayıptır!.. O maç öyle bittiği
anda haber değeri olan tek şey; Özer'in kale içinden çıkardığı
goldür. Bu golle Ankaragücü küme düşebilir, o avanta 2 puanla
Fenerbahçe şampiyon olabilir, Şampiyonlar Ligi'ne gidebilir,
UEFA'ya gidebilir. Sadece maçın skorunu değiştirmedi hakemler,
Türkiye liginin belki kaderini değiştirdi. Bununla ilgili bir tane
gazetede maç yazısı yok, bununla ilgili bir tane köşe yazısı yok.
Eğer bu gazetecilikse ben gazeteci falan değilim. O gün imzası olan
bütün köşe yazarları, o gün imzası olan maç yazarları, o gün
sayfaları hazırlayan bütün spor müdürleri, gelsinler karşıma,
desinler ki 'Hıncal Uluç sen bize hakaret ediyorsun. 'Siz gazeteci
değilsiniz' diyerek bize hakaret ediyorsun!.. 'Siz korkaksınız'
diye bize hakaret ediyorsun' desinler bakalım; hadi... İşte meydan
okuyorum.
TÜRKİYE YIKILMIŞTI
[page_end]Ben her hafta meydan okuyorum. 'Yaptığınız gazetecilik
değildir' diye. İnsanda biraz utanma olur, insanda biraz sıkılma
olur, insanda biraz vicdan olur. Şu maç Beşiktaş'ın olsaydı, şu maç
Galatasaray'ın olsaydı, yıkılmıştı Türkiye bugün. Başka bir şey
yazmıyor, başka bir şey konuşmuyorlardı. Fener olunca sıkmıyor.
'Federasyonu deviren Aziz beni haydi haydi devirir. Onun için aman
ha!.. Benden bulmasınlar!..' İsimlerini teker teker saymama gerek
yok. O gün maç yazan herkes, o gün eleştirme yapan herkes için
söylüyorum. Hadi, gazeteler de sayfalar da köşeler de ellerinde.
Hadi yazsınlar. 'Hıncal Uluç, Fotomaç'ta bize hakaret etti.
Haksızdır. Biz bunları hak etmedik. Korkak olan, geri zekalı olan
Hıncal'dır' desinler, göreyim. Ayıp; bu çok ayıp. Bu ülkede
insanlar para verip gazete alıyor. Bu kadar taraflı, bu kadar at
gözlüklü yazılar ve sayfalar olmaz. Bütün bu lafların üstüne yarın
Galatasaray ya da Beşiktaş, hakemlerin son saniyedeki bir hatasıyla
puan kazansın, göreceğiz, neler yapacaklarını... Ben bunları
söylediğim halde, hepsinin kafalarına birer birer "Fenerbahçe hakem
hatasıyla kazandığı zaman niye sesiniz çıkmadı da şimdi bu
sayfaları yapıyorsunuz" diyeceğimi bildikleri halde yapacaklar.
Çünkü adamlarda utanma yok! Aldıkları maaşları biliyorlar sadece ve
o maaşları almaya devam ediyorlar.
Hakem Halis Özkahya'nın genel anlamda yönetimini nasıl
buldunuz?
Maçın 3. dakikasında sarı kart çıkardı. O sarı kartı çıkarana kadar
Ankaragücü'nün 4 tane sert faulü vardı. Ben yıllardan beri bunun
savaşını yaptım. Çünkü büyük takımlara karşı oynayan, küçük takım
hocaları, 'büyük takımı yıldırma' taktiği uyguluyor. Bu Ersun
Yanal'ın icadı ve Türk futboluna hediyesidir, Mesut Bakkal da
Ersun'un yetiştirdiği bir hocadır ve maçın başında 'yıldırma'
taktiğine başvurdu. Buna karşı FIFA'nın aldığı bir önlem var.
Hakemlere diyor ki 'Oynamak için değil, oynatmamak için sahaya
çıkan takımları hemen cezalandırın, çünkü tribünlerdeki binlerce,
televizyonlardaki milyonlarca adam futbol seyretmek istiyor.' Bu
yüzden daha 3. dakikada gelen 4. faulde hakemin kart çıkarması
doğruydu. Alkışladım ama maçı birlikte seyrettiğim arkadaşlarıma
döndüm dedim ki "Hakeme bu alkışım ihtiyaridir. Aynı pozisyonlarda
Fenerbahçelilere de sarı kart çıkaracak mı göreceğiz?" Nitekim
çıkaramadı.
İSTİFALARI PALAVRA
[page_end]4. dakikada Ankaragücü'ne sarı kartı 'cart' diye çeken,
'Böyle oynarsanız sizi mahvederim' diyen Halis Özkahya,
Fenerbahçelilerin daha sert, daha kasıtlı faullerine kart
çıkaramadı. O zaman anlaşıldı ki maçı hakem yönetmiyor, maçı Aziz
Yıldırım yönetiyor. 3 gün evvel konuşan, federasyon ve hakemlerin
'canına okuyacağını' açık açık ilan eden ve bu savaşı daha rahat
sürdürmek için Kulüpler Birliği Başkanlığı'ndan istifa eden ama
istifasında kimseyi inandıramayan Aziz Yıldırım yönetiyor. Aziz
Yıldırım'ın istifaları palavra, artık gelenek haline geldi. "İstifa
ediyorum" diye sallar sonra geri döner! Ama hakemleri etkilemiş, ne
yazık ki!.. 'Ne olur ne olmaz ekmek paramız' diye... Tam Aziz
Yıldırım'ın istediği gibi maçı yönettiler.
Yıldırım, sert açıklamaları nedeniyle 21 gün hak
mahrumiyeti cezası aldı. Benzer açıklamalar yapan Polat'a 45 gün,
Demirören'e 90 gün ve 40 bin TL para cezası kesen federasyonun,
Yıldırım'a verdiği ceza yeterli mi?
Kesecekleri cezayı herhalde telefonla Aziz Yıldırım'a
söylemişlerdir! 'Adnan Polat ve Yıldırım Demirören'e cezaları
verdik. Aziz başkan kusura bakma, sana da 21 gün vermek zorundayız.
Gözünü seveyim üzerimize gelme' demiş ve izin almışlardır!