Galatasaray’a maçı hediye ettik. Üç gol yemiş olmak Galatasaray’ın harika futbol oynadığı anlamına gelmiyor. Galatasaray, oynamadan hatta zorlanmadan kazandı. Onlar için büyük bir moral oldu. Konyaspor açısından da tam tersini söyleyebiliriz.
Geçen hafta deplasmanda kazanılan üç puanı taçlandırmak bu maçla mümkündü. Hem alt sıradan bir nebzede olsa uzaklaşmak, hem de orta sıraları yakalama anlamında ciddi bir katkı sağlayacaktı. Galatasaray maçını kazanmak Antalya deplasmanı öncesi ilaç gibi gelecekti.
Yine olmadı…
Öncelikle Aykut Kocaman’ı çok seven ve saygı duyan birisi olarak yapacağım eleştirileri mesleğine bir saygısızlık olarak algılamamasını diliyorum. Bizler izlediğimiz maçı yorumluyoruz. Hocalar ise antrenman performanslarına göre takımlar yapıyor, rakibe göre saha dizilişi hazırlıyor. Ben bu maçta hocanın kadro tercihini yanlış buluyorum. Amir’e çok şans verdi ama bugüne kadar onun bir maçta ses getirdiğini görmedim. Erdon’da fazlası ile şans buldu ama böyle korkak futbolcu olmaz. Topu ayağına alır almaz korkudan nereye attığına bile bakmıyor. Yediğimiz ilk iki golde stoperlerimiz sadece topu izledi. Rakibe şut şansı vermeyeceksin. Selim’i iki maçtır çok beğeniyorum. Galatasaray maçında da kritik hamleler yaptı. Emre Akbaba’nın attığı golde rakibin kaleye dönüp şut çekeceği belliydi.
Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş gibi kadro kalitesi güçlü olan takımlara karşı kapanarak kazanamazsın. Daha önce örnekleri var. Yeniden keşif yapmıyoruz. Bu takımların kadro kaliteleri ile boy ölçüşmüyoruz ama bu takımlar kapanan takımlara gol atıyor. Kazanmaya endeksli ve hücum futbolu oynadıkları için defansif anlamda büyük zafiyetleri var. Bu takımlar hücum yapmayı sevdikleri için onlara bu şansı vermeyeceksin. Rakip sahada baskı yapıp korkmadan oynayan takımlar puan ve puanlar alıyor. Korkup aman ben gol yemeyim de araya sıkıştırabilirsek bir tane atarım diyen takımların kurtulma şansı çok az.
Konyaspor’un kadrosunu tribünde herkes “aman gol yemeyelim” kadrosu olarak yorumladı. Ardından da ikinci yarı Miya ve Shengelia’yıoyuna alacak dedi. Bunu tribünler düşünebiliyorken Fatih Terim’in düşünmeyeceğini mi sanıyoruz. Oyuna girip katkı sağlayacak üç oyuncu da oyuna sonradan dahil oldu. Benim kişisel fikrime katılırsınız katılmazsınız saygı duyarım ama ben Miya, Shengelia ve Hurtado ile maça başlardım. Bu maç özelinde bu oyunculardan mevcut performanslarından daha iyisini alırdık. Shengelia lige damga vurabilecek bir isim ama biz onu verimli kullanamıyoruz. Hurtado’dan şimdi verim almayacağız da ne zaman alacağız. Miya takımın en skorer ismi olmasına rağmen yedek olarak sahaya çıkıyor.Diğer takımlar forvet alıyor sahaya çıkar çıkmaz gol atıyor. Bizim aldığımız sahada geziyor. Adam da haklı. Onu topla buluşturacak isimler kenarda oturuyor. Thuram’a Volkan Fındıklı, Amir, Erdongibi isimler mi gol pası verecek?
Olmuyor. Olmuyor. Olmuyor…
Takımdaki oyuncuların potansiyellerini bildikçe insan üzülüyor. Bu takımdaki oyuncuların potansiyelini bilmesek bu kadar ısrarcı olmayız. Yanlış oyuncularda ısrar ediliyor ve fazla şans veriliyor.
Aykut Kocaman’ın bu dönem transfer hamlelerini de yanlış buluyorum. Takımda dört tane sol bek, bir tane sağ bek var. Sezonun ilk yarısını sadece Bajic’e güvenerek geçirdi. Jahovic’i gönderdik şu an 12 golü var. Aynı şekilde benim beğendiğim bir oyuncu olan Yatabare’yi gönderdik 8 golü var ve takımı şampiyonluğa oynuyor.
Rakipler ciddi transfer hamleleri ile güçlendiler. Bu hafta Antalya deplasmanına gideceğiz ve onlar ciddi takviyeler yaptılar. Bu hafta Denizli’ye deplasmanda 3 tane attılar. Kalan haftalar zor geçecek. Bir an önce kazanmayı alışkanlık haline getirip alt sıralardan kurtulmak lazım. Eksik noktalara acil takviye yapılmalı. Orta saha ve kanatlarda oynayabilecek bir oyuncunun mutlaka transfer edilmesi lazım. Bu kadro iyi ama sınırlı bir kadro olduğu için kalan haftalarda bize yetersiz gelecek. Umarım yönetim transfer sezonu kapandığında teklifte bulunduğumuz oyuncular için cevap alamadık açıklaması yapmaz...