İşte Türkiye'yi ikiye bölen harita!
Euro 2016'ya aday olan Türkiye Futbol Federasyonu'nın şehir seçimi büyük tartışmalara neden oldu..
Euro 2016'ya aday olan Türkiye Futbol Federasyonu'nın şehir
seçimi büyük tartışmalara neden oldu..
Fenerbahçe ve Trabzonspor'da infiale nedn olan seçim spor medyasını
da ikiye böldü.. Federasyonun, aday olduğu organizasyonda
gösterdiği şehirleri bir harita ile okurlarına sunan Milliyet
Yazarı Mehmet Demirkol, bakın hangi gerekçelerle TFF'yi topa
tuttu:
İşte o yazı:
3 Eylül’de yazmış, uyarmaya çalıştım. 3 ay geçti hazırlıklar
tamamlandı. Lansman yapıldı. Ve akıl almaz şekilde kimsenin
umursamadığı ortaya çıktı. Bu ülkenin halkına, yöneticisine,
bakanına, başkanına, kimseye dokunmadı. Kimse rahatsız olmadı.
Kimse önemsemedi. Aynı gün arayıp sonra da yazısında bahseden
Yılmaz Özdil dışında. Ve tabii Diyarbakırlılar...
O gün bu haritada Trabzon da vardı. Bugün Türkiye’nin tek şampiyon
şehri, ülkenin tek gerçek futbol şehri, kulübün şehri geçtiği tek
vilayet de haritada yok. Onlar da artık Türkiye’nin dışında. Şimdi
de Diyarbakırlıların yanına Trabzonlular da eklendi. İki şehir aynı
mağduriyeti yaşıyor.
Bugün durum şu:
2016 eğer bize verilirse Orta ve Batı Anadolu’ya verilmiş olacak.
Doğu ve Güney Doğu’ya değil.
2016 eğer bize verilirse Ege ve Akdeniz’e verilecek, Karadeniz’e
değil.
Şu haritaya bir baksanıza...
Bu haritayı bir Fransız gazetesi yapsa... Ülkemizi bölüyorlar diye
ortalığı yıkarız.
Bu haritayı Yunanlılar yapsa Pontusculuk yapıyorlar der, nota
veririz.
Açıkça söyleyeyim. Ben bu adaylığı desteklemiyorum. Birisi bana
sorarsa bu organizasyonun alınmaması için elimden geleni de
yaparım. Rakibiniz sadece İtalya ve Fransa değil. Ben de
rakibinizim.
Kendimizden kaçıyoruz
Bırakalım bu işleri
Şimdi UEFA istemiyor diyebilirler. Yalan...
Şartlara uymuyor diyebilirler. Bu da yalan. Uymuyorsa da 6 senede o
şartlara uyarsın.
Söyleyin, Trabzon’daki otel sayısı Guimares’tekinden daha mı az?
Leipzig Diyarbakır’dan daha mı yakın? Sadece uçakla gidiliyor,
alternatif yok diyecekler... Japonya’nın Kuzey’indeki adada yer
alan Sapporo Stadı’na nasıl gittik?
Kore’nin Güneyi’ndeki Jeju Adası’na aynı Dünya Kupası’nda nasıl
gidildi?
4 büyük organizasyona gittim. Hepsinde de organizasyon ülkenin her
yerine, mümkün olduğunca her yerine yayılmıştı.
En doğudan en batıya, en kuzeyden en güneye kadar... Mümkün
olabildiğince her yere. Çünkü zaten esas amaç budur. Ülkeyi top
yekün harekete geçirmek. Ama biz toplam toprağın yarısından azına
sığmaya çalışıyor, kendimizden kaçıyoruz.
Bu ayıptır. Bu suçtur. Ve buna ses çıkarmayan herkes de bu ayıba,
bu suça ortaktır.
Normal bir ülkede Gökçeada’ya stat yapıp orada maç oynatmaya
çalışırlar. Sadece Ege aynı zamanda bir Türk denizidir demek için.
Ama nerede!
Eğer Diyarbakır ve Trabzon bu organizasyona uygun değilse. Bunu
Cumhuriyetin 86’ıncı yılında gönül rahatlığıyla söyleyebiliyorsan,
hedefin, bu şehirleri 6 sene içinde hazır hale getirecek
planlamayı ve çalışmayı yapmak olmalıdır.
Yok hayır böyle bir çabaya girişemem diyorsan da, yapılması gereken
şey onları dışarıda bırakmak değil, aday olmamaktır.
Ne zaman uygun olurlar, sen de o zaman aday olursun.
Yoksa! Eğer sen bu adaylığa Diyarbakır’ı almıyorsan, Diyarbakır’la
ilgili söyleyecek bir şeyin kalmaz. Ve bu, bu ülkenin kendi
kalesine attığı en kritik gol olur.
Pes diyorum!
Tekrar ediyorum. Bu harita benim ülkemin haritası değil.
Bunu eğer dert etmiyor ve “ne olacak canım şartlar işte, UEFA öyle
istiyor” vs., diyorsanız, ben de size ancak “pes!” derim, “yuh”
derim...
Not: Bu yazıyı yazarken gazeteden sevgili editör arkadaşım
Levent Kalkan arayıp Fenerbahçe’nin konuyla ilgili bir açıklama
yaptığını söyledi. Okudum.... Siz de muhtemelen Fenerbahçe böyle
bir açıklama yaptığı için bugün gazetelerde bu konuyla ilgili bol
bol haber ve yorum okuyacaksınız.
Kendi adıma şunu söyleyebilirim: İyi ki Fenerbahçe Stadı dışarıda
kalmış!
En azından bu sayede, Fenerbahçe isyan edince belki konu
tartışılır. Yoksa Trabzon’un, Diyarbakır’ın feryadını duyan
olmayacaktı.