Her oyun, oyuncunun elinden gelenin en iyisini hak eder.
Fenerbahçe’de daha önceki yenilgilerin hüzünlü şarkıları medley
halinde devam ediyor. Oyuna kalbini koymayan isteksiz, ruhsuz ve
vasat oyuncular yüzünden.
Bu sıkıntılı sürece yetersizliğinden Erwin Koeman’ da çözüm
üretemiyor.
Oynanan maçın hikayesinde,
Fenerbahçe takım hüviyetinden uzaktı. Futbolun temel
prensiplerinden hiçbirini yapamadı. Bir oyun planı yoktu. Harun'un
kalede devleştiği gecede, Skirtel haricinde diğer oyuncular
mücadeleden yoksundu. Sisli bir havada bulutların arkasına saklanan
gölge oyuncular içinde, Slimani takımın en çürük tahtasıydı, içi
boştu. Ruhsuz futboluyla maç boyunca Fenerbahçe’nin sırtına
saplanan hançerdi. Çıkarken kaybettiği topta bile rakibini
kovalamadı. Yenilen 2. golün "İhanet Starı"ydı.
Bu gidişle takımı batıranların rüyasında yol resimleri görmesi
mümkün. Dönüşü olmayan bir gidiş bileti ile!
Trabzonspor’a gelince:
Trabzonspor kazanmaya kararlıydı. Fenerbahçe’nin kötü futbolu
Trabzonspor’un direncini artırdı. Oyunun hakimiyetini eline geçiren
Trabzon’un yerinde gol yollarında güçlü bir takım olsaydı,
Fenerbahçe için futbolun hüzünlü sahnelerini görmek kaçınılmaz
olacaktı.
Sonuç olarak; Fenerbahçe’nin kimliksiz futbolu Trabzonspor’u
2-1’lik kazançla piyangodan kahraman yaptı.
Esaretin devrimi işin cesaret gerekir.
Fenerbahçe’nin ihtiyacı var!
Ruhundaki devrimci futbolun Fidel Castro’suna, Che Guevara’sına
ihtiyacı var!
Hucüm etme cesaretine, misyonuna bağlı mücadeleci oyunculara
ihtiyacı var. Radikal değişikliklerle gerçekten bir oyun liderine
ihtiyacı var!
Fenerbahçe tarihinin ayak izlerini takip eden kaliteli, karakterini
ortaya koyan oyunculara ihtiyacı var. Kendi efsanesine inanan
oyuncu kadrosuna ihtiyacı var!
Ruhsuz adamları Fenerbahçe’nin başına bela eden Comolli gibi
girdaplara değil!
Yokluktan var olan Kadıköy’deki gezginci Erwin Koeman gibilerine
hiç değil!