Kuyt'tan F.Bahçe'ye dönüş sözü

Fenerbahçe'nin Hollandalı ismi Dirk Kuyt, sarı-lacivertli taraftarlara yönelik açıklamalarda bulundu.

Fenerbahçe'nin Hollandalı yıldızı Dirk Kuyt, sezon sonunda sarı-lacivertli takıma veda edecek. Kuyt'ın bu kararı sarı-lacivertli camiada üzüntü yaşatırken, Hollandalı isim Fenerbahçe Dergisi'ne önemli açıklamalar yaptı.

Kuyt, Fenerbahçe'de teknik direktörlük yapan Aykut Kocaman'ın kendisi için çok özel biri olduğunu belirtirken, "Bir gün Fenerbahçe'ye de başka bir pozisyonda mutlaka dönmek isterim tabi. Böyle bir dileğim de var her zaman" itirafında bulundu. İşte Dirk Kuyt'ın sözleri...

-5 yıl Utrecht, 3 yıl Feyenoord, 6 yıl Liverpool ve 3 yıl Fenerbahçe'de oynadıktan sonra ülkene, takımına geri dönmeye karar verdin. Her biri sana neler kattı, kısaca özetleyebilir misin?

Önümüzdeki sezon kendi memleketime, belki de futbolumu geliştirmemde en büyük pay sahibi olan kulüplerden birine geri döneceğim.

Quick Boys gibi küçük bir takımda oynadıktan sonra, profesyonelliğin ve futbol hayatımın aslında ilk adımlarını Utrecht'te attım. Artık küçük bir takımda değildim, beklentiler kat be kat artmıştı. İlk başta insanlar benim yeterli olduğuma inanmıyordu ama ben 5 yıl boyunca Utrecht'te kendimi ispatladım.

Daha sonrasında Hollanda'nın en büyük takımlarından Feyenoord'a geçtim. Kariyerimin en parlak dönemlerinden birini orada yaşadım. Orada 3 yıl boyunca edindiğim futbol bilgisi ve tecrübeler benim Liverpool'a gitmemi sağladı. Kendimi orada da ispatlamak için çok çalıştım. Daha sonra Premier Lig'e gittim. Çalıştım, çalıştım, çalıştım; sürekli çalıştım. Liverpool'da da başarılı bir performans ortaya koyduğuma inanıyorum. Bu süreçte milli takımda hep oynayan oyuncu haline geldim.

Daha sonra bana inancını çok iyi gösteren bir kulübe, Fenerbahçe'ye geldim. 3 yıl başarılı bir dönem geçirdim Fenerbahçe'de. Türkiye'de kazanabilecek her şeyi kazandık. Süper Kupa, lig şampiyonluğu ve Türkiye Kupası'nı kazandık. Fenerbahçe maceramı, Fenerbahçe'ye 4. yıldızı kazandırarak, tarihe adımızı yazdırarak, sonlandırmak istiyorum. Aynı zamanda UEFA Avrupa Ligi'ndeki yarı final de gerçekten tarihi bir başarıydı, Kulübümüzün tarihinde ilk defa elde edilen bir başarıydı. Şu anda ise; bu sezona tamamen odaklanmış durumdayım: Fenerbahçe ile şampiyon olup, Fenerbahçe'yi hak ettiği yere yani Şampiyonlar Ligi'ne taşımak istiyorum. Tek isteğim bu. Fenerbahçe kariyerime futbolcu olarak, mükemmel bir son vermek istiyorum.

-Kararının ardından Feyenoord ve Fenerbahçe taraftarlarından tepkiler nasıl?

Feyenoord taraftarından çok olumlu tepkiler alıyorum: "Eve dönüyorsun", "Küçük Kuyt tekrar aramıza katılıyor", "Canımız Kuyt tekrar aramıza katılıyor" gibi Hollandaca'ya özgü tabirler kullanıyorlar. Onlar beni belki de yıllar sonra yuvaya dönen evlatları olarak görüyorlar.

Fenerbahçe tarafında ise; gerçekten büyüklüğüne her zaman hayran olduğum bir taraftar grubu var. Fenerbahçe taraftarları bana her zaman büyük bir sevgi gösterdiler; onlardan hayatım boyunca unutamayacağım müthiş bir saygı gördüm. Onlar da haklı olarak sosyal medya üzerinden benim gitmem konusunda ne kadar üzüntü yaşadıklarını ve bu konu hakkındaki hislerini aktarıyorlar. Feyenoord taraftarlarının mutluluk mesajlarını nasıl okuyorsam, Fenerbahçe taraftarlarının üzüntülerini içeren tepkilerini de okuyorum. Ama merak etmesinler; ben sadece buradan futbolcu olarak ayrılıyorum. Bildiğiniz gibi; Hedef 1 Milyon Üye Projesi kapsamında ben de Kulübümüze resmen üye oldum ve her zaman bu ailenin bir parçası olarak kalacağım. Bütün taraftarlarımızı da bu projeye davet ediyorum.

- "Yeri doldurulamaz futbolcu" tabirine inanır mısın? Biz senin adına inanıyoruz.

Fenerbahçe hiçbir futbolcunun eksikliğini hissetmez. Fenerbahçe çok büyük bir kulüp; tarihi boyunca da her zaman büyük oyunculara sahip olmuştur ve yine bu takımın, bu taraftarın büyüklüğüne layık oyuncular buraya gelecektir. Ben de tüm kalbimle, o oyuncuları ve Fenerbahçe'yi destekliyor olacağım. Bana verilen önem, saygı ve değer için herkese çok teşekkür ediyorum.

- Fenerbahçe ile bağlarını koparmayacağını belirttin. Sonrası için kariyerinde nasıl bir planlama yaptın

Şu anda gelecekle ilgili çok büyük bir plan yapmış değilim. "Her zaman bu forma için savaştı" denilen bir Kuyt olarak hatırlanmak istiyorum. Feyenoord'la 1 yıllık sözleşme yaptım. Bu 1 yılı tamamladıktan sonra yine önüme bakmak istiyorum. Oradan sonra hayatımda neler olacağını göreceğiz. Bana kalsa aslında enerjim ve gücüm elverdiği sürece, 5-6 sene daha, 40 yaşıma kadar futbol oynamak isterim. Öte yandan, net bir planlamam olmamakla birlikte, hayatım boyunca futbolun içinde var olmaya devam edeceğim. Bir gün Fenerbahçe'ye de başka bir pozisyonda mutlaka dönmek isterim tabi. Böyle bir dileğim de var her zaman.

- Kalan haftalar için takımın adına neler söylersin?

Kalan her maç artık final havasında... Hepsi birbirinden önemli. Takım içinde de kendi aramızda konuşurken buna değiniyoruz. "En önemli maçımız; bu haftaki maçımız" diye bakıyoruz. Hocamız da bu konuya vurgu yapıyor. Şampiyonluk yolunda her maçı teker teker ele alarak yola devam etmek istiyoruz. Her maçı kazanmak zorundayız. Hata yapma lüksümüz ve şansımız kalmadı. Tek isteğimiz bu takıma 4. yıldızı kazandırmak. Tarihe geçen kadro olabilmek. Bunun için sonuna kadar elimizden gelen en iyi şekilde çalışacağımıza herkes emin olsun. Ben inanıyorum ki; sezon sonunda bu takım şampiyonluk kupasını kaldıran taraf olacak.

-Fenerbahçe'deyken kendini en mutlu, en gururlu hissettiğin an hangisiydi?

Çok başarılı ve unutamayacağım çok güzel 3 sezon içinden eğer bir tanesini seçmem gerekiyorsa; kulübün tarihine geçtiğimiz anlardan Lazio'yu eleyip, Benfica ile eşleşmemizi sağlayan, Lazio'yu elediğimiz karşılaşmayı seçiyorum. UEFA Avrupa Ligi'nde yarı finale yükselmiştik ve benim için kulübün tarihine geçtiğim için gururlu bir andı. Benfica ile oynadığımız deplasman maçında penaltı golüm sonrası çok mutlu olmuştum ama maalesef o maçı mutlu tamamlayamadık. Keşke ben gol atmasaydım ama turu geçen taraf olsaydık. Tabii bunlar geçmişte kaldı. Bir diğer an ise; geçen sene şampiyonluğumuzu ilan ettiğimiz andı. Müthiş bir mutluluk yaşamıştım. Bildiğiniz gibi benim kariyerimdeki ilk lig şampiyonluğumdu. Bu nedenle benim içim çok özel ve anlamlıydı. O kutlamaları, mutluluğu asla unutamıyorum ve hayatım boyunca da unutabileceğimi düşünmüyorum. Umarım aynı tarz kutlamaları, dünya da eşi benzeri görülmemiş kutlamaları bu sezon sonunda bir kez daha yaşarız.

-Fenerbahçe'de 3 Türk teknik direktörle çalışma imkanı buldun. Onlara buradan neler söylemek istersin?[page_end]

Fenerbahçe'de, Türkiye'nin en iyi, en başarılı teknik direktörleriyle çalıştığıma inanıyorum. Gerçekten çalışmış olduğum 3 teknik direktör de birbirinden kıymetli teknik direktörler. Her birinden çok farklı şeyler öğrendim. 3 tane kendine has tarzı, kendine has stili olan hocayla çalıştım ve üçünden de çok fazla şeyler öğrendim. Hepsine bana kattıkları için teşekkür ediyorum. Onlarla güzel anlar ve zamanlar yaşadık. Umarım şu anki teknik direktörümüz İsmail Kartal ile de bu sezon lig ve kupa şampiyonluğuna ulaşırız. Sezon başında kazandığımız Süper Kupa'ya bu iki kupayı da ekleyerek, sezonu 3 kupayla unutulmaz bir hale getirebiliriz. Tek isteğim bu.

Aykut Hoca benim için apayrı yeri olan bir hoca. Benim buraya gelmemde büyük katkıları olan bir hoca. Onunla Avrupa Ligi yarı finaline ulaştık. Beraber Türkiye Kupası'nı kazandık. Büyük başarılar elde ettik. Çok güzel bir sezon geçirdik. O nedenle benim için yeri apayrı. Ersun Hoca, kariyerimin ilk şampiyonluğu beraber kazandığım hoca. Onunla da güzel başarılı bir sezon geçirdiğimizi düşünüyorum. Başarılı bir sezondu. İsmail Hoca ile de şu ana kadar Süper Kupa mutluluğu yaşadım. Sezon sonuna kadar inanıyorum 2 kupa daha kazanacağız. İsmail Hoca'yı benim için özel kılan taraf, 3 yıldır beraber çalışıyoruz. Aslında en uzun süre çalıştığım hocam diyebilirim. Ben buraya geldiğimde takımın yardımcı antrenörü idi. Bu sezonda teknik hocamız oldu. Uzun süredir birbirimizi tanıyoruz. Birbirimizi gayet iyi anlıyoruz. Çok iyi iletişim kurduğum bir hocam olduğuna inanıyorum. İnanıyorum ve umuyorum ki çifte kupa sevincini yaşayacağız. Onu da benim için özel kılan yönler bunlar.

-Hep aklının köşesinde kalacak bir Aziz Yıldırım sözü, söyler misin?

Başkanımızla her zaman çok güzel ilişkilerimiz oldu. Bana her zaman çok destek verdi. Onun desteğini unutamam ve benim için apayrıdır. Onun bu kulüp için önemini ve bu kulüp için yaptıklarını gayet iyi biliyorum. O kendini kulübüne adamış bir insan ve gerçekten çok kıymetli bir insan. Kulüp için yaptıkları tarih boyunca unutulmayacaktır. Kendi ilişkimiz de her zaman çok iyi oldu. Çok saygı çerçevesinde gerçekleşti.

Başkanımızla ilgili anılarımı düşündüğümde, benim için aslında hep aklımın köşesinde kalacak, unutamayacağım an; birkaç hafta önce Feyenoord'a gitme durumumu, Başkanımızın benden duymasını istedim. Yüzüne karşı gelecek sezonki durumumu anlattım. Başkalarından duymak yerine benden duymasını istedim. Çünkü o bana hep saygı gösterdi ve ben de aynı saygıyı ona göstermek istiyordum. Benim unutamayacağım an onun bana o anda göstermiş olduğu destek oldu. Bana o anda hayatım boyunca unutamayacağım ve beni çok duygulandıran büyük bir destek verdi. "Kararın ne olursa biz senin yanındayız, biz sana destek vereceğiz ve bir gün ileride herhangi bir pozisyonda bu kulübe dönmek istersen, bu kulübün kapıları sana her zaman açık olacak" dedi. 3 sezon boyunca çok fazla destek verdi, çok fazla ilgi ve saygı gördüm. Takıma katkılarını ve projelerini gördüm. En unutulmazı veda konuşmamda bana vermiş olduğu bu destekti, bu onore edici sözlerdi. O sözler, hep aklımın bir köşesinde kalacak.

- 3 sezonun ardından, Türk futboluyla ilgili görüşlerin neler?

Türk futbolu ile ilgili söyleyebileceğim en önemli şey; buradaki insanların futbola olan tutkusu. Türklerin futbola olan tutkusunu buraya gelmeden önce de biliyordum ama buraya gelince o tutkuyu görmek beni çok şaşırttı ve etkiledi. Böylesine tutkuyla izlenen, takip edilen bir spor dalının çok daha iyi seviyelere gelmesini ümit ediyorum. Bu ülkede her şey var. Şu an bizim içinde bulunduğum Can Bartu Tesisleri, Avrupa'nın en iyi kulüplerinin tesisleriyle kıyaslanabilecek bir düzeyde. Burada her türlü çalışma imkânını buluyoruz. Türkiye'deki birçok takımda da buna benzer imkânlar olduğunu biliyorum. Türk futbolu, kaliteli futbolcuları da içinde barındırıyor. Türkiye'de 3 güzel sezon geçirdim ve her sezon Türk futbolunun daha da ileriye gittiğini gördüm. Bu anlamda Türk futbolunun her anlamda çok büyük bir potansiyeli var. Türk futbolu her geçen gün de kendini geliştiriyor.

-Gözünden silinmeyecek bir İstanbul manzarası söyler misin?

İstanbul, gerçek anlamda harika bir şehir. İstanbul'un her anı hayatım boyunca hafızamda kalacak. Bu şehirde yaşamış olmaktan dolayı kendimi çok şanslı ve mutlu hissediyorum. Sıcak ve samimi insanların olduğu bir şehir, İstanbul. Ailem de İstanbul'da yaşamış olmaktan dolayı çok mutlu. Burada olmaktan dolayı hiçbir zaman pişman olmadık. Bizlere destek olan insanları hiçbir zaman unutmayacağız. İstanbul'un havası da çok güzel. Dünyanın en güzel şehirlerinden biri, İstanbul. Bir gün belki tekrar bu güzel manzaralı şehirde yaşama şansı buluruz.

-Kendi vakıf çalışmalarının yanı sıra Türkiye'de içinde yer aldığın en güzel sosyal sorumluluk projesi neydi?

Biliyorsunuz, benim kendi yardım derneğim var. Çok sayıda çalışmalarda bulundum. Türkiye'de de çok sayıda sosyal sorumluluk projesinde yer aldım. Böylesine önemli işler içinde yer almak beni çok mutlu ediyor. Bu etkinliklerin Türkiye'de de olması çok önemli. Ben, çocuklar için düzenlenen organizasyonlarda çok mutlu oluyorum, çünkü çocukların yüzündeki o gülümsemeyi gördüğümde yaşadığım duyguları tarif edemem. Çocukların yüzündeki gülümseme belki de dünyanın en masum şeyi.

-Tadı damağında kalacak Türk yemeği ve içeceği nedir? Kargoyla yollarız...

Bütün Türk yemeklerine hayranım ve hepsini çok seviyorum. Türk mutfağı harika lezzetlerle dolu. Türk yemekleri açısından en özel nokta, her şehrin kendine ait bir yemeği olmasıydı. Bu da beni çok şaşırttı. Deplasman maçları nedeniyle gittiğimizde bu lezzetleri de tadıyoruz.

-Ailenle birlikte İstanbul ve Fenerbahçe'yi çok benimsemiştiniz. Onların duyguları nasıl?

Ailem için Fenerbahçe ve İstanbul çok özel oldu. Ailem, her maçımı izlemeye geldi. Hem Fenerbahçe'yi hem de İstanbul'u çok sevdiler. Ailecek İstanbul'da çok mutlu ve huzurlu 3 yıl yaşadık. Bir yerden başka bir yere gitmek, taşınmak kolay değildir. Ailem, İstanbul'u bırakacak olmaktan dolayı üzgün ama bildiğiniz gibi kendi ülkemize dönüyoruz. Bu yönüyle de güzel şeyler düşünüyorlar. Şunun altını çizerek söyleyebilirim; Fenerbahçe'yi ve İstanbul'u bırakmak bizler için hiç de kolay olmayacak. Bizim kalbimizin bir yanı her zaman burada olacak.

-Şampiyon olursak; 4 yıldızlı Fenerbahçe forma lansmanında burada olur musun?

Öncelikle hedefimiz, önümüzdeki maçları kazanmak. 4.yıldızı formamıza takalım ve bu takımı hak ettiği yere getirelim. Fenerbahçe'yi şampiyonluğa taşımak için mücadele ediyoruz. O gün geldiğinde şartlar da uygun olduğunda neden olmasın böyle bir şey. Ama önceliğimiz 4. yıldızı formamıza takmak. Daha sonra önümüzdeki yıllarda yapılacak forma lansmanlarına bakarız.

-Son olarak seni kalplerine kazıyan Fenerbahçe taraftarı için neler söylersin?

Fenerbahçe taraftarı benim için yeri her zaman farklı olan bir taraftar. Çok özel ve büyük bir taraftar grubuna sahibiz. Milyonların desteklediği bir takımdayım. Böylesine özel ve değerli bir kulüpte oynama şansı buldum. Ben, taraftarımıza teşekkür ederim, gösterilen saygı ve sevgi için. Taraftarımız yanımızdayken, sahada 1 kişi fazla oynuyoruz. Onların enerjisini, desteğini her zaman hissediyoruz. Taraftarımıza şunu söylemek isterim: Hiçbir şey bitmedi. Sezon sonuna kadar bizleri desteklemeye devam etsinler. Stadımızda oynayacağımız her maça gelip, bizi yalnız bırakmasınlar. Şampiyonluk yolunda birlikte yürüyelim istiyoruz, çünkü böyle daha da güçlüyüz. Hep birlikte 4. yıldız başarısına ulaşalım.

Günün Önemli Haberleri